• bu bölümden mezun olduğum için - bu kadar sevmeme rağmen, çaresizlik içinde - pişmanlık duyuyorum.
    bunca yıl köpek gibi çalıştım. hayatım okumakla geçti. üniversite yıllarımı köpek gibi ders çalışarak ve makale okuyarak, yeni şeyler öğrenmek için çırpınarak geçirip sonunda aylardır işsiz oturup ve geleceğimin de belirsizliği yüzünden kıvranarak uyumaya çalıştığım gecelerle geçiyor tüm günüm.

    şu an okuyanlara ( eğer zengin değilseniz ve şimdiden işiniz hazır değilse) küçük bir tavsiyem var. okumayın abi. valla bak. okumayın mk. 120-150 kişilik sınıfta mezun olup çalışan 4-5 kişi var mk. onların da maddi durumu iyi ya da önceden işleri hazırdı.

    lanet olsun lan vallahi. sorumsuz bir dernek, ders verdikleri öğrencilerin geleceğini sikine takmayan akademisyenler. tek dertleri kariyerinde yükselmek ve kitaplarını satmak.

    yüzlerce gereksiz kurs, akapunktur kuru iğneleme hacamat kursu alanlar iş bulma konusunda daha da önde. alanlara sorsan acaba kaçı bunlarla ilgili makale okumuştur ve gerçekten kanıta dayalı bir tedavi yöntemi olup olmadığını bilmiyordur bile.

    gece gece ağzımı bozdum. özür dilerim. işini hakkıyla yapan ve emek verenleri tenzih ederim.
  • adı ilk duyulduğun 'höö 2 yıllık mı 4 yıllık mı?' sorusu uyandıran bölümdür.
    diyelim ki doktora gittin ve fıtığın olduğunu öğrendin doktor seni fizyoterapiste yönlendiriyor. fizyoterapist uygulayacağı yöntemlerle o fıtığı küçültüp işlerliğini kaybettireceği bir çizelge hazırlıyor ve uygulatıyor. yani doktorlar gibi fıtığı ameliyatla almıyor sadece işlerliğini kaybettiriyor.
    kendileri doktorlarla kıyaslanmaktan hiç hoşlanmazlar çünkü çoğu zamanında tıp isteyip kazanamamış insanlardır. hastalar konusunda doktorlarla bazen tartışma içinde olabiliyorlar. devlette maaşları 2.5bin olup özelde 3binden başlar kendini geliştirmene göre yükselir. taşrada ve doğuda maaşlar daha yüksektir. üniversiteden sonra fizyoterapist diye anılırsın. yüksek lisanstan sonra unvanın fizyoterapi ve rehabilitasyon uzmanı olur.
    otistik çocukların rehabilitasyonu sağlam psikoloji ister. bazen üstüne kusarlar bazen saatlerce ağlarlar ama o çocugun iyileştiğini gördüğünde insanın bulduğu manevi huzur anlatılamaz. hastaların bazen sana şiirler yazarlar bazende bir hayır dualarını alırsın.
  • kanada, avusturya gibi ülkelerde pekala kıymeti bilinen fakat türkiye'de içler acısı haldeki bölümdür.
  • sağlıklı insanların gücüne güç katan, hastaları sağlığına kavuşturan, bunu yapamasa bile hayata hareket katan, bağımsızlığı arttıran sihirli, mükemmel bişeydir.

    bütün bunlar için iyileştirici güçlere sahip elleri olan fizyoterapistlerin hastalara bi dokunuşu yeterlidir.

