• türk hava kuvvetleri'ndeki lakabı "baba" olan uçaktır.

    çok fazla uçağa nasip olmaz böyle lakaplar almak. hele ki uçak üretmeyen bir ülkenin hava kuvvetinde kendisine isim takılması, üstüne üstlük böyle kallavi bir lakaba da sahip olmak aslında o uçağın orada çok fazla sevildiğine işarettir.

    f-100'lerin türkiye serüveni 1950'lerin sonunda başlamıştır. bu (bkz: #83089819) entry'de de birazcık anlattığım gibi sovyetlere karşı durmaya çalışan batı bloğunun lideri olan amerika'nın 1950-1980 arası yaldır yaldır piyasaya sürdüğü jetlerin öncülerindendir ama neyse ki o dönemde amerikan tasarımcılarında sıklıkla görülen hafif fantazi, hafif bilimkurgusal jetler çizme hastalığından minimum pay almış, dengeli bir tasarım olmuştur.

    f-100 yapısal olarak çok güçlü bir uçaktır. bu açıdan bakıldığından kendisinden çok sonra gelecek olan f-4'ün habercisi denilebilir. f-100 hizmete girmeden önce çıkartılan çoğu amerikan jet tasarımına bakarsanız bir bocalama içinde olduklarını, temelde pırpır gibi yapılıp son ada jet motoru takılmış gibi durduklarını farkedersiniz. bununla birlikte f-100 karakteri olan bir uçak şekline ortaya konan, özünde canavar gibi bir makinedir. o dönem için gayet cesurca sayılabilecek bir hamleyle artyakıcıya (bkz: afterburner) sahip tek motor ile üretilen bu uçak kalitesini çeşitli çatışmalarda ortaya koymuştur.

    ülkemize ilk defa 1958 yılında geldi f-100. o döneme dek akılları karşmış amerikan tasarımcılarının geçiş jetleri (f-84, f-86) ile yanıbaşındaki sovyet canavarına kafa tutmaya çalışan hava kuvvetimiz için devrim niteliğinde bir geçiş oldu. thk'da hizmete giren ilk artyakıcılı uçak olmasından mütevellit özellikle hizmete ilk girdiği üs olan eskişehir'de büyük bir heyecan yaşattı çünkü kalkış anında uçağın egzosundan uzayan alevi izlemek, özellikle gece uçuşlarında çok keyifliydi ve özellikle üs personelinin gece vardiyalarına kalıp bu kalkışları izlemesi, diğer üslerden gelen misafirlerin onlara katılması çok olağan olmuştu.

    1950'ler bitip 60'lara girildiğinde onlarca f-100 çeşitli thk filolarında uçuyordu ve yavaş yavaş alışıldı kendisine. ilerleyen dönemde uçaklar ilk ciddi sınavlarını da kıbrıs konusunda verdi. önceleri ada üzerinde uyarı uçuşları ile başlayan gerginlik en sonunda 1974 kıbrıs barış harekatı ile sonuçlanıncaya dek kadar büyüdü ve f-100'ler hava kuvvetlerinin asli darbe unsuru olarak harekatın hava gücünü oluşturdu.

    o dönemle ilgili çok anılar var. bunları dinledikçe sağlam uçak nasıl oluru anlıyorsunuz. başlarken bir detay yazmıştım tek motor ile üretilen bir uçaktır diye. oradan devam edeyim. f-100'ün tek bir motoru vardır ama çok güvenilir olan bu motor çok ciddi hasarlanmalar bile geçirse uçağı bir şekilde havada tutmayı başarır. barış zamanında oluşan bazı emercensileri veya 1974 kıbrıs barış harekatı sırasında defalarca çeşitli çapta mermilerle vurulup üsse dönebilen uçaklarla ilgili hatıraları okursanız karşınıza motorunun çok güvenilir olduğu ve uçağın yapısal olarak çok sağlam olduğu gerçeği çıkar. bunun yanında farklı hasarlar alan uçaklar bakım ekiplerinden oluşturulan harp hasar timlerinin geceli gündüzlü çalışmasıyla kısa zamanda faal edilmiş ve harekata geri yollanmıştır.

    f-4 gibi bilekli pilotu kabiliyetsiz olanından ayıran bir uçaktır ve bakımcılar açısından çalışılması kolay bir uçak değildir. işçiliği ağırdır ve özenli bir bakım ister. kendinden sonra gelecek f-4 gibi bol bol hidroliğe sahiptir, aynı f-4'te olduğu gibi meşakkatli bir çalışma ister.

