• "her kuşu siktik bir leylek kaldı" şiarıyla hareket eden digiturk ve tff tayfasının, socrates dergi çıkıp da az buçuk ses getirince hem "meydanı boş bırakmayalım" hem de "bu işte para var" diyerek gaza gelmesidir.

    evet, okumadan yorum yapıyorum ama türk futbolunda sansasyondan pislikten en büyük parayı götüren adamların "futbol arsada güzel, borsada değil" diyerek yarattıkları içerik ne kadar güzel olursa olsun arkasında yatan çakallığın kokusunu bastıramayacak.

    bir de süleyman seba'yı kastederek "onun 'fitbol' dediği sporu sevdik, para babalarının 'futbol' dediği şeyi değil" demişler...

    tam inanacağım, kapaktaki şansal büyüka, fatih terim, erman toroğlu isimlerini görüyorum, bir gülme geliyor...
  • ne zaman hatırlamıyorum bu dergiyi bir kitapçıda gördüm, sokrates'e çok benzer bir kapak olunca hemen merak edip içine baktım. ilk gelen sayfada acun ılıcalı'yı gördüm. kapatıp yerine koydum. sokrates'imi alıp mekandan çıktım.

    kendileriyle ilgili tek anım budur.
  • sloganına sosyalist 'çizgi metin'i bırakıp, milliyetçilikten nam salan, sermayeye hizmet etmeniz gerçekten manidar.
    sisteme en 'kaliteli' biçimde hizmet eden, sistemin 'adam'laştırdığı fatih terim, şansal büyüka, sergen, ertem şener gibi amatörlüğe uzak, kişilere yazı yazdırıp, sloganını çizgi metin'den alacaksın. kaymağı yemek isteyeceksin!
    bu bile, derginin alınmaması için yeterli bir neden değil mi?
    lütfen, elinizi fitbol'dan da sipor'dan da çekin.
    hatta sittirin gidin!
    mevcut yazarlarıda alabilirsiniz.
  • bir dönem şampiyonluklarını kankası mehmet ağar'a armağan eden fatih terim'in başyazar ve yalakalığın harcından sorumlu ertem şener'in yazar olduğu bir dergi. gerisini saymıyorum bile. ne söylesek laf israfı olur.
    kısacası kağıt israfı.
  • şöyle bir göz attım, ilk sayfada fatih terim son sayfada che guevara. bu ne perhiz bu ne bir buçuk bol tereyağlı iskender.

    almadım
  • kitapcida ismini gorunce elime aldigim, kapagindaki yazar kadrosunu okuyunca ayni hizla geri biraktigim dergi. fatih terim, sansal buyuka, ilker yasin, ertem sener, serhat ulueren falan diyor olum, bu ulkede futbolun icine bu kafalar etmedi mi, bunlardan mi kaliteli futbol bekliyorsunuz. bir bulend karpat eksik.
  • arka kapagina bob marley'i, son sayfasina ché guevara'yi koyan ama ilk sayisinin "basyazisini" fatih terim'e yazdiran omurgasiz dergi.
    "borsada degil arsada güzel..." sloganiyla kendine güya hafiften solcu ve saf bir çizgi belirleyen ama daha ilk sayfasinda: "futbol ekonomidir. euro'yu, dolar'i bilecek, aninda türk lirasi'na çevirecek, oyuncu maliyetini, maç basi bütçeyi hesaplayacak, yerli ve yabanci piyasayi takip edeceksiniz. sponsoru taniyacak hatta memnun edecek, kulüp gelirlerinden ve giderlerinden haberdar olacak, borsadaki hisseleri izleyecek, ürün satisini idare edenlerle dirsek temasinda bulunacaksiniz.", sözlerine yer veren kafasi karisik (ikiyüzlü dememek için), saçmasapan dergi.
    güya anti-mainstream makyajiyla kendini sunup, türkiye'deki futbol establishment'inin medyadaki en güçlü, alisildik ve antipatik yüzlerinden kiçikirik yazi ve söylesilerle dolu okuyucusunu aptal yerine koyan dergi.
    bütün bunlarin yani sira (en azindan benim elime geçmis örneginde) hatalardan geçilmeyen, hatta 8-9 sayfanin üst üste tekrar tekrar basildigi belli ki özensiz, bastan savma yapilmis dergi.
    bastan sona yalan dergi.
    yazik olmus.
  • hayatımda okuduğum en kötü futbol dergisi. içinde levent cantek harici güzel hiçbir şey yok neredeyse. o kocaman egolarıyla fatih terim, fatih terim' e yalanan ertem şener, ertem şener' e laf sokan ilker yasin, faik çetiner ve ahmet çakar' a çakan serhat ulueren, lig tv gibi türkiye futboluna atılan en büyük kazıktan böbürlenen şansal, şansal'a ve pierosuna çakan erman. ercan taner 2 yazıda geçiyor ve harcanmamış demek ki iyi iş yapıyor. bıkmadan usanmadan mahalle maçları kuralları, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi 11' i filan. hadi orada en baba adam ali ece ile beraber uğur meleke diyelim, onu da böyle harcamışlar zaten. yazı yazmış denemez, 11 kurmuş o kadar. günto masal anlatmış, murat boz sadece murat boz olduğu için ilkokul 5 kompozisyonunu ekletmiş. zeki önder özen sanat-sepet gibi bir kavram kullanarak hayalkırıklığına uğratmış ve ali ece bu sayıdan alnının akıyla çıkan tek spor yazarı olmuştur. sergen' in kaleminden maradona tatmin etmemiş, gelecek sayı zidane' ı bir denesin dedirtmiştir.

