• fikri mülkiyet herhangi bir zihinsel çalışmanın sonuçları üzerinde her türlü kullanım hakkının mülkiyeti anlamına gelmektedir, bilginin mülk edinilecek bir nesne olarak görülmesidir. (bkz: bilginin metalaşması)

    sermaye, bilgiyi bir ticaret metası haline getirerek, hem para kazanımını en üst düzeye getirmeyi, hem de varlığını sağlamlaştırmayı hedefler.

    kapitalist sanayinin yeni sektörler temelinde dünya çapında yeniden yapılandırılması yeni sömürü modelinin temel bileşenlerinden biridir. mikro elektronik, bilişim ve biyoteknoloji sektörleri yeni ve doğal olarak yüksek kar oranları ile faaliyet yürütecek sektörler olarak kapitalist sanayinin temeline oturtulmuştur. bu sektörler kapitalist sanayinin egemen sektörleri haline gelmiş ve tüm dünya kapitalist üretimi bu sektörler ve bunların ürünlerine bağlı olarak yeniden biçimlenmiştir. örneğin, bilgi üzerindeki tahakkümlerini kullanarak, insan genlerinin, bitki ve hayvan genlerini üçüncü dünya ülkelerinden kendine uygun bir biçimde satın alıp yüksek bir karla tohum veya ilaç olarak bu ülkelere geri satarlar.

    sistem, fikri mülkiyeti topluma kabul ettirmek ve meşrulaştırmak için çeşitli yöntemler kullanıyor. en büyük dayanakları, kişilerin harcadıkları emeğin sonuçları üzerinde hakları olduğu görüşü. bu hakların ekonomik çıkarlara da dönüştürülebilmesinin benzeri üretimlerin devamı için gerekli olduğu savunurlar. halbuki bilgi ve düşünüş, tek bir kişinin ya da grubun emeğinin sonucu değildir. bilgi toplumsal bir üründür. binlerce yıllık insan tarihinin ortak ürünü olan bilgi, tekellerin eline bırakılamaz. kaldı ki bir bilim insanının yaptığı araştırmalar sonucu ortaya çıkardığı bir veri, o bilim adamı tarafından değil, çalıştığı şirket adına patentleniyor, sermayenin kalesine bir tuğla haline geliyor.

    bir de düşünsel üretimin devamı açısından fikri mülkiyetin gerekli olduğu savunusu söz konusudur. burada da paranın tek azimleyici, ön açıcı unsur olduğu kapitalist sistemin değişmezliği veri alınmakta ve sistemin mantığı bu alana da yansıtılmaktadır. doğrudur. kapitalist sistem açısından bilginin metalaştırılması ve fikri mülkiyet kaçınılmazdır. ancak sorun tam da buradadır. kapitalizmin mantığı ile insanlığın çıkarı arasındaki çelişkiler giderek keskinleşmekte, sistem kendi meşruiyetine dayanak olarak kendi kurallarından başka gösterecek birşey bulamamaktadır.

    fikri mülkiyeti, en çok çıkarı olan sermayeden daha fazla bir biçimde, yazarlar, sanatçılar, akademisyenler sahiplenmişlerdir. çünkü elde ettikleri küçük maddi kazanca ihtiyaçları olduğuna, bunu korumaları gerektiğine inandırılmışlardır. ve sistemin işleyişiyle, hayatlarını tek idame yöntemi olarak bu bırakılmıştır. üreten, beyin gücüyle çalışan insanlara, devletin bakıp, uygun çalışma koşulları yaratması gerekirken, geçim kaynağı sağlaması gerekirken, şu koşullarda talep edilmesi gereken buyken, yaygarası yapılan , "korsana hayır" çığırtkanlığıdır.

    bilim, bilgi tüm insanlığın malıdır, insanlığa karşı kullanılamaz.
  • keşfettiği radyumun patentini almayan, buluşunu kendine değil bilimin tarih boyunca taşıdığı birikime dayandıran ve radyumun kendisinin malı değil tüm insanlığın malı olduğunu ısrarla belirten, fikri mülkiyetin antitezi onurlu bir kadın için saygıyla (bkz: marie curie)
  • bazılarının bu terimi bilmemelerinden, intellectual property'den bozma "entelektüel mülkiyet" sözünü kullandıklarına tanık olunmuştur.
  • fikri mulkiyete soz konusu olan "mallar"in buyuk kismi kamu malidir. bu iki sebepten oturu boyledir. birincisi, herhangi birinin bu mali kullanmasi baskasinin da ayni mali kullanmasina engel degildir, kitlik yaratmaz. ikincisi, dogal olarak fikri malin kullaniminda ayricalik yoktur, yani baskalarini bu malin kullanimindan veya tekrar cogaltilmasindan dislamak mumkun degildir.

    kamu mallarinin uretiminde ve pazarlanmasinda belescilik sorunu (free rider problem) vardir. bu bir piyasa basarisizligi ornegidir. neden? fikri mali (kamu malini) yaratip pazarda kullanima sunanlar, tum maliyetleri ustlendikleri halde malin yarattigi butun faydalardan nasiplenemezler. bir baska deyisle malin yarattigi pozitif dissalliklara piyasa fiyati bicip bu dissalliklari ic edemezler. dolayisiyla bu mallari pazara sunan "ekonomik birey"lerin (homo economicus olduklarini varsaydik) sevkleri kirilir ve mali yeteri kadar uretip pazara sunmazlar, veya yeni fikri mallar uretmek icin sabit yatirimlar yapmaktan cekinirler (malin marjinal maliyeti sifir veya sifira yakin ama baslangic yatirimi yuksek). sonucta piyasalar bu tur mallarin provizyonunda toplumsal acidan (pareto) verimli bir duzeye ulasamazlar.

