• feminizm bir burjuva ideolojisinden başka bir şey değildir. dünya üzerinde bir "kadın sorunu" gerçekliktir. ancak kadının kurtuluşu işçi sınıfının kurtuluşundan bağımsız değildir. ataerkil bir toplum yapısında kadının ezildiğini savunanlar merkel'in ve türevlerinin ezildiğini söyleyemezler. ezilme konusu bir sınıfsal problemdir. feminizm diye nutuk atanlar yürekten kadının kurtuluşu için çabaladıklarına inanıyorlarsa, proletaryanın yanında örgütlenip kendilerini halkların kurtuluş davasına adamalıdır.
  • kendi başlarına uygarlık kurabileceklerini düşünen kadınlar, çok rica ediyorum, herhangi bir ülkenin survivor programının kadınlar vs. erkekler sezonunu izlesin.

    kaynaklarını bitiren, güneşlenen, yüzen kadınlara karşı, herhangi bir hiyerarşi beklemeden avlanmak isteyenin avlandığı, üretmek isteyenin uyumak korunmak için birşeyler inşaa ettiği erkekleri görsün.
  • kadınlar kendi başlarına uygarlık kurabileceklerini düşünmüyorlar ama patriarkın bunu yapmaya yeltenmişliği var: komik ama oldukça açık. insan hakları beyannamesi'nde
    bahsedilen "insanın" aslında "erkekler" olduğunu biliyorsunuz sanırım.
    olympe de gouges bu absürdlüğe karşılık olarak kaleme aldığı kadın ve yurttaş hakları bildirgesi sebebiyle idam edilerek öldürülmüştü mesela.
  • kadının erkekten üstünlüğünü değil erkeklerle eşit olmasını savunan düşünce akımıdır.
  • saçı uzun olan, ağlayan erkeklerin, erkek egemen ideolojinin ürettiği erkeklik kurgusu üzerinden yine en başta erkekler tarafından ezildiğini görmeyen insanların eleştirmeye çalıştığı politik akım.
  • feminizm sözcüğü ilk kez fransa’da 1837 yılında kullanılmıştır. 1890’lı yıllarda o zamana kadar kullanılagelen kadıncılık yani womanism teriminin yerini alarak ingilizce’ye geçmiştir.

    feminizm terimini ilk kez kadin hakları akımını betimlemek için kullanan kişi ise 1872’de fransiz yazar alexandre dumas olmuştur.

    feminizm kadın hareketlerinin gelişimine ve ilgi alanlarının yüzyıllar içinde değişimine paralel farklı anlamlar kazanmıştır. michel’in robert sözlüğü’nden alıntıladığına göre sözcük “kadınların toplum içindeki rolünü ve haklarını genişletmeyi öngören bir doktrin” olarak tanımlanmaktadır.

    benzer bir tanımı başka bir yazar da vermektedir: “feminizm, cinslerin (kadın ve erkeğin) eşitliği kuramına dayanan ve kadınlara eşit haklar isteyen bir akımdır.”

    watkins’e göre de feminizm “kadınların birer insan olarak tüm haklarını talep etmesi!”dir

    sözcüğün yeni anlamlar içeren farklı tanımlarını ise şöyle sıralayabiliriz:

    "feminizm, erkeklere kamusal alanın –iş, spor, savaş, hükümet- sorumluluğunu verirken, kadınları ev içinde ücretsiz çalışmaya, yani köleliğe mahkum eden, aile hayatının bütün yükünü onların sırtına bindiren toplumsal iş bölümünün sorgulanmasıdır."

    "kadınları aşağı, bağımlı, ikincil konumda tutan bütün iktidar yapılarına, yasalara, geleneklere başkaldırılmasıdır." , "haklarını kazanmak için hep birlikte mücadele veren kadınlardır."
  • justin trudeau feministim derken kesinlikle bizim bildiğimiz feminizmden bahsetmiyordu bence.
  • tamamen yanlış şekilde savunulan düşünce akımı. kadın hakları eşitlik vs. savunulacağına bizim ülkemizde genellikle '' bayan'' kelimesini kullanan kişilere çemkirmek olarak algılanıyor. ne kadar da sığ mk.tam bize yakışır.
  • arkadaşlar bu aslında kötü bir kavram değil, bakın bu eşitlik demek. ama gelin görün ki türkiye'deki bağyan (bayan değil kadın diyeceksiniz) arkadaşlar bunu kadınların erkeklerden üstün olduğunu iddia ederek lanse ettikleri için durum bu kadar antipatik geliyor. bana da gelmiyor mu geliyor cidden türkiye'de şu kavramları doğru anlasak daha medeni olacağız da kimse bir birine anlayışlı değil.

