• el-cezeri'nin meşhur icatlarından yarımşar saatlik aralıklarla zamanı ölçen, bir fil üstündeki, tepesinde bir anka kuşu ve içerisinden çatısına doğru yükselen 2 ejderhanın bulunduğu mahfilinde oturan bir katip tasviriyle oluşturulmuş mekanik bir saat.

    fil saati (wikipedia ingilizce)
    youtube'da bir belgesel

    bu saat suya batan ve ardından mekanik sistemlerle tekrar içerisindeki suyun boşaltıldığı bir şamandıranın zamanlaması üzerine kuruludur. filin gövdesinde saklı olan bir su tankı üzerinde altında delik bulunan bir şamandıra ipler ve kasnaklar aracılığı ile filin sırtındaki mahfil ve üzerinde bulunan sisteme bağlıdır. şamandıra yavaş yavaş suya battıkça ipi çeker, ip kasnaklar aracılığı ile bağlı olduğu katip heykelini yavaş yavaş çevirir ve katip heykelinin elindeki kalem dakikaları gösterir. mahfilin tepesinde bulunan yine bütün bu sistemin çevirdiği bir daire saatleri göstermektedir. yarım saat dolduğunda mahfilin tepesinde bulunan başka bir mekanizma çalışır. bu mekanizma ufak ağır bir topun kanallar aracılığı ile iki tarafta bulunan şahinlerin ağzından mahfilin çatısına yükselen iki ejderhadan birinin ağzına düşecek şekilde yönlendirilmesini sağlar. ejderhalar ise filin gövdesindeki şamandıraya bağlıdır ve yaptıkları kavisli hareket ile şamandıranın içerisindeki suyu boşaltmasını ve tekrar su yüzüne çıkmasını sağlar. bu sayede tüm yarım saatlik süreç yeniden başlamış olur. topun hangi ejderhaya düştüğü de bir taraftan saatin çıkardığı sesi değiştirmektedir. filin sırtında aynı zamanda bir fil seyisi heykeli de bulunmaktadır ve bir elinde bir çekiç diğerinde ise bir balta vardır. tüm bu mekanizmaya bağlı olan seyis heykeli her yarım saatte bir ellerindeki çekiç ve balta ile önündeki metal plakaya vurur.

    mekanik bir sistem her zaman sürtünme, aşınma, toz birikmesi, sıkışma gibi bütün bu süreçleri bir anda durdurabilecek bir çok olumsuzluklara sahiptir ve bu olumsuzlukların aşılması çoğunlukla malzeme ve işçilik kalitesine bağlıdır. bu icadı bu kadar muhteşem yapan sebeplerden benim için en etkileyici olanı bulunduğu dönemin imkansızlıkları ve işçilik kalitesine rağmen bu kadar hassas bir cihaz üretilebilmesidir. şamandıranın tam olarak yarım saatlik aralıklarla batıp yeniden yüzeye çıkması bile başlı başına bir problemken, sistemdeki kasnakların ve iplerin su tankı ve çevrenin neminden etkilenmesi, bütün sistemin mekanik sürtünmelere, aşınmalara ve diğer etkenlere karşı korunması bugün bile büyük bir mühendislik problemidir. günümüz mühendisleri bu problemleri bu koşullara dayanıklı olarak üretilen yüksek teknoloji ürünü malzeme ile çözebilecekken el-cezeri bunu 12. yüzyılda başarmıştır.

    saatin ilgi çekici olan diğer bir kısmı ise üzerindeki motiflerin çok kültürlü olmasıdır. örneğin fil afrika ve hindistan kültürlerine işaret ederken, ejderha çin kültürüne, anka ise fars ve orta asya kültürüne işaret etmektedir. katip arap kıyafetleri ile giydirilmiştir ve filin üzerindeki türban/örtü de yine arap kültürüne işaret eder.

    bütün bunları bir mühendislik harikasına toplayıp bir yandan da sanat icra etmiş ve bir çok kültüre ait simgeleri görsel olarak da çok hoş bir şekilde toplamış bu saate ve mucidine hayranlık duymamak elde değil. el-cezeri'nin fil saati gibi daha bir çok icadı bulunmaktadır ve bu icatlarını "olağanüstü mekanik araçların bilgisi hakkında kitap" adlı kitabında açıklamıştır.

    edit: saatle alakalı gözümden kaçan bir iki detay daha eklendi, muhtemelen daha çok detay vardır, affola.
  • ilk otomatik geri beslemeli sistem
  • tuğba sarıünal tarafından yazılmış kuantum fiziğiyle ve yer yer dini metinler yer yer mevlevi felsefeyle temellendirilen, zaman yolculuğu hakkında kurmaca bir romandır.

    elif şafak'la başlayan günümüz mevlana güzellemeleri içime fenalık getirdiğinden ve herkes anlasın diye bilimsel meselelerin fizik 101 tadında anlatımından dolayı bazı kısımlar tadımı kaçırsa da tavsiye üzerine okuduğum bu romanı ilginç buldum. zaman yolculuğu mevzusunu el-cezeri'nin icadı olan fil saati üzerinden ele alması da orijinal bir tercih olmuş. en azından el-cezeri gibi bir alim hakkında bana yeni şeyler öğretti. dark'ın takip ettiği kuantum fiziği teorileriyle paralellik gösteren noktalar yakalamak da hoşuma gitti. beni einstein-behram kurşunoğlu ikilisi üzerinden izafiyet teorisi hakkında araştırma yaptığım ortaokul yıllarıma götürdü.

    hayata dair yerinde tespitleri, anlatım dili ve kullandığı etkileyici alıntıları da göz önünde bulundurarak fantastik/bilim kurgu dalında türk edebiyatı adına ümit veren bir roman olmuş diyebilirim. zaman zaman yazarın kendi fikirlerine sizi ikna etmek için gizli bir ahmet mithat efendicilik yaparak karakterlerin ağzından da olsa araya girmesi irrite etse de devamında olacakları merak ediyorum. finaline bakılacak olursa en azından bir tane devam romanı gelecek gibi görünüyor.
hesabın var mı? giriş yap