    özellikle 1960'lar geride kalırken uçakla ilgili ufukta beliren en büyük tehlike amerika'nın teknik desteğini kesmesi olmuştur. gerçi o dönemde yaşadığı jet çılgınlığını biraz olsun dizginlemeye çalışan amerika bunun her tipteki uçak için yapar ancak kısıtlı imkanlara sahip olan hava kuvvetlerimiz için bunun neticeleri gittikçe daha ağır bir hale gelir.

    uçakçılıkta şu gerçek vardır; eğer kendiniz üretmiyorsanız uçağı üreten kuralları koyar. yani yedek parça, teknik destek ancak üreticinin izin verdiği kadar elinizi kuvvetlendirir. uçaklar üretildikleri gibi bırakılmazlar. özellikle askeri uçaklar çok sert koşullar altında kullanıldıklarından ortaya sürekli yeni teknik sorunlar çıkartırlar ve üretici bunlara karşı çözümler üretmek zorundadır. üreticiler uçaklarını sattıkları ülkeler ile bazı temel dataları kesinlikle paylaşmadığından ve üreticilerin sahip olduğu teknolojik imkanlara çoğu müşteri ülke sahip olmadığından uçaklarda görülen sorunların çözümü ve uçakların sağlıklı bir şekilde uçuşa devam etmesi için üretici desteği şarttır.

    f-100'ler için de aynı prensip geçerlidir ve amerika bu uçağa verdiği teknik desteği azalttıkça buna paralel yaşanan kaza-kırımların sayısı artmaya başlamıştır. bunun nedeni kesinlikle bakım ekiplerinin ihmali filan değildir elbette. amerika'dan gelen sıfır yedek parça ve yukarı detayını anlattığım teknik destek kesildikçe uçakla uçmak giderek daha riskli bir hale gelmiştir. bu riski karşılamak adına hem hava ikmal bakım merkezleri hem de üslerin bakım ekipleri çok sıkı ve koordineli bir şekilde çalışsa da, farklı farklı çözümler geliştirilse de uçakların yavaş yavaş tükenmesini engellemek mümkün olamadı. giderek artan sayıda uçak gayrı faal olurken faal durumdaki uçakları uçabilir durumda tutmak adına her yeni gün farklı zorlukları da beraberinde getiriyordu.

    cannibalism'in havacılıktaki karşılığı gayrı faal durumda olan uçaktan çalışır durumdaki bir malzemeyi söküp o malzemeye ihtiyaç duyan diğer bir uçağa takarak tabiri caizse 2 uçaktan 1 uçak çıkarmaktır. işte f-100 bakım ekipleri de çaresizlikten bunu yaptı ve yatan f-100'lerden işe yarar parçaları söküp sağlam durumdaki uçakları uçurmaya çalıştılar. bu geçici çözüm bir süre işe yarar görünse de neticede kısa vadeli bir çözümdü ve f-100'lerin türkiye macerası son günlerini yaşıyordu.

    sonunda hava kuvvetleri orda burda dağılmış duran f-100'leri tek bir yere toplamaya karar verdi ve sonunda faal durumda olanlar 3. ana jet üssü'ne, konya'ya, gönderildi. burada pilotaj eğitiminde kullanılan f-100'ler bakım ekiplerinin canla başla çalışması neticesi 1988 yılına dek uçuruldu. baba f-100 zaten çok fazla yorulduğundan artık kendisini çok zorlamak da gereksizdi ve üslerin köşelerinde oraya buraya atılmış halde duran uçaklar yavaş yavaş önce mke hurdalıklarına ardından da kendilerini oradan satın alan kişilerin hurdalıklarına doğru son yolculuklarını yaptı. şanslı olanlar anı uçağı olarak üslerde yerlerini aldılar ama daha şanslı olan 3 f-100, 54-2091, 55-2888 ve 56-3948 numaralı uçaklar doğdukları toprakları yeniden görme şansına kavuştu.

