• ses getirebilmesi için, dava açıp, tv'de görünmekten daha aktivist bir tutum sergilemesi gerek. organize olup sokağa çıkılmalı, protesto yürüyüşleri düzenlenmeli. organize olunamıyorsa, organize gruplarla iletişime geçilmeli, destek istenmeli. katılacak zirve aşeren sözlük yazarları organize edilebilir mesela. bir araya gelmeleri bir işe yaramış olur. hatta beat it istanbul katılımcıları bile düşünülebilir. hazır genç topluluk işte, neden yalnızca michael jakcson'ı anmakla sınırlı kalsınlar ki? bütün bu oluşumlar siteler aracılığıyla iletişime geçmeli. nette 7/24 beraberiz, bir işe yarayalım.

    bakın anonymous scientology tarikatına karşı neler yapıyor.
    http://www.prensesemektuplar.com/…-itaatsizlik.html
  • elbette desteklenmesi gereken, diğer sansüre tepki amaçlı siteler gibi savsaklatılmaması gereken bir proje. ama kendilerini lanse ederken kullandıkları üslup, yanlarında görmek istedikleri biz internet kullanıcılarının, "eylem"in tanımına ne gözle baktığımızı gözler önüne seriyor. bizler korkuyoruz. "eylem", "tepki", "karşı koymak" bu kavramlar bizde "terörist" kelimesiyle aynı çağrışımları yapıyor. bu yüzdendir ki sitenin her yerinde insanların huy ve suylarına giden açıklamalar görüyoruz. bunu, daha sitenin anasayfasına girdiğimizde sol tarafta gördüğümüz 4 temel ilkeden saptayabiliriz.

    ---
    1) hareketimiz siyasi değildir.
    2) hareketimiz türkiye cumhuriyeti'nin legal sınırlamaları içinde yapılacaktır. buna rağmen bastırılmak opresifliğin işaretidir.
    3) hedefimiz sesimizi türkiye'deki milyonlara duyurmak; sansürlemenin zararları konusunda bir bilinç oluşturmak.
    4) nihai amaç; kanun değişikliğiyle türkiye'de web sitesi sansürleme sürecinin zorlaştırılması.
    ---
    arkamizda hicbir kurum ya da kurulus yok. bu bir taban hareketi - sosyal medyayi kullanan hepimizin olusturdugu. demokratik internet kendi gelecegine kendi karar veriyor.
    ---

    kısaca sitede insanları bilinçlendirmeye çalışırken, doğal ve haklı olarak, "merak etmeyin polis bize su sıkmayacak. bu bizim en doğal hakkımız" diye bir alt metin geçiliyor.

    bir yandan tepkisellik konusunda sindirilmiş insanlar için üzülüyorum; diğer yandan bu kez somut şeyler olacağını inandığım bir proje olduğu için seviniyorum.
  • su an skor web 2 türkiye 0, eylem 2'yi butun turkiye desteklerse skora denge gelmesi yakindir
  • kesinlikle destekliyorum. hatta banner'larından bir tanesini, kişisel web siteme de eklemiş bulunuyorum. ancak, bir konuda kendilerini eleştirmeden edemeyeceğim.

    eylem güncesi başlıklı bölümlerindeki bir paragrafı aynen yapıştırıyorum: (anlayacağınız üzere, bu hareketin ilk aşamadaki amacı belirtilmiş)

    "genel olarak yapmak istedigimiz de bu; bir taban hareketi olusturmak. direkt tavandan isimlere ulasmaya calismak yerine, bizler gibi siradan vatandaslarin tepkilerini ortaya koymalarini saglamak, ve bunun domino tasi gibi kisiden kisiye ilerleye ilerleye tavana vurmasi, yaptirim gucu olanlari harekete gecirmemiz."

    okuduğunuz üzere, sıradan vatandaşlardan bahsediliyor; taban hareketi oluşturmaktan bahsediliyor. yani hedef, ilk aşamada sıradan vatandaşlara ulaşmak, daha sonra domino taşı gibi etkileşim halinde tavana ulaşmak ve nihayetinde ses getirmek.

    e peki arkadaşım, diyorsunuz ya sıradan vatandaş filan falan... bu bahsi geçen sıradanlaşmış vatandaş, sizin dilinizi nasıl anlayacak?

