• insan odaklı toplum ve devletleri gördükçe, yaşama dair umutlarım artıyor. finlandiya başbakanı sanna marin *liderliğindeki yeni hükümet, babalar için de 164 günlük doğum izni hakkı getireceklerini duyurdu.

    kaynak
  • sosyal devlet olmak bunu gerektirir.
    çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimi babanın da sorumluluğundadır.

    ama bizim böyle bir gündemimiz olması için en az 100 yıl lazım.
    o yüzden;
    "bize de nasip olur mu be" diye tatlı hayaller kurmayın.
  • bu ülkenin gündeminin bu olması için nüfusun azalması ve gereksiz artışın durması gerekiyor.
    o zaman bu haklar da gelir ve çalışma çağına gelince de kimseye asgari ücret teklif edilmez. ne kadar çoksan o kadar ucuz iş gücüsün bu kadar basit işte, hiçbir isteğini de kabul ettiremezsin ve insanca yaşayamazsın.
    bol bol doğurmayı ihmal etmeyelim bence...hedef en az 200 milyon nüfus! *
  • la ankara kadar nüfusları var; istediklerini yaparlar! tamam, bir lüksemburg, norveç değiller ama kişi başına düşen gelirleri zaten elli bin dolar civarında. orada yaşayanlar farklı insanlar, yönetmenleri var, işte en bilinen ve sevdiğimiz aki kaurismäki, o bile hüzün katayım derken filmlerine güldürüp duruyor. bir bohem hayatında derin bir hüzne boğmuştu o kadar.
  • biz ülke olarak doğurma ihtimaline karşı bayan eleman çalıştırmıyoruz.
    böyle afedersiniz insani k*şullar, çalışma h*kları gibi abuk sabuk şeylerle insanların kafasını karıştırıyor dış mihraklar.
  • ülkemize hiçbir zaman nasip olmayacak izin türü.

    olsa bile hemen kötü niyetli insanlar bunu işine gelir şekilde kullanır, işe gitmemek için sürekli çocuk yapar. işe gittiği halde sürekli yapıyorlar...
  • sosyal devlet anlayışında gelinen zirve noktadır.

    babalık oranı %10 denmiş. fakat şöyle bir durum var, finlandiya gibi bir ülke, o anki %'ye göre değil, 50 yıl sonrasını 100 yıl sonrasını düşünerek hareket eder.

    belki de doğurganlığı teşvik etmek için de yapılmış olabilir. avrupa'nın gittikçe yaşlandığını biliyoruz.

    türkiye'de neden olmaz bu;

    bu yasanın çıkabilmesi için, ilk önce toplumun en az 2 jenerasyon ahlaklı yetişmesi gereklidir. biz ahlaksız, etiksiz, erdemsiz bir toplumuz. düzenbazlık, hile, herşeyde "kurnazlık" yapma küçük yaştan itibaren edindiğimiz alışkanlıklar.

    3 yıl(ülke ile ilgili ilk izlenimleri edinmek için, bence gereken minimum süre) veya daha üstü avrupa'da yaşamış kişiler demek istediğimi anlayacaktır. karşılaştırma yaparsak, biz hep aklı hileye veya bir şeyin açığını bulmaya kafamızı çalıştırıyoruz. kuralsız yaşayan bir toplumuz. kurala, düzeni sağladığı için değil, korktuğumuzdan uyarız ancak.
  • bizde olsa 164 günde 2. çocuğu yaparlar.
  • finlandiya'da babalar mı doğuruyor diye düşündüren durum.
    kadınlara kaç gün izin var acaba?
  • dogum yapan kadina dogru durust izin vermiyorlar turkiyede, kaldi ki babalar.
    sermaye sevmez boyle hareketleri.
    ortadoguyla baglantisi olmayan kendi yaginda kavrulan bir ulke icin normal. turkiyede ilkogretim caginda 18 milyon cocuk var finlandiyanin tamami 5.5 milyon. turkiyede 1 haftalik gundemi ver finlandiyaya tum ulkeyi 6 aylik izne sokarlar.
hesabın var mı? giriş yap