• (bkz: ezber)
  • insanın beynini kıvıl kıvıl eden iş. kim ne ezberlemek zorunda kalmıştır bu hayatta bilemem ama bana göre dünyanın en boş, en anlamsız, en gereksiz işi bu. öğrenmek ile yakından uzaktan ilgisi yok. hafızası kuvvetli biri olmama rağmen iş bilinçli olarak oturup bir şey ezberlemekse, bu mümkün değil. hep başka şeyler düşünüyorum galiba. demek ki biraz da konsantrasyon sahibi olmak gerek.

    hafıza kuvvetlendirme metodları üzerine kafa yoran insanları da hiç anlamamışımdır. aslında ben, mesela spor başarılarını da hep yadırgamışımdır. mesela on ton kaldıran bir adama altın madalya veriyorlar o da seviniyor ya da yüz metreyi iki saniyede koşana. ezberlemekte bunun gibi. yani koştum da ezberledim de kaldırdım da ne oldu, ne olacak mantığı olmamalı bir insanda demek ki. ya da değer yüklediğim şeyler farklı. tabi herkesin başarmaktan gurur duyacağı şeyler vardır ama kitabın birini açıp, fotografik hafızamla ezberime alsam 10 dakkada koca kitabı, ee ne oldu, açar okurdum, kafamın içine kitleyince ne oldu derim ben. zaten bu yüzden de bu işi başaramam.

    ezberlemek zorunda olmak, mide bulandırıcı bir iştir.
  • eğitim sistemimizin içinde bulunduğu içler acısı durumu açıklayan öğrenim şekli.
    düşünmeyi öğretmeyen, sadece ezberciliğe zorlayan bir sistem sonucu ülkedeki eğitim düzeyi buralardadır. bu yüzdendir yıllar yılı okumuş insanımız işsiz dolaşmakta, bu yüzdendir kafasını çalıştırmış ilkokul mezunu insanımız holding sahibi.
  • bazı insanların öğrenmekle karıştırdığı fiil.
  • bir bilgiyi geçici bir süreliğine hafızada tutma eylemidir. ülkemiz için çok önemli ve yaygın bir uygulamadır. eğitim alanında ezberleyebilenler bölümlerini bitirebilirken ezberleyemeyenlere "sen henüz bu bölüm için yetkilisin belgesi almaya hak kazanamadın" denir. istiklal marşı'nın 10 kıtası ilkokul 3. sınıfta ezberletilir, çocuk bunun ne anlama geldiğini lise çağında idrak eder. kuran kursunda ayet-el kürsi'nin telafuzu ezberletilir, anlamını öğrenmek zorunlu değildir. ezberlemek kolay olsun diye çeşitli dersler için çeşitli tekerlemeler üretilmiştir. bir fiile hangi ekler gelirse sıfat-fiil olacağı ezberletilir, o eklerin neden onu sıfat-fiil yaptığı öğretilmez. ezberleyebilenler için güzel bir ülkedir türkiye, belki de tüm dünya böyledir. belki de o çılgın amca-adını hatırlayamıyorum şimdi- doğru söylemiştir: yukarıdakiler zeki insanlar istemiyorlardır, sorgulayan insanlar istemiyorlardır, eleştirebilen insanlar istemiyorlardır, bilen insanlar istemiyorlardır, sadece bir makinayı çalıştırabilecek ya da bir belgeyi doldurabilecek vasfa sahip insanlar istiyorlardır.

    sözün özü; bir öğrenme yöntemi olmayan eylemdir, sadece insanı bir süreliğine öğrenmiş gibi gösteren bir makyajdır.
  • verileri, beyinde değişmez sabitler haline getirmek. ondan kelli, ezberim hiç iyi olmadı.*
  • hissetmek
  • ezber (“hafızadan”), far. “az” ve “bar” sözcüklerinden oluşur. “az” türkçedeki ayrılma hâl ekinin (-den), “bar” ise ar. hafıza sözcüğünün karşılığıdır. ezbere öğrenmenin fransızca, ingilizce, arapça, farsça ve kürtçede anlam itibarıyla ortak yönü var:

    ezberin fransızcası “par cœur”dür. “par” türkçedeki ayrılma hâl ekinin (-den), “cœur” ise ar. kalp sözcüğünün karşılığıdır. aynı sözcüğün ingilizcedeki karşılığı “by heart”tır. “by” fransızcadaki “par” ve türkçedeki “-den”in, “heart” ise fransızcadaki “cœur” ve türkçedeki “kalp” sözcüğünün karşılığıdır. aynı şekilde “ezbere öğrenmek” sözünün arapça karşılığı “bihafaz ean zahr qalb” (ezbere, kalpten hatırlamak), farsça karşılığı “baan ve del yad kerften” (kalp ve ruhla öğrenmek), kürtçe karşılığı ise “ji dil fêr bibin”dir (kalpten öğrenmek).

    entry arapça, farsça ve kürtçe çeviri düzeltmeleriyle benzer çevirilerle alakalı eklemelere açıktır.
hesabın var mı? giriş yap