• kendini geliştirmek her zaman güzeldir.
  • yüzde 95 doğru. o yüzde 95'e giren kişi için bu oran yüzde 100 görünse de öyle değil tabii ki. zordur ama, her benim diyen o sabrı zekayı gösteremez.
  • kendini geliştirmek için "şu sahte kahramanlar gibi ol", "bunu da al", ''paran yoksa batana kadar kredi çek" mesajlarıyla yürür bu sistem.
  • her şey ama her şey sınıfsaldır. içtiğin su, yediğin yemek, yaşadığın ev, aldığın eğitim, beraber olduğun insan... kendini ne kadar geliştirirsen geliştir, sermayen olmadığı müddetçe ulaşabileceğin maksimum nokta bellidir. bir şirkete ceo olursun mesela ama şirketin sahibi olamazsın. bu demek değil ki boşverelim geliştirmeyelim kendimizi, elbette geliştireceğiz. elde olan imkanlar dahilinde elden gelenin en iyisini yapmak gerektiğini düşünüyorum. ama hayat değil mi bu? turnayı gözünden vurursun bir bakmışsın zirvedesin. ancak beklentileri dizginlemekte yarar var.
  • (bkz: sonunda biri söyledi)

    edit: başlığı ve entry yi üstün körü okudum. sikko sikko forum donanımhaber başlıklarına benzettim hakkaten de öyleymiş vir yazar mesaj attı. ben kendini geliştir, yapayzeka31 tayfayı gömüyoruz sanmıştım. öbür taraftan kendini geliştiren, çok çalışan kazanıyor hala daha. ama ölüme 1 dk kala uyuyacak şekilde çalışmak gerekiyor, şans da lazım azim de. kısacası konu biraz sapmış. durum o kadar da kötü değil ama seviyorum bu tarz çıkışları.
  • yeni bi' zincir.

    gecelerde epostaya is teklifi dusmus. ulan bakalim neymis, gubre bilmem ne satis temsilcisi. ne alaka amk derken, baktim sertifika lazimmis, şuralardan alabilirsiniz diye link vermisler. baktim, 1300 lira falan. jsggsgshskkss
  • "fakirler" dediği sınıf aynı zamanda "eğitimsiz" de olduğu için sürekli kandırılmaktan kurtulamayacaklardır malesef. bu "kendini geliştir" tarzı dolandırıcılık yöntemleri de bir yandan paradoks denebilir bir yandan da şöyle bir gerçek gözlenebilir. eğitimsiz kişi, imrendiği şeye erişebilmek için her zaman en kolaya kaçacaktır. yani kitap okumak yerine "abilerin, ablalarını dinlemek" ve/veya "parasıyla sertifika almak" yöntemlerini seçecektir. bu da hem üzücüdür hem de bir yandan, "ava giden avlanır" meselesidir.
  • günümüzün ve geleceğin dini "kişisel gelişim"dir.

    sisteme adapte ol, adapte olamazsan elenirsin. çalış, çarkı çeviren bir hamster ol. dur durak bilmeden çalış, sorgulama, kendine bir şeyler kat.. katma değer.. verimlilik.. performans... git hiç ilgi duymadığın yeni dilleri öğrenmeye çabala belki maaşın biraz daha artar ya da sömürücü patronunun gözüne girersin. internetten abuk subuk aslında sana hiçbir şey katmayan ve ilgilenmediğin online kurslara para bayılıp sertifika biriktir, cv'ne falan koy. her şey çok güzel olacak. sınıf atlayacaksın. instagram'a güzel fotoğraflar atabilecek, güzel tatiller yapabileceksin. malın mülkün olacak. bu.

    işte milyonlarca insanı kandıran, seslerini çıkarmalarını engelleyen, senelerini heba ettirip de eline hayal kırıklığından başka bir halt vermeyen umut tacirliği tam olarak bu.
  • son cümleyle kendi tezini çürüten yazar beyanı. sana sunulan imkanlar sen kendini geliştirmezsen ortaya çıkmıyor. ben zaten fakirim o zaman fakir kalayım dersen sana kimse gelip o zaman sana da fabrika açalım demez.

    kaldı ki olay fabrikayla 10 milyon lirayla alakalı değil, kendini geliştirmenin karşılığı olarak çok para kazanma düşüncesi insanı yanıltıyor. yani her şeyi para amaçlı yapmamıza gerek yok, biraz kendimizi daha iyi insanlar olmak için de geliştirebiliriz.

    ama tabi medyanın çok büyük bir etkisi var ne yazık ki. yapılan her şey aynı yere bağlanıyor. para. daha çok para. güç. daha çok güç. kendi hayatımızı elimize almak istiyorsak kendi hayatımızı yönlendiren şeylerden de uzak durmamız lazım. uyuma süresi dışında geri kalan zamanlarda medyaya bağımlı yaşamlarımız kendi hayatımızın nedenini bile unutturuyor.

    gerçi milyonların karşısında çıkan cılız sesleri kimse duymuyor tabi. her zaman bağıran haklı.
  • 10 milyon lirası olsa kuyumcudan altın alacak fakirleri gösteren fikirdir.
hesabın var mı? giriş yap