    f-100'ler konya'da hizmetten çıkarılıp kaderlerini beklerken amerikan hava kuvvetleri için drone uçak sistemleri üreten tracor flight system şirketi çalışanları, hava-hava füze testleri için drone uçak olmaya müsait f-100'lerin hizmetten çıkarıldığını duyan ve thk envanterindeki f-100'lerden 25 tanesini almak isteyen amerikan hava kuvvetleri tarafından türkiye'ye gönderildi. 1989 yılında konya'ya gelen amerikalı teknisyen ve pilotlardan oluşan ekip bir kenarda bekleyen uçaklardan en iyi durumda görünen uçaklardan 3 tanesini seçti. diğer uçaklardan sökülen malzemelerle faal hale getirilen bu 3 uçak geçici "n" tescil kodlarını alarak, 54-2091 (n2011m), 55-2888 (n2011u), 56-3948 (n2011v) türkiye'den ayrılan uçaklar maceralı geçen ve detayları şuradan okunabilecek bir yolculukla doğdukları topraklara vardılar. gelgelelim amerikalılar plandan vazgeçti ve 25 uçağın alınması işi rafa kaldırıldı. önden alınan 3 uçak özel kullanıcılar tarafından satın alınarak hayatlarına devam ettiler. şu an itibariyle bakarsak:

    54-2091 yanks hava müzesinde sergileniyor.
    55-2888 palm springs hava müzesinde sergileniyor.
    56-3948 faal durumda ve uçuyor.

    f-100 kendine özgü afterburner'a giriş sesiyle (bilin bakalım bu hangi f-100?), motor sıcaklığı nedeniyle kuyruğundaki renk değişimiyle, karakteristik burnu ile sadece ülkemizde değil tüm dünyada çok sevilen bir uçak oldu. yabancı ülkelere baktığınızda f-100 gruplarının sürekli uçağın tarihçesiyle ilgili çalışmalar yaptığını görebilirsiniz. bizdeki çoğu f-100 ise, tarihe olan olanca nefretimiz sayesinde! hurdalıklarda paramparça edildi. sorsak tarihe çok meraklı bir milletiz ve sürekli tarihimizle övünürüz ama yakın geçmişimizi bile böyle hunharca harcamaktan da geri durmayız. aynen yavuz'a yaptığımız gibi...

    havacılık bir kültürdür ve bu kültüre maalesef sahip değiliz. f-100'ler de bu kaba davranışlarımızdan payını aldı. şanslı olup da orada burada anı uçağı olarak duranların halini de biliyorum. "baba" lakabını alan bir uçak için bunları yapabiliyorsak hizmetten çıkarılan ve kaderlerini bekleyen f-4'lerimiz için neler yapacağımızı tahmin etmek istemiyorum.
  • 1950'ler havacılığın jet çağına geçiş yıllarıydı.

    jet çağının ilk yılları olduğu için sesaltı* hız ve sesüstü*hız rejimleri hakkındaki aerodinamik bilgisi sınırlıdır. fakat ilk yapılan çalışmalarda kanatları gövdeye dik açılı yani düz kanatlı uçaklar yerine kanatları geriye doğru açılı uçakların sesüstü hızlarda daha verimli olduğu anlaşıldı.

    ilk önce f-86 sabre tayyaresinde uygulanan bu tasarım ile jet uçakları geriye doğru ok açılı* kanat tasarımları sayesinde daha yüksek hızlarda uçma imkanına kavuştu.

    f-100, geriye doğru 45 derece açılı kanatlar ve j57 turbojet motoru ile düz uçuşta ses hızını aşabilen ilk amerikan uçağıdır. buna mukabil f-100 pilot açısından uçurması beceri isteyen bir uçaktı. kanat tasarımı ses hızı ve civarında gayet verimli olurken, düşük hızlarda kanat kökü ile kanat ucu arasındaki hava akımlarının farklı hızlara ulaşması ve bunun kanat yüzeyindeki hava akımını bozması, yüksek hücum açılarında rudder yahut dikey stabilizenin yetersiz kalması sonucunda f-100'ün kontrol kaybı yaşadığı anlaşıldı. inişlerin doğal olarak düşük hızda yapılması gerektiğinden, ilk zamanlarda inişlerde kontrol kaybı yaşanmasına, tayyarenin pilotun kontrolü dışında hareketler yapmasına neden oluyordu. amerikalılar buna sabre dance dediler.

    videoda paylaştığım 10 ocak 1956'da olan ve teğmen barty brooks'un hayatını kaybettiği kazadan sonra kanatlara çit çekildi. görsel çitin fonksiyonu hücum kenarına çarpan hava akımının kanat yüzeyindeki dağılımını düzenlemekti.

    f-100 afterburner teknolojisine sahipti, bu sayede düz uçuşta ses hızını aşan ilk amerikan uçağıydı.

    ilk f-100'ler usaf'ta 1954 yılında hizmete başladı. başlangıçta hava üstünlüğü uçağı olarak tasarlanmış olmasına rağmen, usaf tarafından f-100'e av/bombardıman ve nükleer darbe görevleri verildi. eğitim bombasıyla nükleer bomba atışı yapan f-100. görsel

    f-100'ler soğuk savaş sırasında ilk olarak 1956'da almanya'daki filolara gönderildi.

