• su fed konusunda herkes birseyler karalamis ve bu konuda bilgisi az olanlarin veya hic olmayanlarin kafasi karismis. fed nedir, ne ise yarar, bilale anlatir gibi aciklayayim.

    soru 1: fed nedir?

    cevap 1: fed abd merkez bankasidir.

    soru 2: fed'in gorevi nedir?

    cevap 2: fed'in kendisine gorev belledigi 2 sey var ve geri kalan hersey bu iki seye bagimli. ilk olarak abd'deki enflasyonu belli bir cercevede stabil halde tutmak, ikincisi de abd'deki issizlik oranini stabil olarak belli bir cercevede tutmak.

    soru 3: nasil yani? neden "enflasyon ve issizligi sifirlamak" demedin de "stabil hale getirmek" dedin? fed'in amaci bunlari sifirlamak degil mi?

    cevap 3: hayir. fed'in amaci enflasyonu %2 civarinda, issizligi de %3-4 civarinda tutmak. fed her ne kadar ne enflasyonun ne de issizligin artmasini istese de bunlarin sifirlanmasini da istemiyor. fed'in gozunde (ve kapitalizmde) issizligin sifir olmasi demek sirketlerin calistiracak eleman bulamamasi demektir. issizligin %3'un altina inmesi maaslari kontrolsuz bir sekilde arttiracagi ve sirketler mevcut isciler icin rekabete girip zarar etmeye baslayacagi icin fed issizligi bu rakamin altina indirmek istemiyor. enflasyonun da sifirlanmasi istenmiyor cunku enflasyonun sifirlanmasi demek uretilen hizmet ve urunlere olan talebin azalmasi demektir. zira kapitalizmin bir numarali kurali esya ve hizmetlerin bedelinin arz-talep dengesinde olmasidir. ekonomilerin saglikli bir sekilde buyumesi icin enflasyonun %2 civarinda tutulmasi ongorulmustur.

    soru 4: fed issizligi ve enflasyonu nasil etkilebilir ki? ornegin issizligi dusurmek icin sirketleri eleman almaya mi zorluyorlar?

    cevap 4: fed'in elinde 2 tane arac var. biri piyasadaki para hacmini arttirmak, digeri de kisa donem faiz oranlarini belirlemek. fed bu ikisini kullanarak ekonomiye direk olmasa da dolayli yoldan etki yapmayi planliyor. faiz oranlarinin kisa donemde ekonomiye 3 etkisi var: 1) faiz oranlari dusukse insanlar paralarini bankada tutmak yerine harcarlar veya yatirim yaparlar, 2) faiz oranlari dusukse sirketler borc alip yatirim yaparken daha cesur davranirlar, 3) faiz oranlari dusukse insanlarin borc alip odemesi kolaylasir. kisaca faiz oranlari dusukken para biriktirme oranlari duser, yatirim ve harcamalar artar ve bu ekonomi icin kisa vadede iyidir ama uzun vadede enflasyona sebep olur. bu yuzden enflasyonun ilk isaretleri gorununce faiz oranlari yeniden yukseltilir.

    soru 5: fed faizleri dusurunce turkiye, cin, brezilya gibi gelismekte olan ulkeler bundan nasil nasipleniyor?

    cevap 5: para parayi ceker derler, ki sonuna kadar dogrudur. simdi bir bankamiz var ve banka parasini faiz veren bir yere yatirip parasina para katmak istiyor, zira bankanin musterileri de kendilerine faiz odenmesini istiyor. abd devleti dolar adli para birimine hakim oldugu icin abd devletine verilen borclar en guvenli borc olarak kabul ediliyor. yani ben abd'ye dolar uzerinden borc verirsem o borcun geri odenecegini bilirim. bu yuzden abd'ye borc verirken faiz orani daha dusuk tutulur. ornegin abd'de 10 yillik borc vermenin faiz orani %3 ise turkiye'de 10 yillik borc vermenin faiz orani %7-8 olabiliyor. bu durumda banka "ben parami odemesi garanti olan abd'ye mi yatirayim yoksa kucuk de olsa risk tasiyan turkiye'ye yatirip daha mi cok faiz alayim" diye dusunuyor. abd'deki faiz oranlari dusunce bankalar daha fazla faiz kazanabilmek icin baska ulkelere borc verip risk almak zorunda kaliyor. bu yuzden turkiye, brezilya gibi ulkeler bu durumdan nasipleniyor.

    soru 6: sonra fed paralari geri mi cagiriyor?

    cevap 6: burada "geri cagirma" diye bir sey yok. fed faizleri arttirinca dogal olarak paranin bir kismi riskin daha az oldugu abd'ye geri donuyor. aslinda fed sadece kisa donem faiz oranlarini belirliyor. yani uzun donemde yine faiz oranlarini pazarin kendisi belirliyor.

    soru 7: o nasil oluyor?

    cevap 7: simdi abd devleti borc alacagi zaman bankalara, sigorta sirketlerine, cesitli ulkelere filan gidip "100 milyar dolarlik borc almam gerekiyor" diyor. bu kisi ve kurumlar da "borc veririz de yuzde kac faiz verirsin" diyorlar. abd %4 deyince bazilari vazgeciyor bazilari "bana uyar reyis" diyor. eger "bana uyar reyis" diyenlerin verecegi borc toplamda 100 milyar dolara ulasirsa olay kapaniyor. yok eger bu adamlarda sadece 80 milyar dolar varsa geri kalan 20 milyar dolari alabilmek icin faiz orani yukselecektir. abd bu kez vazgecenleri ikna etmek icin %4 yerine %5 vermeye calisacaktir. bunun tam tersi de gecerli. abd %4 faizle 100 milyar dolar borc almak istiyor ama piyasada abd'ye borc vermek isteyen o kadar cok banka ve kurum var ki 200 milyar dolar para toplaniyor. bu durumda devlet de "madem herkes bana borc vermek istiyor, ben de sadece %3 faiz oderim" diyor.

    soru 8: peki bu uzun vadede halkin kullanacagi faiz oranini nasil etkiliyor?

    cevap 8: amerikali john abimiz teksas'ta (bu kez oregon degil teksas'i ornek veriyorum) ev alacagi sirada bankaya gidip kredi cekiyor. bankadan 200 bin dolar ceken john abimize banka "ben bu parayi sana %5 faizle veririm cunku amerika devleti bile borcuna %4 faiz oduyor" diyor. bu durumda abd devletinin odedigi faiz orani abd halkinin ev kredisi alirken odedigi faiz oranini belirliyor.

    soru 9: peki bu turkiye'deki tuketiciyi nasil etkiliyor?

    cevap 9: abd'de ekonomi yavaslarsa bankalar borc verecek adam bulabilmek icin faizleri dusuruyorlar. bu da ise yaramazsa bu kez yabanci bankalara dolar bazli borc vermeye basliyorlar. yabanci bankalar da kendi ulkelerinde borc verirken bu faiz oranini baz aliyor. boylece fed'in belirledigi ve amerikan hukumetinin kullandigi faiz orani turkiye'de ev kredisi almak isteyen mehmet agayi etkilemis oluyor.

    soru 10: bu arada dolar niye deger kazaniyor?

    cevap 10: abd'deki faiz orani artinca herkes abd'ye borc verip garanti faiz kazanmak istiyor ama abd'ye borc verebilmek icin dolar'a sahip olmaniz gerekir. bu durumda banka ve kurumlar abd'ye borc verebilmek icin eldeki parayi dolara ceviriyor, herkes dolara yuklenince dolar degerleniyor.

    soru 11: fed'e abd devleti sahip degil mi?

    cevap 11: fed devletten bagimsiz ama devletin denetimi altinda olan bir kurum. kurum yolsuzluga bulasmadikca veya abd ekonomisi yere cakilmadikca devlet genelde kurumu kendi haline birakiyor. abd ekonomisi yere cakilsa bile devlet fed'e direk mudahele edemiyor ama fed'in harekete gecmesi icin siyasi baski uygulayabiliyor. bir de fed'deki bazi yoneticileri abd devleti atiyor. yine de fed kagit uzerinde ozerk ve bagimsiz bir kurum.

    soru 12: bu mantiga gore faizlerin dusuk olmasi halk ve ekonomi icin iyi ama bankalar icin kotu mu oluyor?

    cevap 12: tam anlamiyla degil. eknomi krizdeyken veya krizden yeni cikip toparlanma asamasindayken dusuk faizler ekonominin buyumesini tetikler ama ekonomi ayaklari uzerinde durabiliyorken dusuk faizler devam ederse enflasyon tetiklenebilir. bu da herkes icin kotudur.

    soru 13: fed'in amaci abd'de issizligi ve enflasyonu kontrol altinda tutmaktir diyorsun ama fed'in yaptiklarinin etkileri tum dunya'da goruluyor. fed'in amaclari arasinda neden "tum dunya'da issizligi ve enflasyonu kontrol altina almak" yok da sadece abd var.

    cevap 13: cunku fed sadece dolara direkt etki edebiliyor ve diger para birimlerine mudahele etme yetki ve gorevi diger merkez bankalarina verilmis. zaten fed uluslararasi bir kurum olmadigi icin kagit uzerindeki amaclari abd'yle sinirlidir ama abd ekonomisi dunya ekonomisiyle baglantili oldugu icin de bir yandan boyle bir paradoks olusuyor iste.

    http://goo.gl/jbof6h
  • "... the trouble started with new century, which had become the nation’s second biggest lender to would-be homeowners with dodgy credit histories or little cash for a down payment. such loans, known as subprime mortgages, typically carry interest rates at least 2-3% higher than conventional ones. this has been a booming business in america, but the slowdown in the housing market has pushed many such lenders into the red. last month new century said it would be restating its earnings, triggering investigations into how it has accounted for its bad loans. ..."

    http://economist.com/…laystory.cfm?story_id=8845261

    (bkz: mortgage/#10585326)

    (bkz: fed in m3 verisini yayindan kaldirmasi)

    bu noktada sorun, fed'in, plunge protection team'inin mortgage piyasasındaki çöküşü engelleyip engelleyemeyeceği. fed para basıp ikincil piyasadan mortgage paketçiklerini satın alarak, bu piyasanın çökmesini engellemeye çalışıyor ve çalışacak. piyasaya sürdüğü paranın sterilizasyonunu da ortadoğu'da huzursuzluk çıkartarak yapıyor. burada çok ince bir denge takip etmeye çalışıyor. petrol fiyatlarını öyle bir dengede tutmaya çalışıyor ki, ne bir global resesyon oluşsun, ne de petrol çok ucuzlayıp dolara talebi düşürsün. zira, fed'in bu aralar buna çok ihtiyacı var. özellikle de, mortgage piyasasını çekip çevirebilmek için ciddi miktarda bir nakiti piyasaya sürebilmesi gerek. bu kolay, asıl zor olan, bu nakiti yurtdışına kakalamak. işte bunun için de, petrolün fiyatının düşmemesi ve dolar ile satılmaya devam etmesi gerek. bunu da ortadoğu'yu karıştırarak sağlıyorlar.

    görüldüğü üzere, fed çok ince bir ip üzerinde yürümeye çalışıyor. eğer plunge protection team mortgage piyasasını toparlayabilmeyi başaramazsa, bu çok büyük bir global krize neden olacak*. önce abd'de, tıpkı 1929 buhranında* olduğu gibi, tüketim hızla daralacak. fakat 1929'den daha da kötüsü, bu daralma amerikan ekonomisine göbeğinden bağlı* uzakdoğu ülkelerine hemen sıçrayacak. uzakdoğu ülkeleri ve muhtemelen diğer ülkeler de, abd dolarına yatırımı yapmayı kesecekler, herkes elindeki dolardan kurtulmaya çalışacak. bu panik durumu ise, krizin daha da derinleşmesine neden olacak. dolar hızla değer kaybedecek. uzakdoğu'da ve diğer bir çok ülkede portföylerinde yüklü miktarda dolar varlığı taşıyan yüzlerce banka ve finansal kuruluş batacak. petrolün fiyatı reel olarak çok düşecek. bu esnada, rusya, suudi arabistan, iran gibi petrol üreticisi ülkelerde büyük ekonomik sıkıntılar baş gösterecek. bu ülkelerde devrimler ve/veya iktidar değişiklikleri gerçekleşecek.

    işte bütün bunların olmaması için, fed'in para basıp ikincil piyasadan mortgage paketçiklerini toplayarak, bu piyasanın çökmesini engellemesi gerek. piyasaya sürdüğü nakit paranın sterilizasyonunu da, ortadoğu'yu karıştırıp petrol fiyatlarını artırarak yapmak durumunda. bakalım başarılı olabilecekler mi ?
  • paul krugman'in "we live in strange times" -garip zamanlardan geciyoruz" diye nitelendirdigi bugunlerdeki durumumuza bundan yaklasik 100 sene jesse livermore "history repeats itself all the time in wall street" ve "...another lesson i learned early is that there is nothing new in wall street. there can't be because speculation is as old as the hills. whatever happens in the stock market today has happened before and will happen again. i've have never forgotten that", " wall street'te tarih daima tekerrur eder" ve " wall street'te her seyin her zaman ayni oldugunu genc yasta ogrendim, aynidir, cunku spekulasyon gezegen kadar eski bir seydir. hisse senedi piyasalarinda bugun olan bir sey daha once de olmustur ve mutlaka gelecekte de olacaktir. bunu aklimdan hic cikarmadim" sozleriyle acikladigi durum arasinda bir bakis acisi farki oldugu gayet acik. cunku finansal piyasalarda kar mi zarar mi edeceginizi belirleyen sey olaylara bakis acinizdir. bakis acisi farki yoksa eger, -krugman ve livermore arasinda- niyet farki oldugunu anlamamiz gerekiyor. paul krugman belki kitleleri urkutmek icin konusuyor bu sekilde telaffuz ederek durumu, fakat jesse livermore, egosunu tatmin etmek icin konusuyor. dolayisiyla burada ben jesse livermore'a guvenirim. cunku ego tatmini her seyin onundedir.

    hope and fear ya da greed and fear yani umut ve korku ya da acgozluluk ve korku, borsada ya da genel olarak finansal olan -trade edilebilir- herhangi bir seye bakis acinizda hassas ayar vermeniz gereken temel unsurlar, -duygu durumlaridir. cunku insanlar soyledir: bazi seyleri sirf etrafindaki insanlar yapiyor diye, suru psikolojisine kapilarak yaparlar. fed de aslinda elindeki faiz arttirim ya da azaltim araclari ve parasal sikislasma ya da gevseme mekanizmalari, (daha karmasiklari da var liquidity window, interest window gibi, bunlari anlatmayacagim, ayrintili sekilde bankacilik konusmak gerekiyor cunku fakat kisaca fed'in last resort lender ozelliginden gelen seyler bunlar. gerci fed last resort lender degil, daha da ust mertebesi var bunun, 2020 yilinda, dunya'da rezerv paranin ileride ne olacagina dair yazdigim bir yazida bahsetmistim bunlari. onumuzdeki gunlerde bu konu hakkinda iki yazarli bir makale kaleme alacagiz, orada bunu ayrintili sekilde anlatacagiz, eger arkadasimi ikna edebilirsem. bu yazilari yalniz eksisozlukte yayinlamiyoruz) kullanarak bu duygu durumlarini yoneterek piyasalara yon verir. bu karisik cumleyi toparlamak gerekiyor; fed genel olarak piyasanin bu greed ve fear yani acgozluluk ve korku, ben bunu umut ve korku olarak kullanmayi tercih ediyorum, duygularini manipule ederek, genel olarak ekonomiyi yonetir. yaptiklari ekonometriktir sonucta daha dogrusu ekonometrik sekilde ancak kagida dokulebilir, fakat asil kontrol ettigi faiz ya da para arzi degil, insanin cok basit iki duygusudur.

    (bkz: kripto para/@vitruvius kadini)
    (bkz: bankacılık/@vitruvius kadini)
    (bkz: bitcoin/@vitruvius kadini)

    yukarida referans verdigim yazilarimda belirttigim uzere, fed'in parasal sikislamayi, para yok etmeyi, kripto varliklar uzerinden yapabilecegini konusmustuk. o zaman kripto varliklarin toplam degeri yaklasik 2.5 trn dolar civarindaydi. bugun ise 1.5 trn dolar altina indi ve inmeye de devam ediyor. yani kafadan daha 3-4 ay icerisinde 1 trilyon dolar buharlasti. buradan belki bir 1 trilyon daha buharlastirilabilir, boyle oldugu takdirde tabii ki hisse senedi piyasalarindan da bir miktar para cikip, hisse senedi piyasalarindan da belki biraz buharlastirma yapilip, tekrar kripto varliklar uzerinden bir 1 trilyon dolar daha buharlastirilabilir. kisacasi, kripto varliklari, white paperlarin iddia ettigi uzere, gelecegin teknolojisini kurmaktan ziyade, fed, bugun, para buharlastirma merkezi olarak kullaniyor. fakat bu blockchain teknolojisinin gelecegi olmadigi anlamina kesinlikle gelmiyor. ben blockchain teknolojisine guveniyorum. fakat bugun tedavulde olan kripto varliklara guvenmiyorum. cunku bunlarin %99'unun ne oldugu belli degil. henuz hicbiri bir deger uretmiyor, bize sadece "gelecekte her sey cok guzel olacak" sozuyle yaklasiyorlar. bunun da nasil olacagini daha kendileri de bilmiyor. fakat bu konuda da tamamen haksiz degiller, cabaliyorlar. bu bir sekilde olacak fakat hemen degil. ben 2030 sonrasi icin ciddi ve kullanilir hale gelen teknolojileri gorebilecegimizi dusunuyorum. bu sadece benim kisisel kestirimim. bircoklari "ufuruyor ya" diyebilir, hak veririm.

    bu tur uyarilarimi, deneyimsiz turk yatirimcisi, beni teknoloji dusmani olarak lanse ederek gecistirdi. sonucta kendisi zararli cikti ve bugun hicbirinin sesi cikmiyor, nasil oluyorsa buharlasip yok olan o 1 trilyon dolar icerisinde de bu cenahtan kimsenin 1 dolari kayip olmamis. buna tabii ki inanmayacak kadar tecrubeli yatirimcilar, kendi aralarindaki muhabbetlerde ancak 1-2 dakika ayirip geciyorlar. ote yandan bu tur deneyimsiz ve afaki hayalleri olan turk yatirimcisi da sosyal medya uzerinden her bu tur uyarilari yapan deneyimli yatirimcilara cadi avi operasyonu cekmekle mesgul oldular. jesse livermore'un dediklerini hatirlayalim, wall street'te yeni bir sey yok. bu tekrar ve tekrar kere tekrar edecek eger bundan ders cikarilmazsa takdirde.

    exit strategy, yani cikis stratejisi -strateji ve taktigin arasindaki farkin ne oldugunu bilmiyorsaniz, bunu da arastirmaniz gerekiyor- genellikle sirket yoneticileri ya da sahipleri icin onemli oldugu iddia edilen bir yol haritasidir fakat bu butun insanlar icin gecerlidir. en basitinden, bir romantik iliski icin bile, o iliski faydadan cok zarar getirmeye baslayacagini ongordugunuz zaman cikis stratejisini uygulamaniz size sadece zaman degil bir de kotu ruhsal halin getirecegi cokuntu psikolojisinin performansinizi dusurmesini de engellersiniz. o iliski icerisinde ya da o yatirimin icerisinde git gide daha da fazla kayiplara gomuldugunuz zaman kotu hissedersiniz. ote yandan insan ancak ders alarak kara cevirebildigi hatalari affettirebilir. eger o iliski sonunda husran ile bitecekse, o iliski ardindan bir de o mutsuzlugu uzun sure yasamak zorunda kalirsiniz. cunku cok degerli ve yegane ve sonlu olan seyinizi, zamaninizi dolayisiyla hayatinizi kaybetmissinizdir. bu yatirimlar icin de gecerlidir. paranizi kaybedersiniz. para sonucta zaman harcanarak yapilan bir sey oldugu icin yine benzer cokuntuyu yasarsiniz. kisacasi, bir pozisyona girmeden once o pozisyondan beklenen kar ve zarar onceden bilinmesi gerekir. eger bir pozisyona girmeden once en fazla ne kaybedebileceginizi bilirseniz, islerin cok gitmesi sizi ilgilendirmez. cunku sizin icin en kotu zaten bellidir o pozisyon icin. burada calisacak duygu durum korku olmalidir. cok daha fazlasini kaybetmekten korkup, bunu da o pozisyonu tasirken hissedecegimizi bilip, onceden o korkuyu yasayip, ona gore bir exit strategy olusturmamiz gerekir. ote yandan da umut, pozisyon kara gectikce, daha da fazla kara gececek umudu seklinde yasanmalidir. bir seyin fiyatinin ne kadar cikacagini ya da dusecegini bilemeyiz. o yuzden en azindan ne kadar dusecegine bir sinir koyup, kari da piyasaya birakmaliyiz. temel olarak anlatmak istedigim sey budur. eger bugun, benim bu yazdiklarima kizanlar, kayiplarina bir sinir koymus olsalardi, bugun ellerinde cok daha buyuk bir sermaye olacakti ve yeni bir pozisyon acmak icin, piyasa ile kendilerini duz hale getirmeleri mumkun olacakti. bu oyunda ilk kural oyun disi kalmamak oldugunu anlamaktir.

    bir de emlak tarafini konusmak istiyorum. (bkz: yatırım/@vitruvius kadini) yazisinda belirtildigi uzere, hatta bu yazinin icerisinde atif verilen yazilarda da emlak fiyatlamalari uzerine daha eski yazilar var, konut fiyatlarinda son bir yukselis bekledigimi belirtmistim. simdi yukarida bosuna exit strategy konusmadik. bu son artislar muhtemelen, alici tarafinda doygun piyasada, elinde ev tutanlarin, bu fiyatlardan ellerindeki evleri cikarmak icin yapilmis bir duzenek, cumhurbaskani'nin aciklamalari. bu surec, nispeten uzun surebilir oncekilere gore. ben bu fiyat artislarini 2019 sonu 2020 basindan beri uc ayri dalga olarak ayiriyorum. birincisi pandemi ile gelen fiyat artislari, ikincisi enflasyonla gelen fiyat artislari, simdi icinde bulundugumuz fiyat artislari da cilginlik asamasi. fakat enflasyon fiyatlamalarinin da henuz bittigini dusunmuyorum. sadece cumhurbaskani'nin bu son konut tesvigi aciklamasi, enflasyon fiyatlamasi donemini suni sekilde bitirerek, cilginlik donemine erken bir girisi sagladi. cilginlik doneminin uzun bir seyir takip etmesi tabii ki enflasyon fiyatlamasi donemindeki gibi rasyonel fiyatlamalardan cok fazla acilmasina sebep olacak, konut fiyatlarinin. yani bu kabaca konusursak, bu sene sonuna kadar %30-40 civarinda olacak fiyat artislarini, sadece mayis-haziran aylari icerisinde gerceklesmesine sebep olacak. daha sonra da daha da artarak devam edecek. burada bu konuyu bitiriyorum, bankacilik tarafina geciyorum. daha sonra konut fiyatlari ve bankacilik tarafini birlestirip bir kisim daha konusacagiz ve ondan sonrasi icin neler olacagini ongormeye calisacagiz.

    bankacilik sistemine cok onem verdigimi de necip okuyucu bilir. bunun sebebi kisisel bir fetis degil, modern ekonomide paranin nasil yaratildigini bilmeden herhangi bir finansal ensturmana yatirim yapmak, resmen nereye gittigini bilmeden bir gemiye binmeye benziyor. yani sadece nereye gittigini bilmemek degil, geminin yakit tankinda gitmesi planlanan mesafeye vardirabilecek kadar yakit var mi sorusunu sormak gibi bir sey daha cok bu analoji. "ya ben ne bileyim, herhalde vardir yani yeteri kadar yakit" diye dusunmemek lazim. finansal ensturmanlara emek emek ugrasilip kazanilan parayi koyuyoruz. eger piyasada yeteri kadar para yoksa, hicbir finansal ensturman guvenli degildir. o yuzden bankacilik sistemi cok onemlidir. bunu da 2008 sub-prime krizi ile zaten butun dunya anladi. yani anladigini umuyoruz.

    konut fiyatlari artiyor 2020'den beri ciddi bir yukselis ile. 2020 yili icerisinde o meshur .64'luk kredi ile bugun evlerinde oturan insanlar, muhtemelen kendilerine birer finansal dahi olarak goruyorlardir. genel olarak negatif reel faiz ortamlarinda reel varliklara yapilan yatirimlar orta vadede iyi getiriler sunuyor. turkiye'deki enflasyonist para politikalari ve genel olarak global enflasyon ile birlestiginde reel varliklarin fiyatlari turkiye'de artik iyice roketlemis vaziyette. bunun uzerine de gectigimiz gun cumhurbaskani tarafindan aciklanan konut kredisi destegi de bu ise benzin atti. fakat isin detaylari cok onemli.

