• ukalalık, bildiğini/ bilmediğini satmaya çalışma çabası ve kendini, geçmişini abartarak övmek bunun turnusol kağıdıdır.
    üstün görünmeye çalışırken itici oluverirsin. yazık.
  • dükkanda birşey alacakken 'ay bakıyım kocam bugün ne kadar para koymuş' diyen kadın gördüm ben ya..nasıl yani dedim 'ee bana parayı o her sabah verir cüzdanıma koyar' dedi. vay anasını sayın seyirciler demek istiyorum ben bütün gün it gibi çalışacağım maaşımı kocama vereceğim o da sabah bana harçlık verecek! bu aşk ,sadakat falan değil yahu külliyen eziklik!
  • ezilen değil de, kendini ezdiren kişi anlamını daha fazla barındıran, üstü örtülü hakaretimsi. sözcüğü kullanan kişi, ezik olduğunu düşündüğü kişinin yetersizliğini, cesaretsizliğini vurgulamaktadır güya... sözcüğü kullanan kişi, mesela, "pardon, siz kimin eziğisiniz acaba?" diye sorarken varsayalım kendi mahallesinde karşılaştığı ve tanıdık gelmeyen kişiye, biraz antisempatik, antiempatik olmuyordur da nedir...
  • lisede, üniversitede, çalışma hayatımda sık sık karşılaştığımı düşündüğüm bir güruhtur.

    mesala, lisede yatılı okurken, leş ezik bir arkadaşım vardı. yatakhane insanlarından olduğumuz için ergenliğin en çirkin zamanlarını birbirimiz üzerinde üstünlük kurup karşısındakini ezmeye çalışmakla geçirmiştik. işte bu acımasız doğal ortamda, bahsettiğimiz leş arkadaş da ezilen grubun içindeydi. adamın lakabı "mal" idi işte, düşünün.

    adam sıkıntıdan, bıkkınlıktan, üzüntüden ne yapacağını şaşırmıştı. fiziken pis bi adam haline gelmişti. 2 haftada bir duş alıyordu. yatağının üstü yatakta yediği yemeklerin artıkları ile dolu idi. bol bol sigara içtiği için, kendisi ile bir duman bulutu dolaşmaktaydı. küfürbaz bir adamdı. hele bir eşyası yere düşmesin, eşyanın küfür etmedik tarafını bırakmaz, gereksiz bir sinirle o eşyayı duvardan duvara atardı.

    arada bir yatakhaneye zil zurna sarhoş gelirdi. bir sefer yemekhaneye o şekilde geldi. ayakta duramıyordu. yemeğini zar zor aldı, döke saça getirdi masaya koydu. sandalyeleri devirdi gelirken. etrafa küfür savurup duruyordu. yemek yerken kaşığı çatalı doğru dürüst kullanamadığı için, hiç abartısız söylüyorum, elleriyle çorba içmeye çalıştı filan.

    o günlerde bu adamın yanında olabilen bir tek ben vardım. kimsenin sevmediği, herkesin üstüne gittiği birinin tek dert yandığı adam olmak nedir bilir misiniz? sık sık birileriyle tartışır, iş kavga haline gelmesin diye ben uğraşırım, kavga ederse ben ayırırım. arada konuşup kendisine bir çeki düzen vermesini ben söylerim. kendisiyle kimse top oynamadığı zamanlarda, basketbol oynamak için ben onu çağırırım. bir kızdan hoşlandığında gelir bana anlatır.

