• adam çıkmış penisilin bulunmadan önce zaten fitoterapi kullanıyorduk diyor.

    manyak mıyım ben 2020'de penisilin bulunmamış gibi yaşayayım?
  • x markalı bir ilaçta,
    yüz kilo y bitkisinden elde edilmiş z etken maddesi olduğunu bildiği için,
    eczacı; hastaya "soğan ye, iyileşirsin" demez.
    çünkü hiç kimse günde yüz kilo soğan yiyemez.
    yemeye çalışırsa, soğandaki başka maddelerden dolayı hastalanabilir.
    yani ilaç kullanmak, hem daha ucuzdur hem de daha pratiktir.
    bir ilaç etken madde olarak soğandaki yüzlerce maddeden sadece gerekli olanından yapılır.
    belki soğandaki diğer maddeler, o hastalığa faydalı değildir veya hastalığı daha da artırıyordur.
    o nedenle eczacı, reçetede yazan ilacı hastaya verir; soğan falan önermez.
    belki hastanın soğana alerjisi var. eczacı bunu bilemez. hastanın derdine soğan derman olaydı, hekim zaten önerirdi.
    o nedenle bitkisel ilaç şarlatanlarına kanmayın.
  • madem bitkiler yeterli, o zaman o bitkilerin etken maddelerini bulun, hap haline getirin ve testlerden gecip satin. aa ama bir dakika, biz ona modern tip diyoruz ve 100 yildir var...
  • türkiye’de şu anda uygulanan hali tam anlamı ile bilimdir. umudu kalmamışların ve avellerin cebindeki üç otuz parayı emmenin bilimidir.
  • fitoterapi tarihçesi

    m.ö 2000 al, bu kökü ye
    m.s 1000 o kök kötü. gel, bu duayı oku
    m.s 1850 o dua batıl inanç. al, bu iksiri iç
    m.s 1940 o iksir yılan yağı. al, bu hapı yut
    m.s 1985 o hap etkisiz. gel, bu antidepresanı al
    m.s 2018 o antidepresan işe yaramaz. "al, bu kökü ye"
  • "besininiz ilacınız, ilacınız besininiz olsun."

    hipokrat
  • eczacılık fakültelerinde mutlaka okutulduğu halde, neden hiçbir eczacının uygulamadığını anlayamadığım bilim dalı.

    eczaneye gittiğinizde;
    migrenim var derseniz, biberiye çayı asla önermez, doktora git de demeyebilir, bir başağrısı ilacı verir. hatta basit bir nezle olsanız bile parasetamollü tozlar, ilaçlar verir.* ıhlamur iç, nar kabuğu kaynat, tarçın veya adaçayı iç demez. ee niye o zaman 8-9 defa bile bu dersi okuyorlar.

    fitoterapist ümit aktaş'ın dediğine göre, tıp 200.000 yıldır bitkilerle yapılıyordu. son 70 yıldır ilaçlarla yapılıyor. esas tıp, bitkisel tıptır. kimyasal tıp alternatif tıptır. kimyasal tıp hem sonradan ortaya çıkıyor, hem de dağdan gelip bağdakini kovarcasına, 200.000 yıllık tıp bilimine bir de utanmadan alternatif tıp diyor.

    olum alternatif olan sensin.
  • fitoterapi hala ülkemizde yasal açıdan boşluk. denetleyici otorite yok, bi yönetmelik bi dayanak yok. işsiz güçsüz heriflerin internet ortamında "ben yapayım, güzel para kaldırayım, benden çok bilen de yok, kim önümü kesecek?" bakış açısı var sanki.

    devletin bakış açısı da yasaklamak yönünde. türkiye’de kurumlar asli vazifesi olan düzenlemeyi yapamadıkları için yasaklamayı tercih ediyorlar. çünkü düzenleyici olmak zordur, bilimsellik gerektirir, araştırma geliştirme ve çok çalışmayı gerektirir. sanırım uçak üretimi de aşı üretimi de aynı yolları izleyip aynı sonlara erdi. fitoterapiyi, aromaterapiyi reddetmek değil ehil olmayanların elinden almak lazım. geçenlerde uzun zamandır görmediğim arkadaşımı gördüm. ordan burdan konuşurken, "pandemi dönemini boş geçirmedim. hem astroloji hem de fitoterapi sertifikası aldım uzaktan. bir şeyler yapmak istiyorum, ne dersin?" dedi. diyecek hiçbir şey bulamıyorum. fitoterapi uygulamalarının %90'ı şarlatanlık. yazık medet uman insanlara.
  • 20 tllik bitkiyi 2 bin tlye satan or*spu çocuklarının mesleği. dolandiriciliktan başka bisey degil
  • sanırım dolandırıcılığın yeni alanı bu. bir tane uzman hariç adam akıllı ne yöntemini belirten var ne de yol gösteren. belki bir faydası olur diye instagramı geri açıp günlerdir sayfa sayfa dolandım boş yere. hepsi para tuzağı. birtakım canlıların başka bir canlının zor durumundan faydalanıp onun hem umuduyla oynaması hem dolandırmaya çalışması sanırım sadece insana has bir rezillik sadece insana has bir aşağılık durumu olsa gerek. hastanız için bir tedavi seçeneği olarak değerlendirecekseniz dikkatli olun.
hesabın var mı? giriş yap