    "opresif" diye bir kelime kullanmışsınız şimdi. hatta öyle bir kullanım ki bu, "temel ilkelerimiz" bölümünden tutun, eklenilmesi istenen banner'lara kadar her yerde bu kelimeyi kullanmış. ve hatta, web sitenin üst kısmında yer alan, banner'ımsı sansür tarihçesinde bile aynı kelimeyi kullanmışsınız. kısacası, kullanmışsınız da kullanmışsınız.

    e söyleyin hele, nedir bu kelimenin anlamı? sadece ben mi bilmiyorum diye sözlükte araştırdım, bulamadım. google gibi hazinenin içinde aradım, yine elle tutulur bir şey bulamadım. bulduklarım da yarım yamalak anlamlardı.

    şimdi sormak istiyorum tekrar: birincil amacı, halkta bir tepki yaratmak olan bu oluşumun, böyle garip bir kelime kullanmasının ne gereği var? tekrar diyorum, herhangi bir yerde geçse bu kelime, ses etmeyeceğim; ancak neredeyse her yerde bu kelimeye rastlayınca, yazamadan edemedim.

    ayrıca; dünyanın en opresif sitelerinde bile böyle bir kelime yok!

    opresifmiş...
  • bu tamamiyle bir özgürlükler meselesi.
    istenmiyor, çok fazla kurcalayan birey.
    bakın bu devletin başı güler zere'yi affetti ama adanademir livorno maçında güler zere ölmesin pankartı açanlara devlet 10binlerce lira ceza kesti ya da kesmeye kalktı. konunun özü bu.
    internet muazzam bir kaynak, azıcık düşünen ve süzebilen birey, bilinç sahibi olabilme yollarını öyle kolaylaştırıyor ki internet marifetiyle.
    artık darbeler devri bitti mi bilemiyorum ama darbeden sonra kitap yakma devri bitti. internetin devri başladı. ve kitaplarla bile başa çıkamayanlarca istenmiyoruz işte.

    bu harekete ön ayak olanlar bunları eminim biliyorlardır, içinde bulunduğumuz durumu çok daha iyi kritize etmişlerdir ama ben hatırlatayım tüm strateji ve taktiklerini buna göre oluşturmaları gerekiyor; istenmiyoruz. kanzuk'un e-tohum'da dediği gibi belli bir dünya görüşü için o kadar memnuniyet verici ki yapılanlar biz istediğimiz kadar çırpınalım... işte bu yüzden çok çarpıcı ve etkili bir eylem planı gerekiyor.

    yasalar dahilinde hep destek tam destek diyorum kendilerine...
  • mutlaka desteklenmesi gereken hareketin web sitesi.

    ama;

    "taban hareketi" oluşturmak, interneti sansürleyenlere tabanlarımızı göstermek değildir herhalde.

    "ya da halkı kucaklamak", o halka kültür hizmeti sunup "opresyon" terimiyle tanıştırmak hiç değildir.

    hele "opresif rejim" derseniz, muzaffer kuşhan'ın lahana diyeti falan gelir bazılarının aklına, baştan kaybedersiniz.

    "eylem" kelimesi, halkın gözünde zaten mimli. eylem yapanlar devletin polisine taş atıp, kaldırım taşlarını söküp, halkın hakkını kısıtlayanlar değil mi o halkın çoğunluğunun gözünde?

    sitenin adı güzel olmuş, ona bir sözüm yok. ama bu yaklaşımla, önce halkı "eylem" sözcüğüyle barıştırmak gerek. cümleye eylem diye girip, açılan ilk sayfada opresif rejimden bahsederseniz, sözünü ettiğiniz milyonların büyük kısmı o sayfayı geri tükürür, sindirmek yerine.