    telif haklari ve patentler, fikri malin kullaniminda yapay ayricalik yaratmak icin ortaya cikarilmis yasal duzenlemelerdir. yapay kitlik yaratilarak kamu mali kismen ozellestirilir. boylece belescilik sorununun onune gecilir, ancak kimi iktisatcilarin tabiriyle bedava yemek (free lunch) yoktur (bkz: trade-off); fikri mulkiyet haklari fikri tekellerin olusumuna neden olur. tekeller de toplumsal acidan verimli degillerdir, malin arzini kisip fiyati marjinal maliyetin uzerine yukseltirler. neticede belescilik sorununun yerine tekel sorunu ikame edilir. bu schumpeter'in dedigi gibi gerekli $er midir (necessary evil) yoksa ehven-i $er midir (lesser evil), cok tartisilir, tartisiliyor.

    finans sektorunde de pek cok yeni fikirler uretiliyor ve bu fikirler yeni urunlere donusturuluyor (ornek: turev piyasalari, hibrid finans enstrumanlari). ama bu piyasalardaki yeniliklere ilac sirketleri gibi 20 yillik patentler alindigi pek gorulmuyor. yatirim bankalari ve sirketler birbirlerinin cikardiklari yeni finansal urunleri cok kolay kopyalayip piyasaya surebiliyorlar ve birbirleriyle rekabet edebiliyorlar. peki bu, finans sirketlerinin yeni urunler cikarma azmini zedeliyor veya sevklerini kiriyor mu? goruldugu kadariyla hayir. gerci finans sirketlerinin yeni fikirleri yeni urunlere donusturmek icin ilac sirketleri gibi buyuk sabit yatirimlar yapmalari gerekmiyor, ancak piyasaya ilk giren kisi olma avantaji ve piyasa itibari gibi faktorler de bu buluslardan fiktif tekel gucune sahip olmadan kar etmeye yarayabiliyor.
  • "geleneksel bir uygarlıkta, bir insanın, bir düşüncenin mülkiyetini kendine mal etmeye kalkışması nerdeyse akılalmaz bir şeydir; yani her halükârda insan böyle bir şey yaparsa, kendisinin bütün itibarını ve nüfuzunu bununla ortadan kaldırmış olur, çünkü böylece o, düşüncesini hiçbir gerçek düzeyi olmayan bir tür fantazi düzeyine indirgemiş olur: eğer bir düşünce doğruysa, bu düşünce onu anlayabilen herkese eşit şekilde ait olur; aksine yanlışsa, onu icat etmekle kendi kendine övünmeye gerek yoktur. doğru bir düşünce "yeni" olamaz, çünkü hakikat insan aklının bir ürünü değildir. hakikat bizden bağımsız olarak vardır ve biz onu sadece bilmek ve tanımak zorundayız." **

    http://morates.tripod.com/id46.html
  • coca cola'nın formülüyle ilaç formülü arasında fark gözetmeyecek kadar acımasız olan hırsızlık..
    tıbbın bu kadar ilerlediği çağımızda, hala salgın hastalıklardan binlerce insan ölüyorsa bunun tek müsebbibidir..
    ben bir ilaç formülü geliştirip halkın hizmetine sunmaya kalksam faili meçhul bir cinayete kurban gidiveririm mazallah..

    zamanın birinde birisi anlatmıştı, adamın biri (kimyacı mıdır nedir bilmiyorum) bir zamanlar çok daha ucuza maledilen ve çok daha etkili bir deterjan bulmuş ve bu projeyi tekellere satmaya yeltenmemiş.. adamın başına çok kötü şeyler gelmiş..
    kapitalizmin bile bokunu çıkaran bir hadisedir bu fikri mülkiyet denen nane..
    neyse..
  • bu konuyla ilgili yazılmış derli toplu bir makaleyi buradan okuyabilirsiniz.

    --- spoiler ---

    bu bağlamda fikri mülkiyeti ve araçlarını savunanlara karşı savunulması gereken tek alternatif, hiç bir fikri ürünün özel mülkiyet haline getirilemeyeceğini savunmaktır (martin, 1996). fikri mülkiyet olmadan “yaratıcılık”, “yenilikçilik” olmayacağını iddia edenlere karşı da fikri mülkiyet olmadan da yaratıcılığın var olduğunu vurgulamak ve hatta günümüzde özgür yazılım gibi fikri mülkiyet korumasına değil de paylaşıma dayanan başarılı örnekleri vermek yerinde olacaktır. şunu da özellikle vurgulamak gerekir, üretimin sadece kâr amacıyla değil, insanların mutluluğu ve ihtiyaçları için yapıldığı bir sistemde ne fikri mülkiyete ne de onun yarattığı araçlara ihtiyaç olacaktır.

    --- spoiler ---
  • bizde fikir olmadığından genelde sınai mülkiyet diye geçer.
hesabın var mı? giriş yap