    işte şimdi pişman olduğum sözü de tam da o zamanlar söyledim:

    bu adam her hoşlandığı kızı bana anlatır oldu. bir de ayran gönüllü, sorma gitsin. tabii ki sevgi bekliyor birilerinden. bir gün gelir, "ya ben okulda bir kız gördüm, o kadar güzel ki. saçları çok güzel, gözleri çok güzel." ben birşeyler söylerim, "git kıza açıl, bir yerlere davet et" derim. tabii hüsranla sonuçlanır. iki gün sonra gelir, "hani yatakhanede (atıyorum) cansu var ya, ben onu çok beğeniyorum. ne yapayım sence? nasıl etsem de kızı tavlasam?" diyemiyorum ki "yahu senin hiç şansın yok." ben de artık bu durumdan sıkılmaya başlamıştım. her dakika her dakika kız muhabbeti. bir gün internette takılırken, bu bana mesaj attı. "abi, 2. sınıflarda (atıyorum) merve diye bir kız var. kız çok asil." biliyorsunuz işte, şöyle güzel böyle güzel... ben de o sıra uzunca bir ilişki yaşamaktayım, bu adam da beni bilir kişi belledi. bana sormaz mı, "abi nasıl bir taktik önerirsin?" o sıkılmışlıkla dedim ki:

    "3-5-2 oynuyorsun, kanatlardan saldırıp ayağa pas yapacaksın. ileride baskı yapıp topu kazanmaya bakacaksın."

    kim bilir adamı ne kadar kırdım, üzdüm. adamın tek yanında bildiği kişi, ona böyle bir cevap verdi. adeta alay etti. kim bilir ne kadar üzülmüştür. sonra bir daha bana hiçbir şeyini anlatmadı.

    aman çok da sikimde. ezik, sen de!!!

    yok lan, harbi üzüldüm. :(
  • duyduğum en aşağılık hakaret sözcüklerinden biridir. ezilenlerle duygudaşlık temel insani hasletlerdendir. erdemli olan, birisi eziliyorsa onun yanında durmaktır, "bak şu eziğe" diye alay etmek değil. ezilen birine 'ezik' diye hakaret etmek ancak sizin kişilik zafiyetinizi gösterir.
  • loser için bulunan ezik karşılık. olm zavallı falan desenize. allahın liselileri. 4+4+4'ün en sikko malzemeleri.
  • spill the blood'ın geliştirilmiş hali.
  • bir çeşit nefret söylemi. herkesin hassas, kompleksli olduğu noktalar vardır. bunların üzerine gidilmesinden kimse hoşlanmaz ve bu hoşnutsuzluk dile getirdiğinde bir de ezik damgası yerse burada ezilen şey yalnızca karşıdakinin gururu ve özgüvenidir.
  • ezilik.

    bugunlerde % 50.
    bardagin bos tarafi.
    kula kullugunu, gote killigini ilan eden taraf.

    dunya tarihindeki en buyuk yolsuzluk skandali patlamis.
    cok sevdikleri liderlerinin arkasinda durmak icin oluk oluk havaalanlarina akmislar, kefenler giyip yollara koyulmuslar, "ol de olelim" diye bagrina bagrina bir hal olmuslar ama "bunlarin asli yok" diyememisler.

    "ama yol yaptilar." demeye dilleri variyor da "ama yolsuzluk" diyemiyorlar.

    haril haril siyasi rakiplere ait villa, isvicre hesaplari, usulsuz ihaleler falan ariyorlar.

    kendi yaptiginin altinda ezilmek boyle birsey.
    yana yana "bir tek biz degiliz" demek icin, kabahatinden buyuk ozurlere malzeme aramak.

    284 milyar euro gibi rakamlar, 8 isvicre hesabi, villalar, gemi filosu, ihalelerden alinan komisyonlar, alelacele degistirilen yasalar, ses kayitlari, engellenen erisimler, yerleri degistirilen binlerce savci, polis, gunlerce ifadeye gitmeyen bizim oglan, havuz yukaridan gorunmesin diye villa secen bizim kiz, buzdaginin gorunen kismi buysa gorunmeyeni ne bilemedigimiz boyle bir skandal ortada dururken, kemal kilicdaroglu'na, mustafa sarigul'e "yok kizini sigortalattirdi" , "yok 1989'da bilmemneyin ihalesinin bilmemnesi" diye saldirirken yuzu kizarmayanlar.

    dik durmayi, ilkeli olmayi ne zaman ogreneceksiniz?
hesabın var mı? giriş yap