    "bizler gibi sıradan vatandaşlar" ifadesi kullanılmış sitede. o sıradan vatandaşı gerçekten sizinle aynı kalıptan çıkmış gibi düşündüğünüz takdirde, milyonlara ulaşmak güçleşir. o milyonlar bu siteyi tıkladığı takdirde ne göreceklerini, ana sayfayı inceleyerek ne hedeflendiğini anlayıp anlayamayacaklarını hesaplayabilmek çok önemli. oysa şu anki haliyle, internette sansürün ne anlama geldiğini gerçekten anlayabilen azınlığın toplanma üssü olmaktan öteye gidemezmiş gibi görünüyor. ana sayfa güzel, ama ilk bakışta görünen kısımlarının daha net mesajlar içermesi gerekiyor. sadece sokaktaki halk için değil, "haber"i gününü kurtaracak materyal olarak gören muhabirler için de ilgi çekici olabilmesi gerekiyor bu ana sayfanın ve yapılacak etkinliklerin.
    belki bu sayede biz de kutsal bilgi kaynağı'nın adını görebiliriz birgün, sol frame'in üstünde. üzeri çizilmemiş olarak...

    çok önemli edit: sitenin görünür yerlerini bloke ederek ana mesajı kamufle etmeyi başaran "opresyon" terimi -sessiz sedasız- yok olmuş ve yerine "baskıcı" kelimesi yerleşmiş. pek güzel, pek hoş; bazen süslemeler yerine sadelik, mesajı daha iyi iletiyor sanki.
    site yöneticilerine, siteyi kurdukları haliyle bırakmayıp, dinamizmini bu denli yansıtabildikleri için tebrikler ve teşekkürler...
  • --- spoiler ---

    biliyor muydunuz?

    sansürler ulusal güvenliğimiz için de büyük bir tehdit oluşturuyor.

    yasakları aşmak için indirilen paketler (opendns, ktunnel vs...) içerdikleri trojan yazılımlar ile bilgisayarlarımızın kontrolünü ele geçirip tüm iletişim bilgilerimizi belli merkez noktalarına gönderebilir. bu olasılıkla yaşamak çozüm değildir.

    --- spoiler ---

    birilerini bilinçlendirmekten çok angry mob oluşturmaya çalışıyorlar sanırım. burada yazılanların sadece bir anlatım bozukluğundan ibaret olduğuna inanmak istiyorum ama inanamıyorum. ne demek "içerdikleri"? madem ihtimalli bir felaket senaryosu hazırlıyorsun, eyvallah, bari adam gibi izah et. bu işlerden anlamayan birinin siteden çıktığı an itibariyle "oğlum opendns bizi sikiyor, valla" demesiyle nasıl bir bilinç oluşturulacak bilemiyorum.

    ayrıca indirilen paket ne demek? sorsam oralardan indirilen packet'ler derler en iyi hiç bir şey demeyeyim.

    ha bir de eklemeden geçemeyeceğim, dünya türkler'i nasıl görüyor derken herifin birinin yaptığı illüstrasyonu kullanmaktadırlar.
    (bkz: http://www.flickr.com/…os/alphadesigner/3192055736/)

    çok süper bir işe girişmişler, en azından saygın birşeyler yapmaya çabalasalardı da tebrik etmeye yüzümüz olsaydı.
  • internet teknolojileri derneği adli derneğin ilk günden yaptığını ömürleri boyunca yapamayacaklarını düşündüğümden, oluşumlarını ziyadesiyle pasif bulduğum organizasyon.
  • böyle bir şey vardı gerçekten, ne oldu buna?

    "100,000 kişi hedefimizi yakaladığımız takdirde davamızı savunmak adına elimizde önemli bir kanıt olmuş olacak." demişler ama daha 1000 kişiye zor ulaşmışlar. şu duruma bakılırsa 100.000 kişi hedeflerine ulaşmaları pek mümkün görünmüyor.

    bir de son tweet'i 30 kasım 2009'dan kalma olan bir twitter hesapları var ki...
    http://twitter.com/eylemiki
  • haklı hareket. başarılı olur da korku imparatorluğu olmak yolundan -en azından internet cenahında- dönersek ne ala.
hesabın var mı? giriş yap