    usaf gösteri timi thunderbirds 1956'dan 1969'a kadar gösterilerini f-100 ile yaptı.

    f-100'ün ilk modellerinde görülen eksiklik ve tasarımsal sorunlar kısmen iyileştirildi. tek kişilik f-100d görsel
    ve çift kişilik f-100f, bu uçağın en çok iyileştirilen ve en çok kullanılan modelleri oldu.

    altı adet f-100a'ya foto keşif ekipmanı takılarak rf-100 koduyla keşif modeli geliştirildi.görsel
    bu uçakların dört tane harici yakıt tankı ile uçarken uçuş karakteristiğinde bir takım problemler olduğu anlaşıldı. rf-100'lerin üç tanesi batı almanya'ya diğer üç tanesi de japonya'ya gönderildi. doğu bloğu üzerinde keşif uçuşları yapıldı fakat bu uçuşlar beklenen verimi sağlamayınca yüksek irtifa keşif görevleri u-2'ye verildi.

    1950'lerde usaf tüm hazırlığını nükleer bir savaşa göre yaparken, envanterindeki uçakları dünyanın uzak köşesindeki vietnam denilen küçük bir ülkede kullanmak zorunda kaldı.

    vietnam savaşı başladığında usaf f-100'lere bombardıman paketlerini düşmanın av uçaklarından koruyan himaye* rolünü verdi. ancak f-100'ün radarının olmaması ve yeni nesil havadan-havaya mühimmatları kullanamaması yüzünden bundan vazgeçip f-100'leri bombardıman ve yakın hava desteği görevlerinde kullanmaya başladı. bombardıman uçaklarının düşman av uçaklarından korunması görevi, f-4 phantom'un olacaktı.

    vietnam'a ilk giden f-100'ler metalik boyalıydı, daha sonra sea*denilen kamuflaj paterninde boyanacaklardı.

    f-100'ler vietnam'da ilk önce kuzey vietnam'a yönelik bombardımanlarda kullanıldı. f-105 ve f-4'lerin gelmesiyle kuzeydeki görevlerden çekildi ve güney vietnam'daki ho chi minh trail denilen ikmal yoluna yapılan saldırılar ve cas* görevlerine tahsis edildi.

    genel maksat bombası, napalm, salkım bombası, agm-45 bullpup havadan-yere güdümlü füzesi, 2,75 inç roket ve 1600 mermi atabilen dört adet makineli topu ile bu görevler için uygun bir uçaktı. bir başka avantajı sağlam bir uçak olmasıydı. yerden yapılan atışlarda hasar almasına rağmen üsse dönmeyi başarabiliyordu. 750 lb genel maksat bombasının uzatılmış fünyesi. bu sayede bomba yerden daha yüksekte patlayıp etrafa daha çok zarar veriyordu.

    yakın hava desteği görevleri için havadaki pilotlara yerdeki hedefleri tarif edecek birine ihtiyaç vardı. cangılın bitki örtüsünde yerdeki hedefi görebilmek çok zordu. bunun için usaf fac*denilen pilotları görevlendirdi. bu pilotlar cessna o-1 birddog uçağı ile havada daireler çizerek yerdeki birliklerden hedefin yerini öğreniyor, daha sonra havadaki bombardıman uçaklarını bölgeye çağırıp, onları duman çıkaran roketlerle yerini gösterdiği hedeflere yönlendiriyordu.

    fac görevlerinde o-1'den sonra o-2 super skymaster ve ov-10 bronco kullanıldı. gerçek bir olayı anlatan bat 21 filminde danny glover da bir fac'i canlandırıyordu.

    fac görevleri yere yakın uçulduğu için tehlikeli görevlerdi. bu yüzden yukarıda saydığım yavaş uçaklar yerden yapılan atışlarla kolaylıkla vurulabiliyordu. bu yüzden usaf yeni fac uçağı olarak çift kişilik f-100f'yi kullandı ve bunlara fast fac dedi. bu yeni fac görevine john mccain ile hücre arkadaşlığı yapacak olan ilk komutanı, çok sevdiği şarkıya atfen misty adını verdi. görevlerde telsiz kodu olarak misty kullanılacaktı.

    misty görevleri tehlikeli görevlerdi. bu yüzden uçaklar minimum 4000 ft'te saatte 400 kt* hızla uçuyordu. pilot uçağı uçururken arka koltuktaki fac hedefi tespit etmeye çalışıyordu. kanat altı paylonlarındaki duman çıkaran roketlerle hedefi işaretleyip bombardıman paketine bildiriyordu. yüzüncü görevinden dönüşte yatay stabilizesine aldığı isabeti inceleyen misty pilotu.