    boşa giden 10 lira.
  • uğur meleke'nin twitter sayfasında sunduğu ve çok değerli yazarların yazdığını belirttiği dergi.

    günümüz türkiye'sinde interneti çok yoğun bir şekilde kullanıyoruz. açık söyleyeyim: bu dergide yazanların hepsi salt popüler isimler. televizyonu, radyoyu, gazeteleri ve online medyayı sonuna kadar kullanan adamlar yazmış dergide.

    uğur bey dergide yazanlar çok değerli diyor da; bakıyorum yazar kadrosuna; sonra da bu isimlerin neler söylediklerini ve yaptıklarını düşünüyorum. ismini vermeyeceğim kişilerden birinin twitter sayfasını gözümün önüne getiriyorum örneğin. argo konuşmalar, saçma sapan transfer iddiaları, ilk haftadan birilerini şampiyon ilan etmeler, "şu kazanırsa bikini giyerim demeler", "tüm golleri akşam attın, yarın ne yapacaksın" demeler...bu kişiler dergide duygularınıza dokunacak yazılar yazmış olabilirler. peki o zaman ben bir okur olarak değil de izleyici olarak şunu sorabilmeliyim: madem bu kadar duyarlısınız, duygusalsınız, güzel noktalara değinebiliyorsunuz; o halde neden daha çok insana ulaşabildiğiniz kanallarda (tv, twitter, gazete vb) çok farklı tutumlar sergiliyorsunuz? neden kanallarınızda insanları iyiye, sporun güzelliğine, dostluğa yöneltmiyorsunuz da fanatizm aşılıyorsunuz? neden saçma sapan transfer haberleriyle dolduruyorsunuz gündemi? neden özel hayatlarını sokuyorsunuz sporcuların haberlerinize?

    kim engel oluyor daha güzel fikirler yaymanıza? bu dergi dünyanın en kaliteli dergisi olsa ne olacak? okuyacak kişi sayısı binlerde kalacakken, akşam tv'de yapacakları programları ya da twitter'da yazdıklarını milyonlar takip edecek.

    türk sporseverleri için güzel bir şeyler mi yapmak istiyorsunuz? öyleyse insanları fanatizmden uzak tutun. insanlara boş hayaller vadetmeyin. insanlara sporun güzelliğini her fırsatta anlatın. bunu sadece dergide değil, tüm kanallarda yapın. işte o zaman, samimiyetinize inanmış olacağız.
  • öncelikle sözlükteki genel kanının aksine beğenerek tüm sayılarını (tıpkı socrates gibi) arşivlediğim süreli yayın. yalnız şöyle bir sorun var ve muhtemelen çözülmeyecek. dergiden bir okuyan olur belki diyerek yazalım. ilk 7 sayi kafa formatındaydı ama sonra karar değiştirdiler ve ciltli formata geçtiler. doğal olarak kitaplıkta 8. sayıdan itibaren varlar ilk yedi sayı yok. o yedi sayıyı kargolasak dergiye cüzi bir rakama ciltli olarak edinsek ama biliyorum zor tabi bunlar. derdini seveyimciler olabilir ama kitaplığımda görünce mutlu oluyorum abi.
hesabın var mı? giriş yap