1177 entry daha
  • sürükleyici bir dizi. oturdum tüm bölümleri izledim kalktım.
  • kaliteli bir yapım, hem senaryo, hem kurgu, hem de oyuncular. ayrıca gündelik hayattaki sıradan küfürler, sigara ve alkol sahnelerine bir sansür gelmediği için internetten yayınlanması da çok iyi olmuş. çok başarılı bir iş, şiddet ile tavsiye edilir.
    yalnız ürün reklamı için samsung ve audi, wolksvagen, nesfit gibi makaları gözümüzün içine sokmaları biraz iğrelti olmuş..
  • genel görüşün aksine türk televizyonculuğunun dizi sektöründe başarılı olduğunu düşünüyorum. evet 2 saat gibi devasa diziler çekmek zorunda oldukları için zaman zaman şirazeyi kaçırıyorlar ama kaç sektörde bu kadar ihracat yapabiliyoruz ki! dolayısıyla yerli dizi sektörünü ilgisiz karşılaştırmalar yaparak yerin dibine sokmak yanlış bir çaba.

    fi'nin en büyük farkı 2 saatlik süre sınırıyla uğraşmak zorunda olmaması. yani dizi içerisinde sırf zaman geçsin diye 5 dakika sezen aksu şarkısı dinletmelerine gerek yok. bununla birlikte sorumlulukları da artıyor. 1 saatlik diziden çok daha ince işlenmiş bir iş bekliyoruz. peki fi bunu karşılıyor mu? yüzde yüz karşılıyor, dizi sektöründe zirve, vs. diyemem ama ortalama üstü, iyi bir iş olduğu açık.

    girilerden okuduğum kadarıyla en büyük eleştiri ürün yerleştirme reklamları nedeniyle geliyor. bir internet dizisi için yayıncının önünde iki yol var. ya platformu paralı yapacak ya da reklama sırtını dayayacak. yayıncının daha çok izlenmek ve korsanın önüne geçmek adına reklam yolunu seçmesi yanlış değil. dizi sektörümüzü bu açıdan amerikan dizileriyle karşılaştırmaksa baştan sona yanlış bir sonuca götürüyor bizi.

    diğer eleştiri konusu ise senaryonun gerçeklikten uzak oluşu. kurgu bir eserde gerçeklikten uzaklaşma illa ki olacaktır. ne kadar gerçekçi tarzda yazılmış olsa dahi anlatılan hayatlar, izleyici gerçekliğinin çok uzağında kalabilir. örneğin breaking bad gibi harika bir dizide tüm düğümün bir tuvalet sahnesinde çözülmesi de bana gerçek dışı gelmişti ama dediğim gibi, bu konu çok geniş ve öznelliğe fazlasıyla açık. fi'yi gerçeklik açısından sorgulayacağım noktaysa dansçı göksel'in geceleri kağıt toplama işiyle geçinmesi. o kadar da değil!

    son olarak gitgide büyüyen sadık murat kolhan fenomeninden bahsetmem lazım. bu durumu görünce demek ki red pill düsturu gerçekmiş diyorum.

    biraz uzadı ama kısaca söylemek istediğim şu: fi bence olmuş, güzel bir dizi. temposu soluk soluğa değil, konusu insanı sarsmıyor ama seyir zevki veriyor ve izlerken insanın kendini sorgulamasını sağlıyor. psikoloji vurgularıysa benim gibi bu meseleyle ilgili ama işin amatörü bir kişi için ilgi çekici.
  • kitabıyla vakit öldürmeyin. hanımefendi ne biliyorsa bir şekilde bu bildiklerini kurgu içerisinde karakterlerine söyletme çabasına girmiştir ki bazen bu durum *filminin son sahnelerinde küçücük çocuğa "baba insan büyüdükçe hayalleri küçülür mü? " sözlerini söyletmek kadar iğreti durmaktadır. zaten kendisi de edebiyatın umrunda olmadığını söyleyerek bir bakıma başarısızlığına önceden kılıf uydurmustur: "hayır efendim!siz kovmadınız, ben istifa ediyorum." misali. insanlar da zaten sizin yeniden kesfettiginizi düşündüğünüz tekerleği kullanmak zorunda sanki.
    bu arada emin olun dizinin senaristleri yazarından bin kat daha yetenekli. öylece piknikte serpistirilmişçesine saçılan kitaptan derli toplu bir kurgu hatta alternatif kurgu oluşturmuşlardır. unutmadan oyuncuların da hakkını verelim.
2584 entry daha
hesabın var mı? giriş yap