• kiefer sutherland'ın dışında julia roberts, kevin bacon ve william baldwin gibi ünlü isimleri içeren oldukcana güzel konulu, bol yakışıklı dolu film
  • bir kaç tatminsiz tıp öğrencisinin "bu tarafta yemediğimiz halt kalmadı, bakalım ötede ne varmış" diyerekten kendilerini öldürüp öldürüp diriltmelerini konu alan film. bu münafıkların başında nelson adında bir terbiyesiz vardır ki, her şey bunun başının altından çıkmaktadır. bunun dışında grup reyçıl adlı sorunlu bir genç kız, joe adında bir pervert, david diye bir saftorik ve randy diye bir tırsaktan oluşmaktadır.
    içinde bir hayır olamayacağı başından belli bu eylem, nihayetinde gençlerin başına türlü işler açacaktır, olaylar gelişecektir.
  • tövbe ve helalleşme kavramlarını anlatan bir filmdir.
    ayrıca içinde
    bir adet 24 yaşında kiefer sutherland
    bir adet 23 yaşında julia roberts
    bir adet 27 yaşında william baldwin
    bir adet 26 yaşında hope davis
    ve hepsinden de genç görünen bir adet 32 yaşında kevin bacon barındırır.
  • hollywood yapımı sırlar dünyası.

    --- spoiler ---
    üzerinizde kul hakkı ile çizginin ötesine geçmeyin.
    --- spoiler ---
  • "ölmek için güzel bir gün" cümlesiyle başlayıp, "ölmek için kötü bir gün" cümlesiyle biten, gerçek bir gerilim.
  • yıllar önce küçükken star'da izleyip, beğendiğim; bir de acaip korkuğum bir filmdi. film bitince banyoda her an aynadan ölü göreceğim gibi paranoyalar yaşamıştım. dün bakalım nasılmış diye tekrar oturdum televizyonun karşısına ve de gayet güzel bir gerilim filmi olduğunu gördüm, sevindim; küçükken de filmden anlıyrmuşum canım dedim. her ne kadar ateisti dine döndürmesi, aman allah baba çarpar mesajları insanı rahatsız etse de, gayet etkileyici ve şahane çekilmiş gerilim sahneleriyle güzel bir film. yalnız senaryo yazarları rachel'ajulia roberts büyük haksızlık yapmışlar; ayıp arkadaşım, hiçbir suçu yok ki kızın.

    bu arada bilgim olmasa da fazla, filmde adamın kalbi durunca şah diye, beyni de öldü bunun, o yüzden beyin hayal görmüyor, gerçek bunlar gerçek gibi inandırıcılıktan uzak açıklamalar yapıldıysa da, ölümden dönenlerin(yani kalbi bir süreliğine duranların) hepsinin bir tünelin ucununda parlak bir ışık(tanrı) gördüklerini, güçlü bir güven duygusu ve rahatlık hissettiklerini söylemeleri böyle antin kuntin işlerle uğraşanlara ilginç geliyormuş, gelmesin. zira beyin vücuttan herhangi bir tepki alamayınca marifetli bir yerlerinde sallayarak o boşluğu dolduruyormuş kendi kendine, ve güven duygusu vs. veriyormuş; o yüzden de bütün deneyimler benzeşiyor.(bütün ofu deneyimlerinin benzeşmesi ve hepsinin uyduruk amerikan yerleşim birimlerinde olması da ilginçtir, ne yazık ki konumuzun dışında) son olarak anlamsızca uzun entyrimi bitirirken cnbce'ye beni çocukluğuma döndürdüğü için teşekkür edip, sevgili sözlük yazarlarına sabah kadar beklerseniz yaklaşık 20 sn. reklamla izleyebilirsiniz filmleri diyorum.
