fenerbahçe

• (bkz: #5749)
  
  sürekli bundan kötüsü olmaz deyip, daha kötü sezonlara başlıyor fener. korona araya girmese kadıköy serisi bitmiş, takım ruhundan eser kalmamış, tersaneleri ele geçirilmiş^* bir takım olarak sonu nereye giderdi bu sezonun bilmem.
  
  görsel
• yıllardır siyasi arenada destek bulamayan kulüpmüş. vallahi ben de yeni öğrendim bu bilgiyi, tek sorun 18 senedir ülkede iktidar olan partinin başkanı ve kurucusunun fenerbahçeli olması dışında bi sıkıntı yok.
  
  mevcut federasyon başkanı, önceki dönem federasyonlarda asbaşkanlık yapan ve ondan önceki senelerde de çeşitli defa fenerbahçe yönetimlerinde bulunan sayın nihat özdemir'in iktidar ve fenerbahçe yakınlığı da hiç bulunmamaktadır.
  
  fenerbahçe'de siyasi destek alamıyorsa diğer takımlar bitmiş abi. italya'da juventus çat diye küme düşürüldü, başbakan milan kulübü başkanı, ülkenin ekonomi lideri de juventus'un sahibiydi. siyasi destek alamazsan böyle alamazsın. fenerbahçe düşürülmesin diye kırk takla atıldı, şike var ama sahaya yansımadı dendi vs.
  
  komik gerçekten.
• altay/transfer/serdar/transfer/transfer/transfer/jaja/ozan/gustavo/transfer/vedat . eksiğimiz çok saydığım 5 bölgeye mevcutlar dışında yapılması gereken en az 5 iyi futbolcuya ihtiyacımız var .
• bu sezonu da dahil edersek son altı sezonda şampiyon olamamış büyük kulüp. fikrimce bundaki en büyük etkenlerden biri de hep o veya bu şekilde şampiyonluğu arzu ederek gerekli ve cesur yapılanmalara girememiş olmasıdır.
  
  takım son sekiz dokuz senede bir kez şampiyon olunca ve son şampiyon olduğu senede iphone 6* piyasaya yeni çıkmışken taraftar da bu uzayan hasret içinde radikal ve toksik bir hal almış ve cesur yapılanmaların önünü tıkama konusunda bir kaldıraç görevi görmüştür.
  
  bugün bakıldığında yeni hoca eksik mevkiler derken herkesin aklında yine şampiyonluk var. diyelim ki oldu ya sonra?
  
  bir sene başarı gelir sonra bir beş sene daha gelmez. sonra da fenerbahçe, avrupa kupalarına gitmek için iki senedir tek umudu türkiye kupası olan bir takıma dönüşür.
  
  takımın ihtiyacı seneye şampiyon olmak değildir. önemli olan yapısal dönüşümlerin yapılması, ekonomik durumun düzeltilmesi ve altyapı &scout düzeninin kurulması yahut iyileştirilmesidir.
  
  bu türde her sene şampiyonluk parolası ile devam etmek düşen bıçağı yakalamaya çalışmaktan başka bir şey değildir.
  
  oysa 2020'ler henüz yeni başladı. bir iki sezonluk yapılanma süreci takımı bambaşka yerlere getirebilir.
  
  ama burada şampiyon olacak hocayı ve şampiyonluğa götürecek yeni oyuncuları arayan taraftar profili ile bu ne kadar mümkün olacaktır, bunu zaman gösterecek.
  
  * iphone örneği şu açıdan iyi. taraftar öylesine radikal hale büründü ki yıllar içerisinde geçen senelerin uzunluğunu anlamaktan kaçınmak için kendini avutuyor. ama teknolojinin gelişimine öyle ya da böyle mecburen tanık olan kimseler fenerbahçe'nin son şampiyonluğunun ne kadar da eskide kaldığını bu örnekten anlayabilirler.
  
  ** not: fb. ^*
• başkasını tanımadık senden başka bu hayatta
• kendi kendimizi bitiriyoruz sadece. kadromuz çok berbattı ama iyi olmasına gerek yok sadece mevkisi sol bek olan sol bek, bir de stoper olan oyuncumuz olsaydı -hakemlere rağmen- mücadelede olurduk.
  ayrıca altay,ozan, vedat, ferdi gibi piyasası kolayca artabilecek oyuncularımız var.
  burası türkiye ligi zaten doğru dürüst top oynandığı yok ki oyuncu kalitesiz diyelim. bizim ne taraftar ne medya zaten futboldan anlamaz. 3-4 tane brezilya'dan ucuza yedek oyuncu getirip güzel bir pr çalışmasıyla taraftarı kolayca havaya sokabiliriz, ayrıca brezilyalılar her zaman bize uymuştur ortalama performans gösterseler zaten onlar bile kendini ilah görüp ozgüvenle görür. 3-4 genç yerli oyuncu da gelecek planlaması ve taraftar ateşlemek için kullanılabilir. futbol zor bir oyun değil. genç bir oyuncuyu sadece 40 maç oynatarak -herhangi bir istatistik yapmasına da gerek yok- zaten 10 milyona satılabiliyor (eljif örneği)
  bunları yapmak için vedat ı satmak da hata. türkiye liginde sadece forvet ve kaleci şampiyonluk getirir. ısla,tolga,alper,zach,jailson 1-2 milyon demeden satılmalı. şu çöplerden 10 milyon çıkarılırıl zaten o da yeterli bu planlama için. kalkıp da hırvatistandan hoca getirmek yine. düşme korkusundan başka bir şey yaratmaz.
  galatarasay seneye falcounun yükü kiralıkların gitmesi derken bizden beter durumdalar. trabzondan da gidenler olacaktır. sivas zaten anlıktı seneye başakşehir dışında bir rakip bile olmayacaktır zaten.
  beni en çok hayal kırıklığına uğratan avrupaya gitmek bu kadar önemliyken sadece galatasaraya yenildik diye havlu atmamız. başkandan taraftara herkes kabullenmiş bunu. kupayı alma ihtimalimiz varken kesinlikle bu zamana kadar bir hoca getirilmeliydi.
• tanım : türkiye'nin en köklü futbol kulüplerinden bir tanesi.
  
