• bu filmle ata demirer sinema sanatına ne katkı yaptı bilemem ama film için yaptıkları, yapmadıkları ve sonradan söyledikleri ile tam bir erdem örneği göstermiştir.

    öncelikle filmde ham soytarılığa pirim vermeyerek gerçekten sinema yapmaya çabalamıştır. yoksa yıllarını insanları güldürmeyle geçirmiş bu kişi pek ala bilir ki ham soytarılık, kabalık, aksırma, tıksırma geğirme, osurma vb. şeylere bu ülke sürüleri çok gülüyor ve onu gişe rekortmeni yapıyor. mesela filmi izlerken insanların en çok ata'nın yaptığı sakarlıklara, sarhoşluğa, köpeğe çarpma sahnesine güldüklerine dikkat ettim. filmi bunlarla doldurabilir insanları altına işetebilirdi herhalde. ama yapmamış. aile değerlerini korumaya, küfür etmemeye özen göstermiş. insanlara bir takım değerleri yeniden hatırlatmış.

    aşk olsun diyorum kendisine...
  • --- spoiler ---
    istanbul'dan geyikli'ye dönerken sadece iki şeyi vardı hüseyin bademin. biri klarneti biri de firuzan ablasının hediye ettiği yüzük. hemşiresinin artık onun olamayacağını anladıktan sonra* herşeyi bir bohçanın içine koymuş ve müjgan'a yollamıştır. sen yoksan bende yokum, herşeyim de senin olsun dercesine.

    --- spoiler ---
  • çok büyük bir senaryosu kurgusu yok, hatta çok da klişe her açıdan. öyle muhteşem aman aman esprilerde yok. ama başından sonuna kadar güldür güldür akan bir samimiyet var, zerre eğretilik olmayan muazzam doğal oyunculuk var. ve hakkaten sevimliliğinin hakkını ziyadesiyle veren bir ata demirer var. ondan ötürü, ondan ötürü güzel film. uzun süredir izlediğim en güzel türk filmi.
  • --- spoiler ---

    sımsıcak, tertemiz bir film.
    çanakkale'nin ne kadar harika bir yer olduğunu görmek için gidin. " her şeyi bırakıp oralara yerleşsem " fikri film boyunca yer yer geçecek aklınızdan.

    demet akbağ'ın ne kadar muhteşem bir fiziğe sahip olduğunu görün mesela ve senelerdir asla bu yönüyle dikkatimizi çekmemesinin nedenini düşünüp sanatçı kişiliğine hayranlık duyun benim gibi.

    ata demirer'in şeker mi şeker trakya şivesini, köy yumurtası lakabını sonuna kadar hakeden o saf yüz ifadelerini görmek için gidin.

    özge borak'ın doğal güzelliğini, sade oyunculuğunu keşfetmek için gidin.

    salih kalyon'un göründüğü her sahnede, muhteşem oyunculuğuyla kahkaha krizlerine girmek için gidin.

    serkan çağrı ve fahir atakoğlu'nun film müziklerinde nasıl harikalar yarattığını görün. yeniden düzenlenmiş harika türküler ve film müzikleriyle kulaklarınız pası silinsin, içiniz kıpır kıpır olsun.

    doktorla beraber içki içtikleri yer her neyse (dere, çay vs.) " orada bir kerede ben içsem demek için gidin."

    düğün sahnesinde " ah keşke " ya da " inşallah " demek için gidin.

    bu sıcacık filme içiniz ısınsın diye gidin, eğlenmek için gidin ve eğlenin. (:

    not: firuzan'ın kesinlikle seda sayan'dan esinlenme olduğunu düşünüyorum. kaba saba ve henüz yırtamamış halleri için belki çok az popstar mehtap
    --- spoiler ---

    edit: doktorla beraber içtikleri yer bayramiç ilçesine bağlı ayazma milli parkı imiş. bilgilendirme için 5ikten'e çok teşekkürler.
  • --- spoiler ---
    edremit: -sizi bir yerden gozum isiriyor ama?
    firuzan: -istanbul gecelerinden olabilir.
    edremit'in esi: - edremit'in gece hayati yoktur pek!
    firuzan: - balikesir'in vardir belki! :)

    --- spoiler ---
  • ilk filmdeki doğallığı sürdürebilmeleri gerçekten tadire şayan. izlerken sinema salonunda değil de, geyikli'deymişsiniz gibi bir içtenlik var.