    makro analizlerimizi beraber birbirimize anlattigimiz yakin bir arkadasim ile yaptigimiz bir sohbette, bana bir arkadasinin, 13-15 bin tl maas kazanan bir beyaz yakali, ev kredisi alacagini anlatti. bankaya gitmis, istedigi ev 1 milyon tl civarinda, banka bu maas ile kendisine kredi cikmayacagini soylemis. fakat gelirini biraz siskin gosterirlerse, genel mudurlugun krediyi onayalayacagini soylemis. bu artik bazi zilleri calmasi gerekiyor zihinlerde. 2008 sub-prime krizi de buna benzer bir olay ile fitili ateslenmisti. demek oluyor ki bu beyaz yakali arkadasimizin aslinda alamayacagi bir evi alabilmesi icin normal sartlar altinda cikmayacak bir krediyi geliri sisirilerek cikartilarak, kredi riskinin kayitlarda makul duzeyde gorunmesine sebep olacak fakat realite buna uygun degil. hamam bocegi prensibine gore de -hamam bocegi bir tane olmaz- bunun gibi daha cok fazla kredi alanin oldugunu dusunursek, turk bankacilik sistemini yavas yavas zemini kaygan yerlere dogru genisledigini de kabul etmemiz gerekiyor.

    bir diger risk ise, turkiye'deki kur ve bankacilik krizlerinin atesleyicisi olan genel ve kronik sorun, bankalarin net yabanci para pozisyonlari karsimiza cikiyor. banka bilancolarindaki bu net yabanci para acigi, bugun turk bankalari bilancolarinda hedge mekanizmalari ile kapatiliyor. yani bankaca hard currency denen, yabanci paranin asli yerine, o yabanci para aciginin turev kagitlarla hedgelenmesi usuluyle acigin kapatilmasi durumu soz konusu. bu da cogu piyasa uzmani tarafindan "bankalarin yabanci para aciklari hedgelenmis vaziyette, bankacilik sistemi hic olmadigi kadar saglam" yorumlarina konu oluyor. fakat cok basit mantik ile eger bu yabanci para pozisyonu hedgelenmis ise, demek oluyor ki net yabanci para pozisyonu demek ki acikta. yani o hard currency yok. nerede peki bu gercek dolarlar? tcmb dolar kurunu tutmak icin duzenli olarak arka kapidan doviz satisi gerceklestiriyor. yani bankada durmasi gereken hard currency degisik mekanizmalar araciligiyla bankalarin elinden aliniyor ve daha sonra piyasaya sunuluyor. bir nevi olmamasi gereken sekilde tedavule sokuluyor. bu paranin cogu da harcaniyor. daha gorulur sekilde anlatmak icin soyle dusunelim bunu.

    ihracat yapan bir sirket, geliri yabanci para cinsinden, devlet bu dovizin %40'ini tl'ye cevirmesi gerektigini soyluyor bu sirkete. geri kalani da tabii ki hard currency olarak bankaya yatiyor. hard currency dememin sebebi de su: siz bugun banka ekranlari araciligiyla, tl ile dolar aldiginizda, aslinda o para dolar karsiligi olarak xx dolar olarak yazar ekranda. bu meblagin gercek dolar karsiligi yoktur o bankada. benzeri altin hesaplari icin de gecerlidir. bugun 900 bin lirasiyla, tl'de durmamak icin, xx bank cep telefonu uygulamasi ile altin hesabina altin aldigi zaman, yaklasik 1 kilo altin ediyor, sadece o paranin altin ederi cinsinden bir muhasebesi tutuluyor demektir. o altina karsilik banka gercekten 1 kilo altin filan almiyor sizin icin. bunun aynisi doviz hesaplari icin de gecerli. evet hesaplarda xx dolar gorunebilir, fakat o para yoktur orada. fakat ihracatcinin getirdigi para hard currency olarak nitelenir cunku ihracatci, yurtdisindan dovizi reel olarak getirmistir. bu da bankaya kondugu zaman bankanin yabanci para pozisyonu kalemine eklenir banka bilancosunun. bu kalem, eger bankanin yabanci para cinsinden yukumluluklerini karsilayacak kadar degilse, bankanin net yabanci para pozisyonu acik kalmistir demektir. bu acigi da turev kagitlarla daha az bir maliyetle futures piyasalarinda hedgeleyebilir. fakat bu bankanin elinde o kadar miktar doviz oldugu anlamina gelmez. reel acik hala oradadir. olasi bir kur krizinde evet banka bu hedge mekanizmasi sayesinde doviz acigi riskine karsi kendisini korumus olur fakat eger bu kur krizi ciddi sekilde azarsa ve gercekten dovize ihtiyaci olan ihracatcinin kendi doviz talebi nedeniyle bankadan bu hard currencylerini almak istedigi zaman, bankanin yabanci para pozisyonu acigini gorulur hale getirecek kadar olan bir talepte bankacilik sistemi coker. cunku banka "ya ben senin dolarlari baska yerlerde kullandim, fakat onlari da hedgeledim" diyemez. sonucta ihracatci belli bir vade sonunda aradaki farki odeyecek olan turev kagitlari degil, paranin yani hard currency'nin kendisini ister. o kagitlar ne yazik ki para degil, muhasebeyi aklinda tutan bir tur finansal urun. nasil kur korumali mevduat, potansiyel olarak kur farkini tl cinsinden hedgeliyorsa, bunun gibi calisan bir sey bu hedge mekanizmasi da. eger dolar artarsa, o kagitlar kar yazmaya baslar. dolarin kendisi yoktur ortada.

    diyelim ki tupras yeni bir petrol kontrati yapacak. tupras'a dolar lazim, korfez ulkelerinden bu petrolu vadeli olarak almak icin. ben sana turev ensturman vereyim diyemez. ver dolari al petrolu diyecektir kuyunun sahibi. dolayisiyla, tupras'a dolar lazim. benzer sekilde botas da boyle calisiyor. bunlarin dolar talepleri bankacilik sisteminden dolar cikisina sebep olacaktir. sonucta tupras, dolar ile petrol alip, urunlerini piyasaya tl ile satiyor. dolayisiyla riskli bir is yapiyor. ihracatci da ihracatinin %60'ini ithalat yaparak karsiliyor. yani o da ihracat yapmak icin dolara ihtiyac duyacak. boyle bir durumda eger bankacilik sistemi yeteri kadar dolari bulamazsa iste yangin basladi demektir. peki bu neden olsun? turkiye daha nisan ayinda 30-35 milyar dolar cari acik verdi. yani 30-35 milyar dolar harcadi. acik da git gide buyuyor. merkez bankasi rezervleri burada devreye girer. bir nevi merkez bankasi rezervleri, hem ic piyasada tl icin hem de dis ticarette yabanci devletlerdeki tuccar icin "sen ticaretini rahat yap, bizde para var" guveni vermek icin var olan bir para havuzudur. ic piyasada tl'nin cipasi olarak tutulur doviz rezervleri, hadi diyelim bunu gelecekteki vergi gelirleri ile bir sekilde iceride fazla tantana olusturmadan idare ettin, fakat yurtdisindaki tuccar kesinlikle dolar isteyecegi icin ona o dolari vermek zorundasin. eger bu dolarlar turkiye ayagindaki tuccar tarafindan odenemezse, karsidaki tuccar bir sekilde hukuki mekanizmalarla bu kaybini karsilayabilecegini bilmelidir. fakat bankacilikta dolar yoksa o zaman is "ne yapayim, canimimi alacaksin" noktasina gelir. bu da bir sonraki celsede "turkler ile ticaret yapmamak lazim, bunlarin parasi yok, odeyemiyorlar" noktasina getirir yabanci tuccari.

