• hristiyanların nefret ettikleri, dönek diye adlandırdıkları, yenilikçi, sıradışı roma imparatoru. yaşamını hristiyanlığı kaldırıp, neo-platonculuğu geliştirmeye adadı. bir hristiyan olarak yetştirilmesine rağmen maximus onu inisiye edip pagan yaptı. tarih, kazananlar tarafından yazıldığından, onu dönek/dinden dönen olarak adlandırdılar. oysa julian, müthiş bir kitap kurdu aynı zamanda çok iyi bir savaşçıydı. kadim dinler soluyor, yeryüzü tektanrılı dinlerin egemenliğine giriyordu. hikayenin devamını biliyoruz.

    julian ile maximus karşılaşırlar:

    - ben konstantin'in soyundan gelen julian'ım, dedim.
    - ben de tanrıların soyundan gelen maximus...
  • dönek julianus. constantine'in torunu, roma imparatoru.
    bu lakabı hristyanlarca takılmıştır çünkü julianus hristyanlığı reddederek eski ana tanrıça inanışına meyletmiş ve bu yönde araştırmalar yapmış.
    zaten kendisi esasen neo-platoncu bir hocası olan bir felsefe öğrencisi, diğer roma imparatorları gibi erk delisi biri değil, imparatorluğu da tamamen zekası ile haketmiş, dümen peşinde koşmamıştır. erken ölmüş, iktidarı da bu yüzden kısa sürmüştür.
  • türkçesi "dönme yulianus" olan roma imparatoru. müslüman mahallesinde salyangoz satmış, putperestliği bırakıp dalga dalga hıristiyanlaşan roma memleketinde irticai faaliyetlere girişmiştir. helenistik dünya görüşü ve icraatları yüzünden hıristiyanlar arasında neredeyse seveni yoktu. fakat savaşlarda gösterdiği kahramanlıklar sayesinde herkesçe saygı görmüş, hiç kimse ordu göreve filan da dememiştir. zühd ü takva ehli bir adamdı. dünya zevklerinden uzak duruşu kendi mezhebindekiler tarafından bile eleştirilmiştir. 363 yılında perslilerle savaşırken bir pers atlısı tarafından öldürüldü. son nefesini verirken televole mikrofonlarına "sen kazandın isa!" dediği rivayet olunsa da bunun bir kısım medyanın abartısı olma ihtimali de yok değildir.
  • res gestae 21.2.1-2: "1 cum apud parisios adhuc caesar iulianus quatiens scutum variis motibus exerceretur in campo, axiculis, quis orbis erat conpaginatus, in vanum excussis ampla remanserat sola, quam retinens valida manu stringebat. 2 territisque ut omine diro praesentibus cunctis 'nemo' inquit 'vereatur: habeo firmiter quod tenebam'. item cum apud viennam postea quiesceret sobrius, horrore medio noctis imago quaedam visa splendidior hos ei versus heroos modo non vigilanti aperte dixit eadem saepius replicando, quibus fretus nihil asperum sibi superesse existimabat"

    ammianus marcellinus, res gestae'ın bu bölümünde (21.2.1-2) iulianus'tan bahsediyor. parisii kavmi civarındayken / arasındayken (apud parisios) henüz caesar olan (adhuc caesar) iulianus'un imparatorluk yolunda ümitlerinin tazelenişini görüyoruz. kim imparator olabilir? dinlerin ve kimi kutsal alametlerin yaşamın her alanına egemen olduğu çağlarda, özellikle de imparator olacak kişinin adının uğursuz bir alametle anılmaması gerekiyor. buna göre talimhanede (in campo) değişik akınlara karşı kalkanını nasıl oynatması gerektiğine dair eğitim gören iulianus (cum... iulianus quatiens scutum variis motibus exerceretur) birden kalkanın bombeli kısmının bir ucunun diğerine bağlandığı kirişin yere düşmesine (axiculis, quis orbis erat conpaginatus, in vanum excussis) engel olamıyor; elinde sadece sıkıca kavradığı sapı kalıyor (ampla remanserat sola, quam retinens valida manu stringebat). bu imparator olmayı bekleyen ya da beklenen biri için kötü bir alamet anlamına geliyor.

    ancak res gestae 21.2.2'de iulianus, sanki uğursuz bir alametten kaynaklanmışçasına (ut omine diro) dehşete kapılan etraftaki insanlara (territisque... praesentibus cunctis) "kimse korkmasın! sıkıca tuttuğum sapı hala elimde!" ('nemo' inquit 'vereatur: habeo firmiter quod tenebam!') diyor. iulianus'un bu olay karşısında paniğe kapılıp kapılmadığını bilmiyoruz; metin bunu vermiyor; ancak etrafta her an uğursuz bir alamet beklediğini sandığımız kişilerin, kalkanın düşmesiyle dehşete kapıldığı aşikâr. onları teskin eden de bizzat iulianus'un kendisi oluyor; bunu belki de ziyadesiyle kendi kariyeri için yapıyor!