    --- spoiler ---

    bu film sayesinde gelecekteki düğün masraflarıma bir yenisi daha eklendi; devesiz gelin gitmem.

    --- spoiler ---
  • detaylarinda bittigim, ilk yarisinda yuzumde calismayan kas birakmayan yuzumu yoran, ikinci yarisinin biraz uzun olmasi sebebiyle efsaneligin direginden donmus, mukemmel film.

    --- spoiler ---

    daha filmin basinda demet akbag'in soyledigi 'yuzukte kutuya tam uydu' lafinin esprisi taa filmin ortasinda ortaya cikti ya en cok o sahneye guldum. ayrica hic beklenmeyen anda trakyali shrak patladi. sen niye icmiyorsun, ilac kullaniyorum, ee kullanma of of bunlar gibi daha sayamayacagim bi ton muhtesem espri, hepsi birbirinden renkli karakterler ya izleyin iste soyletmeyin adami. hohohoyt diye gulerek gulduren bi ayidan bozmanin filmini milyonlar izledi bu ulkede bu filmi oksuz birakmayin.

    az elestiri yapacak olursam orman sahnelerinde biraz fazla uzatilmis bolumler var gibi geldi bunun yaninda bican gunalan'in rolu cok cok azdi. yani hikayede yer almiyordu nedense halbuki o,alican yucesoy ve okan cabalar'i cok daha fazla izlemek isterdim kendi adima.

    ayrica bahsedecegim bir karakter var. her seyin otesinde teoman kumabaracibasi'nin o ispanyolu nedir allahini seversen estaban. bi iki yoruma baktim filmde cok gereksizdi falan yazanlar olmus. ulan herif filmin en buyuk rengiydi. her sahnesinde gulmekten oldum resmen alfredo de la mer. * bi de onun pantolonunun ispanyol paca olmasi beni gulmekten oldururken yanimdakilerin nesine guldun bunun bu kadar demesine cok sasirdim soyleyin ya ben komik degil mi bu detaylar allasen.

    p.s. ozge borak ilk filmden cok daha guzeldi bu arada.