    simdi bu bankalarin yabanci para pozisyonu ile normal sartlar altinda alamayacaklari kredileri alan borrowerlarin aldiklari konut kredileri, bu gruba sub-prime deniyor, kredilerini odeyemedikleri durumda, bankalarin o evlere el koyup, piyasada satabildikleri fiyata satip kredileri kapatma yoluna gidecekleri icin, bu konut piyasasinda bir cokuse sebep olabilir. konut piyasasindaki bu cokusun, ellerinde gayrimenkulleri teminat gosterip kredi kullanmis butun muteahhit, gayrimenkul yatirim ortakliklari ve bireysel kredi kullanicilarinin bir anda kredilerinin arkasindaki collateralin yani teminatin aciga dusmesi ile bir tur daha cokusu getirecegi de bellidir. zaten boyle bir devrilme sonucu 2008'de abd'de bu sub-prime krizi yasandi. abd gayrimenkul sektoru en guvenli sektor olarak dillere pelesenk olmustu. "insanlar ilk is ev kredilerinin taksitlerini oderler" diye ortada gezinen finanscilarin agiz sulandiran hikayelerini dinleyen yatirimcilar mortgage backed security denen kagitlara paralarini yatirmislardi. bu kagitlarin arkasinda mortgage kredilerinin kontratlari vardi. bu krediler odenememeye baslayinca tabii ki bu kagitlarin da degerleri dusmeye basladi ve milyonlarca insan evsiz kalirken bir de milyonlarca insan birikimini bu kagitlar yuzunden kaybettiler. bu kayiplari da butun dunyadaki maasli calisanlar odedi yillardir. 2008-2022 aradan 14 sene gecmis. bir benzerinin de turkiye'den ateslenmesi belki dunya'yi 2008'deki gibi bir krize sokmaz ama ciddi bir dalgalanmaya da sebep olabilir. cunku eger turk bankacilik sistemi sallanirsa, avrupa bankalari coker. bunu da unutmamak gerekiyor. dunya'nin parasal sikilasmaya gitmesi gerekmesine ragmen gidemeyisi ardindan asiri borcluluk yatiyor. bugun dunya ekonomisi %350 borclu. yani dunya toplam gdp'si yaklasik 100 trilyon dolar iken, borc 400 trilyon dolarin uzerinde. bu borcun ana parasi odenmiyor, sadece faizleri odeniyor ve bu sayede borc rollover ediliyor. bu sistemde yeteri kadar buyuk bir ulkenin temerrude dusmesi demek, dunya'da esi benzeri gorulmemis bir bankacilik krizinin de fitilini atesleyebilir. turkiye boyle bir fitili atesleyebilecek entalpiye sahip bir ulke.

    "nasil olsa enflasyon var, ben ne olursa olsun kredi cekeyim, krediyi enflasyona odetirim" dusuncesi artik herkesin agzinda. zaten riskli kisim da bu. gorunuste bu boyle gorunuyor ve mantikli kagit uzerinde. fakat enflasyonist surec dolayisiyla, buyuk sirketler de dahil, nominal olarak bilancolari buyuse de reel buyume gerceklesmeyen sektorler var. yani satislarindaki miktar dusuyor. satislarin gelirlerinin artmasi demek reel buyume demek degil. bunu soyle dusunmek gerekiyor. bir kuyumcu, bundan 1 sene once 1 kilo altin ticaretiyle 500 bin tl aldi, 500 bin tl satti, toplam 1 milyon tl civarinda bir hacim gerceklestiriyordu ve bundan %1 kar ederek, 10 bin lira kazaniyordu. bugun ise ayni hacmi yarim kilo altin ile yapiyor. yine 10 bin lira kazaniyor. hadi karlari %50 buyusun, dolayisiyla, 750 gram altin ticaretine tekabul edecek. fakat bu demek oluyor ki kuyumcunun elinde artik 1 kilo degil 750 gram altin var. arada 250 gramlik altin yok olmus. bunu tecrubeli kuyumcular boyle yapmayacaktir fakat deneyimsiz olanlar boyle boyle altinlarini kaybedecekler, belki o an icin para kazanacaklar fakat altinlarini arttiramayacaklar. benzer sekilde fabrikalari da boyle dusunursek, satis miktari azalirken, yani uretim miktari azalirken, yani ulkenin toplam hasilasi azalirken, edilen karlar buyuyor gibi gorunuyor olabilir. fakat miktardaki dusus oyle bir noktaya gelir ki isci basina dusen uretim azalacagindan, bazi iscilerin gereksiz calisiyor olmasi durumu ortaya cikacaktir. fabrika da dolayisiyla iscilerini cikaracaktir. bunun beyaz yakaya da sirayet etmesi durumunda, daha onceden enflasyona odetilen o yuksek kredi odemeleri, gelir karsiligi artik olmadigi zaman islerini kaybettiklerinde, o kredi odenemez hale gelecektir. o kredi odenemedigi zaman, konut sektorundeki bu cokus, diger sektorleri de etkilyecek, once bankacilikta bir krize, bankaciliktaki kriz de butun sektorleri etkileyerek toptan bir buhrana sebep olacaktir. yani bu senaryo gerceklesecekse eger bu sekilde gerceklesecektir demeye calisiyorum. bu kesin olacak demiyorum. "nasil olabilir oyle bir sey" diyecek olanlara pesin cevap veriyorum yani.

    jesse livermore'dan bir sozle baslamamizin sebebi vardi. wall street'te her sey ayni derken, "bu gemiyi tanri bile batiramaz" denen titanic'in batmasi gibi, "herkes once mortgage kredisini oder" denilen abd emlak sektorunun dunya'nin en guvenilir sektoru oldugu iddiasi gibi "turk bankalari cok kuvvetli" soylemleri de bana bunu hatirlatiyor. umuyorum ki boyle kriz yasanmaz demekten de baska yapabilecegim bir sey yok. bunlar olacak demiyorum, eger olacaksa bu, boyle olacaktir diyorum ve yasanirsa eger diye en azindan insanlari uyarmanin bir gorev oldugunu dusundugumden oturu bunu yazmam gerekiyordu.
  • (bkz: heart of darkness)

    dünyadaki kötülüğün merkezlerinden biridir. dünyadaki diğer büyük merkez bankaları (bkz: bank of england), (bkz: banque de france) gibi para basma hakkını elinde tutarak, paranın değerini belirlemek yöntemiyle hükümetleri ve insanları köleleştirir. para basma ve faiz oranları ile oynayarak piyasada dolaşan para miktarını yönetir. 10ila 20 yıllık zaman dilimlerinde planlı olarak ekonomik krizler üretir. önce faizleri indirir. piyasaya bol miktarda para salar. yatırım iştahını arttırır. faizler düşük, krediler ucuz olduğu için herkes ve herşey kredi alır. sonra bu bankanın sahipleri (rockefeller, rothschild, morgan aileleri) çaktırmadan ellerindeki finansal değerleri satıp altına geçerler. bunu izleyen birkaç gün içerisinde faizleri zıplatarak ya da spekülasyon yolu ile kredileri geri çağırırlar. kredileri geri çağrılan yatırımcılar ödeme yapmak için bankalara hücum eder ya da elindeki menkul değerleri satışa çıkartır. herkese aynı anda para verecek kadar para bulundurmayan bankalar da ellerindekileri ödeme yapmak için satışa çıkartır. herşeyin fiyatı düşer bir. kendisinden para isteyenlere ödeyecek para bulamayan bankalar batar ya da başkasına satılır. altın fırlar. bu sırada krizden hemen önce yatırımlarını altına kaydıran fed'in sahipleri fiyatı yükselen altını satarak ucuzdan batan finansal kurumları kapatırlar. böylece paralarına para katar, güçlerini arttırılar.

    örnek: jpmorgan chase'ın washington mutual'ı satın alması
    http://news.yahoo.com/…ahxqd.iacws2kkrjb5q2ngqs0nue
    http://www.radikal.com.tr/…26.09.2008&categoryid=80
  • fed 18 eylül'de yapacağı fomc toplantısı ile önümüzdeki dönemin fed faizlerini belirleyecek. piyasanın beklentisi faizleri indirmesi yönünde. ama bu onlar için o kadar kolay değil. zira fed'in faizleri indirmesi demek sorumsuz abd vatandaşlarının neden olduğu mortgage krizinin faturasını, yüklü miktarda dolar rezervi bulunduran japonya, çin, rusya ve arap ülkelerine kesmek demek.

    daha önce ne demiştik, it's too big to fail, fakat abd'nin yaptığı da tahammül edilir gibi değil. son zamanlarda dolardaki düşüş nedeniyle dolar rezervi bulunduran ülkelerin zararları yüzlerce milyar $ seviyelerine denk geliyor. onların da bir sabrı var. fed o kadar ince bir ip üzerinde yürüyor ki, eğer saçma sapan bir hareket yaparsa şahsen 2008 ertesinde patlamasını beklediğim para ve bankacılık sisteminin global olarak iflas etmesi olayı daha erken gerçekleşebilir.

    ayıptır söylemesi 2007 şubat'ında bu yazın popüler kelimesinin tüyosunu vermiştim*, şimdi ise önümüzdeki dönem en çok duyacağınız şeyi haberdar etmekten ekşisözlük ekonomi servisi olarak mutluluk duyarım.

    stagflasyon
  • özellikle zeitgeist addendum izlenerek nasıl çalıştığı öğrenilebilecek olan banka.

    en başından beri saçma bulduğum şey, amerikan hükümeti'nin para üretme yetkisini fed'e vermiş olması, bu olay 1913 yılında olmuş. ondan önce bir kaç kere fed kurulmaya çalışılmış ancak başarılı olunamamış. kurucuları arasında rockefeller var.

    hükümet para üretmek istediğinde kendi yarattığı bonoları fed'e veriyor. fed ise bono karşılığı ürettiği parayı hükümete veriyor. hükümet bu parayı fed'e geri öderken faiz ile ödüyor. (?!) hükümet sürekli borç içine sürüklenirken, amerikan halkından topladığı gelir vergileri ile bu borcun ancak faizini kapatabildiği iddiaları da var.

    ve fed kesinlikle bir kamu kuruluşu değil, yönetim kurulunda özel bankaların sahipleri bankacılar var. para ile istedikleri gibi oynayabiliyorlar.

