• demek tolga da her golden sonra ağlasaymış, dün akşam fabri yerine onu kalede görecekmişiz.

    fabri ile sabri ne kadar kafiyeli.
  • kendi takım kalecileri şampiyonlar ligi grup maçlarında gol yeme rekorunu kırmış takım taraftarlarına ağlaması dert olmuş kartal pençemiz.

    bu adamın kötü olduğunu iddia eden futbol izlemesin .
  • dün çok şanssızdı. ama benim gözümde zerre kadar suçlu, sorumlu değildir.

    tanım: son yıllarda kalemizi koruyan en iyi kalecimizdir.
  • fabri'yi gerçekten çok seviyordum, duruşu, masumiyeti ve sempatik yüz ifadesi nedeniyle. dünkü içtenliği ve duygusallığı ile sevgim daha da arttı. futbola olan ilgim ve bilgimle naçizane olarak fabri'yi şöyle değerlendiriyorum;

    1. fabri cephe toplarında ve yakın reflekslerinde gayet iyi, yan toplarda zayıf bir kaleci. aynı zamanda bir libero ve stoper görevi görebiliyor.. ia liga menşeili olduğu için degaj ile oyunu başlatmıyor, ayağa pas atarak oyun kurabiliyor..

    2. fabri'nin tolga ve cenk gibi kalecilerden aslında en büyük farkı bu oyun bilgisi. onu bir anda kadrajda görebiliyorsunuz. malum bu özelliği nedeniyle kötü kaleci algısı oluşturan bir etmen olarak, açılması sebebiyle gol de yiyebiliyor.

    3. fabri sürekli değişen bir tandemle oynuyor. üç maç arka arkaya aynı defans hattıyla oynadığını sanmıyorum. (beck, rhodolfo, tosiç, caner), (beck, rhodolfo, marcelo, caner), ( gökhan, marcelo, tosiç, adriano), hatta ( gökhan, atınç, marcelo, adriano) hatta ve hatta ( beck, necip/atiba, marcelo, tosiç) gibi fazlaca değişime maruz kalmış bir defans ile uyum sağlamak kolay değil bir kaleci açısından..

    4. fabri'den daha iyi bir kaleci istiyorsanız, navas, neuer, courtois'i alabilirsiniz. ancak takımın tüm oyuncularına karşılık bu seviyelerdeki tek bir kaleci için bonservis ödemeyi geçtim, trampa bile yapma şansınız yok.

    fabri'yi eleştirirken, bir kez daha düşünün. maç 5-0 ve halen ayağa top yapmaya çalışan karakterli bir kaleci, ve beşiktaş defansının acizliğinde imdat çekici gibi.. hiçbir geri pasta yüreğimiz ağzımıza gelmiyor en azından artık...
  • yaklaşık 20 senedir bilinçli bir şekilde futbolu takip ederim. zaman zaman tribün serserisi olacak kadar yoğun oldu. zaman zaman tuttuğum takımın aldığı sonuçları bile bilmediğim oldu bu sürede. 30'dan sonra daha düzenli bir hale büründü takibim. daha bilinçli ve takım manyaklığı yerini futbol sevgisine bıraktı.

    bunca geçen zaman içerisinde futbola dair en iyi anladığım şey: romantikliğin sadece kandırmaca olduğu. bir takımda herkes işini doğru dürüst yapar ve profesyonelce davranırsa romantizm uydurmaya hiç gerek kalmıyor. süs oluyor romantizm; çeşnisi oluyor oyunun. fakat özellikle türkiye'de işler hiç böyle gitmediği için bol bol yapay romantizme maruz kalıyoruz. forma aşkı, taraftar güzellemesi(gazlaması), takım efsanelerine gönderme vs hiç bitmez. yöneticisinden malzemecisine başarısızlıkta kaçılan dingin bir limandır futbol romantizmi. kaçış rampasıdır freni boşalmış gibi giderken.

    dün gece birçok kişi gibi ben de beşiktaş'ın turu geçecek bir skor üreteceği ümidiyle maçı izlemeye başladım. futbol katili art niyetli bir hakemin maçı bu raddeye getireceğini bilemezdim. her neyse olan oldu. defalarca gördük benzeri hakem performanslarını. insan izlerken(yaşarken) kızıyor ama sonra hızlı bir normalleşme yaşıyoruz. daha önce bizi katledenlere ne oldu ki craig thompson'a ne olsun. geçer gider.

