fayton
aynı isimde "fayton (gökhan kırdar şarkısı)" başlığı da var
-
ece ayhan'in gorkemli bir basucu siiri:
fayton
o sahibinin sesi gramofonlarda çalınan şey
incecik melankolisiymiş yalnızlığının
intihar karası bir faytona binmiş geçerken ablam
caddelerinden ölümler aşkı pera’nın.
esrikmis herhal bahçe bahçe çiçekleri olan ablam
çiçeksiz bir çiçekçi dükkanının önünde durmuş
tüllere sarılı mor bir karadağ tabancasıla
zakkum fotografları varmış cezayir menekşeleri camekanda.
ben ki son üç gecedir intihar etmedim hiç bilemem
intihar karası bir faytonun ağışı göğe atlarıyla birlikte
cezayir menekşelerini seçip satın alışından olabilir mi ablamın.
ece ayhan
phaeton
that thing played on its master’s voice gramophone
was the frail melancholy of her loneliness
as my sister was riding on a phaeton in funeral black
passing through the streets of pera, deadly infatuations.
ecstatic i guess she was who had gardens of flowers
stopping by a florist having no flowers
with a montenegrin pistol wrapped up in tulle
in its window are the pictures of oleander, and periwinkles.
i who have not committed suicide for the last three nights
will never know
if the ascent of a phaeton in funeral black to the heavens
with its horses
could be for my sister’s having chosen to buy
the periwinkles.
translated by s. k. -
mitoloji denilen apayrı, bambaşka dünyadan aramıza katılmış bir kelimedir fayton da. helios namlı ve apollo ile karıştırmamamız gereken güneş tanrısının oğludur fayton, batı dillerindeki adıyla phaeton ya da.
kendisi yalnızca ölümlü annesi clymene'yi tanımaktadır, bilmektedir; babasının helios olduğu yolunda rivayetler ise boldur lakin. işte bir gün tam da bunu öğrenmek için güneş'in sarayına gider phaeton. orda görür helios'u; onun babası olup olmadığını öğrenmek yolunda sorduğu sorulara helios içten bir "evet" ile karşılık verir, bununla da yetinmez hatta, "dile benden ne dilersen" der, "baban olduğunu kanıtlamak için styx ırmağı üzerine and içerim ki, her şeyi yaparım."
phaeton'un gözü yükseklerdedir. babasının her allahın günü arkasına güneşi koyup gökyüzünde sürdüğü ve bu şekilde günü yarattığı atlı arabayı bugün de o sürmek ister.
helios açık çek vermekle içine düştüğü hatayı hemen görür. "oğlum, olmaz bu iş" der; "sen ölümlüsün, düşün ki tanrılar bile kullanamıyor bu arabayı, zeus'un bile elinden gelmez" der; "yukarda ne olduğunu merak ediyorsan ben sana anlatayım: zodyak canavarları var, boğa var, aslan var, akrep var, yengeç var" der; "seni öldürürler onlar, başka bir şey iste benden" der. tüm bu çırpınmalarına phaeton nuh der, peygamber demez oysa. baktı ki çocuk dikkafalı, baktı ki styx ırmağı üzerine söz verdi bir kere, boyun eğer helios ve oğlunu arabaya bindirir.
sonra ne olur? rezillik tabii: bir yabancıdan korkan ve şaha kalkan, coşan atlar, bundan korkup dizginleri elinden bırakan phaeton'dur olan. kaybolan kontrolle gökyüzünde gittikçe alçalmaya başlayan güneş yüklü araba sadece sıcaklığıyla başta olympos olmak üzere çevredeki tüm tepeleri tutuşturmaz, aynı zamanda ırmakları buharlaştırır, ülkeleri çöl eder, insanları karartır. öyle ki, nil ırmağı kaçacak bir delik arar, sonunda bulur da; ama bir daha hiç çıkarmaz başını ordan, kimse bilemez o günden bugüne kaynağını. öyle ki, libya baştan başa kavrulur. ve öyle ki, habeşistan halkı kapkara oluverir, öyle kalır.