    benim anlamadığım kısım ise şu, tamam eşitlik hak özgürlük falan vs vs peki bir kadının fotoğrafı çekildi diye twitter kapattıran arkadaşlar, fotoğrafın çekilmesini veya yorumlardan bahsetmiyorum, aynı durum bir erkeğe yapılsa kapattıracaklar mı o profili merakım budur. hemen akabinde yemekhane gibi bir yerde protesto vardı, videoya çekilmiş olaylar 360 derece dönüyor kamera, 50 tane adam sayarım orda habersiz durumdan. yani görüntülendiklerinden bir haberler, hani savunduğunuz fotoğraftaki kadın gibi. haberdar edeyim dedim.

    otobüslerde erkekler tacize uğramıyor sanıyorsunuz falan di mi? hayvan gibi çantalarınız var sağa sola sürte sürte gidiosunuz çakma luis vittonlarınızı. orda biri çıkıp bu kadın beni taciz ediyor dese adama gülerler.
  • edit: sozluk yonetiminin, sozluge icerik saglayan kullanicilarina hicbir saygisinin olmamasi ve bizleri ebleh yerine koymasi sonucu bu ust bilgi editi eklenmistir. sozlugun, devletin milletini ebleh yerine koymasinin yasaklandigi bir mecra oldugunu hatirlamasi dilegi ile. #ekşirezalet

    edit: şirin tekeli

    turkiye'de bunu kadinin erkekten ustun olduguna yoran bir kurumsallasmis feminist orgut bulamazsiniz. orgut diyorum. kurum. mor cati gibi sosyalist feminist kollektif gibi fema gibi kurumsal catilarin altinda yapilmis feminist hareketlerde bulacaginiz sey hak temelli savunuculuktur. simdi, elbette bireysel olarak feminizmin radikal kanadini savunanlar var. elbette, erkegin cukunun koparilmasi gerektigini dusunenler var. erkekler arasinda da, kadinlarin tek basina arac surmemesinden tutun da her kadinin, erkeklere cinsel olarak "kadinlik" anlaminda bir seyler borclu oldugunu sanan da var. yoksa, otobuste sort giydi diye kadina tekme atan, parkta spor yaparken kadini darp eden, dolmusta giderken kacirilip tecavuz edilen kadinlari baska nasil aciklayabiliriz? radikal feministlerin hayatini incelediginizde, erkek tarafindan muhakkak siddetin bir turlusune maruz kaldigini goreceksiniz. hatirlarsaniz, kendisine dayak atan ve fuhusa surukleyen kocasini oldurup "hep kadinlar mi olecek biraz da erkekler olsun" diyeni vardi. radikallik hayatin her yerinde. radikal feminizmin, bu erkekligin yol actigi "butun kadinlar taciz edilebilir, psikolojik veya fiziksel siddete maruz birakilabilir" algisiyla ayrilan yegâne ozelligi burda durup durup kelimenin tam anlamiyla, hic mubagala etmiyorum, 2 gunde bir yazilan "kadinlar ustun olmayi istiyor" motivasyonunu gercek hayata dokmemis olusudur. hicbir radikal feminist gosteremezsiniz ki kose basinda bir erkek bicaklasin. radikal feminizim, ataerkilligin uc noktalarina bir tepki yani. bu radikallik feminizmde varsa, hayatin icinde de kadinlara karsi var. her etki de bir tepki dogurur. ancak feminizmin, bu yanlarini sekip direkt radikal feminist akimdan elestirmeye baslamak bilgisizlikten kaynaklanan bir... bir... ne diyeyim bilemedim, acinasi bir durum diyeyim. otobuste bir kadin cantasiyla seni taciz ediyorsa, ona cantasini cekmesini soyleyebilirsin. bir kadin olarak otobuste bir erkek bacaginizi oksadiginda, elini cukune atip kendini oksamaya basladiginda ne dersiniz? otobusten indiginde sizi takip etmeye basladiginda? unutmayin empati yaptigimiz bu hikâyede kadinsiniz, karsinizdaki sizden fiziksel anlamda daha guclu. probleminiz genel olarak bu; koca koca cantalarla sizi taciz eden kadinlar gibi sirt cantasiyla her yeri taciz eden erkekler de var, onlara cantaniz rahatsiz ediyor diyebilirsiniz ama gozleriyle memelerinize bakanlar, yaninizda acik sacik konusanlar. yani, sizin ugradiginiz taciz carpi bunlarla ugrasiyor kadin. neyi taciz saniyorsaniz, o arti ustune tacizin diger turleri ve bir miktar holosko'dan olusuyor bir kadinin bir gunu. bircok tacizi de gormezden gelmeyi ogreniyor tabii kadin. lafla sarkintilik, artik sarkintilik bile degildir bircogu icin.

