• sağ popülizmin gerzekçe iddialarından bir diğeri. "makyaj..... neredeyse linç sebebi olacak" diye bir saçmalık yazılmış ama hem reel hayatta hem sosyal medyada hepimizin gördüğü gerçekler bunun tam tersi

    yap araştırmanı, anketini, topla verini, gel bize sunum çıkar, kanıtla iddianın arkasında bilimsel olarak dur.

    ama bu şekilde kaynaksız desteksiz sallarsan sizi ne ciddiye alırım ne de görüşe saygı duyarım
  • (bkz: dişil enerjinin ne olması)

    zayıflık, güçsüzlük, sessizlik, boyun eğmek, baş kaldırmamak, biat etmek gibi özelliklerin "dişilik" ile özdeşleşmesi nedeniyle, birazcık konuşan, demeç veren, bilimsel araştırma yapan, evde söz sahibi olan kadın hemen "dişil olmamak" ile yaftalanıyor. arkadaşlar bu yıl itibarıyla mrna aşısı falan oluyoruz, 20.000 yıl önceki mağara adamlığınızı artık bir tık sadece bir tık da olsa bıraksanız diyorum.

    bir söz vardı nerede duydum, nasıl duydum, tam hali neydi unuttum, şu tarz bir şeydi: feminist olan ve olmayan insan diye bir şey yoktur, insan haklarını savunan ve savunmayan insan vardır. ben feminist değilim diyen hiçbir insan insan haklarını savunmuyordur, savunuyorum diyorsa yalancının ikiyüzlünün önde gidenidir.

    gücüm yettiğince doktorada da, sonrasında da kadın hakları için araştırmalar yapacağım, ezilen kadınları size yedirmeyeceğim. eğer "dişil enerjim" kaybolduysa, yani meali artık güçsüz pısırık sessiz bir kadın değilsem ve sesim duyuluyorsa bu benim için bir onurdur.

    bana yüzyıllardır yakıştırdığınız dişil bilmemnemin olmayışı bu nedenle herhangi birinizi rahatsız ediyorsa, gidip kendinizi sikebilirsiniz.
  • dişilik nedir?
    dişi memelileri, erkek memelilerden ayıran şey nedir?
    dişi enerji nedir?

    dişilik, xx kromozomuyla ortaya çıkan, doğurgan eşey türüdür.
    dişilerin salgıladığı üreme hormonları, erkeklerden farklıdır. buna bağlı olarak dişi ve erkek canlılar arasında belirgin davranış farklılıkları görülebilir.
    en temel farklılık, erkek canlıların baskın testosteron tesirinde olması durumudur. testosteron, saldırganlık ve şiddet davranışlarını tetikler. ortalama bir erkek, ortama bir dişiden 300 kat fazla şiddet davranışı gösterir.
    dişi enerji kavramı, dişi canlının yaşama tutunma motivasyonu, dişi canlıyı hayatta tutan güdü olarak tanımlanmalıdır. spiritüalist, uydurma bir takım -loji'leri, biyolojinin üstünde tutarak yapılacak her türlü yorum, saçmalıktan öteye geçemez.

    dişi canlı, doğal olarak seçilim baskısı altında değildir. erkek canlının testosteron baskın olma nedeni, seçilim baskısının erkek üzerinde olmasındandır. erkek, üreyebilmek için mücadele etmek, diğer erkeklerden farklı olduğunu ortaya koymak zorundadır. rekabet, azim, hırs, mücadele ve savaşçılık davranışları testosteronla beslenebilen davranışlardır. erkek canlı, testosteronun verdiği itkiyle sürekli bir yarış ve varoluş mücadelesi içindedir. erkek canlının itkisi üstün gelmek, egemen olmaktır.
    dişi canlının itkisi yaşamak ve yaşatmak üzerinedir. dişi canlıda yaşatmak itkisi olmasa, acılı ve zahmetli doğum ve sonrası süreçlerini hiçbir canlı atlatamazdı ve dünyada canlılık kısa sürede yok olurdu. yaşama ve yaşatma itkisi dişi canlıyı muazzam hayatta kalma becerileriyle donatır. dişi canlı pasif değildir, kendisi ve yavruları için en doğal varoluşuyla mücadele edebilen başat canlıdır.

    gel gelelim şu sahte dişillik kavramına. new age zırvalıkların iyi prim yaptığı şu günlerde, bireyselleşmiş bir tüketim toplumu olmanın yol açtığı ikili ilişkiler problemlerine çözüm arayan çaresiz yığınları her türlü tatlı sözle çok kolay kandırırsınız. çaresizlik hissi, en kolay istismar edilen histir.

