• tam hali: fetö/pdy soruşturmalarında 17-25 aralık'ın milat kabul edilmesi

    ne tür bir muz cumhuriyetinde yaşadığımızı sorgulatan hadise.

    iktidar tabi ki 17-25 aralık tarihini milat kabul edecek, başka bir şansları yok. işin acı tarafı bütün bir hukuk sistemi de fetö/pdy soruşturmalarını bu tarihi milat kabul ederek gerçekleştiriyor. örneğin: http://www.hurriyet.com.tr/…den-tutuklandi-40209407

    "anadolu 5. sulh ceza hakimliğinin kararında, şüphelilerin akfa holding çalışanları, ortakları ve yetkilileri olduğu, fi yapı ile akfa holding arasında yoğun organik ilişki bulunduğu ve zanlıların 17/25 aralık 2013'teki kalkışmadan sonra dahi eylemlerine anılan şekilde devam ettikleri bildirildi. "

    besim tibuk'un bir röportajında söylediği gibi "türk hukuk fakülteleri talebe yetiştirmiyor".

    bazı sorular şunlar:

    - neden ergenekon, balyoz, askeri casusluk gibi kumpas davaları değil de 17/25 aralık milat kabul ediliyor? fetö'ye 2012'de verilen desteği yasal, 2014'te verileni ise yasa dışı yapan tam olarak nedir?

    - bu soruşturma kapsamında çalışan savcılar 17/25 aralık tarihini milat kabul ederken hangi hukuki gerekçeye dayanıyor?

    - iktidar sahipleri destek verdikleri dönemde "fetö'nün terör örgütü olduğunu fark etmediklerini" söyleyerek suçtan muaf olabiliyorlarsa, bugün fetö ile bağlantılı olmakla suçlanan kişiler bu durumu "iktidardan daha geç fark etmekle" mi suçlanıyor? böyle bir suçlamanın hukuki zemini var mıdır?

    - "kandırıldık" sözünün ceza hukukundaki karşılığı nedir? bugün cinayet işleyen biri, "eniştem beni kandırdı" diyerek beraat edebilir, hatta bir adım ileri giderek, soruşturmadan bile muaf olabilir mi?

    - halkın vergileriyle oluşturulan devlet bütçesinden hukukçu yetiştirsin diye ödenek ayrılan hukuk fakülteleri böyle pespaye kararların altına imza atan kişilere diploma vermiş olmaktan ötürü hicap duyuyor mu?

    debe edit: ya anasını satayım beğeniyorsunuz debe'ye sokuyorsunuz da neden hiç kimse gelip bir şey yazmıyor şu başlıklara? aynısı burada da olmuştu: fetöcülerin karıştığı seçim hileleri

    böyle şeyler konuşmaktan mı çekiniyorsunuz? nedir yani? bu ülke bizim kardeşim. yazın, çizin, konuşun, fikrinizi paylaşın, katılıyorum ya da katılmıyorum deyin, doğru yanlış bir şey söyleyin. hiç kimse iştirak etmezse ben de bu başlıkları gidip forumlara falan açacağım. ne saçmalıktır anlamadım ki.
  • işin ilginci kamuda böyle bir tarih yok ağızlarda var sadece. memurların fetö dernek ve sendikalarına hangi tarihten itibaren üyelikleri sorgulanacak sorusunun cevabı yok. her kurum kafasına göre. örneğin 10 sene önce üye olmuş çıkmış adam açığa alınıyorken, 2 ay öncesine kadar üye kalmışlara bi bok olmuyor. bu sendika ve dernekler madem yasadışıydı da 15 temmuza kadar neden dokunmadınız sorusu da ayrı rezalet. insanlar normal yasal haklarını kullanıp üye oldular sonuçta.

