• kara kara gözlerin
    yere değsin dizlerin
    akşam bize gelde
    yumruk görsün gözlerin

    ilkokuldan beri aklımdan çıkaramadığın anlamsız bir şiir
  • . . . endoplazmik retikulum.

    . . . çok ilahi bir havası vardı. her söylediğim de secde edesim geliyordu.
  • say say para say para say dede para say dede
  • "bir lira bul, yerden al, bütün gün şanslı kal" küçükken doktorlarla ilgili bir dizi vardı. kutsi falan da oynuyordu galiba. genetik bi hastalığı vardı bir adamın, takıntılıydı. kelimeleri ya da cümleleri üç ya da üçün katmanları kadar söylüyordu. bu cümleyi de durmadan tekrarlıyordu. bak nasıl unutmamışım. ne gülmüştüm o zaman be!
  • içince kolanın turkalısını turkalaşır böyle, kalmaz amerikası.
  • bir 'ki fredi seni gördü
    üç dört hemen kapıyı ört.

    deli gibi tüylerim ürperiyor hala.
  • lisedeki ingilizce öğretmenim bir gün elinde küçük kağıtlarla sınıfa geldi. akıllı tahtadan eski bir film kesiti açtı. bu şarkıyı çok sevdiği ve bizimle paylaşmak istediğini söyledi. elindeki kağıtları her birimize dağıtıp şarkıya eşlik etmemizi istedi.

    (bkz: que que sera) şarkısını tüm sınıf güle güle söyledik. sonra şarkı sözlerinin olduğu kağıdı üşengeçliğimden çöpe atmayıp kalem kutuma sıkıştırdım. her kalem alışımda gözüme ilişince sözler, hemen ezberleyiverdim.

    başlığı görünce de aklıma gelen ilk şey buydu. gerçekten saçma ve amaçsızca bir ezber oldu benim için.

    edit:imla
  • çalıstığım ilk geminin ana makinasının model numarasi.

    hiç aklımdan çıkmaması,sözlük hesabı dahil her şeyin şifresi olarak kullanmama neden oldu.
  • fibonacci dizisi.
hesabın var mı? giriş yap