  orta halli bir beşiktaş'lı (avrupa maçları ve derbiler dışında çok takip etmem hatta derbilerin bile çoğunlukla özetini izlerim zaten şu krizde her hafta 20 tl maç izlemeye vermek için elim gitmiyor açıkçası) olarak fenerbahçe takımını çok sevmezdim.
  
  gerek bu kulübün tvlerden gördüğüm kadarıyla yönetici ve başkanlarının ofansif tavırları gerekse oyuncularının tavırları genel olarak itici gelirdi bana hep. ta ki 5 yaşındaki oğlumun annesine utana sıkıla fenerbahçe'li olmak istediğini ama bunu bana söylemeye çekindiğini duyuncaya kadar.
  
  yanlış anlaşılmasın evimizde fiziksel yada psikolojik şiddet içeren şeyler yoktur. bende despot bir baba değilimdir ancak her nasılsa çocuk benim tepki vereceğimi yada belki üzüleceğimi düşünerek bana söyleyememiş.
  
  neden fb diye sorduğumda bana ''renkleri çok güzel baba'' deyiverdi. inanır mısınız masum yavrumun gönlünü fb'ye kaptırması bu takıma karşı olan bütün ön yargımı ve geçmiş tecrübelerimi aldı götürdü bir anda kendi tuttuğum takım ile aynı seviyeye çıkartıverdi.
  
  yani demem o ki keşke ben bjk formamı giysem yavrum fb forması giyse, gelsek saracoğlu'na centilmence bir maç izlesek, futbolun ön planda olduğu bir maç sonuç ne olursa olsun herkes eğlense... bu hayalin olma ihtimali bana göre sıfır şu anda ama ne var ki eski türk filmlerinde bu tarz sahneler görüyorum insanlar yanyana izliyormuş bir zamanlar. 50 yılda nasıl koptuk böyle birbirimizden.
  
  bu arada bu takımdan bahsedip alex'ten bahsetmemek olmaz. sadece oyun olarak değil karakter olarak da takımın renklerine bağladığı en değerli ismidir bana göre.
  
  içimde kalmasın edit:
  inanırmısınız en son sergen hocanın imza töreni için stada gittim ve duyduğum küfürlerden bir erkek olarak ben utandım ona koyalım buna koyalım bu nedir yahu sürekli küfür.
• debeye giren entryden sonra birkaç şey yazma ihtiyacı hissettim.
  
  transfermarkttaki kadro değerine göre finansal yorumlama yapan taraftara sahip takım. böylesini de ilk defa görüyorum. mantıklı argümanlarla gelirsin konuşuruz da bu nedir ağa ya
  
  transfermarkt sana anca belli belirsiz fikir verir diye her yerde yazıyoruz. marcao luyindamaya transfermarkt değerini teklif etsen sana bir yeriyle güler gs. keza içeride kiralık olduğu kadar dışarıda da kiralık gönderdiğin oyuncu var(yaklaşık 12 milyon euro diyor o site).
  
  ha şunu diyebilirsiniz. gs bu sene farklı ve maliyetli bir kumar oynadı ve kaybetti(şampiyon olsa da) bunu okeylerim. ama takım değeri şu, şu kadar kiralık var, yok şunları şu kadara satsak biz uçarız falan filan geçelim bunları.
• sosyal medyada ingilizce hesabı üzerinden abd'de polis tarafından öldürülen george floyd için ırkçılık karşıtı güzel bir paylaşım yapmışlar.çok güzel fakat aynı kulup siyahi oyuncuya muz sallayan taraftarı psikolojik hastalığa sahip diyerek kamuoyu önünde ciddi ciddi savunmuştu.spor tarihinde ender anlardan biridir. emre belezoğlu konusuna hiç girmiyorum.
  ırkçılık karşıtı söylem yapanlara özellikle kurumlara sormak lazım " bunun için ne yaptın ? "
• özellikle futbol şubesiyle senelerdir taraftarının yüzünü güldüremeyen spor kulübü. en azından kısa bir süre için de olsa bu çileyi çekmek zorunda değiliz (bkz: corona'nın iyi yanları)