• istanbul üniversitesi hukuk fakültesi hukuk tarihi anabilim dalı ve roma hukuk anabilim dallarının başkanı öğretim üyesi profesör.

    oldukça faaldır dersler konusunda. her dönem fethi hocanın bir dersine denk gelme ihtimaliniz vardır bu fakültenini öğrencisi iseniz.
  • edebiyata gönül vermiş hukukçu, hukuk tarihçisi. akşam fakülteden ayrılmış eve giderken müdavimi olduğu sahafa uğrar. iyi bir kitabın, belgenin gelip gelmediğini yoklar. öyle söylenir ki iyi bir kitap koleksiyoncusudur. istanbul hukuktaki odasından bu bellidir zaten. tutkusu ölçüsünde kitap, koleksiyonculuğu ölçüsünde dağınıklık.

    belleğimde birçok hatırası var. çoğu beni fethi bey'e derin bir sevgi hissiyle bağlar. bir tanesinden, fethi bey'in meraklarını; dünyasını tanıyacağınız bir tanesinden hemen bahsedeyim.

    odasındaydım. muhabbet ediyorduk. akşam çağıydı. evlerimiz birbirine yakın. birlikte çıkmayı önerdi. kız arkadaşım beni fethi bey ile oturduğumuz müddette bir kafede bekliyordu. yine de kaçırmak istemedim, kabul ettim. beyazıt meydan'dan geçerken filmlerden, kitaplardan konuştuk. hemen tramvaya gitmedik. marmara özdemir çarşısına yollandık.

    marmara özdemir'in en üst katındaki, fethi bey'in müdavimi olduğu o sahafa(bkz: sahaf nusret) girdik. hızlıca sohbet edip yeni bir şeyler var mı diye sordu. sahaf nusret, fethi bey'in eline bir şeyler tutuşturdu ama fethi bey pek beğenmedi sanırım, satın almadı. sonra o esnada benim karıştırdığım dergileri gördü. yelken dergisi idi bunlar(bkz: yelken). gördüğü bu dergilerden şiirleri fotoğrafladı ve bana dönüp "tramvayda bunları okuruz" dedi, gülerek.

    marmara özdemir'den ayrıldık. marmara özdemir'den beyazıt tramvay durağına giden caddenin kıyısında, beyazıt'a yolu düşenler bilirler, koska pastanesi vardır. burası ekseriyetle dışarıda, kaldırımda bir şeyler satar. bazan sıkma portakal görürsünüz, bazan koska kurabiyesi. o akşam kahve pişiriyorlardı. fethi bey, "kahve güzel" değil mi dedi. "içelim isterseniz hocam" dedim. "yok yok, kendisi değil kokusu" dedi. anladım.

    fethi bey'le o akşam tramvay durağında vedalaştık. doğruca kız arkadaşımın olduğu kafeye gittim. o denli kıymetli vakit geçirmiştim ki kız arkadaşım, geç kalmamı tabii karşıladı. fethi bey, elbette kız arkadaşımın beni saatlerdir beklediğini bilmiyordu. eve kendisiyle beraber dönmediğim için hakkımda ne düşünmüştür, kim bilir :)

    ayrıca
    (bkz: yom)
    (bkz: türk hukuk tarihi araştırmaları dergisi)
  • sanırım iühf dekanı olmuş kişi.

    hayırlı olsun.

    ömer ekmekçi muhtemelen mezuniyet töreninde konuşturulmama iddiasından dolayı bir şekilde dekanlığı bıraktı veya dekanlıktan alındı.
hesabın var mı? giriş yap