• muhtemelen 2010 eurovision'a yalın ile katılmamıza sebep olacak şarkıdır.
  • harry potter tipli şirin alexander rybak'in seslendirdiği ne güzel şarkı, o nasıl güzel bir müzik.
    böyle güzel şarkılar yapılıyorken yarışmayı arap öykünmesi iğrenç bir melodi eşliğinde açılıp sallanan baldır bacak meme şovları kazanmaz umarım.
  • sözleri çocuk şarkıları gibi deniliyor da, sanki bizim dük tek tekin sözleri comfortably numb'daki gibi derin anlamlar içeriyor sanıyor insan.

    düm tek tekin sözleri :

    baby you’re perfect for me
    you are my gift from heaven
    this is the greatest story
    of all times
    we met like in a movie
    so meant to last forever
    and what you’re doing to me
    feels so fine

    angel, i wake up and live my dreams
    endlessly
    crazy for you!

    tey allam. buradaki amacım hadiseyi kötülemek değil. sadece yapılan eleştirilerin iki yüzlülüğünü göstermektir. yoksa britney'in de, kylie'nin de madonna'nın da çoğu şarkısının sözü aşağı yukarı böyledir.
  • süperdi...çok sevimli bir aşk şarkısı, anaokulu, ilkokul bilimum aşklarımı hatırlattı bana...hala böyle seven erkek var mı acaba? bu saflıkta....tebrikler norveç..
  • türk insanının seviyesini anlamama sebep olmuş şarkı. bi biz akıllıyız heralde ki bu şarkıyı beğenmedik. bütün avrupa norveçin komşusu heralde. yoksa bu kadar iğrenç(!) bi şarkıya bu kadar puan verilmez. neyse önümüzdeki maçlara bakalım.
  • ingilizcesi'nin basitligine laf eden adamlarin, ortasinda "kireyzi for yuuu" diye bagiran bi sarkiyi favori göstermesi ne yaman celiskidir? adamlar baldir bacak göstermeden, atesti dumandi kalabalik yaratmadan, götünden top cikarmadan eze eze, sike sike birinci oldular. müzikal olarak gayet kalbur üstü bi sarkiydi. ayrica dinledigim 25 sarki icinde yine kulagimda yer eden, bittikten sonra mirildanmaya cabaladigim tek sarkiydi. helal olsun lugano'ya
  • basit bir formül ve birkaç şanslı tesadüfün biraraya gelmesiyle eurovision tarihinin en kaliteli yarışmalarınının birinde, hem de açık ara birinci oldu.

    yarışmadan önce ilk 5'e oynayacağını tahmin ediyordum ama diğer parçaları da izledikten sonra benim gözümde çoktan kazanmıştı birinciliği. fairytale'in bu zaferinin ardında tek bir sebep yatmıyor. aslını soracak olursanız tek başına çok da bir şey ifade etmeyen ama biraraya geldikçe güçlenen bir sebepler topluluğu yatıyor. peki nedir bunlar?

    1) çoğu insanın (başta patricia kaas olmak üzere) hala anlamakta güçlük çektiği şey, eurovision'un sadece bir şarkı yarışması olmadığı. eurovision bir şarkı ve şov yarışmasıdır. ve bu sene, dolar milyarderi rusların hazırladığı muhteşem sahnede bu şovu hazırlamak için her türlü altyapı vardı. bu altyapıyı da doğru düzün kullanan sadece birkaç ülke oldu. bunlardan biri de norveç'ti.

    2) çatlasanız da patlasanız da alexander hem eli yüzü düzgün hem de sempatik bir çocuk. sizin onu kıskanıyor olmanız ya da bu derecede yüksek bir puan almasını hazmedemiyor olmanız onu daha az sempatik bir insan yapmıyor. yarışma öncesinde böyle bir birincilik alacağını bilseydiniz belki ona puan vermezdiniz ama avrupa'nın yarısı yarışma öncesi tıpkı sizin gibi "aa şirin çocukmuş" dedi ve oyu bastı.

    3) evet fairytale basit bir parça. evet adı üstünde peri masalı gibi ama eurovision'ın da konsepti bu değil mi? tek seferde vurdunuz vurdunuz. yoksa şansınız kalmaz. bazı parçalar vardır, dinledikçe derinliğini kavrar, dinledikçe seversiniz. bazı parçalar vardır ilk dinleyişte "aa ne şekermiş" der, sonra 1 haftada sıkılırsınız. bilin bakalım fairytale hangi sınıfa giriyor?

    yukarıda saydığım sebepler fairytale'i birinci yapan sebepler. şimdi yazacak olduğum madde ise fairytale'in kazandığı bu inanılmaz puan'ın açıklaması:

    4) norveç; etliye sütlüye karışmyan, hiçbir siyasi polemiğe girmeyen, kimseyle savaşmayan, komşularıyla iyi geçinen, kendi halinde bir ülke. zaten kuzey ülkelerinden banko 12 puanı var. ama norveç'e puan vermeyecek ülke yok. mesela baltık ülkelerinden bize oy çıkıyor mu? bir sürü ülke var bize 1 puanı bile çok gören. hadise'nin şarkısı ve performansı o kadar mı kötüydü? hiç sanmıyorum. tarihinde türkiye'ye hiç puan vermemiş ülkeler var. bu durum sadece bizim değil, bir çok avrupa ülkesinin başını ağrıtan bir mesele. ancak norveç'in böyle bir sorunu yok. iyi bir iş çıkarınca da herkesten puan almasını bildiler.
  • kötüleneceğini bile bile entry yazmak üzere olan bir sözlük yazarı diyor ki; bu şarkı ve söyleyen çocuk gerçekten bir harika...

    arkadaşlarla toplanmış yarışmayı izlerken önce alexander rybak ın o tatlı gülüşü vurdu bizi, ardından şarkıyı ve gösteriyi izlerken dedik ki ''kesinlikle birinci olacak''. aynı odada toplanmış yarışmayı izleyen 6 kişi daha melodiyi ilk duyuşlarında nasıl aynı yargıya varabilsin ki.

    yok kuzey ülkesiymiş, yok sadece yakışıklı diye oy toplamış, hatta yakışıklı bile değilmiş kızlar çok abazaymış falan filan tarzı şeyler okudum, yapmayın güzel kardeşlerim...
    bu yarışma tarihinde ilke geçmiş bir şarkıdır, bunca oyu sadece kuzey ülkesi diye, sadece söyleyen çok sempatik diye toplamış olsaydı eğer zamanında sertab erener mümkün değil birinci falan olamazdı.
    hadise ilk üçe giremedi, elbette üzüldüm, ancak aylardır her yerde çalıp duran şarkısını playback hali gibi coşkulu söyleyemedi ki. her sene yarışmayı izlerken hop oturup hop kalkan ben coşamadım bile. eksikti bir şeyler.

    her ne kadar çok tarafsız bir yarışma olmasa da bu sene hakeden kazandı diyebilirim.
  • kemanlı bölümlerinde ritim tutmayan insanların, insanlığından şüphe etmelerini gerektirecek parçadır...
  • belarus asıllı alexander rybak tarafından sözü müziği çalması söylemesi kısacası her bir şeyi yapılmış olan norveç'in 2009 eurovision şarkısı.alexander ve şarkısı resmen aşık olunası.bu senenin % 1500 birincisi.nedense türkiye değil bu şarkı kazansın istiyorum.yoksa cidden yazık olacak.neyse.seneye oslodayız.*
hesabın var mı? giriş yap