    fakat 4. golden sonra ben orada kaldım işte. [galatasaraylıyım ve örneğin bizde drogba oynarken/sonrasında taraftarla girdiği ilişkiyi samimi bulmuyorum. bu ilişkide herkes istediğini alıyor olabilir. alan memnun satan memnun olabilir. bu beni ilgilendirmiyor. pr çalışması gibi duran hiç bir hareket bana sempatik gelmedi. aynısı melo için de söylenebilir. ikisi de takımıma profesyonelce yaptıkları katkı kadar kıymetlidir.] fabri ağladı ya orada bir zaman damgası gibi vurdu zihnime.

    hakemden ve koşullardan bağımsız olarak kötü/vasat bir performans sergiliyordu bence. ilk golde elini uzatıp ortaya müdahale edebileceğini, penaltıyı çıkarabileceğini, 4. golden önce daha iyi yer tutabileceğini düşünüyordum. tüm bu düşünceler aktı, gitti yok oldu. o yukarıda bahsettiğim sahte romantizmin tam tersi vardı yüzünde. pr peşinde değildi. üzgündü. tıpkı ben ve benden çok daha fazla üzgün olan beşiktaş taraftarları gibiydi. bazen çaresizsindir ve ağlarsın. hiç bir suçun olmayan bir ayrılıkta işleri yoluna koyamadığın için ağlarsın. annen çok hastadır ve ölüm döşeğinde sen hastane hastane, doktor doktor koşmana rağmen cebindeki para kadar çözüm üretebildiğin için ağlarsın. fabri işte böyle bir romantizm yarattı içimizde.

    kaleciliği tartışılabilir. tartışılmalı da (samimi olduğu için başarılı sayılamaz) zaten. ancak beşiktaşlılığı bugünden itibaren tartışılamaz. takımda aynı armayı taşıdığı bir çok futbolcudan daha fazla yakışıyor forma üzerine.

    bunu söylemek bana düşmez ama helal olsun kardeşim sana.
  • beşiktaş' ın son yıllarda gördüğü en kaliteli kalecidir. yerin dibine sokan arkadaşlara tolga' yı öneriyorum. belki onun hatalı çıkışları ile mutlu olursunuz. ayrıca kaleciliğinin yanında ruhu olan adamdır, kaç yıldır kaç tane kaleciniz gol yedi diye ağlıyor bir düşünün, hemide ilk yarı sonunda daha. kıymetini bilin.

    not:musleraspor
  • dunku maçta aglamasiyla besiktasa yakisan biri oldugunu kanitlayan kaleci.

    ve hatta gozyaslarini bile tutamayan kaleci ^^
  • kendisine karşı sempati beslediğim beşiktaş kalecisi.
    ağlamasın bir daha.
    kötü bir kaleci olduğunu da hiç düşünmüyorum. eleştirirken insaflı olun biraz.
  • adamın dibidir ... hiç olmazsa aglamistir .. bazı gavatlar gibi gol kaçırıp /gol yiyip gulmemistir ... bir gs olarak üzüldüm yeminle ...
  • duygusal bjkli turnusolu.
    bakın ben galatasarayliyim disaridan gördüğüm fabri tolgadan iyi kaleci, kiev maçında da cidden onun icin üzüldüm, koskoca adamın gözyaşı dökmesi bana bile koydu. ama bjkli arkadaslarim size koymasın. hep düştüğünüz hataya düsüyorsunuz. romantik solcular gibisiniz yeminle. biliç ile de bu hataya düştünüz. zamaninda tolga ile de düştünüz. adam işinde başarisiz ama işinin dışındaki faktörleri öyle bi ön plana cikariyorsunuz ki başarısızlığını görmüyorsunuz. neymiş tolga efendiymiş biliç delikanlıymış fabri adammış. e işini iyi yapıyor mu? hayır. bu saf salak huyunuzu bize de geçirdiniz ayni şeyi riekerink ile biz yaşıyoruz. bu duygusallık uzun vadede hepimize kaybettirecek. musleranın taşaklarının heykelini dikelim desem fenerlisinden beşiktaşlısına herkes beton taşır değil mi? neden? çünkü adam çok taşaklı.

    bu söylediğim fabri için şuan gecerli değil yani adamı bir maç ile başarısız ilan etmek yanlış. bu sadece gelecekte yaşanabileceklere dair bir öngörü.
hesabın var mı? giriş yap