    (bkz: aaron russo)
  • cok fazla uzatmadan dunku fomc sonrasi dusuncelerimi soyleyecegim. fed ilginc bir yerdir, bunu anlatmak icin baska bir yazi daha olur, kisaca soyle soyelebilirim ama fed'in hem sozlu hem yazili sunumlarinda olaylara karsi yaklasimin tonu cok ama cok onemlidir. fed quotes diye bir sey var. fed'in dediklerinin ne anlama geldigine dair. greenspan, volcker, bernanke gibi fed'in onemli baskanlarinin yazdiklari kitaplari okursaniz burada bu tonlamanin nasil oldugunu da anlamak mumkun hale geliyor. bana sorarsaniz, bernanke'nin the courage to act kitabi bu konuda cok guzel bilgiler veriyor. fed'in icinde neler olduguna dair fomc toplantilarinin sanki bir behind the scene kamerasiyla izlemek gibi. behind the scene bir tarafa, fomc oncesinde fed baskanlarinin, -cogu kisinin bildiginin aksine 12 tane fed vardir, dallas fed, new york fed, st louis fed vs. ve bunlar gercekten merkez bankasidir bu arada, board of governors altinda toplanirlar ve diger ulkelerin merkez bankasi baskanlari governor iken, fed'de bu baskandir, cunku fed'in icerisindeki kurmay takiminin hepsi governordur aslinda- kendi aralarinda donen e-mail trafikleri, verilen kavgalar, hawkish, dovish governorler, job market is strong ne demek, labour market is strong filan ne demek, daha dogrusu ne anlama gelir, dolayisiyla piyasa ne reaksiyon verir bunlari iyi bilmek gerekiyor ve bernanke'nin kitabi da ben guzel bir referans bu konuda.

    simdi genel olarak konuya geri donersek, fed'in piyasa ile iletisimi fed'in elindeki gucun mesruiyetini saglayan seydir bir bakima. yani fed cok guclu, fed para yaratma gucune sahip fakat gibi para yaratip onunla bir sey satin alamaz. aslinda her seyi yapar da federal reserve act adi altinda fed'in kendi kanunu var hatta anasayasi gibi bir sey. bazi seyleri yapamaz, sinirlidir bazi seyleri yapar. exemptionlar var fakat, bir nevi benim edindigim intiba fed eger isterse her seyi yapar fakat bu anglosakson ulkelerinde accountability denen bir sey de var bu cok guzel bir aliskanlik, hesap verilebilirlik anlayisi yani. tamam senin elinde neredeyse sinirsiz bir guc var ama bu gucu kotuye kullanirsan bu sefer piyasa seni sallamaz. bizim ulkemizde fed gibi bir kurum olsa bu emin olun ulkeyi soymak icin kullanilir ve ulkeyi batirirdi. neyse buralara fazla girmeyelim, fed kisacasi yalanci coban pozisyonuna duserse bu cok buyuk sonuclar dogrurur, bu yuzden de bu iletisim olayina dikkat edilir. gecen toplantida jerome powell "75bps masada bile yok" derken, bu toplantida 75bps faiz arttirmasi fed'in bu iletisim kanalini iyi kullanamiyor intibasinin olusmasina sebebiyet verecektir. evet fed belki en son aciklanan cpi ardindan, hizli reaksiyon gosterdi ovgulerini alirken "onceki toplantida akli neredeydi o zaman 50bps diye tutturuyorlardi bunlar" algisi da hemen pesinden gelmek zorunda. cunku eger bir sey ovgu ile karsilaniyorsa, demek ki ondan o aksiyon daha oncesinde beklenmiyordu duygu durumu soz konusudur. biraz nefes alip dusundugumuzde bunun boyle oldugunu goruruz. nelere sevindiginizi bir dusunun, zaten beklentiniz yonunde bir sey gerceklesse sevinir misiniz? insani sevindiren seyler daha cok beklemedigi seylerdir. benzer bir aciklamayi ulkemizin degerlerinden selva demiralp -ki kendisi eski bir fed ekonomistidir, fed'i iyi tanir, icinde yer almis bir ekonomist cunku, su an kendisi koc universitesi'nde profesor- tweet atarak acikladi.

    peki simdi ne olacak? piyasa fed kararini soyle yorumladi: "iyi bunlarin ne yaptigini artik anladik, bunlar enflasyonu ciddiye aliyorlar, 1-2 ceyreklik daralma mesele degil, toparlanir, daha sonra yola devam edilir" seklinde bir algi olustu piyasada. yani 6 ay da ekonomi kuculsun yani nedir? bir bakima dogru, fakat equity market bunu hemen fiyatladi, dunku kapanislar %2 civarinda yukari yonlu. sunu da eklemek lazim, bu tur fed kararlari sonrasi, morallerin duzelip piyasalarin yukari yonlu gitmesi cok olagandir, fakat heyecan git gide azaldikca zamanla pyasalar hala eski moralsiz haline geri doner. bunu da unutmamak gerekiyor. bunu 2008 krizine giden donemde defalarca yasadik. ozellikle bu tur donemlerin sonradan yazilmis analizlerini bol bol okumak lazim. biyografiler icinde ozellikle arayip da bulunamayacak gunluk bilgiler cikiyor. behind the scene daima en dogru bilgiyi veriyor. sevgiliniz cep telefonunu karistirmak gibi bir his ayni zamanda, cok heyecanli. fed hakkinda da konusurken ciddi bir felsefe bilgisi de gerekiyor, cunku o kelimelerin anlamlarini fed governorleri saatlerce konusuyorlar. dunku toplantinin da kelimesi, highly attentive oldu. tam olarak sunu soyledi komite: "the committee is highly attentive to inflation risks". bu o kadar dogru bir yaklasim ki bu laf ile aksiyonlari da birbirine uyunca zaten ortaya etki cikiyor. fakat benim icin en iyi senaryo 50bps arttirip, bu the committee is highly attentive to inflation risks yanina bir de onumuzdeki donem icin 50bps masada olmadigi 75+ bps masada oldugu bir gundemi tartisiyor olacagiz gibi bir sey eklerdim. bakin laflar ne kadar hassas, sadece 75+ dese, 50 hala yapar mi sorulari akilda kalacak fakat bunu da discard ettiginiz zaman piyasa ile daha iyi iletisim kurmus oluyorsunuz. bu arada yanlis dusunenler olabilir, nebati'nin dedigi gibi merkez bankalari piyasayi filan sasirtmazlar. bunlar is bilmezliktir, nedense gecen senelerde bizim finansal piyasalarda yer alan bir kac youtube videosunda da sik sik buna benzer seyler duydum. arkadaslar bu avamliktir, cok net, uzerine tartismak bile istemiyorum. merkez bankasi bu ya ekonominin gidisatini belirliyor, mali politikalar ile beraber. yani piaysayi sasirttim filan olur mu hic? abd kapitalizmin en cilgin attigi yer, sen bunu 2 kere yaparsin, sonra bir bakmissin 2 trilyon dolarlik sirket merkezini dubai'ye tasimis. sermaye urkektir, sermaye ile akrobasi olmaz.

