fado
-
portekizce kader anlamina gelen bir kelime ve portekizlilerin gururu, dünyaca ünlü müzikleri.
19. yüzyil ortalarinda lizbon sahilindeki izbe gece klüplerinden, kerhanelerden çikmis feryat gibi bir müziktir fado. hüzün, izdirap, hayal kirikligi yüklü ve tüm bunlarla beraber portekizlilere özgü bir kaderciligi isleyen sözler afrika, arap ve iber yarimadasi ezgileriyle; basta gitar olmak üzere flüt, klarnet gibi enstrümanlarla bütünlesmis, bu güzeller güzeli müzik çikmistir ortaya. tüm zamanlarin en ünlü fado sarkicisi, ki fadista denir bunlara, hiç süphesiz amalia rodrigues'tir.
bugün dulce pontes de basarili bir fadistadir. -
futbol ve siestanin kardesi.
-
-
kökenini gidip de geri dönmeyen denizcilerin ardından portekizli kadınların denize karşı yaktığı ağıtlar oluşturur. portekiz denize o kadar kurban vermiştir ki bütün teknelerinde tutulan yası simgeleyen siyah bir şerit bulunur. (bunu feci sallamış olabilirim ama aklımda böyle kalmış)
-
fixed asset disposal order yani atılacak fix asset (demirbaşların) muhasebe kayıtlarından düşülmesi
-
(bkz: misia)..
-
çoğunlukla klasik gitar ve 12 telli gitar eşliğinde, fadista tarafından yorumlanır. portekiz'de salt fado dinlemek üzere gidilen mekanları vardır. raconda; fado dinlerken birşey yenmez. zaten kimse de yemek servisi yapmaz. porto şarabı eşliğinde dinlenilmesi ve o melankolik havaya girilmesi farz değilse de vaciptir. bir fadista asla mikrofon kullanmaz kullanana da iyi gözle bakmaz. bu yüzden mekanda gürlütü yapan, sesli ağlayan olursa kara listeye alınır.
-
dunyanin en melankolik muzigi diye tanimlayabilirim. bir omur boyu sadece bu muzigi dinleyip huzunlenebilirim. 12 telli portekiz gitarini calmayi ogrenesim var bu yuzden de...
-
-
(bkz: saudade)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap