• zenonun 57. golunu attigi mac. hayir anlamiyorum ki, adam her seferinde tingir mingir ilerliyor kanattan, o kadar hizli alman defansi kosup dibine kadar geliyor bunun, ama bir turlu yetisemiyor.
  • alman panzerleri için ideal kadrom şudur
    ------------------------------- leibniz--------------------
    ----------- -------------------- kant(c)--------------------
    ------------------ nietsche----------------feuerbach-------
    schopenhauer----------------------------------------------------marx
    -------------------------------hegel --------------------
    ------------------heidegger----------------fichte-------
    ------------------habermas---------------- wittgenstein-------
  • kazananın, ödül olarak hakikat nedir sorusuna cevap bulamayacağı maçtır, çok net.

    mythos açısından yunan ve roma kadrom şöyle olmalıydı:

    .............................homeros*.......................................
    .............................* hesiodos* (c) .................................
    ......aiskhylos......euripides..........sophokles........
    ..........................apollodoros.........ovidius...............
    ..........rodoslu apollonius.... stesikhoros..... apuleius......
    .....................................vergilius*...............................

    presokratik yunan kadrosu:

    .......................................thales............................................
    ...anaksimandros....anaksimenes.... pythagoras... demokritos
    .......................................ksenophanes...................................
    ............parmenides............ zenon............empedokles.....
    ........................anaksagoras...........................................................
    ..........................................herakleitos...........................................

    roma ülküdaşları kadrosu:

    .............................................cato......................................................
    .......titus livius.........yaşlı plinius............genç plinius..................
    .......tacitus...............lucretius............. quintilianus.........................
    ...................ovidius..........cicero...............genç seneca...............
    ..........................................vergilius....................................................

    ortaçağ karanlıkspor kadrosu:

    ............................................aziz anselmus...........................................
    ...........boethius........scotus eriugena................ abelardus..........
    ..............remi........... concheslu guillaume................aziz albertus magnus..
    ...................ibn rüşd...........farabi.........................................................
    ...............thomas aquinas.....................................................................
    .............................................................st augustinus.............................
  • maçtan sonra yedek kulübesinde oturan anaksimandrosun "top silindirdir, belki de bu nedenle kazandık" şeklindeki yorumlarına alman teknik adam sepp herberger, "der ball ist rund, bu nedenle maçtan her sonuç çıkabilirdi" diyerek bilinemezci bir karşılık vermiştir.

    doğacak tartışmanın bir rövanş maçına vesile olacağı inancını taşımaktayız..
  • vaktiyle kendimce bir tüm zamanlar all-star futbol takımı kurmuştum filozoflardan. sonra okuduklarımız, eğilimlerimiz, federasyonlar değişti kadro nihai şeklini aldı. 4-3-3 çağdaş futbol dizilişindeki takımımız şu şekilde oluşuyor,

    1. albert camus, kaleci. bu güzel abimizin kalede olmasının sebebi biliyorsunuz ki gençliğinde futbol oynamış olması ve kalecilik mevkiinde muhteşem plonjonlarla nice 90'lardan yüzde yüzlük goller çıkarmış olmasıdır.

    2. john locke, sağ bek. 4-3-3 sisteminde beklerin rolü büyük. sürekli ileri-geri gidip gelecekler, çizgiye inip orta kesecekler forvete, defansa gelip kademeye girecekler. bunu en iyi ingiliz ampirik okulunun filozofları gerçekleştirebilir. sağ bek için de uygun aday, liberal filozoflardan, bugünün neoliberal tahakkümü düşünüldüğünde muktedir sağın mühim isimlerinden biri olan john locke gözüküyor.

    3. david hume, sol bek. john locke gibi bir başka ampirik; ama hem döneminin uslanmaz ateisti, hem de bugün kimi radikal düşüncelere bir şekilde temel olmuş olmasından dolayı sol kanadın müdaafası için çekinmeden forma verebileceğiniz iskoç. 4-3-3'ün sağ ve sol müdaafasını britanyalılara bırakmış olmak da içimizi rahatlatmıyor değil.

    4. rené descartes, teknik stoper. kıta avrupası'nın rasyonalist geleneğinin en baba ismi. fransız estetiğiyle oyunu kurar, önündeki ortasahaya servis yapar. kartezyen rasyonalizminin "sağlamlığı" ile de rakip forvetlere geçit vermez. sistem filozofudur ve sistem filozofları kolay yıkılmazlar. geri dörtlüde hiç düşünmeden formayı verebileceğiniz popescu tarzında bir topçu.

    5. georg wilhelm friedrich hegel, yarma stoper. kıta avrupası'nın bu sefer almanya/prusya'dan çıkmış ve alman idealizminin tepe noktasını teşkil eden filozof. o da sistem filozofu olduğundan rakip forvetlerin onu ekarte edebilmeleri için ancak kendisini başaşağı çevirmeleri gerekir. aksi halde bir açığını bulmak zor olacaktır. ancak iyi oyun kuramaz, o yüzden daha çok yan paslarla descartes'ı ve önündeki liberoyu görür.

    6. baruch spinoza, ön libero. ortasahadaki 3'lünün defansif yönü ağır basan elemanlarından birisi. oyunun iki yönünü de oynayabilen ender oyunculardandır. arkasında descartes'tan destek görür, topu ondan alıp ileriye taşır. milimetrik pasları vardır. geometriden iyi anladığı için bütün sahayı tek bir bakışla tarayabilir ve takım arkadaşına "top değil alan atar." *

    8. karl marx, ön libero. spinoza'nın yanında, yine oyunun iki yönünü de oynayabilen box-to-box dediğimiz tipte bir filozof. agresiftir, rakibi ısırır, sürekli pres yapar ve enerjisini 90 dakikaya yayıp ekonomik kullanmasını bilir. onun da arkasında hegel vardır. hegel'in önüne gelerek top alır ve servis yapar. oyunu kanatlara yayar. spinoza'yla da iyi anlaşır. arada ileri çıkarak sürpriz kafa gollerine imza atar. alman panzeri, torsten frings gibi adam.

    10. henri bergson, yaratıcı ortasaha. marx'la arada top alış-verişi konusunda sorunlar yaşasa da gerçek bir yıldız. kadife gibi ayağı var ve topla çok yumuşak. futbol aklını yaratıcı tekamül* ilkesine göre çalıştırır. futbolun akışkan ve de akışlarla dolu bir oyun olduğunu çok iyi bilir. spinoza'dan da ciddi bir fizik güç yardımı alır ve oyununa odaklanır. marx nasıl frings gibi bir dinamoysa, bergson da platini gibi bir yıldızdır.

    7. martin heidegger, sağ açık. 4-3-3'te kanatların, özellikle de açıkların önemi belli. bugün bir abdel kader keita gerçeği var türkiye'de. heidegger de işte sağ kanatta patlayıcı bir madde taşımak isteyen her teknik adamın rüyası. sağ kanatta olmasının nedeni belli, nazilerle olan işbirliği. ama bu onun futbolunun güzelliğine, hızına ve nerede ne yapacağı belli olmayan o yaratıcılığına gölge düşürmüyor. ayrıca gole her daim yakın bir adam. topu önüne katıp iki-üç kişiyi geçebilir. 7 numara da her takımda bir arıza futbolcuya nasip olur.

    11. michel foucault, sol açık. işte bir diğer kanat. gerek çalışmalarında ampirizme olan yatkınlığı, belgeciliği, gerekse de kendi metodolojisini yaratabilme konusundaki inadı ve başarısıyla sol kanadın vazgeçilmez temsilcisi. üstelik '68 hareketlerine ve hatta iran islam devrimi'ne destek vermiş kadronun bir başka fransızı. onu solda görmemek için hiçbir sebep yok. üstelik kendisi bu durumdan rahatsız olacak ve içeriye deplase olarak cezasahasında bitirici vuruşlarıyla gerçek bir tehlike teşkil edecektir. kadronun en genç ismi, wonderkid.

    9. niccolo machiavelli, santrfor. italyan santrfor geleneğinin mühim temsilcisi, fiorentina'dan yeni transferimiz. ne yapıp edip golünü atan adam. defanstaki açıkları çok iyi sezip hemen kafasında bir güç dengesi hesabı yapar ve sinsice altıpasa sokulur. bilhassa spinoza'nın ara toplarını çok iyi değerlendirir. top kontrolü yüksektir, hava toplarında iyidir ama en önemli özelliği güçlü bir forvettir. christian vieri'nin çok daha iyisi. mükemmel bir son vuruş kabiliyeti vardır.

    bu kadroyu idare edecek bir teknik adama da ihtiyaç duyulmaktadır, o kişi de friedrich nietzsche'den başkası değildir. takımdaki almanları çok iyi tanır. genç wonderkid foucault'yu o keşfetmiştir. descartes'ı pek sevmediği aşikardır ama oyununa saygı duyar. bazen sinirlense ve medyada çok tartışılan açıklamalarda bulunsa da gerçek bir fenomen ve karizma. oyuncularını dionysos'tan dizelerle gaza getirir. iyi bir motivatör.

    karşısına çıkacak rakip arıyor!
  • + soktates kaleyi düşündüüü!

    ...

    + hala düşünüyor sanırım :/
  • bu linkten izleyebileceğiniz maç. http://www.youtube.com/watch?v=2_fjcynmyxe
  • yıllar içinde farklı felsefi ekollerin kendi takımlarıyla boy gösterdikleri maçlardır. örneğin marx'ın yardımcısı engels'le teknik direktörlüğünü yaptığı fc dinamo marxista da bu takımlardandır:

    -----------------------------althusser-----------------------------

    bukharin-------lenin(c)---------luxemburg----------trotsky

    lukacs-----------mandel-------gramsci---------pannekoek

    -----------------che guevara----------mao---------------------

    louis althusser: bir kalecide bulunması pek istenmeyen tahmin edilemezlik althusser'de yüksek oranda olmasına rağmen yapısalcılığa yaptığı vurguyla marksizmi öznelerden sıyırıp tarihle bütünleştirme çabaları ani ataklara karşı güven veriyor.

    nikolai bukharin: genç yetenek kontenjanından kaptan lenin'in etkisiyle takıma alınmış torpilli futbolcu. kariyerinin ilerleyen yıllarında iniş çıkışlar yaşayacağına dair işaretler veren bir karakteri var.

    lenin: yılların tecrübesi, takımın sembolü, büyük kaptan. bir nevi beşiktaş'ın ibrahim üzülmezi gibi*. takım arkadaşlarına karşı gereğinden fazla kırıcı olabiliyor ama takımın iyiliği için çalıştığından taraftarın şüphesi yok. takıma en büyük başarılar onun ilk onbire girişiyle geldi.

    rosa luxemburg: aslında karakter olarak lenin'le iyi bir tandem oluşturabilecekleri konusunda futbol otoritelerini şüpheye düşürseler de luxemburg'un en ani ataklarda lenin'in arkasını toplayan oyun tarzı bu ikiliyi 1900lerin başında avrupa çapında üne kavuşturdu. lenin'in lider karakterli yapısını tamamlayan ve aşırılıklarını törpüleyen bir oyun tarzı var.

    leon trotsky: modern futbolda sol bek kavramının sözlük karşılığı. iç savaşta beyaz orduya karşı kızıl ordunun başındaki performansıyla savunmada ve hücumda güven verdiğini ve takımın değişmezi olduğunu kanıtladı. ancak klüp yönetimiyle belli sıkıntılar yaşıyor ve basına çok fazla demeç veriyor. yakında takımdan uzaklaştırılabilir(!).

    györgy lukacs: burak yılmaz tadında bir oyuncu. çok büyük yetenek sahibi olsa da akademi-praxis arasında kariyerini heba ediyor. büyük takımlarda başarılı olamadan ülkesine geri döndü. ancak mevkisinin en yeteneklilerinden olduğu tarih ve sınıf bilinci'nden anlaşılıyor. estetik bir oyun tarzı var. magazin gazetecilerine göre max weber gibilerinin dahil olduğu kötü arkadaş çevresi onu yedi bitirdi.

    ernest mandel: takımın en genç üyesi. belçika'nın futbol starı. yaratıcı orta saha. kapitalizmin güncel aşamalaştırması ve dördüncü enternasyonaldeki örgütlenme çabaları onu dinamo marxista'nın değişmez orta sahası yapmaya yeter de artar bile. dünya çapında bir çok yoldaşın zeki oyununu hayranlıkla izlediğine bizzat şahidim.

    antonio gramsci: box to box denebilecek bir oyun yapısına sahip yılmayan orta saha oyuncusu. defans-forvet arasını bağlayabilen ve her iki mevkinin de yükünü hafifleten bir tarzı var. kendisinin vurguladığı hegemonya kavramı politik alanda takımın göze hoş gelen modern futbola uyum göstermesini sağlıyor. liberal takımlardan çokça transfer teklifi alsa da takımın olmazsa olmazlarından. beyniyle ve yüreğiyle oynuyor.

    anton pannekoek: takımın problemli sol kanadı. soyunma odasında lenin'le yumruklaştıklarına dair haberler çıktı. hücumda pek etkili olmasa da takım savunmasına yatkın bir oyuncu.

    mao zedong: köylüler konusunda klasik oyun anlayışından uzak bir stili olsa da strateji ve devrimci savaş konularında yüksek tecrübeye sahip yardımcı forvet. hücumda edindiği tecrübeleri takımın oldukça işine yarıyor.

    che guevara: her daim genç yıldız. hırçın golcü. takımın en özverili oyuncularından. ayrıca takımın basındaki yüzlerinden en popüleri. bir neslin dinamo marxista'ya gönül vermesinde gollerinin büyük payı var. yüzü hala birçok şehrin sokağını süslüyor. joga bonito'nun kralı.

    takımda felsefeciden ziyade politik figürlerin öne çıkması tamamen marksizmin felsefeye getirdiği yeni solukla alakalıdır.
  • sokrates'in golüyle yunanlıların 1-0 galip geldiği maç. altyazılı olarak izlemek isteyenler için; http://www.youtube.com/…ayer_embedded&v=pldkiwblcsg
hesabın var mı? giriş yap