    en önemli hedefleri kamyonlar ve uçaksavar mevzileriydi, doğada insan eliyle bırakılmış izleri takip ediyorlardı. vietnamlılar çok kararlıydı, amerikalılar bombaladıkları yol veya başka bir yapıyı ertesi gün tamir edilmiş halde buluyorlardı.

    hedef vurulduktan sonra misty pilotları hedefin durumunu görmek için üzerinden bir kez daha geçmek zorundaydı. eğer hedef imha edilmemişse yeni bir saldırı talep etmeleri gerekiyordu. hedefin üzerinden ancak bir kez geçebiliyorlardı. bu kurala uymayıp hedefi daha iyi görmek için üzerinden tekrar geçen bir f-100 vurulmuş ve mürettebatı savaş esiri olmuştu. alçak irtifada oldukları için düz uçuş yapmak yerine yerden gelecek atışlardan korunmalarını sağlayacak manevralar yaparak uçuyorlardı.

    157 pilot misty görevi için gönüllü oldu, bunların yaklaşık dörtte biri öldü, esir düştü, kayboldu.

    usaf f-100f'leri yerden havaya atılan füzeleri avlamak için de kullandı. onu da şurada anlatmıştım. (bkz: wild weasel/@vecihi hurkus)

    usaf 1971'den itibaren f-100'leri vietnam'dan çekmeye başladı. vietnam'da 186'sı yerden açılan ateş, 7 tanesi yerde imha edilen ve 45 tanesi kazalarda olmak üzere toplam 238 f-100 kaybetti. hiçbir f-100 vietnam uçakları tarafından düşürülmedi.* bir f-100'ün mig-17 ile girdiği hava muharebesi biliniyor ancak hava zaferi kazandığı kesin değil.

    usaf elindeki f-100'leri milli hava muhafızlarına devretti ve burada 1980'e kadar uçmaya devam etti. bu uçaklar daha sonra drone haline getirilip vuruldu.

    fransa hava kuvvetleri 1958'de askeri yardım programı kapsamında 100 tane f-100 aldı. kendi ürettiği uçağı kullanan fransızlar'ın abd'den aldıkları ilk ve son savaş uçağı bu f-100'ler oldu.

    türkiye de askeri yardım programı kapsamında 1958'den itibaren f-100 kullanmaya başladı. ilk gelen 163 uçak, tek kişilik d ve çift kişilik f modelleriydi. 1972'den itibaren amerika'nın vietnam'da kullandığı c modellerinden 115 tane daha geldi. f-100'ler av/bombardıman ve nükleer darbe görevlerinde kullanıldılar.

    danimarka kraliyet hava kuvvetleri, 1980'den itibaren f-16'ya geçtiği için elindeki f-100'leri hizmet dışına çıkarmaya başladı. 1982'de toplam 22 f-100 türk hava kuvvetleri'ne hibe edildi.

    türk hava kuvvetleri'nde f-100 deyince akla kıbrıs gelir.

    f-100 cengiz topel'in* 1964'te kıbrıs üzerinde vurulup şehit edildiği görevde kullandığı uçaktır.

    1974 kıbrıs barış harekatı'nda türk hava kuvvetleri'nin ana vurucu gücünü oluşturmuştur. kıbrıs görevine giden napalm yüklü f-100. f-100'e genel maksat bombası yükleyen silah teknisyenleri. kıbrıs görevine giden f-100 pilotu. yüzbaşı orhan köse kıbrıs görevi için uçağının kokpitinde.

    kıbrıs'ta uçaksavar ateşi ile vurulup üsse dönmeyi başaran f-100'ler baba lakabını kazandı. kıbrıs'ta sadece üç f-100 uçaksavar ateşi ile düşürüldü.

    f-100 uçakları 1963 yılında çekilen şafak bekçileri filminde de rol aldı. özellikle havada yapılan çekimlerde o zamanki eskişehir'i görmek mümkün.