    "kadın gibi olmak" veya "dişillik" olarak adlandırılan öğretilmiş kalıpların çoğu, biyolojik gerçeklikle bağdaşmaz.
    öncelikle "kadın gibi" olabilmek için makyaj yapmak, oje sürmek, estetik ve kozmetik müdahaleler yaptırmak; kesinlikle dişil enerjiyle bağdaşmaz. bu tür davranışlar eril enerjiden gelen seçilme baskısını temsil eder. seçilmek için çaba harcamak erkek canlıların doğasına uygun bir davranıştır. yani sakat dünya toplumlarının binlerce yıldır dayattığı birçok davranış, biyolojik gerçeklikle taban tabana zıttır. (patriyarkal toplumlar zaten her yönüyle bozulmuş, ucube oluşumlardır.)
    süs, püs, makyaj, estetik vs. dişil davranış değilse, dişil davranış nedir o halde?
    sağlığına dikkat etmek dişil bir davranıştır. bedeni sağlıklı tutmak adına yapılan her türlü egzersiz, bakım, beslenme programı dişil canlının ana itkisi olan yaşama ve yaşatma itkisiyle örtüşür.
    dişil davranış, dişi bedenin farklılıklarını sevmek ve dişi bedene karşı öz sevgi hissetmektir. kıvrımları saklamaya mecbur hissetmek, bedenin doğal yapısına savaş ilan etmek kadını dişil enerjisinden uzaklaştıracaktır.
    yaşama ve yaşatma itkisi, stresten uzak durma isteğini beraberinde getirir. huzurlu ve çatışmasız toplum isteğini beraberinde getirir. yerleşme ve kök salma isteğini beraberinde getirir. tüm doğaya saygılı olma ve doğaya uyum sağlama eğilimini beraberinde getirir.
    hırslı bir şekilde kariyer tırmalamak, hedefe giden yolda her şeyi mübah görerek rakipleri ekarte etmek, can yakıcı streslerle boğuşmak pahasına güç elde etmeye çalışmak eril enerjiyle mümkündür.
    sevgiyle çalışmak, başkalarının hayatını güzelleştirmek için çalışmak, sağlıklı bir çalışma ortamında sükunetle çalışmak, başkalarını geçmek için değil bir şeyler ortaya koymanın hazzı için çalışmak dişil enerjinin eğilim göstereceği çalışma şekli olur.

    dilersek tüm hayatı dişil enerji, eril enerji perspektifiyle didik didik inceleyebiliriz.
    dilersek bu konuyu 1000 sayfalık bir kitap olacak kadar ayrıntılandırabiliriz.
    ama amacımız samimiyse şunu görebilmemiz gerekir,
    kadını baskılayan, kadını metalaştıran, kadını istismar eden, kadını güçsüzleştiren bir sistem dişil enerjinin yani yaşamın en büyük düşmanıdır. yani ataerki, gerçek dişil enerjinin en büyük düşmanıdır. ucube ataerkinin yok edici sistemi sürdürülebilir değildir. dünyada canlılığın devamı için bu sistem değişmeli.
    bu sistemin değişmesini isteyen, bu uğurda kendince bir şeyler yapan kişilerin kadınlığını bozuk sistemin ucube ürünleri elbette doğru bir bakışla değerlendiremez.

    son olarak kafanızdaki öğretilmiş cinsiyet rolleri cinsiyet değildir. cinsiyet sadece biyolojik bir gerçekliktir. bir rol, bir misyon değildir. bireysel farklılıklar, aile, toplum vb. sosyolojik ve psikolojik etmenler; kişinin toplumda oluşturduğu kimliğinde ve davranış örüntülerinde çoğu zaman doğumdan gelen özelliklerinden daha belirleyici olabilmektedir.
    hiç kimse tamamen dişi gibi, ya da tamamen erkek gibi olamaz; olmamalıdır. iki cins birbiriyle hiçbir kesişim kümesi göstermeyen bambaşka varlıklar değildir. her birey özgündür, her birey karakterinde dişi, erkek bir çok nitelik barındırarak zenginleşir.

    ve elbette her zaman dediğim gibi, kimse feminist olmak veya feminizme destek vermek zorunda değildir; ama her kim anti-feministlik için algı kasmaya kendini adamışsa katışıksız bir maldır.
  • kadının özgürleşmesine, eşitliğine, kendi hayatının denetimini eline alması ve kendini sömürtmemesine bok atmak istemek ama bunu yaparken hanzo görünmemek için geliştirilen saçma sapan bir önerme daha. maalesef hanzoluk sınırını %10 tolareansa rağmen aştınız, size ceza yazmak zorundayım.

