• bazı tahıllarda ve lifli sebzelerde bulunan bitkisel yapılı bir organik bileşik.. fitat olarak da isimlendirilir. fitik asitin en büyük özelliği magnezyum, çinko, kalsiyum ve demir gibi faydalı elementlerle sindirim kanalında çözünmez bir kompleks oluşturması ve onların emilimini engellemesidir. mayalama işleminde veya kepekli gıdalara fitaz enzimi katılmasıyla bu kötü yanları ortadan kaldırılabilir. ancak bitkisel ağırlıklı beslenen gelişmekte olan ülkelerde, bu madde özellikle çocuklarda anemi ve raşitizm gibi bazı metabolik bozukluklara neden olabiliyor.
  • tahıl ve bakliyatlarda bulunan asit. bitki hücresindeki fosforun depolanmış hali olarak geçiyor. aslında tohumu koruyan bir şey. tohumun uygun koşullarda filizlendirme için gerekli. fakat biz tüketince bitkiye faydası olan bu asit bizim vücudumuzun ihtiyacı olan vitamin ve minerali tutar ve bağlar, dolayısıyla faydalanamayız. yani, bizde aslında bunu sindirecek bir enzim olmadığı için bu arındırmayı yapmadan yediğimizde magnezyum, potasyum, selenyum, çinko ve demir gibi mineral, vitaminleri kendilerine bağlayarak emilemeden vücuttan attırır. bunun olmaması için kuru baklagillerin suda ıslatılması gerek ya da üst versiyonu fermente ederek iyice arındırma işlemi yapmamız gerekmektedir. çocuklarımıza bu şekilde hazırlamak elzem sanıyorum.
  • tahıl, kuruyemiş, baklagillerde bolca bulunur.

    bu besinlerde fitik asit saf halde değil, minerallere bağlı şekilde bulunur. kalsiyum, magnezyum, demir, çinko, selenyum gibi minerallere bağlı olurlar ve bu bağlı hal phytate olarak adlandırılır.

    bitkisel besinlerin mineral yönünden verimsiz olmasının temel sebebi bu fitik asit denen nanedir. vücudumuz fitik aside bağlanmış mineralleri sindiremez, gerekli phytase enzimi bizde nerdeyse hiç salgılanmıyor.

    bu besinlerin bazılarında kendinden fitaz enzimi bulunur (phytase), ama bu enzimin önce aktif hale getirilmesi gerekir. aktif hale getirilmeden ısıl işlem uygulanırsa fitazlar parçalanır ve işlevsiz hale gelir. 70-80 derecede fitazlar patır patır ölmeye başlar. fitaz sadece 25 derece üstü ılık denilecek suda aktif olur ve işlem saatlerce sürer. 40-50 derece sıcaklık idealdir.
    biz de bu yüzden baklagilleri saatlerce suda bekletiriz.
    suda ne kadar bekletilirse bekletilsin, bitkide hazır bulunan enzim yeterli değildir.

    fitik asidi azaltmak için yöntemler:

    - üstte bahsettiğimiz suda saatlerce bekletme ve bekletilen suyu atma yöntemi. besinin türüne ve koşullara göre değişir, ortalama %10-50 arası bir azalma olur.

    - filizlendirme. işlem görmemiş halde bulunan besinler için filizlendirme dünya'da yaygın olarak uygulanır. filizlendirme yine değişken sonuçlar ortaya çıkarır, %10-60 aralığında.
    filizlendirme faydalı metotlardan biridir çünkü mineral kaybı yaşanmaz. aksine bu mineraller vücudumuzun kullanımına hazır hale gelir.

    - probiyotik takviyesi. bazı probiyotikler bağırsaklarımızda gerekli enzimleri salgılar ve fitik asidi ayrıştırarak minerallerin vücut tarafından kullanılmasını sağlar. (suşlar; l.plantarum, l.brevis, b.subtilis, b.coagulans birkaç örnek)

    - fermentasyon. ekşi mayalama da bir fermentasyon yöntemidir. çeşitli bakteri türleri ile yapılıyor, genelde bir fermente başlangıç ürünü kullanılır yoğurt mayalar gibi, ama yoğurtla değil. en az 5 saat, en fazla 2 gün olmak üzere uygulanır ve %20-30 aralığında fitik asit azaltılır. mineraller vücut tarafından kullanıma uygun hale geleceği için güzel bir yöntemdir.
    ekmek için, paketli şekilde hazır satılan mayalar fitik asit miktarını düşürmez, ekşi mayalama olması gerekir. diğer besinler için farklı yöntemler uygulanır.

    - fitaz enzimi takviyesi kullanılabilir. hayvancılık sektöründe bu uygulama yaygındır, böylece besinlerin verimliliği artırılır. hayvanlar daha çabuk gelişir.

    bazı deneylerde ve belirli besinlerde, önce filizlendirme, sonra fermentasyon, sonra da pişirme yöntemi ile %99'a kadar fitik asit azaltılabilmiştir.

    tüm bu yöntemlerin sonunda besin yine de pişirilmelidir. çünkü bu yöntemler fitik asit için geçerlidir ve bahsedilen bitkisel besinlerdeki tek bağlayıcılar fitik asitler değildir. hatta fitik asit bu bağlayıcılar içinde vücudumuza en az zararlı olanıdır.
  • bakliyatta bulunan fitik asit, insan vücudu tarafından sindirilemez ve demir, magnezyum gibi mineralleri kendine bağlar. fitik asidi parçalarsak bakliyatın hazmı kolaylaşır, mineralleri bağlaması önlenir.

    bir iki öneri:
    -nohut ıslattığınız suya kefir/ yoğurt suyu eklemek
    -çiğ parantezine al (badem/ fındık/ cevizi) bir gece suda bekletip tüketmek.

    özellikle sibo sancısı olanlar için hayati değerde bir bilgidir.
  • fitik asit, tahıl tohumları, meyve tohumları ve bitki kepeklerinden elde edilen bir antioksidandır. bir çeşit alfa hidroksi asittir (aha). fakat glikolik asite göre daha nazik bir yapıdadır.

    cildi nemlendirme, kırışıklıkları azaltma gibi özellikeri vardır. cildin üst katmanını ekfoliye ederek cildi ölü derilerden arındırmakta ve cildin hücre yenilenme hızını artırmaktadır. daha çok akneli ciltlere önerilmektedir. glikolik asitle birlikte kullanıldığında etkisi artmaktadır.

    aha grubunda yer alan diğer bir asit de laktik asit. laktik asit de glikolik asitten daha naziktir. fakat laktik asit sütten elde edildiği için laktoz intoleransı olanların cildinde daha fazla hassasiyete sebep olabilmektedir.

    asitleri hekim kontrolünde, güneşin en az olduğu aylarda ve muhakkak güneş koruyucu ile birlikte kullanmak gerekmektedir. bilinçsiz kullanımlarda fayda yerine zarara sebep olabilir.

    kaynak 1

    kaynak 2
  • hem derttir hem de işe yarayabilir. sadece bulunduğu yemekteki demiri, kalsiyuma helallenmesi hakkındaki en iç rahatlatıcı şey: [http://authoritynutrition.com/phytic-acid-101/ http://authoritynutrition.com/phytic-acid-101/]
hesabın var mı? giriş yap