    1960'lar ve 1970'lerde nato'nun güney kanadını oluşturan italya-yunanistan-türkiye'nin arasında yapılan, abd'nin de hava kuvvetleri ya da donanma uçaklarıyla katıldığı best hit weapons meet atış yarışması yapılırdı. bu yarışma her sene farklı bir ülkenin ev sahipliğinde yapılır, nato ülkelerinin işbirliğini geliştirme amacı güderdi. 1971 yılında eskişehir'de yapılan best hit yarışmasında f-100 uçakları ile katılan türk ekibi birinci oldu.

    f-4 phantom'ların gelişiyle f-100'ler ana hat av/bombardıman görevini bıraktı. f-4 ve cf-104'e geçen filoların kullandığı f-100'ler 80'lerin başında konya'da toplandı. bu uçaklar çiğli'den mezun olan teğmenlerin harbe hazırlık eğitiminde kullanıldı ve 1988'de hizmet dışına çıkarıldı.

    1970'ler ve 1980'lerde türk hava kuvvetleri'nde tecrübe uçuşuna teknisyen astsubay ile çıkma uygulaması vardı. önemli arıza ya da büyük bakımdan çıkan uçakların, çift kişilik modellerinde önde pilot arkada ihtisaslı teknisyenle tecrübe uçuşuna çıkılırdı. uçakta herhangi bir problem yoksa filodaki rutin uçuşlara verilirdi. f-100'ler en fazla motor ve elektrik arızası yaptığı için bu uçuşlarda genellikle motor arızaları konusunda uzmanlaşmış teknisyenler katılırdı.

    1988'e kadar f-100'ün arka koltuğunda tecrübe uçuşlarına katılmış emekli bir başçavuşla tanıştım. kolunda kıdemli başçavuş rütbesi olan uçuş tulumu giydiği ve uçuş teçhizatını kuşandığı fotoğrafı mevcut. tecrübe uçuşlarına teknisyenlerin katılması uygulaması, 1987'deki bir f-104 kazasında uçaktan atladıktan sonra hayatını kaybeden teknisyen nedeniyle kaldırılmış.

    1 haziran 1962'de eskişehir hava üssü'nde türk hava kuvvetleri'nin kuruluş yıldönümü şerefine hava gösterisi düzenlendi. üsteğmen orhan okçu'nun kumandasındaki f-100 looping hareketi sırasında yere vurarak infilak etti. park halindeki uçakların da infilak etmesiyle pilot okçu ile birlikte yerde gösteriyi izleyen üç astsubay şehit oldu. 41 kişi yaralandı.

    kazaya şahit olan bir pilot olayı anlatmış. bu kazadan sonra hava kuvvetleri akrobasi gösterilerine uçuş emniyetini artıran yeni kurallar getirdi. rivayet odur ki, uçağın yere vurduğu beton zeminde çarpmanın etkisiyle uçağın izi çıkmış. eskişehir'e tayin olan her genç pilota bu iz gösterilip yaptıkları işin tehlikesi anlatılırmış.

    f-100'de uçmuş hocalarım oldu. f-100'ün en çok yaptığı tam elektrik arızası yüzünden gece uçuşlarında yanlarında el feneri götürdüklerini, tam elektrik arızası olup kokpit karanlığa gömüldüğünde el feneri ile uçmaya devam ettiklerini anlatırlardı.*

    lantirn161'in entrysinde bahsettiği abd'ye götürülen üç f-100'den 56-3948'in abd'ye iniş görüntüleri. türk hava kuvvetleri tanıtma işaretleri hala uçağın üzerinde görülebiliyor. bu uçak hala uçabilir durumda ve abd'de hava gösterilerinde uçuyor.

    baba f-100 türk hava kuvvetleri'nin tarihinde izler bırakmış bir tayyare oldu. bu tayyareyi uçuranlar ve sevenler dünyanın başka yerlerinde olduğu gibi son zamanlarda bizde de anılarını paylaşmaya başladılar.

    türk hava kuvvetleri'nin yüzüncü yılı şerefine iki cilt halinde yayınlanmış bu kitapta f-100'ün türkiye macerası bütün ayrıntısıyla anlatılmış.

    f-100 uçaklarında görev yapmış emekli bir hava kuvvetleri pilotunun yayınladığı bu eser de havacılık ve f-100 meraklılarının ilgisini çekecektir.

    en son çıkan bu kitap da, kıbrıs barış harekatı'na f-100'le katılan bir pilotun tcg kocatepe'nin batırılışını anlatması açısından önemlihttps://www.amazon.com.tr/…i&qid=1598092154&sr=8-1.

    baba f-100'ü sevenlere şiddetle tavsiye ederim.