    --- spoiler ---
  • sinemanın yazılı olmayan kurallarından biri, gişede başarılı olan filmin devamının çekilmesi ise, bir diğer kuralı da (!) devam filmlerinin ilkini aratmasıdır. beğenilen filmin devamı olmasından dolayı , beklentinin de yüksek olması, en büyük dezavantajıdır devam filmlerinin. bir de serinin ilk filmiyle mutlaka ama mutlaka kıyaslanacak olması. bunlara rağmen, devam filmleri, ilk filmin adını kullanmalarından dolayı gişede başarılı olur ve yapımcılar için bu avantaj, küçük sinemasal dezavantajlardan çok daha önemlidir.
    eyvah eyvah 2 de bu avantaja güvenilerek yapılmış ama bir yandan da yüksek beklentiyi boşa çıkarmamak adına uğraşılmış ve devam filmlerinin ilk filmi aratma kuralına ayak diremiş. eyvah eyvah 2 için kesinlikle ilkinin gerisinde denilemez. hatta öyle muhteşem farklar yok ama kendi adıma daha iyi olduğunu bile söyleyebilirim. özellikle senaryo daha derli toplu. sinemamızın en sevimli karakterlerinden biri olmaya aday hüseyin badem’i kendi topraklarında izlemek çok daha keyifli. ilk filmde, yirminci dakikadan sonra terkedilen geyikli, bu sefer filmin tamamına ev sahipliği yapmış. böylece “trakya komedisi” tadı filmin sonuna kadar damağınızda kalıyor. hem de hüseyin badem gibi naif , sevimli bir kahramanın istanbul’larda babasını araması yerine, kasabasında sevdiği kızla evlenmeye çalışması çok daha yerinde olmuş. ancak ilk filmde, başta hüseyin olmak üzere karakterlerle yeni tanışıldığından, her tepkiye hatta salt şiveye güldürme avantajı vardı. eyvah eyvah 2 bu bakımdan “ilki kadar komik değil “ yargısı yiyebilir ama film komedi olsa da ölçütün gülmek fiili olması mümkün değil. serinin iki filmini karşılaştırmayı bir kenara bırakırsak , eyvah eyvah 2 türk komedi sineması adına perdelerde görmek istediğimiz hareketler olmuş. harcına, kaba espri, yozluk, küfür, seks, sululuk katmadan da sağlam bir inşaat yapmayı öğretiyor.
    caner alkaya, alican yücesoy ve okan çabalar gibi bir arkadaş çevresi her komedi filmine nasip olmaz. eyvah eyvah bu üçlüyü istanbul’a götüremediğinden yeterince kullanamamıştı. ancak tamamı geyikli’de geçen eyvah eyvah 2’de de bu arkadaşlar hikayeye çok dahil edilmediğinden mizah potansiyeli israf edilmiş. neyse ki salih kalyon bu sefer biraz daha ön planda.
    ata demirer ve demet akbağ filmin tüm yükünü taşımayı hakediyorlar. özge borak’ın da julia roberts gülüşü ve güzelliği, hüseyin badem ile olan aşkının inandırıcılığını azaltsa da oyunculuğu arayı biraz kapatıyor.
    hüseyin badem’in istanbuldan yanında getirdiği babası ve terzi ramiz , eyvah eyvah 2 de çok silik kalmışlar. hikayede bu kadar etkisiz kalacaklarını bilseler gelmezlerdi herhalde.
    doktor üzerine bir öykü beklerken, doktorun hemen filmin başında müjgan’la ilgisinin olmadığının ortaya çıkması ve daha sonra da tamamen ortadan kaybolması, firuzan ve ispanyol’un bir türlü filme yedirilemeyen aşkı ve hala gereğini anlayamadığım selçuk uluergüven’in oynadığı orman evindeki yemek.. eyvah eyvah 2 ile ilgili eksi notlarım. bunlara rağmen filmin temposu düşmüyor, sıkmıyor, keyifle izlettiriyor kendini...
    finaldeki, emir kustirica filmleri havasındaki kır düğünü sahnesi ise sinematografik olarak eyvah eyvah 2'nin sürprizi oldu. hava çekimlerinin yerinde kullanımı ve doktoru içmeye götürülen yerdeki mekan seçimi ise mükemmeldi.
    özetle eyvah eyvah 2 devam filmi olmasına rağmen ilk filmi aratmayan , seyircisine verdiği “güldürme” vaadini yerine getiren, klasik tabirle “ eli ayağı düzgün “ bir komedi filmi.
  • iddia ediyorum ki birinci film ile birlikte yıllar sonra türk filmleri arasında mavi boncuk, neşeli günler mertebesine erişecektir. bence en az onlar kadar samimi, onlar kadar sıcacık filmdir.
  • ömrünün bütün yazlarını çanakkalede geçirmiş biri olarak diyebilirim ki, altımda araba olsaydı, filmden çıkar çıkmaz soluğu geyiklide alacaktım. o ka yani.

    şive on numara. çanakkaleli olmayıp, bu kadar güzel çanakkaleli rolü kesen adamlar... hayret doğrusu !

    3 çanakkaleli yanyana izledik filmi, üçümüzün de tanıdığı figüranlar vardı, o da ayrı bir tat kattı gecemize.

    ata bu güzel memleketi herkese tanıtmak için çok uğraşıyor ama ben pek istemiyorum bunu.
    herkes bodruma gitsin nebileyim olimposa gitsin, çanakkaleyi ve güzelliklerini çok az kişi bilsin istiyorum.

    çanakkale şöyle güzel, böyle harika diye bahsettiğimde gülüp geçen arkadaşlara selam göndermeyi de borç bilirim.

    bakarsınız öööle aayran aayran.
hesabın var mı? giriş yap