• lizbon'un largo do chiado meydanındaki açık hava cafesinde aynı masada oturup laflamışlığımız vardır *bu meydanda bulunan metal heykeli turistler arasında çok popülerdir.
  • "en az hayatın kendisi kadar tekdüze olan sanat, hayat ile aynı sokakta yaşıyor; fakat ikisi farklı odalarda oturuyorlar" demiştir.
  • "hayatla aramda ince bir cam var. açıkça görmeme ve anlamama rağmen, dokunamıyorum hayata."
  • "düşlerim saçma birer sığınak, yıldırıma karşı şemsiye açmaktan farkı yok"
  • "kalıcı olmak bir arzudur, sonsuzluk ise bir yanılsama"
  • "ırmagın karsi kıyısı, karsida bulunduguna gore, asla bu taraftaki kıyı degil; cektigim acilarin tek nedeni de bu"
    alelade bir durumdan yola cikarak fevkalade bir neden-sonuc iliskisine henuz kitabinin ilk sayfasinda varabilmis saygideger zat.

    (bkz: huzursuzlugun kitabi)
  • enis batur çevirisi ile:

    şiirler

    i
    bir kaçağım ben.
    doğduğum günden başlayıp
    el etek çektim kendimden,
    kıldım beni bana dönek.

    gerekliyken yorgun düşmek
    aynı yerde olmaktan
    neden yorgun düşmemek
    kendine eşit olmaktan?

    ruhum bende kendini arar
    uzaklarda gezerim,
    tanrı yardımcım olsun
    ruhum beni asla bulamasın.

    kafeste yaşamaktır biricik olmak,
    ben olmaksa hiç olmamak.
    kaçarak yaşayacağım hep -
    iyi ya da kötü böyleyim çünkü ben.

    ii
    sayısız insan yaşar içimizde,
    hissetsem de düşünsem de bilemem
    kim düşünür içimde kim hisseder.
    düşünceler ya da hisler için
    yalnızca sahneyim ben.

    ruhsa, birden fazla var bende.
    b e n' se benden daha fazlası.
    herkes kayıtsız oysa
    yaşadığım hayata:
    susturuyorum onları,
    kendim konuşurken.

    hislerim, hissetmediklerim -
    onlardan doğup da birbiriyle
    çelişenler. farkına varmıyorum
    hiçbir şeyin - yalnızca yaşıyorum ben,
    olmak istediğime kimsenin bir sözü yok.
  • portekiz'in, özellikle de lizbon'un ruhu. yürüdüğü sokaklarda yürüyünce daha iyi anlıyor insan bunu.
hesabın var mı? giriş yap