• nasıl bir karaktere sahip olduğunu ve başarılı olduğunu anlamak için, twitter'daki fatih terim flood'ına bakılması gereken şahıs.
  • sakatlıklar yoksa şu kadroyu çıkar arkadaş. 4-4-2 oynat eski günlerdeki gibi. ne korkuyorsun. bir pivot santrafor bir de koşan, alan atan yardımcı forvet (eren, onyekuru). iki hakiki kanat (rodri ve ciguli). oyunu iki yönlü oynayabilen iki önlibero (ndiaye ve fernando). defans dörtlüsünde tecrübe ve istikrar şart. ozan, ömer fantezisini kolay maçlara sakla.

    muslera--nagatomo-serdar-maicon-mariano--rodrigues-fernando-ndiaye-feghouli--onyekuru-eren
  • seninle olmuyor ama sensiz de olmuyor. kaprislerinle inatçılığınla bazen beni çıldırtsan da maalesef sana mecburuz.
  • köpekler istedi diye atlar ölmez...
  • bazı kargalara nefessiz soktuğu için başına kötü şeyler gelmesi istenmektedir
  • bu ülkede kayıtsız şartsız iki winner var birincisi rte ikincisi fatih terim ; kızarsınız eleştirirsiniz ama ama ama diye arkasından onlarca söz söyleyebilirsiniz ama bu gerçeği değiştirmiyor ,liderlik ve o ruh bambaşka bir şey ;dünyanın en iyi üniversitesinden en iyi futbol akademisinden başarılarla mezun olabilirsiniz ama liderlik , o kazanma inatçı olma güçlü durma son 20 yılda gerçekten sadece bu iki isme ait gibime geliyor.
  • cocu'nun göbekte elif-jailson ikilisiyle çift forvet oynattığı ortamda, elinde fernando-ndiaye ikilisi varken eren-sinan ikilisini öne atmaktan çekinen td. niye böyle oldu hocam ya. niye biz göbekte fernando-ndiaye-belhanda kısırlığını çekiyoruz hocam?
  • buraya bir yazı bırakacağım hoca hakkında. ne bugün için ne geçmiş ne gelecek için. genel bir yazı olacak. bir hatıra olarak dursun istiyorum burada. uzun da olsun biraz. yazacaklarım tüm zamanlardan ayrı olacaktır.
    çocukken galatasaray'ı seven bir teyzem vardı. metin oktay'ı canlı izlemiş statta. o zamanlar bir kadının statta maç izlemesi bile büyük cesaret. çocukken anlattı metin oktay'ı bana. galatasaray sevgisi o zaman aşılandı bana. deli gibi seviyordum bu takımı. hala da severim. yenilince üzülürüm yenince sevinirim. kızdığım da olmuştur nara attığım da. şampiyonluk falan da çok görmedim çocukken. genellikle derbilerde de yenilirdik. milli takımı da ayrı severdim. belçika'ya oktay'ın attığı gole, recep'in orta sahadan attığı gole hayatımda sevinmediğim kadar sevinmişimdir. hep yenilirdik be sözlük. her takım ezerdi millileri. şerefli mağlubiyetler dönemiydi. derken bir haber duydum. akdeniz olimpiyatlarında mı ne (o zamanlar anlamını bile tam bilmediğimizden) milli takım şampiyon olmuş. büyük başarı benim gözümde. millet hakir görüyor yahu ne olacak sanki milli takım mı diye. bir isim yavaş yavaş zikrediliyor ismi fatih terim.
    derken milli takıma geçti bu adam. haberlerde hala hayal meyal hatırlıyorum. tarihimizde ilk defa avusturya’yı deplasmanda yendik. tarihimizde ilk defa bilmem kimi sahamızda yendik. bir direnişti bu haberler. tarih yazılıyor ve biz canlı tanığı oluyorduk. bir adam her şeye isyan ediyordu. derken fatih hoca ile galatasaray’ın yolları kesişti.
    4-0lık fenerbahçe maçını fenerli bir abimle izledik. fener ezim ezim ezdi bizi. holiganlık falan bugünkü kadar değildi. beraber izlerdik maçları. son dakikalara girilince gel abim kalkalım daha fazla izleme sen dedi. (adam fenerli hoşgörüye bak). biliyor üzüldüğümü. yine de fatih hoca’yı seviyorum o dönem. derken galibiyetler başladı ve şampiyon oldu takım. 4 senelik ambargo başladı. derbilerde geçit vermiyordu. (hala feneri yenemiyorduk kadıköy’de orası ayrı)