    herhangi bir pozitif veya sosyal bilimde tabanı bulunmayan dişil enerji kavramı, modern zaman aydınlanmacı görünümlü şaklabanları tarafından uydurulmuş, kadının nasıl davranması ve davranamaması gerektiğini tanımlayarak kadın davranışının erkekler tarafından hoş karşılanacağı motiflere hapsedilmesine aracı olan bir zevzekliktir. o yüzden lütfen dişil enerjimizle belanızı s**tirtmeyiniz*.
  • gerzek gerzek teori üreteceğinize, "iyi bir insan olayım" diye gerçekten kafa yoran bir insan olsanız, bakarsınız feminizme, okursunuz, tahakküm tespitlerine, eşitliğe dair ne öğrendiğinize, ne kaptığınıza bakıp, kafanıza uymayan yerleri bırakırsınız, bu kadar basit.

    feminizm de, tüm felsefi ideolojiler de birer alet çantasıdır. niyeti düşünmek ve etik yaşamak olan açar, bakar.

    ama yok, konforlu olan ezberlemek, itaat etmek, korkmak, sonra da zalimleşmek ve gerzekleşmek, değil mi?

    ama tersini seçmek doğuştan bir yetenek falan değil. umutsuz vaka değilsiniz hiçbiriniz, merak etmeyin. gidin, okuyun. gidin, öğrenin. sizin elinizde.
  • eril ve dişil enerji biraz yanlış anlaşılmış. bu enerji tanımında cinsiyet yok. yani bu tanım zannettiginiz gibi erkeklik ve kadinliktan gelmiyor. dişil enerji yaratıcı enerjidir eril enerji ise yapan enerjidir. tanimlara göre tanrının varlığı dişil enerjidir, ışık halindedir bu ışığın madde boyutuna donup kendi kendinin bir yansıması olması da eril enerjinin gereksinimidir. yani bana göre 0'dan 1 olmak. sıfır yokluk değildir. sadece gözlemlenemeyen bir formdan gözlemlenir forma geçmektir.

    evrenin bu enerji boyutunda 3. evrede olduğu söyleniyor. başta dişil enerji hakimdi deniyor ve yapma kısmi eksikti, sonra eril enerji hakim oldu ancak dişil enerji aza indi yani her şey maddiyata bindi. söylenenlere göre 3. evreye girmek üzereyiz ve tahminlere göre denge evresi bu. hem dişil enerji hem eril enerji dengeli bir şekilde ortaya çıkacak.

    yani bu teoriye göre erkek veya kadın olmak senin enerji cinsiyetini yansıtmıyor. ortada cinsiyet yok. birisi yaratıcı güç birisi yapıcı güç. bir insanda her iki enerji de olabilir çünkü teoriye göre hepimiz tekligin parcalariyiz. tek olan kaynaktır, yani yaratıcı, tanrıdır, biz de aslında kaynagiz. ancak yaratıcının kendinden kendine tekamülü ile bu enerjiler bizim aslında kendimizi kaynaktan ayrı olduğumuzu sandığımız canliligimiz ile değişimler geçiriyor.

    yani erkeksin diye eril enerjisi olayı değil mesele; kadınsın dişil enerjisin değil. mesele çok daha ayrıntılı ama benim gibi anlatım fukarası olunca biraz karışık aktarıyorum. enerjiler böyle ilgilenen araştırsın daha iyi anlatımlar bulacaklardır.
  • kesinlikle katıldığım hede. feminizm adı altında erkek gibi oturan, erkek gibi davranan, küfür eden, futbol maçı fanatikliği yapan, erkek gibi giyinen, hatta osurup, geğirip bunun esprisini yapan tipler dolmaya başladı. sonra da erkekler yüz vermeyince iyice erkek düşmanı oluyorlar. yahu biz erkeklerin bir kısmı prenses arıyor, bir kısmı seks tanrıçası arıyor, bir kısmı anaç bir kadın arıyor. ama kimse asker arkadaşı aramıyor anlayın şunu.
  • bir şeyin yok edildiği yok.
    bu enerji tanımlarınız da yanlış: dişilik erkeklik enerjisi dış görünüşten ibaret değildir. hatta çoğu zaman pek alakası yoktur.
    dişi veya erkek bu enerjiyi ortaya çıkaracak karşı cinsini gördüğünde öyle de bir yayar ki o enerjiyi, aklınız durur.
    toysunuz, öğrenirsiniz tecrübe ettikçe. o zamana dek keskin genellemelerden kaçının tavsiyem.
  • balikis, "kadınlar yüksek sesle gülmesinler" ülkesinde, dişil enerjinin garantisi yine feminizmdir.

    kahkahalar susmasın
  • yekpare bir sınıftan müteşekkil değil komünite. kesif bir kitle için feminizmin alacağı yol ve vereceği fayda var daha. ***
hesabın var mı? giriş yap