    onumuzdeki donem icin beklentilerimi soyleyeyim, highly attentive demek su anlama da geliyor: "eger enflasyon duserse, 25 bps de arttiririm. yani benim enflasyona karsi betam yuksek, cabuk reaksiyon veririm demek" bir yandan da. bundan sonra takip edilecek temel olarak iki veri var bunlardan biri labour digeri de cpi. bizim merkez bankasi gibi core inflation konusmalari da oluyor, dun yine biden "petrol fiyatlari bizim icin milli bir meseledir, rafinerileri bu savasa davet ediyorum" gibi bir tweet atmis. yani bazen diyorum abd git gide turkiye'ye benziyor. petrol korumali dolar mevduati filan aciklarlar mi diye de geyigini yaptik hatta kendi aramizda. genel olarak trendin ekonomiyi yavaslatma tarafinda oldugunu cok rahat soyleyebiliriz. resesyondan daha cok enflasyondan cekiniyorlar. bu da onumuzdeki donemde sirketlerin karlarinin daha minimal olacagi anlamina geliyor neden? cunku finansal maliyet artiyor faiz arttikca. bunun yani sira isin mali tarafi da var. orada da yuksek borcluluktan dolayi tabii ki butce tight hale geliyor. bu da tabii ki bir nebze daralmaya goturur. biden bu durumdan hosnut degil cunku faiz arttiriminin ise yaradigini labour markette gorecekler, yani issizlik basvurulari filan artmasi lazim. bu da genel olarak, parasal sikilasma ile beraber biden'in pek isteyecegi seyler degil cunku kasimda midtermler var.
  • son yaptigi aciklamada gelismekteki 15 ulke arasinda en kirilgan ekonomi olarak turkiyeyi secmistir. bu kirilganligin da fed nedeniyle degil turkiyenin kendi ekonomi yonetimini nedeniyle oldugunu da eklemistir.

    yetmez ama evet. yakinda fed e sandikta hesaplasalim neden parti kurmuyorsun diye sallayabilir birileri.
  • abd merkez bankasinin kisaltmasi..
  • bugun non farm payroll datasi geldi, tarim disi istihdam verileri. nedir bu, neden onemlidir, ne anlam ifade eder diyenler icin faydali olabilir. 250 bin beklenen rakam 500 bin geldi. fed ust uste faiz arttirimi yapmasina ragmen job market hala strong. bu kelimeleri ozellikle kullanildigi gibi yaziyorum cunku ingilizcenin uzerine bir de fedce diye bir dil daha var ve bu dili de bilmek gerekiyor. yoksa fed'in aciklamalarini anlamaz okuyan biri. anlamlar ince ince seciliyor, piyasaya bu sekilde ne denmek isteniyorsa sadece o anlatiliyor/soyleniyor. o yuzden bu kelimeleri ben de turkce'ye gecirmeden kullaniyorum. yani strong yerine guclu diyemedin denmesin diye.

    simdi lafin sonunda denecek seyi bastan soyleyeyim. fed'in aksiyonlarini ben tamamen yanlis buluyorum. muhtemel "sen kimsin fed'i yanlis buluyorsun?" filan tartismalarini bir kenara birakacak olursak, fed'in care olmaya calistigi dert, fed'in var oldugunu dusundugu dert degil. bunu da olan bitene gobekleme dalarak anlatmak en iyisi olacak. cunku fed ekonomistleri ayni turkiye'deki "faiz arttirin" papaganlarinin masterleri oldugu icin (hiyerarsi terimi olarak master/child ya da master/slave manasinda kullaniyorum master kelimesini) enflasyonun antisi faiz arttirimidir mantiginca hareket ediyorlar. "bagimsiz merkez bankasi, piyasaya guven verecek, mali politikalar da uyumlu olacak, biraz liyakat, biraz durustluk hepsi bu". hepsi bu mu gercekten? o zaman iktisat diye bir bilim neden var? madem bu kadar basit de neden dunyanin en gelismis ulkelerinde 5-10 yilda bir finansal krizler cikiyor? demek ki yapilan yanlis seyler var. olayi anlayamiyorlar ya da cok iyi anliyorlar ve resmen dunyanin kaderini tayin ediyorlar. ben bu tur hikaye/haber/-mis, -mus odakli tarafa bakmam. benim icin her seye cevap veren teori en yararsiz teoridir. eldekini yanlislayip, sonra yeni bir yanlislanabilir teori kurmaya calisirim. fed'in de burada neden yanlis aksiyonlar aldigini cok basit sekilde anlatacagim. zaten gelen non farm payroll verileri de bunu dogruluyor.

    pandemi sebebiyle ekonomiler kapatildi. ekonomilerin kapatilmasi demek uretimin durmasi demek. insanlara "evde kalin" dendi. kapatilan ekonomilerin sebep oldugu mal azligi halihazirda var olan para mevduatini/fed bilancosunu/m2-m3-m4 ne derseniz para arzini degersiz kildi. neden? cunku mal az. malin degeri artiyor bu mal kitligi ortaminda. bir de bunun uzerine evde bos bos oturan insanlara pay check to pay check yasayan insanlara yani iase vermeleri gerekti. buna da iste literaturde daha onceden yapildigi icin helicopter money deniyor. zaten gelecek bu helicopter monet artik outright transfers halini alacak. imf bu konu uzerinde makaleler yayinliyor. evde bos oturana para verilince bu sefer o yeni paranin da mal karsiligi olmayinca tabii ki enflasyon iyice azdi. fed bilancosu iki katina cikti. tarihi zirve sanirim 8.5-9.0 trilyon dolar civarinda. pandemi oncesi bu rakam 4.0 trilyon dolar civarindaydi.

    para, uretilen mala karsilik yaratilmasi gerken bir sey. yani sinirsiz para rejiminin zaten dayanagi bu. dolarin rezerv para olmasindaki sebep, petrolun dolar ile alinip satilmasi. bu da dunyadaki bugun en lazim sey olan petrolun karsiliginin dolar olmasi anlamina geliyor. dolayisiyla, uretilen her malin icerisinde, kafadan bir kere navlun ya da bir cesit transportation oldugu icin petrol var. petrol de dolara bagli ise, para cinsi cinsinden yani currency cinsinden denklem ya da bilanco ne derseniz artik, dimensionless olsun diye mallarin karsiligi da bu sefer dolar oluyor, uluslararasi ticarette. yani lokal olarak baska bir para birimi kullanilabilir fakat o ulke baska bir ulke ule ticaret yaparken kendi tedarikcilerine de verebilecegi bir para cinsi olmasi lazim. bu yuzden dolar cok onemli. simdi mal uretimi azalinca ne olacak? dolarin alim gucu dusecek. bir de uzerine piyasaya daha fazla dolar surerseniz ne olacak? dolarin degeri daha da dusecek. buna inflation deniyor. daha onceden de konusmustuk, iktisatta denklemler tersine cevrilebilirdir. yani doga bilimlerindeki gibi diyelim ki yol-zaman grafigi, bagimsiz degisken bizden kontrolsuzce akip giden zaman iken, biz kendi tanimlarimizi hep birim zaman basina yani per hour, per second gibi yapariz. hiz mesela boyle bir seydir. yolun zamana gore turevidir/gradientidir, baska bir deyisle, rate of change'dir. hiz artarsa alinan mesafe de artar. alinan mesafe arttigi icin zaman artmaz mesela. o yuzden denklem tersine cevrildiginde fiziksel realite de bu sefer uzaklik cinsinden duzenlenmez (evren fizigini denkleme gore bastan kurgulamaz, matematigini insan evrene gore yazar). bu yuzden daima bagimsiz degisken zamandir fizikte. bu momentum icin de oyledir, entropi icin de vs vs. konumuz fizik degil. ote yandan iktisat boyle degildir. direkt anlatacagim, mesela bir malin fiyatinin artmasi inflation iken, yani fiyatin sismesi, bir para biriminin degerini kaybetmesi de depreciation denen seydir. iste fed'in yaptigi hata da tam olarak burada. fed enflasyon artiyor diyor fakat asil olan dolardaki depreciation. dolayisiyla recete farkli olmasi lazim.

