• kainat, hava ile dolu oldugundan, ezanin kutsal ses dalgalari titrese titrese (ve ateistinin de, paganinin da, budistinin de yuregini korkudan titrete titrere) allah'in adini oralara kadar goturur, kacis mumkun degildir.

    sen ateist! en ucsuz bucaksiz diye tabir ettigimiz noktalarina kacabilecegini mi sandin? kacamazsin. isigin 13.2 milyar yilda ulastigi kafir diyarlarina, ezan sesi 100, bilemedin 1400 senede ulasir. cizirtisiz, kesintisiz, surround sound kalitesiyle dinlersin allah'in ismini.

    sen ateist! bir kara delik bulup "ses yok hava yok isik yok, ne var lan it" diye icine girip saklanacagini mi dusundun? eee, evet iyi dusunmussun aslinda, allah'in bug'i, sonraki versiyonda duzeltilecektir, geciyoruz...

    sen ateist! tam ezan saatinde supernova patladi, ezan gumburtuye gidecek diye mi umit ediyorsun? peki o dalgalar evrenin duvarindan sekip yanki yapinca nereye saklanacaksin? supernova, kirmizi cuce, beyaz dev, nereye kadar? gunde 5 vakit ezan, 50 kisi de bu nasil sevmek sarkisini mirildansa, her yankinin da 3'er tane ardil yankisi olsa, butun evren mutemadiyen allah allah diye inliyor. hak yolunda hucuma kalkmis bir ordu gibi, sel gibi, tsunami gibi gurluyor bu ahenk.

    edit: ecis bucus islam dusmani fizikci stephen hawking aradi, evrenin her yaninin mutemadiyen allah yankilariyla inlemesi icin gerekli olan minimum ezan sayisinin 5 oldugunu belirlediklerini soyledi. bir an duraksadik ve ayni anda zaten kuranda yazıyor bunlar diyerek gulustuk. yalniz herif halen islam dusmani. "evren genisledikce bu ezan sayisinin da artmasi gerekecek, o kismi kuran'da yazmiyor" gibi bahanelerle halen gercege kalbini kapatiyor. sike sike acacagiz temennisiyle sevgilerimi gonderiyorum.
  • tamamiyle tarafsız bir açıdan bakıldığında, şu anki uygulanma esası ile insan haklarına ters bir olay. olayı daha anlaşılabilir kılmak için şöyle bir örnek verelim:

    diyelim ki adamın teki bir din icat ediyor (ülkemizde din özgürlüğü* olduğuna göre böyle birşey mümkün olmalı). bu din de islama benzer özellikler gösteriyor, tek ve mutlak bir tanrıya inanmayı gerektiriyor olsun. bu din de üyelerini ibadete çağırmak için günde 3 vakit çağrı yapıyor olsun, bu çağrılar da sabahın köründe (05:00), öğlenleyin(12:00) ve de geceyarısı (00:00) yapılıyor olsun.

    şimdi bu adam kendi dinindeki insanları daha kolayca ibadete çağırmak için mahallesine ses sistemi kurmuş olsun(parası ona yetiyor, henüz globalleşememiş), ve her ibadet vaktinden önce tüm mahalledeki her apartman dairesinden kolayca işitebilecek düzeyde ses vererek insanları ibadete çağırıyor olsun. görüldüğü üzere uygulama ne kadar ezan ile birebir benzerlik gösterse de (ortada ibadetten önce kapsama alanındaki isteyen istemeyen herkesin duyabileceği seste yapılan bir çağrı var sonuçta) bu adamın kısa zaman içerisinde "mahallede huzur namına bişey bırakmadı eşşoğlusu", "geceleyin rahat bir uyku uyutmadı bezveng" replikleri eşliğinde linç edilmesi kaçınılmazdır.