    valla bak, inanmıyorsanız buyrun
  • bu bölümü okumaya başladıysanız çetrefilli bir yol sizi bekliyor. meslek haklarınız için bile mücadele edeceğiniz zamanlarınız olacak maalesef.
    sizden önce bu yoldan geçmiş birinin tavsiyelerini dinlemek işe yarayabilir.
    birlikte dinleyelim
  • bu bölümü yazmayı düşünüyorsanız bir hastanede çalışan fizyoterapistle görüşüp yerinde gözlemleyin.
    işsiz kalmazsınız diyenlere inanmayın. bir de şunları izleyin
  • doğustan veya sonradan herhangibi bir nedenle sakatlanan ve hekim tarafından teşhisi konup tedavisi belirlenen hastalara,gerekli fizik tedavi rehabilitasyon programını planlayıp uygulayacak sağlık personelinin yetiştirilmesi alanında eğitim ve araştırma yapılır. ayrıca bu alanda çalışacak kişiler, hastalara güç verme durumunda oldukları için sabırlı, hoşgörülü ve zayıf insanlara yardımdan hoşlanan, sorumluluk sahibi kimseler olmalıdır. hastanelerin fizik tedavi, ortopedi, nöroloji,yanık kardiyoloji, pediadri, kadın-doğum kliniklerinde rehabilitasyon merkezlerinde çalışılabilir. ayrıca fizyoterapist bir uzman hekimle birlikte klinik açılabilir.
  • çok değil 8 yıl önce bu bölüme 22 bin sıralama ile bir devlet üniversitesine son sıralarda yerleşmiştim.şimdi ise devlette bile başarı sıralaması 300 bine düşmüş vakıf üniversitelerindeki taban başarı sıralaması ise milyonlarda.bu bölümün şimdiki geldiği durumu düşününce insanın aklı almıyor bir bölüm nasıl bu kadar değer kaybeder.olan geleceğiyle oynanan, yanlış yönlendirilen bizlere oldu.
  • fizik tedavi hekimleri, fizyoterapistler ve teknikerler olmak üzere 3 meslek grubunun hizmet verdiği bir alandır fizyoterapi ve rehabilitasyon.

    2016 yılı itibari ile 21’i devlet 33’ü vakıf üniversitesi olmak üzere toplamda 54 üniversitede fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünde 4 yıllık bir eğitimi tamamlayarak fizyoterapist olunabilir. geleceğin fizyoterapisti bir vatandaş olarak fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünü tercih etmeyi düşünen arkadaşlara hakkında birkaç bilgi vermek istiyorum.

    bundan çok değil 3-4 yıl öncesinde çok az üniversitede bulunan bir bölümdü ftr. mevcut sınav sisteminde (ygs-lys) mf-3 ve ygs-2 puanları ile yerleştirilmekteler öğrenciler bu bölüme. benim girdiğim sene devlet üniversitelerinde başarı sırası 16.000(ygs-2 ) ile 21.000 arasında değişiyordu. vakıf üniversitelerinde tam burslu okumak için ise 22.000 ile 28.000 arasında değişen bir sıralamada olmanız yetiyordu. ama tabi o zamanlar devlet üniversitelerinde dahi çok az yerde vardı. şimdi ise hemen hemen bütün vakıf üniversitelerinde bu bölüm açılmış durumda. bu nedenle başarı sıralaması da hayli düştü, kontenjanların artmasının da bunda payı çok büyük. yani ilerde fizyoterapistlerde bir yığılma söz konusu olacak gibi duruyor. bu nedenle sizi bu kalabalıkta farklı kılacak şey alacağınız eğitimin kalitesi olacaktır.

    vakıf üniversitelerinin pek çoğu üniversite değil de ticarethane gibi işlediği için tercih etmeniz durumunda hüsrana uğrayabilirsiniz. zira ftr eğitimi teoriden çok uygulamalı eğitim almanız gereken bir alandır ve yeni açılan vakıf üniversitelerinin çoğunda böyle bir eğitim alma imkanınız düşüktür. bu nedenle eğer bir vakıf üniversitesinde okuyacaksanız o bölümü iyice araştırarak tercih ediniz. uygulamalı eğitimlerinin ne düzeyde olduğunu öğrenmek için aynı üniversitede o bölümü okuyan kişilerle iletişime geçmenizi tavsiye ederim. aksi takdirde hiçbir şey bilmeden mezun olup sonrasında meslek kurslarına ciddi paralar harcamak zorunda kalabilirsiniz.

    bir de öyle bir gerçek var: bir anda bu bölüm 20 küsür üniversitede açılınca akademisyen açığı da oldu dolayısıyla. bu nedenle birçok üniversitede eğitim veren kişilerin yetkinliği de bana sorarsanız tartışılır.

    velhasıl gideceğiniz üniversiteye salt puanına bakarak karar vermeyin arkadaşlar. ftr gibi eğitimin çok fark yarattığı bölümde hele hiç yapmayın bunu, önce bir araştırın.
hesabın var mı? giriş yap