    simdi fed ne yapiyor? faizleri arttiriyor! neden? cunku fiyatlar artiyor dolayisiyla "enflasyon var" diyor. bakin faizleri arttiriyor. is yapanlar tarafindan bakalim olaya. diyelim ki celik borul ureten bir firma, isletme sermayesini tamamlamak icin kredi kullanacak. faizler arttigi icin de finansman maliyeti artacak. bu firma da dogal olarak bunu urunun satis fiyatina yansitacak. sizce bu denklem icerisinde enflasyon durur mu? bence* durmaz. durur diyen ekonomistlerin dusuncelerini duymak isterim*. onlar genellikle soyle diyecekler eminim "iktisat, icerisinde bircok degiskeni barindiran problemlerle ugrasir, evet belki bu ozellikle cimbizlanmis senaryoda boyle olabilir, fakat, faizler arttirilinca bla bla da olacagindan..." diye yuvarlar bir sey aciklayacaklar. sonra fed'in yaklasimi sanki cok karmasikmis gibi bir suru icinden cikilmaz degiskenler yumagi sunacaklar, boylelikle konuyu kalabaliklarin anlayamayacagi yere cekip, o tantanada hakli cikacaklar. ekonomist fikrasi vardir, bu sicak balonlarin birine binmisler, balon da kontrolunu kaybetmis, sacma sapan bir yere ucmus, aradan vakit gectikten sonra bir yere inmeye yakin, birini gormusler sormuslar, nerede olduklarini anlamak icin: "biz neredeyiz?" yerdeki de cevap vermis: "balondasiniz!", demisler boyle olmayacak, bu sefer: "pekala o zaman sen neredesin?", cevap vermis: "yerdeyim!", sonra balondakiler sormus: "ekonomistsin degil mi?", cevap belli: "evet". kisacasi, boyle twitterda bilmem kac yuz bin, milyon filan takipcisi olan ekonomistler, asil islerini yapmiyorlar, sosyal medya fenomenligi yaparak bu hayatta vakit egliyorlar. refet gurkaynak, selva demiralp, ne bileyim cevdet akcay gibi insanlari sosyal medyada kac defa goruyorsunuz? fed'in yaklasimi ve aksiyonu cok basit. "enflasyon varsa ben ekonomileri yavaslatirim, bu da talebi dusurur (dusurmeyebilir, insan bazi seyleri tuketmek zorunda), talep dusunce de fiyatlar duser" diyor. ekonomiyi nasil yavaslatacak? faizleri arttirarak. peki ekonomi yavsaladi mi? non farm payroll oyle demiyor ama iste.

    pandemi suresince ekonomiler zaten yavasti. su an ekonomiler pandemi oncesi uretim kapasitesini kullanir hale geldi mi? gelmedi. e peki ekonomiler yavas oldugu icin olusan enflasyonu sen bir de uzerine daha da yavsalatacak nasil cozeceksin? buradaki sorun ekonomilerin hizli olmasi degil. dolar denen para biriminin kendi degerini koruyamamasi. simdi cevap gelecek tabii ki "dxy tarihi zirveyi gormusken, dolar deger kaybediyor diyen bir geri zekaliyi dinledik, haha" dxy, dolarin alim gucunu olcmuyor, dolarin diger para birimlerine rolatif kendi degerini olcuyor. yani dolar'dan daha hizli deger kaybi yasarsa, mesela halihazirda euro boyle bir sey yasiyor su an, o zaman dxy tabii ki yukselir. basta demistik ya iktisatta denklem sagdan sola soldan saga devrilebilir, yani y=2x+.. bilmem ne cinsinden de yazarsiniz, x=y/2... filan bilmem ne cinsinden de. euro mu deger kaybediyor, dolar mi degerleniyor? dolar degerleniyorsa enflasyon niye var? bu sorulara cevap verince zaten dxy neyi olcuyor daha rahat anlasilmis olacak.

    ekonomiler pandemide durmustu, var olan dolarlarin karsiliginda olmasi gereken mallar artik yoktu, dolayisiyla dolarlarin bircogu karsiliksizdi/anlamsizdi fakat hangileri anlamsiz oldugunu bilemedigimiz icin fungibility yuzunden, bu anlamsiz dolarin anlamsizliklari butun dolarlara dagitildi ve beher dolarin anlami eskisine nazaran biraz daha azaldi. buradaki "anlam" kelimesini simdi "alim gucu" kelimesiyle degistirelim, ayni integral alirken degisken degistirirdik ya ayni mantikla, ne oldu? dolarin alim gucu azaldi. buna muteakip, diger para birimlerinin anlami daha da azaldi cunku dunyada mallarin fiyati dolar ile belirleniyordu. yani orijinal bir belgeyi nasil gidip "asli gibidir" yaptiriyoruz ya ama aslinda sadeec asli gibi, yani asli degil. yani asli gibidir belgesinden ikinci bir asli gibidir yapilamiyor, asli gibidir yapmak icin belgenin asli gerekiyor, benzer mantik ile bu diger para birimleri de daha fazla deger kaybetti. birinci sebebi, onlarin dolar karsiligi paralar olmalari, bir de lokal olarak oranin ekonomik aktivitelerine de bagli olmalari.

    simdi ilginc bir nokta daha aciga kavusuyor. cin'in bu sacma sifir covid politikasinin asil sebebi ortaya cikiyor. cin uretimi arttirmiyor turlu bahaneler ile. cunku o fazla dolarlarin karsiligina yeni uretim mallari koyarsa cin, o anlamsiz dolarlar anlamli hale gelecekler. dolardaki depreciation duracak. dolayisiyla, abd nasil dolari bir silah gibi kullaniyorsa, cin de uretimini bir silah gibi kullaniyor. nasil rusya elindeki gazi avrupa'ya karsi bir silah gibi kullaniyorsa. fakat asil olan silahtir. asli gibidir analojisini unutmamak lazim. cin uretimi kasitli dusuk tutuyor, dolar anlamsiz kalsin diye yani. bunu uzerine de fed de "enflasyon var" diye faiz arttiriyor. faiz arttirdikca ne oldugunu yazdik. maliyetler artiyor ve uretici bu maliyetleri fiyatlara yansitiyor. sonuta dolar daha da deger kaybediyor.

    biraz da hizmet tarafini konusmak lazim. hizmet sektoru dunya canliyken cok aktif olan bir taraf. ornegin turizm. insanlar eve kapaninca, turizm hepten bitti. e ortada dolasan paranin bir kismi da hizmet sektoru tarafindan emiliyor. bu kisim da anlamsiz hale geldi mi? geldi! turizm pandemi oncesini yakaladi mi? yakalamadi. bunlarin hepsi dolarin anlamsizlasmasina sebep olan etkenler. yani y=2x+... gibi bir denklem icin eger mallarda fiyat artisi var diyeceksek, bunu x=y/2+... gibi yazacaksak bu sefer dolarda depreciation var dememiz lazim. nasil bizim paramiz dolar karsisinda deger kaybediyorsa, dolar da mallar karsisinda deger kaybediyor. bunun cozumu de ne yazik ki belki kulaga komik gelecek bircoklari icin ama faiz arttirimi degil. faizleri bosu bosuna arttirdilar. burada yapilmasi gereken sey bambaska bir seydi. dogrudan parasal daralma yapilmasi gerekiyordu. belki 4 trilyon dolar fazlanin hepsini degil de 1-2 trilyon dolarini yok ederek, gercekten enflasyonsuz ya da kabul edilebilir enflasyonlu (aslinda depreciation) 2-3 trilyon dolar yaratilmis olurdu. fakat bunu yapmaya korktular. cunku onlar "inflation"'a takmislardi kafalarini. "depreciation"'a degil. kisacasi, fed faiz arttirdikca enflasyon (aslinda depreciation) daha fazla azacak (artacak). bunu da muhtemelen 2023 ikinci yarisinda filan ancak anlarlar, 2024 gibi bir ekonomik kriz gelir ve bu ekonomik kriz gercekten daha once yasanmamis turden bir ekonomik kriz olur. bu sefer monetary easing ile icinden cikamayacaklari bir ekonomik kriz olacak. cozumu, parasal daralma olan bir ekonomik kriz yasayacagiz. zamansalligi konusunda yanilmak mumkun fakat bir sonraki krizin bu turden bir sey olacagini dusunuyorum. qe, quantitative easing ile cozulemeyen bir kriz.

    buna karsi ne yapabiliriz? yatirim tavisyesi olmamakla beraber ve hicbir sorumluluk kabul etmemek ile beraber, bahsettigimiz bu qe ile gecmeyecek kriz olana kadar mal sahibi olmak lazim, bu ayyuka cikmadan once de mallari paraya cevirip, onlarin paralari degerli hale getirmelerini, qt, beklemek lazim. kabaca bu kadar. peki bu mal denen sey nedir? emtia olabilir. degerli metaller olabilir. arzi sinirli herhangi bir sey olabilir. arsa, tarla vb. olabilir. kriptolar ve equity tarafi bu sefer easing yuzunden deger kazanmayacaklar, dolarin depreciation'i yuzunden deger kazanacaklar. yani denklemler terse donmus sekilde calismaya baslayacak, eger gercekten qt, quantitative tightening yapabilirlerse. eger yapamazlarsa zaten muhtemelen dolarin artik tek basina rezerv para olma vasfini tasiyamadigini gormemiz gerekir.
hesabın var mı? giriş yap