    edit: görselleri güncelledim, kitapyurdu linklerini amazon ile değiştirdim.
  • burundan hava alıklı uçaklar arasında en güzel şekle şemâle sahip olan uçaktır (mig-21'le birlikte). kuyruk kısmının f-16'nın kuyruğuna benzerliği dikkat çeker. zamanının birçok uçağı gibi yerdeyken hamam böceğine benzer şekilde burnu yukarıda, kuyruğu aşağıda durur. kanat altlarında taşıdığı iki yakıt tankı, uçağa alttan (ya da üstten) bakıldığında kanadın hem önüne, hem de arkasına doğru taşar. bu, f-100'e kendine has bir hava vermektedir.

    uçak, aslında f-86 temel alınarak tasarlanmıştı. kore savaşı'nda f-86'ların mig-15'ler karşısında zorlandığını farkeden amerikan hükümeti, 1951'de f-100'lerin üretimi için north american'dan istekte bulundu.

    north american tarafından üretilen yf-100 modeli, 1953'te ilk uçuşunu yaptı ve dünyanın düz uçuşta ses hızını aşan ilk savaş uçağı oldu.

    f-100a, bir hava üstünlük savaş uçağı (air superiority fighter), f-100b ise, tüm hava şartlarında kullanılabilen bir savaş uçağıydı. yani bu iki f-100 türevi, f-86'nın yerini alacaktı. (f-100'ler bir süre f-86'larla birlikte kullanıldı) (bkz: f-86)

    usaf, f-84 av-bombardıman filolarının yaşlanmaya başladığını gördü ve f-100'leri, f-84'lerin yerini alacak şekilde modifiye etmeye karar verdi. ortaya f-100c çıktı.

    ne var ki, f-100 denince akla gelen model, çoğu zaman f-100d modelidir. f-100d, geliştirilmiş aerodinamik tasarımı ve aviyonikleriyle, nükleer füze taşıyabilen bir savaş uçağı olmuş ve bu uçaktan toplam 1274 adet üretilmiştir.

    görevi: savaş uçağı
    üretici firma: north american
    motor: pratt & whitney art yakıcılı j-57-p-21a turbojet
    itiş: 16,000 lb (71,17 kn)
    kanat açıklığı: 11,81 m (38.75 ft)
    uzunluk: 15,25 m (50.03 ft)
    yükseklik: 4,95 m (16.24 ft)
    azami sürat: 1 390 km/h (mach 1,3) (864 mph)
    tırmanma oranı: 5 800 m/dak (19,029 ft/dak)
    hizmet tavanı: 15 250 m (50,033 ft)
    menzil: normal 860 km (534 mil), en fazla 3210 km (1995 mil)
    azami kalkış ağırlığı: 15 800 kg (34 833 lb)
    cephane: 4 adet 20mm'lik pontiac m-36 makineli top; kanat altlarında bomba, roket, harici yakıt tankları, nükleer bombalar için 6 adet paylon; ileri versiyonlarda 4 adet aim-9 sidewinder.

    kaynaklar:
    http://www.airliners.net/
    http://www.military.cz/
    kişisel tecrübe ve bilgiler
  • bir başka ülkenin savaş uçağı tarafından düşürülen ilk jetimizdir.

    14 eylül 1983 tarihinde, 8. ana jet üssü'ne ait bir adet f-100f** modeli çift kişilik savaş uçağımız, ırak hava kuvvetleri'ne ait bir mirage f1 tarafından ırak - türkiye sınırı yakınlarında füze ile vurularak düşürülmüştür.

    ek: ikinci olay, 1996 yılında gerçekleşen, bir yunan mirage 2000'inin, f-16'ımızı vurması ve pilot nail erdoğan'ın* şehadetiyle sonuçlanan vak'adır.
  • türkiye'ye 1950'lerin sonlarinda gelmeye baslamis, 1988'e kadar kullanilmis saldiri uçagi. bu uçagin vietnam savasi ile birlikte en yogun kullanildigi harekat kibris baris harekati olmustur.
  • türkiye'nin sahip olduğu ilk süpersonik savaş uçağıdır.
  • lakabı "hun" olan uçak. pilotları ona hundred derken zaman içinde "hun" denmeye başlanmış. daha sonrada uçak hep bu isimle anılmış. amerikan havacılık endüstrisinin ilk sesten hızlı seri üretim uçağıdır.
    türk hava kuvvetlerine gelmiş en iyi uçaklardan biridir ve kıbrıs harekatını sırtlayan uçaktır. hava kuvvetlerinin gerçek anlamda modern uçaklara geçmeden önce edindiği uçaktır. kendisini envanterde f-4 takip etmiştir.