bu tatsız panayırı gören zeus tez zamanda olaya el koyacaktır tabii: eline alır yıldırımını, phaeton'a fırlatır. isabetli bu atış phaeton'un da, o yıkımın da, bu entryinin de sonu olacaktır. phaeton'dan geriye işte bu buruk hikaye, bir de o sürdüğü, hayır, süremediği gibi -tercihan dört tekerlekli, tek körüklü- at arabalarına verilen fayton adı kalır. -
ece ayhan'ın, eline "tüllere sarılı mor bir karadağ tabancası" tutturup "intihar karası bir faytona bindirdiği" esrik ablası, "çiçeksiz bir çiçekci dükkanı" olan çankaya köşkü'ne girmesine izin verilmediği için intihar eden fikriye hanım'ın ta kendisidir.
-
9/8lik bir şarkı bu, oynamamız lazım yani, niye ağlatıyor peki?
-
uzun bir aradan sonra yeniden dinlendiğinde karın boşluğunda biriktirilmiş tüm özlemleri tetikleyen bir ezginin günlüğü şarkısı...tam olarak sözleri şu şekildedir:
biz faytona ne zaman bindik
en son ne zaman
şapkası sünnet gözleri cennet hocam, o zaman
şapkası sünnet gözleri cennet hocam, o zaman
biz sinemaya ne zaman gittik
en son ne zaman
elimizde yastık cebimizde fıstık hocam, o zaman
elimizde yastık cebimizde fıstık hocam, o zaman
biz bu denize ne zaman girdik
en son ne zaman
martıların kanadına bindik hocam, o zaman
martıların kanadına bindik hocam, o zaman
biz ne zaman büyüdük
en son ne zaman
çocuklara yasaklar koyduk, ne zaman, ne zaman
biz ne zaman öldük
işte o zaman
adam olduk, sevdalanmayı unuttuk hocam
adam olduk, sevdalanmayı unuttuk hocam
biz hayatı ne zaman sevdik ne zaman
en son ne zaman
çocuktuk, sevdalandık hocam, o zaman
çocuktuk, sevdalandık hocam, o zaman
biz ne zaman büyüdük
en son ne zaman
çocuklara yasaklar koyduk, ne zaman, ne zaman
biz ne zaman öldük
işte o zaman
adam olduk, sevdalanmayı unuttuk hocam
adam olduk, sevdalanmayı unuttuk hocam
biz faytona ne zaman bindik
en son ne zaman
şapkası sünnet gözleri cennet hocam, o zaman
şapkası sünnet gözleri cennet hocam, o zaman
biz okulu ne zaman kırdık
en son ne zaman
bahar geldi, aklımızı çeldi hocam, o zaman
bahar geldi, aklımızı çeldi hocam, o zaman
biz hayatı ne zaman sevdik ne zaman
en son ne zaman
çocuktuk, sevdalandık hocam, o zaman
çocuktuk, sevdalandık hocam, o zaman
çocuktuk, sevdalandık hocam, o zaman -
"...
biz ne zaman büyüdük
en son ne zaman?
çocuklara yasaklar koyduk,
ne zaman, ne zaman?
biz ne zaman öldük, işte o zaman
adam olduk sevdalanmayı unuttuk, hocam
biz hayatı ne zaman sevdik, ne zaman?
çocuktuk sevdalandık hocam, o zaman
..."
(bkz: ebruli) -
yeryuzunun en guzel ben asik oldum sarkisi.
-
-
kler'in bizi goturen atla mesafemiz hep sabit oldugundan yol boyunca "ne kokuyor burasi?" demesine sebep olan tekerlekli at goturgeci..
-
türk pop müzik tarihinin en kayda değer eserlerinden biridir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap