• feministlerin uğruna savaş verdiği şeyler zaten kadınları kızlık zarı dikimine mecbur eden şeylere de karşıdır da o yüzden.
  • olmayan çelişkidir. her ne kadar prosedürü sevmeyen feminist bir doktor olsam da açıklamayı deneyeyim.

    bu konseptle ilk yüzleşmem birlikte bir feminist foruma katıldığım, kampüs cadıları'nda aktif olarak çalışan genç bir kadının bana gelip himen* dikimi prosedürü ile ilgili sorular sorması ile olmuştu. 5 senedir birlikte olduğu, evlenmeyi planladığı partneri ile ilişkiye girmiş, öyle pişman olduğu bir insan filan da değildi.

    ilk anda refleks olarak içimden gülmek geldi, ben şahsen sosyal normların zaten bayağı dışında yaşadığım için hiçbir zaman kızlıkmış zarmış bekaretmiş gibi dertlerle uğraşmadım.

    bekaret, ataerkil ve kapitalist sistem tarafından üretilen ve kontrol aracı olan bir konsept. (tarihsel olarak bakıldığında, mirasın doğru kişiye aktarılabilmesi için, erkeğin çocuğun babasının kendisi olduğundan emin olması adına önem verilen bir durum mesela) bunu bilmesine rağmen kendisine feminist diyen bir kadının benden nasıl böyle bir beklentisi olabilir anlamamıştım açıkçası. fakat bunun sebebi olaya yeteri kadar çok yönlü bakmamamdı.

    öncelikle feminizm, özünde kadınların bireysel olarak kendi bedenleri hakkında karar vermesini savunuyor.

    yani bir kadının ne kadar açık giyinme hakkı varsa, o kadar kapanma hakkı var; 100 kişiyle yatma hakkı olduğu gibi hiç seks yapmama hakkı var; 5 çocuk doğurma hakkı kadar çocuk yapmama hakkı var... vs vs, örnekler çoğaltılabilir.

    sadece bu açıdan bile kabul etmem gerekiyordu isteğini esasen, ama benim yaklaşımım "böyle bir şey istenmemeli" şeklindeydi.

    daha sonra sosyal yapı üzerinden değerlendirmeye karar verdim.

    içinde yaşadığımız güzide ülkede, geçiyorum bakirelik mevzusunu, "komşunun oğluna baktı" gibi bir sebepten bile genç kadınlar öldürülebiliyor.

    her alanda aktivizmin önemini savunsam, kendim bununla gelen riskleri kabul ediyor olsam da, kişileri kendilerini korudukları için suçlayamam ve buna engel olamam.

    ben sokakta bana atılacak lafları, fiziksel şiddet görme riskini kabul ederek dilediğim şekilde yaşıyorum. gerçekten de bana şiddet uygulamaya kalkan erkekler oluyor, ama kendimi savunabilecek eğitime sahibim. olmasaydım bile, bu riski ben kendi adıma alabilirdim.

    fakat, politik ve ideolojik duruşuma ters düşüyor diye kadınların öldürülebilecekleri durumlara düşmelerine sebep olamam.

    himen diktirmek, toplumda gereksiz değer verilen, ataerkinin aracı olan bekaret konseptine verilen önemi arttırıyor, buna kesinlikle katılıyorum ve operasyonu desteklemiyorum, ama kişisel güvenliğin de bu kararı alırken önemli bir faktör olduğunu unutmamak gerek.

    bu nedenle, feminist hareket bu operasyonların nedeni olan ataerkil sisteme, bekaret konseptine, kadınlar üzerindeki cinsel ablukaya karşı çıkabilir, fakat kadınların bu sistemle başa çıkmak ve hayatta kalmak için kullandığı aracın önüne geçmemelidir diye düşünüyorum.

    dipnot: bu operasyon aynı zamanda çocuk yaşta cinsel istismar mağduru olan kişiler için de yetişkin hayattaki sağlıklı cinsellikleri ile bir ayrım olması adına uygulanıyor, öyle bir nokta da var.

    -

    ekleme: bekaret sebebiyle öldürülen kadınların %99'u bu operasyonu bilmiyor diye bir şey yok, bakire olmadığı veya benzer ~namus~ sebeplerinden dolayı öldürülen kadınların hepsinin eğitimsiz, fakir, köylü vs olduğunu sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. istanbul'un merkezindeki aile içi şiddet vakalarını biliyorum, antalya'daki cinayetleri, mersin'deki işkencecileri de. adana'nın merkezinde gecenin bir yarısı adli tıp kurumunu "gelin kanamadı" diye basabiliyorlar mesela. ortalamaya göre eğitimli insanlar olan gelin, damat, babaları amcaları vs. maaile kapımıza dayanabiliyor. mahkeme ve polis "kızlık zarı kontrolü" için sürekli olarak dava gönderiyor. (mahkeme kararı olmadan da bunu talep edenler oluyor).

    aileleri geçiyorum, ekşisözlük'e bile bakarsanız üniversite mezunu erkeklerin bile konu eşlerinin bekareti olunca içlerinden mağara adamı çıktığını görebilirsiniz.

    söylediğim gibi ben operasyonu desteklemiyorum, fakat yargılama hakkını da artık kendimde görmüyorum. evlenecekleri kişiyi kandırıyorlar diyenlerin, kadınları bu yalanı söylemek zorunda bırakan sistemi biraz değerlendirmeleri gerek.
  • ilk defa duyduğum bir hadise ne boş başlıklar var demiştim ama paragraflarca yazıldığına göre demek ki varmış böyle bir şey.

    diken için belki olmayabilir ama diktiren için kesinlikle çelişkidir. hem gönlünce sevişeceksin- çok doğal ve normal - , bu feminizm raconuna aykırı olmayacak, ama evlenirken erkek egemen topluma adapte olmak için - en azından kocanın kendisinden olmamak için- " ay aşkım bakireyim ben, senden önce elime erkek eli değmedi " yapacaksın, zar diktireceksin, o da racona aykırı olmayacak. eleştiri gelince de hemen " ay ama öldürülüyorlar kadınlar " a sığınacaksın. birbirimizi kandırmayalım, birileriyle seviştikleri için öldürülen kadınların %99'unun kızlık zarı dikiminden haberleri bile yok. şu şehirli kadınların tatlı su kurnazlıklarını , taşrada zulüm gören kadınlar üzerinden aklamaları yorucu olmaya başladı. hayır ablacım, zarını diktirmek istiyorsun, çünkü ya zengin bir öküz bulmuşsun, ya da öküzün birine aşık olmuşsun, iki şartta da kocayı elden kaçırmak istemiyorsun , birbirimizi kandırmayalım. bunu da bir " izm " ile açıklayacaksak , bu feminizm değil oportunizm. madem senin bedenin, senin kararın, sevişiyorsun, en doğal hakkın, sonra kızlık zarını diktiriyorsun, o da senin bedenin senin kararın, en doğal hakkın. neden bunu damada söylemiyorsun mesela? nerede kaldı duruş? madem bunda çekinilecek bir şey yok, feminizmin raconuna da ters değil. söyle gitsin, " aşkım ben zarı diktirdim " diye.

    kusura bakmayın, coca cola'nın patronunun "komunistim ben " demesinden daha farklı bir durum değil. ve evet, bu topraklarda bir gün kadın erkek eşitliği adına bir yol alınacaksa, kadınlar bu tip tatlı su kurnazlıklarının peşinden koşmayı bırakıp " evlenmezsen evlenme at kafası , çok da umurumdaydı. istedim seviştim, beğenmiyosan s.ktir git " diyebildiği gün olacak.
  • kızlık zarı dikimi aksi takdirde kadına zarar verme ihtimali bulunan toplumsal tepkileri bertaraf etmede faydalı olduğundan ötürü, yok hükmündeki çelişkidir.

    kadının haklarını koruyabilmesi için önce hayatta olması gerek. namus cinayetine kurban gitmemesi gerek. dolayısıyla feministlerin bu işleme karşı çıkmamaları yadırganmamalıdır.
  • ya bir şey söylemeyeyim diyorum, tartışma insanı değilimdir. kalbim kırılınca köşeme çekilirim ve ne halt yiyorsaniz yeyin modunda dizimi izlerim de, sizin bu kadınlara kambur gibi yüklediğiniz kızlık zarı, namus ve daha kadın olmayı bir yük haline getiren onlarca söylemleriniz benim kalbimi kırıyor. neden ben bu hayatta yaptığım her hareketin kare kökünü almak zorunda kalayım neden bu kadar tahammülsüzsünüz kadınlara karşı? neden her defasında bir şeyi bahane edip aşağılamaya çalışıyorsunuz? neden her erkek veya her kadın aynı olmak zorunda ve çomar,kezban vs.
    arkadaşlar tamam belki ben tutunamıyorum ama siz de ipleri çok kesiyorsunuz. ne yazık ki
  • halüsinatif çelişki. ister diktirir, ister kestirir, ister boyatır, ister ağartır, aklı başında herkes de, feminist olup olmamasından bağımsız buna böyle bakar. başkasının vücudu üstüne normatif yargıda bulunma sevdalısı delüğanlılara sıkıntı verir.
    (bkz: benim bedenim benim kararım)

    ek: şunu aydınlatma ihtiyacı hissettim. kızlık zarı dikimi bir sonuçtur. buna sebep olan erkeklerin el değmemiş kızla evlenme beklentisidir. sizce makul olan, bireyin kendi bedeni üstündeki tasarrufunu mu eleştirmek, yoksa buna sebep olan toplumsal konstruktu mu eleştirmek? hangisi daha anlamlı bir sonuç verecek? evet doğrudan sonucu eleştirerek bu normun yeniden üretimini engellemeye dönük bir adım atabilirsiniz, ama bu sizin mücadelenizin temel prensibiyle çelişir. siz zaten birinci sırada, kadının birey olması, kendi hayatı, tercihleri, bedeni üstünde özgür iradesiyle karar verebilmesi gerektiğini düşünerek, buna engel olan toplumsal normları eleştirmek için yola çıkmıştınız. dolayısıyla makul olan, kendi ana söyleminizle çelişerek bireyin kendi bedeni üstündeki tasarrufunu değil, buna sebep olan toplumsal normu eleştirmektir. ayrıca normun yeniden üretimin değil, varlık sebebini ortadan kaldırmak varken, neden yeniden üretimiyle uğraşasınız?
  • erkeklerin beyin zarlarını diktirmedikleri içindir.
  • 1. ikisi de k ile başlar k ile biter
    2. farklı sebeplerle yırtılırlar.
    3. biri yırtıldığında duyma bozukluğu olur diğerinde ise vurdumduymazlık.
    4. biri yırtıldığında hasta muamelesi görürsünüz diğerinde orospu muamelesi.
    5. hareketli bir mezuniyet balosunda önce kulak zarı sonra kızlık zrı yırtılır.
    6. birinin yırtığında kulağınız ağrır diğerinde başınız.
    7. kulak zarı yırtılanlar iyi kızdır, diğerleri kötü kızdır.
    8. çoğu insanın kulağında zar olduğundan haberi yoktur ama herkes kızlık zarını bilir.
    9. birinin önünde sonunda yırtılması gerkeirken diğeri yırtılmamalıdır.. (hangisi?)
    10. kızlık zarı meselesinden jinekologlar parayı vururken kulak burun boğazcılar sinek avlamaktadır.
    11. sözlükte her iki zar konusunda açılan başlık ve entry sayısı karşılaştırılmayacak kadar farklıdır.
  • uzun uzun kasmaya gerek yok. bu çelişkinin yegane sebebi, bir erkeğin kandırılabilme ihtimalidir.

    feminist pasif agresifliği bunu gerektirir.

    yoksa bir hemcinslerinin, ataerkil, baskıcı bir "eril bireyle" hayatını birleştirmesine giden bir yolu, eleştirmelerini mi bekliyorsun?
  • başlığı açanın feminizmden ne anladığı belli değil. feminizmde kadının birey olma yolunda kadına destek vardır.onun bedeni onun kararı.istediğini yapmakta özgür.bu operasyonda feminizmi rahatsız edecek bir şey yok.feminizmi rahatsız edecek şey kadını böyle düşünmeye ve hareket etmeye itecek feodal düşünce yapısının varlığıdır.
hesabın var mı? giriş yap