    kıssadan hisse: bu ülkede müslüman olmayan hatırı sayılır bir kesim var, hatta tahminimce müslüman olan ve beş vakit namaz kılanlardan çok daha geniş bir kesim var. günde 5 vakit yüksek sesle yayın yapılarak bu insanlara belki de duymak istemedikleri bir şey zorla dinlettiriliyor, bu insan haklarının ihlali değil de nedir?
  • eski istanbul geleneğinde:

    sabah ezanı: sabâ, dilkeşhâveran makamında
    öğle ezanı: sabâ, hicaz makamında
    ikindi ezanı: hicaz makamında
    akşam ezanı: hicaz, rast makamında
    yatsı ezanı: hicaz, bayatî, nevâ veya rast makamında okunurdu.

    sabah namazında önce verilen sal'a da dilkeşhâveran makamından söylenirdi.

    zamanında istanbul'un bütün selatin camilerinin her bir şerefesinde bir müezzinin, yani sultanahmet camii'nde 16, süleymaniye camii'nde 10 müezzinin birden ezan okuduğu vakidir. aynı caminin müezzinleri koro halinde okur, aralarında biraz mesafe olan camiler ise, arada saniye farkı olduğundan, tam anlamıyla kanon yapardı. (bkz: ezanın kanon şeklinde okunması)

    minareye çıkan müezzin ezanı kıbleye dönük olarak okumaya başlar, ezanı okurken bir yandan da sağ tarafa doğru yürürdü, ki özellikle tek minareli sade camilerde, ses her yana birden gitsin.

    bugün mü? bugün güfte makam bilmeyen din görevlileri çoğunlukla kasetten megafonlara haşır huşur ezan okutuyor. bazen elektrik kesilince duran ezan elektrik gelince kaldığı yerden devam* ediyor.

    öbür yandan da bas bas bağıran megafonun sesinden huzursuz olarak uyanan insanlar mahkemelere dilekçe verip ezan sesi duymak istemediklerini söylüyorlar.

    ezan bir çağrıdır, mesajdır. ama artık ne çağıranda o güzellik kalmış ne çağrılanda.
  • 1350 yil mikrofonsuz, megafonsuz okunmus olan sey. yine oyle okunsa kiyamet kopmaz. en azindan sabah ezani oyle olsun lan.

    muslumanlarin ya sev ya terk et esigini gectigime gore, simdi ben bir otele gireyim, orada da hayirlisiyla yaksinlar beni.
  • günümüzde görgüsüzlük ve cehalet gösterisidir.

    hayır, günde 5 vakit okunması değil, son 50-60 yıldır, paranın satın alabileceği en kuvvetli ses tesisatını kurup, sesi de maksimum seviyeye getirip inatla okunmaya devam edilmesidir görgüsüzlük ve cehalet...

    insanların tepkisi bunadır, ezana değil. minareden çıplak sesiyle huşu içinde ezan okuyan bir müezzin kimsenin tepkisini çekmez. ama o müezzinin ağzını 10.000 wattlık hoparlöre dayayıp da ezan okumaya başladı mı, ne söyleseniz, ne kadar küfür etseniz azdır.

    bakın, kötü ezan okuyan müezzinlerden söz etmiyorum. bu şekilde ezanı isterseniz ahmet özhan okusun, kulak tırmalar ve tırmalıyor... bir allah kulu da çıkıp demiyor ki, peygamber yaşasaydı, ezanın bu şekilde sesi sonuna kadar açık hoparlörler ile okunmasına ne derdi?