    1953' te prototip ilk uçuşunu yapıp 1959' da üretimi durdurulana kadar 2300' e yakın bir sayıda ve 3 ana model olarak üretilmiş; f-100c, f-100d ve iki kişilik f-100f.

    f-100c, ilk modeldir. sesten hızlı ve o zamana göre teknolojik donanıma sahip bir uçaktı. bir yıl sonra yerini daha gelişmiş modeline bıraktı.

    f-100d, serinin ikinci ve 1274 adet ile en çok üretileni, o zamana göre en teknolojik ekipmana sahip üyesi. havadan havaya kabiliyetleri ve alçak irtifa saldırı kabiliyeti daha gelişmişti. zaten vietnamda bu kadar ünlenmesinin sebebi de bu alçak irtifa saldırılarındaki başarısıydı. daha sonra bu kabiliyetini türkiye' de kıbrıs harekatında sergileyecekti. otopilot gibi o zamana göre müthiş olan teknolojileri barındırıyordu.
    f-100d türkiye' ye f-100c den önce gelmiştir. (askeri yardımlar kapsamında tabi)

    f-100f, seriye en son eklenen iki kişilik model, ve belkide üstüne en çok konuşulabilecek olan model. başta iki kişilik eğitim modeli olarak düşünülüp üretilmiş fakat o dönem ortaya çıkan ihtiyaçlar neticesinde jet çağının ilk "wild weasel" uçağı olmuştur. (bkz: wild weasel) (bkz: sead)
    f-100f gövde altında taşıdığı alq-31 ecm poduna ilave olarak burun ve kuyruk bölgesine yerleştirilmiş sensörler ve elektronik ekipman ile donatılıp vietnamda wild weasel konseptinde görev yaptı. mücadele ettiği sistemde füzesi neredeyse f-100 ile aynı boyda olan sa-2 sistemleri ve radar destekli uçaksavar bataryalarıydı. onu hemen arkasından f-105 takip etti, o zamanlardan bu günlere kadar bir çok farklı model bu konsept için kullanıldı.
    bu wild weasel konseptinin tepe noktasında bana göre emekli olmasının üstünden neredeyse çeyrek asır geçmesine rağmen hala f-4g yer almaktadır.
    wild weasel konsepti ve eğitim dışında normal f-100ler gibi av/bombardıman ve diğer görevlerde kullanılabilmekteydi.

    f-100c

    https://media.defense.gov/…0/101217-f-1234s-105.jpg

    f-100d

    https://upload.wikimedia.org/…_f-100d_formation.jpg

    f-100f

    https://friendsofthesupersabre.org/…-3813-misty.jpg

    bu da o zamanlardan türkiye'de uçmuş bir f.-100f

    http://www.tayyareci.com/…f100/f-100f ilk gelen.jpg

    f-100f wild weasel, uçak üstündeki ekstra antenler ve sensörlerin yerleşimi gösterilmiş. f-100f' ler gövde altında bir de ecm podu taşıyor, fotoğraftaki uçakta sadece bu ecm podu yok.

    http://photobucket.com/…lyxnlbgrldgfpbhmuanbn/?ref=

    edit: ekleme
    edit2: link yenilemesi
  • kıbrıs harekatı'nın fedaisi olan ucaktır. bombardıman yapan filoların çoğu f-100 filolarıdır. gerçekten bu uçakları uçurmuş ve özellikle kıbrıs harekatında görev almış pilotlara büyük saygı duyuyorum. altında tek motorlu bir jet uçağı ile alçak irtifada hedef arıyorsun, sonra çıplak gözle hedefi görüp, ikinci dünya savaşında ki stuka uçakları gibi strafe dalışı yapıp hedefleri allah ne verdiyse vuruyorsun. (evet kahraman pilotlarımız kendilerine verilen hedeflerin yanı sıra havadan gördükleri pek çok hedefleri de vurmuşlardı.hatta yanılmıyorsam 171. filo komutanı olan yarbay nural vural ormanlık bir yerden kendilerine ateş açıldığını görünce kolunda uçan diğer pilotlara "ben şimdi buraya dalacağım ve bunlar bana ateş edecek, siz arkamdan gelin ve ateş açılan yerleri vurun" diye talimat vermiştir.) levent başara'nın "kıbrıs için havalandılar g günü" adlı kitabının basım aşamasında olan ikinci kitabında hala yaşayan ve harekata katılan f-100'cülerin anılarını okuma şerefine erişeceğiz.
  • jupiter fuzelerinin türkiye'den sökülmesinin ardından amerika tarafından verilmeye başlanmıştır 1962'de. eskişehir havacılık müzesinde de var.
hesabın var mı? giriş yap