    kadina, bayan denilmesine gelinince, bu algi su yuzden yikilmak isteniyor, erkek dendiginde, ekstra bir vurgu ile soylenmedigi takdirde kimsenin aklina cinsellik dusmuyor. kadin dendiginde, herkesin aklina cinsellik dusuyor. ve bu yuzden insanlar, kadin kelimesini kullanmiyorlar. kullanirken cekiniyorlar, universite ogrencilerine "kadin" dendigi icin, bir gazetenin yorumcularinin birbirini yedigini gordum. yorum tam olarak sunu diyordu "bekâretlerini kaybederken yaninda miydiniz?" ne kadar cirkin degil mi? aslinda, ogrencileri korumaya calisiyor ve ogrencilerden kadin diye bahsedildigi icin incinmis. daha acikli olani, muhafazakâr gazeteler, bu kadin kelimesini, ozellikle laik, liberal genclerle ilgili bir haber yapacaklarinda gercekten namussuzluga atif olarak kullaniyor ve hakikaten hakaret amaci guduyorlar: "bakin evlenmemis universite ogrencileri ama kadin." kadin denince, bekâretini kaybetmis insan algiyoruz. ve bunun da rencide edici amacla kullanildigini dusunuyoruz. oysa, erkek bir cinsiyettir kadin da oteki cinsiyettir. elbette, sosyal olarak bunlarin bir agirliklari var; ornegin, kucuk cocuklara, genclere erkek ve kadin diye hitap etmiyoruz. sebebi cok acik, hayattan cok uzaklar cunku. hayati cekip cevirmekten uzaklar. baskalarinin himayesi altindalar. bunu su yuzden yazdim, biliyorum ki bir sivri gelip sicacak buraya "5 yasindaki cocuga kadin demiyoruz ama" diye. 5 yasindaki cocuga erkek de demiyoruz. ha... diyoruz... onu onurlandirmak icin sunnetten sonra diyoruz "erkek oldu benim oglum" diye. ama, ornegin bir kiz cocugu regl oldugunda "kadin oldu benim kizim" demiyoruz, cunku, kadin olmak ayip. ayni sekilde, 40 yasina gelmis bir insandan da "kiz" diye bahsetmek abes kacacaktir yine de evlenmemisse kadin kelimesi kullanilmaktan kacinilir. kadin olmak seksle iliskilendirilen bir sey, seks de ayip bir seydir oyle ise bekârlara kadin denmesi ayiptir. hayir efendim, kadin olmak ayip degil, seksle ilgili degil cunku. bu kafanizda. kadini hep seksle esitliyorsunuz. oysa, cinsiyetimiz bu. erkeklik herhangi bir ayipla eslestirilmiyorken, kadinlik eslestiriliyor. anatomi bu. sen erkeksen, ben de kadinim. ayibim da yok. o ayibi sosyal bir dusunusle sen yukluyorsun. toplum yukluyor. kadin olmaktan da hic utanmiyorum. erkek denince kimsenin aklina bekâret ve yatak gelmiyor. kadin denince de gelmemeli. bazilarinin pek onemsemedigi yerlesik kaliplari yikma cabamiz bundan. kadin bir cagirma unlemi degildir onu da soyleyeyim, tipki erkegin bir cagirma sozu olmadigi gibi. bayan konusu su yuzden bu kadar ayyuka cikti, bu bekâret, seks yapmis insan algisi yuzunden, kadin diyebilecekleri yerde bayan kelimesini kullaniyorlar. yani yine, kadin kelimesine yuklenen utanc payesine geri donuyoruz. yoksa, hanimefendi diyecegi yerde bayan demis... desin. cok basit bir ornek: basketbol takimi dendiginde erkekleri anliyoruz. basinda erkek diye belirtilmiyor (ki belirtilmesi lazim), bu nedenle, kadin takimindan bahsettigimiz icin, kadin diye belirtilmesi lazimken bayanlar basketbol basketbol takimi diyorlar. hayir efendim, bayanlar degildir o: kadindir. kadin. ka-din.

    kelimeler algimizi, algimiz davranisimizi etkiler. bu yuzden bayan kadin savasi veriliyor yani. konu biraz daha karisik poncik team. boku atiyorsunuz da izi kalmasin, ben aciklayayim. ustumde kalmasin. ha bu durum baslik altinda da bin kere filan irdelenmistir. ancak o kadar nefret dolular ki o basliga bile baktiklarini dusunmuyorum ogrenmek icin.
hesabın var mı? giriş yap