    bir şey diyemiyor, sormuyor, çünkü biliyor ki, hz muhammed bugünkü ezan görgüsüzlüğünü görseydi, ilk işi o hoparlörleri söktürmek, ezanın böyle okunmasını yasaklamak olurdu...
  • "islam rejimiyle yönetilen iran'da günlük yaşamı tüm yönleriyle araştıran hürriyet muhabiri alaverdi turhan, başkent tahran'da hoparlörlü ezan okunmadığını şu cümlelerle anlattı: ‘‘istanbul'un nerdeyse her mahallesinde bir cami bulunurken, iran'ın 15 milyonluk başkenti tahran'da göze çarpacak sadece 3-4 cami var. iran'da ezan sesi duymak da mümkün değil. çünkü, hoparlörle ezan okumak yasak. iran halkı, ‘‘çok fazla gürültü oluyor, rahatsızlık veriyor’’ gerekçesiyle hoparlöre karşı çıktığı için bu karar alınmış. bu yüzden ezan çıplak sesle okunuyor ve iran gibi bir ülkede ezan sesi duymamak insanı şaşırtıyor.’’

    http://webarsiv.hurriyet.com.tr/…01/10/19/43100.asp
  • şu hayatta sırf sahibine ayıp olur, yüz yüze bakıyoruz diye katıldığım onca davet varken ; en çok aldığım en az icabet ettiğim davet.
  • o kadar huzur doluyorum ki eaeaeaeaeağğğ diye bağıran birini cızırtılı bir hoparlörden duyunca anlatamam. hele arada bir eieieieieieğğğğ demesi yok mu. kulağımın sikilmesine bayılıyorum.
  • ulan bir başıma tellendirmişim cıgaramı, serilmişim koltuğa, pencereden içeriye doğru naif bir rüzgar seyir eyliyor odamda, hayatımdaki ve dünyadaki tüm diğer olumsuzlukları bir anlığına dahi olsa unutabilmişim, sorumluluklardan kısa bir süreliğine kimseye çaktırmadan sıyrılıp sadece insan olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşamaya başlamışım, tam gilmour soloya girec.. eağğğğğğgggggğğğgğgğgğgğlllllllllllaaaaaaaaaaaaaaahuaekber..
    işte böyle bir garip şeydir ezan. kalk oturduğun yerden yaşadığın coğrafyayı ve sana hükmeden zihniyeti unutma der.
  • bunun megafondan dayatılmasının ne büyük bir ilkellik ve insan haklarına aykırı birşey olduğunu şehrin gürültüsünde belki tam anlayamayabiliyor insan. eğer eviniz caminin yanında değilse. fakat doğanın içinde, tek gürültünün kuşlar tarafından yapıldığı bir yerde megafondan bangır bangır çıkan bu şey yedi cedde küfrettiriyor.

    ulan yobaz piç kuruları, babam kanser hastası, adam kemoterapiden dolayı helak olmuş durumda, zar zor uyuyabiliyor zaten adama günde beş vakit küfrettiriyorsunuz bu her sene desibelini arttırdığınız ilkellik ile. diyorum ortama zaten tüm bir sessizlik hakim, adam biraz kafasını dinlemek için sapanca tarafına gelmiş bu yüzden, şu desibelin onda biri bile yetecek ama amaç o değil ki. amaç bu ilkelliği tüm ihtişamı ile herkese dayatmak. hastaları, bebekleri vs hiçe sayarak. ezan sonunda ses sistemini kapatırken çıkan o elektronik ses bile dağa çarpıp yankılanıyor. ulan bu nasıl bir medeniyettir amklarım? adamın ağzını bozuyorsunuz!

    o megafonu ilk ezanda kullanmayı akıl eden şerefsizin ben ta gelmişini geçmişini. başka hangi dinde var böyle bir saçmalık? kiliselerde, budist tapınaklarında görülmüş şey mi? hangi kilise çan yerine elektronik zil sesi kullanıyor?

    hadi eskiden bir işlevselliği varmış, peki bu çağda artık nerde o işlevsellik? yurtdışında batı ülkelerinde de cami var. megafonla böyle bangır bangır ezan var mı? yok. adamın götünden kan alırlar çünkü. ordaki müslümanlar namaz kılmıyor mu? kılıyor. eee? eee amk?

    tamam anladık megafonla ilgili fetişiniz falan var ama bari insan olun da her sene desibelini arttırmayın.
hesabın var mı? giriş yap