    sıra avrupa’ya gelmişti. avrupa’da genelde hep türk takımlarını desteklemişimdir.ama galatasaray aşkı bir başkaydı. ara ara şanlı zaferleri vardı galatasaray’ın ama domine etme olmamıştı. yeniyordu yeniliyordu. ama bir ışık vardı bu kez. bir şeyler farklıydı. yenilirken kabullenmiyordu takım. okan buruk’un son saniyelerde topu almak için bir avrupa maçında yere kendini fırlatarak ayağında top tutan oyuncuya doğru kafa ile müdahale etmeye çalıştığını hatırlıyorum. hayal edebildiniz mi. top yerde, rakip oyuncunun ayağında, okan yere doğru uçan kafa atıyor. bu hırs bir şeyler yapacaktı ve belliydi.
    bahisçiler 1/250 oran mı vermiştir bilemem ama uefa serisinde türk halkı 1/1milyon bile vermiyordu galatasaray’a. bir iki turda gider deniliyordu.çünkü türk halkı ezilirdi. kim ki onlar kupa kaldıracaktı. türkler futboldan da anlamazdı zaten. kabullenmişlik vardı herkeste. bir kişi hariç. fatih terim inanıyorum diyordu. ve önce kendi halkını inandırmaya çalışıyordu.
    mallorca’yla karşılaşmıştı takım. adamlar deplasmanda ilk başta paldır küldür geliyordu. kahvede izlemiştim o maçı. sigara dumanı altı heryer. herkes sövüyordu. takım tutuk başlamıştı. heh işte ha yedi ha yiyecekler derken bir adam da orada çıktı sahneye. geoerge hagi… bir şut çekti 30 metreden. ansızın… kaleci dahil tüm stat sustu. gol olmadı ama herkes korktu. işte böyle diyordu hagi. reaksiyon buydu. isyan buydu. eleneceksek de adam gibi ezilmeden elenmeliydik. bu ateş tüm takımı parlattı. ezdikçe ezdik takımı. sanki herkes bu şutu bekliyordu. o yakılan kandil arsenal maçında söndü. kupa türkiye’deydi.
    demem o ki, seven de var fatih terim’i sevmeyen de. herkes haklı kendine göre. ego diyorlar motivasyon diyorlar. çok anlamam taktiklerden ama haklıdırlar belki de. pirlo sözleri dolanır bazen. elin italyan’ının sözleri ile saldırırlar fatih terim’e. okudukça üzülürüm. bazen de paracı derler. dedim ya herkesin haklı olduğu bir nokta vardır elbette. kimine göre de imparatordur. kimine göre en başarılı teknik direktör kimine göre antrenör.
    benim için fatih terim nedir bilir misiniz? isyandır. reaksiyondur. sevgidir. mazimdir. mazimdeki mutlu olduğum anıların nadide bir parçasıdır. türklüktür. türkiye’dir. futbolda "sen orada bir milletin makus talihini değiştirdin” denilen adamdır. 11 kişi sahaya çıktığı sürece galatasaray eksik değildir diyerek mazeretleri reddeden adamdır. galatasaray taraftarlarının ve futbol takımının manevi babasıdır. bir insanın babasına kırıldığı kadar kırılmışımdır fatih terim’e. babasıyla tartıştığı kadar tartışmış, sevdiği kadar sevmişimdir. ama asla reddetmemişimdir. o da galatasaray’ı reddetmemiştir.
    çünkü aslolan galatasaray’dır.
    çünkü mevzu bahis galatasaray ise gerisi sadece teferruattır.
  • mahalle abileri vardır hani, çok kabadayı takılır, höt möt yapar millete, en güçlü ve en akıllı sanır kendini. hoca da öyle bir adam. görünmez (!) bir güç tarafından hep yolu açılmış, hep kendisine ihtiyaç varmış izlenimi verilmiş. şöyle hayatını biraz kurcalayınca, sevmediğim insan profili çıkıyor karşıma. hareketleri, bitmek bilmez egosu ve artist tavırları çok rahatsız ediyor beni. bunlar şahsına yönelik düşüncelerim. ama işe galatasaray boyutunda bakınca olaylar çok farklı bir noktaya geliyor. ben daha hayata gözlerimi açmadan adam galatasaray için ter dökmüş. galatasaray’ın başarılı olması için her zaman mücadele vermiş. öyle absürt bir sinerji oluşturmuşki o varsa sıkıntı yok anlayışı oturdu taraftarın içinde. ciddi anlamda rakip takımların çekindiği bir isim haline gelmiş. komple olarak değerlendirince yine takımda görmek istemeyeceğim bir isim terim. ama fena iş çıkarmıyor çomak sokmaya gerek yok diye düşünüyorum.
  • "takımımıza sakatlar ordusu diyebiliriz ama hala ordu diyorsak ve başlarında da bir kumandan varsa geriye cephane kalıyor. 50 bin de cephanemiz var; taraftar. demek ki hala savaşabiliriz. ağlamaya sızlamaya gerek yok."

    fatih terim. 23.10.2018

    https://www.youtube.com/watch?v=e-lmire-9m8
hesabın var mı? giriş yap