  • bilimde etik konusunda düşündürten filmlerden biri. etiği ezip geçmeden bilimsel ilerlemenin mümkün olmadığı gerçeği bu filmde de görülmüştür. filmin verdiği mesaj ise tamamen izleyicilerin bakış açısına göre değişmektedir. bana göre tek mesajı ölmeden önce günahlarınızı affettirin, ancak bunu dua ederek ya da tanrıdan bunu yapmasını bekleyerek değil, yüzleşerek yapın gibi bir görüştür.
    malum yolculuk ve sanrılar sırasındaki görüntüler muhteşemdir. yeni nesil gerilim filmlerinden farkı ve üstünlüğü de apaçık ortadadır.
  • müthiş bir fikir,denemekte kesinlikle haklılar*.kiefer sutherland ve kevin bacon'ı takdir etmeden de geçemedim
  • yıllar önce izlenmesine rağmen, konusu yıllarca akıldan çıkmayan, ülkemizde çizgi ötesi adıyla gösterilmiş film. henüz batman serisini elini yüzüne bulaştırmamış joel schumacher, the lost boys'dan sonra tekrar dikkatleri üzerine çekmesine neden olan filmin yönetmen koltuğunda. iki yıl sonra sharon stone'la ateşli bir maceraya* atılacak michael douglas ise herşeyden habersiz filmin yapımcılığını üstlenmiş. oyuncu kadrosu rüya gibi. joel usta, bu yılki galatasaray gibi bol yıldızlı, koşan ve tuttuğunu koparan bir kadro kurmuş. daha önceden de çalıştığı kiefer sutherland yine başrolde. ileride de phone booth'da devam edecek ortaklığn kökleri iyice filizleniyor. pretty woman'la ortalığı ayağa kaldıran güzeller güzeli julia roberts filmin canyakan güzel kontenjanında. six degrees of kevin bacon adlı projesinin üzerinde çalışan kevin bacon da kendisine gelen film teklifini gözü kapalı kabul etmiş ve kadronun güzel bayanın gönlünü çalan asi çocuğu oluvermiş. baldwin kardeşlerin bilmemkaçıncısı william baldwin ise ileride de üzerine yapışacak karı kızla haşır neşir olmayı iyi bilen genco rolünde. grubun şişman ve tırsık olan ve film klişelerinin aksine başını derde sokmayan üyesini ise oliver platt canlandırmış. ileride ünlü bir oyuncu olacak hope davis ise ilk film tecrübesini yaşıyor. bir ilk film için oldukça şanslı bir seçim.
    bu kadar ünlü ve kaliteli yıldızı fenerbahçe gibi harcamaktansa galatasaray gibi ileride de ses getirecek bir sonuçla buluşturmaya kararlı joel schmacher sürükleyici ve insanı içine çeken bir konu yaratmış. başını nelson'un çektiği bir grup tıp öğrencisinin kendilerini kısa süre için öldürüp tekrar diriltmesini ve ölümden sonra ile ilgili araştırmalarını anlatan filmin bir diğer başarılı noktası da renk ve kamera kullanımı. özellikle filmin giriş sahnesi defalarca izlenmeyi hakediyor. etkileyici bir müzik eşliğinde geniş açı ve karaktere yapılan zoomla açılan sahne nelson'un today is a good day to die repliğiyle doruk noktasına ulaşıyor. diğer bir güzel kamera kullanımına örnek de; joe'nun evini ilk görmemiz, kameranın önce alt kattaki üzerinde "sex drugs rock'n'roll" yazılı üç posteri, sonrasında da üst katta sevişen joe ve hatunu göstermesiydi.
    ölümden dönenlerin yanlarında günahlarını da getirdiğine değinen film, nelson'un yaşadıklarından sonra, gruptakilerin gördüklerinin halüsinasyondan çok gerçek fiziksel görüntüler olduğunu anlatırken bizleri de sürükleyici bir kovalamanın içine çekmeyi başarıyor. hey yavrum hey cümleye gel, al bunu film tanıtımı olarak koy.
    yıllar sonra bile izlediğimde ilk seferdeki zevkin ve heyecanın aynısını tattım. sonuna kadar gözümü kırpmadan, acba noluyordu heyecanıyla hop oturdum hop kalktım. harika film, izleyin, izlettirin.
hesabın var mı? giriş yap