    fetö'cüleri en çok koruyan kollayanın kim ve kimler olduğunu bugün itibariyle çok net söyleyebilirim: ne cia, ne mossad, ne abd ne de kim oldukları belirsiz dış mihraklar. şu an fetö/pdy şüphelilerini yine en çok akp kadro ve teşkilatları kolluyor.
  • onurlu insanlar bu hain yapılanmanın hep karşısında oldular. bunlar soruları çalarken; devlet kadrolarına iltimasla, torpille yerleştirilirken de bu yapılanmanın hain ve tehlikeli olduğunu, buna fırsat verilmemesi gerektiğini söylediler. ama bu ikazlara -kasten- itibar etmedi ülkeye hükmedenler. hatta bu sözleri duymaktan rahatsız oldukları için hazırladıkları operasyonlarla herkesi sindirdiler. özellikle bu iktidar döneminde palazlanan hain oluşum ne zamanki gücü paylaştığı iktidardan, daha fazlasını istedi işte ipler orada koptu. bir müddet orta yol bulunup tekrar anlaşma zemini arandı fakat iki taraf da kılıçları kınından çıkarmıştı. yolsuzluk kasetleri hamlesiyle doğrudan erdoğan hedef alınınca koltuğun tehlikede olduğu anlaşıldı. bu tarih aslında "benden önce hedef aldıklarına menfi bir tepkim olmadı, ama bana dokunmayacaktın!" demenin somut örneği. bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın dedin fakat o yılan geldi seni sokmaya ve öldürmeye çalıştı. bu hamle de tarihe 17-25 aralık diye geçti.
  • hukukta milat falan yoktur. örgütlü bir suç araştırılırken bütün bağlantılar, yardım ve yataklık edenler ortaya çıkarılırken savcının yasal zamanaşımı dışında şu tarihten öncekiler sayılmaz demek gibi bir yetkisi yoktur. ama burası çomaristan, burada olur. ta ki keserin sapının döndüğü güne kadar.
  • bugün ben güçlüyüm benim istediğim tarih milat olur. yarın sen güçlü olursan milatı değiştirirsin mantığı. buna benzer bir mantık fetö okullarından mezun olanları atarım. ama bizimkilere akraba olanlara dokunmam mantığı da vardır.
  • niye bu tarihler milat olarak alınmıyor?

    ahmet hakan da sözlük okuru demek ki.

    ahmet şu konuyu da gündeme taşı: fetöcülerin karıştığı seçim hileleri
  • kimlere uygulanıp uygulanmayacağı tek bir kişinin siyasi hesaplarına bağlıdır. sen geç, sen dur. bunu bırakın, bunu bunu alın. bunu ezin, buna fazla vurmayın...

    .
  • (bkz: 1 eylül 2016 memurluktan atılmam)
    bu entryde de görüldüğü üzere çok acıdır.

    hem de sizin suç işlemenize gerek yok. o dönem hâlâ açık olan yani devletin kapatmadığı bankada eşinizin emeklilik hesabı açması sizi memurluktan edebiliyor.

    ya da bu tarihten sonra hâlâ o kurumların öğrencisi ya da çalışanı iseniz bittiniz.

    ama 17 aralık'tan sonra o kurumlar vergi vermeye devam etti, üniversiteleri ösym klavuzunda yer aldı. ve yekta saraç hala görevde ama bu resmi kurumda çalışan ve okuyanlar terörist.

    yazıktır bu insanlara...
  • saatini 17.25'de durduran devlet bahçeli'yi de fetöcü yapar.

    sıla "tiyatro" dediğinde herkes eleştirmişti. ortada bir tiyatro var ve bizler tiyatro derken darbenin kendisini kastetmiyoruz: dünkü fetullahçıların sütten çıkmış ak kaşık pozlarına diyoruz.

    dün saatini 17.25'de durduran, eğer 17-25 darbenin başlangıcı ise, bugün nasıl ülkenin bekası için hükümete destek veren akil devlet adamı oluyor?

    akp'ye bakalım bir de. akp, samimi olsa bile fetö'yü tam olarak temizleyebilir, bir daha olmamacasına ülkenin başından bu belayı def edebilir mi? öyle ya, dünkü ortaklar bunlar. fetö'nün bir yolsuzluğunu ortaya çıkaracak olsa, kendi bakanı, milletvekili dahil. falanca fetö operasyonunu düzenleyecek olsa, ucu kendi adamına dokunacak. kendi yolsuzluğunu, hukuksuzluğunu da ortaya çıkarmak zorunda kalacak. şimdi ben bu adama nasıl güveneyim fetö'yü temizlesin diye?

    olan basit, yanınca kimseyi beraberinde götürmeyecekler yakılıyor. bu arada potansiyel ve aktif muhalifler temizleniyor. bahçeli-erdoğan ortaklığına biat etmeyen ülkücü bırakmıyorlar mesela.

    milatmış, prensipmiş, kaideymiş... geç bunları anam babam. ülkeyi saadet zinciri yahut mafya örgütlenmesi gibi yönetenler, bir "breakaway faction"un başlarına bela olmasını engellemeye çalışıyorlar sadece.

    hem, milat neden 17-25 aralık? balyoz değil, ergenekon değil, ne bileyim dersaneler meselesi değil? mesele darbe ise, darbenin başlangıcı orduya "sızma" değil midir?

    "tiyatro bitti. beklemeye lüzum görmüyorum" dedi şerefli bir yüzbaşı ama, tiyatro ilanihaye devam ediyor geçmişini sevdiğimin ülkesinde 1938'den beri.
hesabın var mı? giriş yap