• diğer adı plovdiv olan, bulgaristan'da bir kent
  • turkiyedekilerden daha iyi korunmus bir kismi olan tipik bir osmanli kentidir.
  • tarihi degerleri yoketmeyi akil edemeyen bulgar halki sayesinde ozenle korunmus tarihi bir bulgaristan sehri..
    bulgaristan turklerine gore filibe, bulgarlara gore plovdiv (resmi adi plovdiv)
    eski evlerin, konser salonlarinin vb. iclerindeki esyalarla birlikte muze haline getirilmesiyle sayisiz muzeye sahip kucuk bir kent..
    bulgaristan'in gorulmeye deger tek sehri..
    (muzelere taksiyle gitmeye kalkisirsaniz, cok iyi bulgarca bilseniz bile yabanci oldugunuz anlasiliyor, taksi soforu tarafindan kaziklanabilirsiniz, ne var ki bu kazik 4-5 levayi gecmeyecektir, zira bulgarlar icin iyi para bu)
  • botev plovdiv adlı futbol kulübüne evsahipliği yapan şehirdir.
  • bulgaristan'in ikinci buyuk sehri. istanbul ve roma gibi yedi tepelidir. tepeleri hala halk arasinda turk isimleriyle anilir; cehennem tepe, bunarcik, saat tepe, taksim tepe, nobet tepe, cambaz tepe, marko tepe.

    eski canliligini bugunlerde yitirmis olsa da mutlaka ziyaret edilmeli, anacaddesinde bi yuruyusten sonra bir cafede pasta garaj ve yaninda espressoyla keyif yapilmali, uygun bir tarihe denk getirip amfi tiyatrosunda bir gosteriyi de es gecmemeli.
  • an itibariyle karlar altinda.
  • gayet duzenli olan sirin bir bulgaristan sehri.
  • sehrin biraz yukarisinda eski plovdiv denilen yerde bir antik tiyatro vardir ki burada her yil agustos ayina yakin uluslar arasi balkanlar geleneksel halk danslari festivali yapilir.ismi balkanlardir lakin ermenistandan turkiyeye kadar bir cok ulke her yil konuk olarak katilir.bunun yani sira yaklasik olarak 750.000 lik bir nufusa sahiptir.
  • insana huzur veren, burada yaşayanların 500 - 600 levaya (500 - 600 tl ye tekabül ediyor) çok mutlu bir şekilde geçindikleri. eğlencesi, iyi giyinen insanları ve onlarca sevimliliği ile beni benden alan şehir. tamam zengin değiller ama mutlular. herkes gülüyor şehirde, kumarhaneleri, clubları ve doğal güzellikleri insana huzur veriyor.

    bu şehire uğramamış olan bir kelime var stres. kimsede stres yok, koşturmaca, birşeyler satma isteği, kavga, dövüş, gürültü. hepsine uzak bir şehir, sanırım gönlümün bir kısmını bu küçük bulgar kasabasında bıraktım.

    casinoda yenilen paralar, güzel kızların sokaktaki güler yüzleri, kaslı bulgar erkeklerinin ilginç halleri, taksicilerin 10 levaya beni şehirde 2 saat dolaştırmaları, komünist düzenden kalma binaların kasveti, arkadaş arasında türkçe konuşurken yandan birinin size gülümsemesi, kimsenin sinirli olmaması, boş bir istiklal caddesine sahip olması, şehrin merkezindeki caminin türklere huzur vermesi.

    yine şehri bok eden kişilerin türkler olduğunu görmenin verdiği burukluk ve dönerci dükkanında çalışan türk gencinin söyledikleri.

    -abi ben burda 400 leva ya çalışıyorum, istanbulda belki 3-4 katı kazanıyorum ama burda olmaktan mutluyum.

    mutluluk ne güzel bir seçim, otobüsten inen nilsholgersson korna sesleri ile 3 gündür çalışmayan kulaklarını, metroda sıkış tıkış yolculuk ederek bacaklarını, bindiği taksiyle kavga ederek huzurunu, en önemlisi koşturmaya başlayarak hayatını tüketmeye başlamanın burukluğunu hissederek istanbula merhaba dedi.

    şu an ne için yaşadığını sorgulamakla meşgul.

    not: gitmek isteyen gidecek olanalar özelden mesaj atabilirler, yardımımın dokunabileceği önerilerim mevcuttur.
hesabın var mı? giriş yap