    daha sonra viyana civarında dinlenme halindeyken (apud viennam postea quiesceret sobrius), gecenin ortalama / vasat ürkütücülüğünden daha ürküntü verici bir hayalet beliriyor (horrore medio noctis imago quaedam visa splendidior) ve henüz uykuya dalmış olan iulianus'a (ei... non vigilanti aperte) sürekli aynı şeyleri tekrarlayarak destansı dizeler okuyor (hos... versus heroos... dixit eadem saepius replicando); bu dizeler sayesinde iulianus, (imparatorluk yolunda) önünde hiçbir engel kalmadığını düşünüyor (quibus fretus nihil asperum sibi superesse existimabat). böylece kalkanını ilahi bir işaretle yere düşürdüğü düşünülse bile, iulianus'un gördüğü hayalet ona adeta imparator'luğunu muştulamış oluyor.

    detaylar için:
    http://jimithekewl.blogspot.com/…gestae-2121-2.html
  • kazananların yazdığı tarihte dönek olarak nitelendirilen, bilge bir roma yöneticisidir.
  • 361-363 yıllarında hüküm sürmüş roma imparatorudur. roma'da hristiyanlığın hızla yayıldığı dönemde tahta çıkmış, çok tanrılı dine dönüş yapmak istemiş, kısmen başarılı olmuşsa da sonra gelenler tekrar hristiyanlığı seçtiği için çabaları sonuçsuz kalmıştır. kendi askerleri tarafından öldürüldüğü söylenti olmaktan öte geçmemektedir. hayatı ile ilgili en doğru bilgileri çağdaşı ve yakın dostu tarihçi ammianus verir. gore vidal'in iulianus'u anlattığı roman çok etkileyici olmakla beraber, mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
  • galatasaray'ın yeni hocası. bir imparator gider yerine başka imparatorlar gelir siz sıkmayın canınızı !!!
  • zulüm 1453'te değil iulianus'un ölümüyle başlamıştır. hz. isa ile ilgili komik ve çoğu bel altı tekerlemeleriyle şöhretlidir.
  • iulianus 322 yılında istanbul'da o zamanki adıyla byzation'da doğdu. daha bir kaç aylıkken annesini 6 yaşındayken babasını kaybetti. kendisi bitinya'da bir hıristiyan olan eusebius tarafından büyütüldü daha sonra iulianus kalkhedon'da bir çiftliğe yerleşti. burada eski yunan ve roma klasiklerini okudu. homeros ve hesidos'dan çokça etkilendi. iulianus bu çiftlikte doğa ile çok iç içeydi ve doğaya hayran biri olarak yetişti. imparator constantius'un zoruyla tekrardan bitinya'ya gitti ve burada dönemin pagan hatiplerinden libanius'un etkisinde kaldı. iulianus 19 yaşında byzantion'a döndü ve eğitim almak için bergama'ya gitmeyi talep etti. bergama'da neoplatonizm başta olmak üzere bir çok pagan felsefesi hakkında eğitim aldı daha sonra efes'e dönerek artık paganlığını saklamadan yaşamaya başladı kendini edebiyata ve felsefeye verdi daha sonra tekrardan eğitim almak için atina'ya döndü. atina'da ki hayatı tam istediği gibi geçti bolca pagan mekanlarını ziyaret etti eğitimler aldı ama bu mutlu hayatı çok uzun sürmedi. imparatorun bir sezara ihtiyaç duyması üzerine saraya çağrılan iulianus isteksiz bir şekilde geri döndü 6 kasım 355 tarihinde 23 yaşındayken sezar ilan edildi. bundan sonra iulianus'un hayatı tamamen değişti. imparator onu kabilelerin isyanını bastırması için galya'ya gönderdi. burada kitap okudu yazılar yazdı hemde galyalıları bozguna uğrattı. askeri başarıları onu orduda çok sevdirdi.

    360 yılında ordu imparator constantius'a karşı ayaklanır ve filozof olmak için çırpınan iulianus hiç istemese de imparator ilan edilir. iulianus byzation'a imparator olarak döner. constantius'u havariyyum kilisesi'ne gömdürür. iulianus ilk iş halkın isteğini ve refahını üstün tutan bir anlayışla sarayda ve hukuk da bir çok reform yapar. eski pagan tapınaklarını onararak yeniden kullanılır hale getirir. bütün bu reformları anca tamamlamışken ufukta pers tehlikesi görülür iulianus ordusuyla birlikte sefere çıkar lakin iulianus'un trajik sonu yaklaşmaktadır. bu sonu iulianus ile birlikte sefere çıkan dönemin tarihçisi ammianus'tan aynen alıntı yapalım. '' 26 haziranda persler her yönden saldırıya geçtiler. iulianus sıcak sebebiyle zırhını giymemişti yalnızca kalkanla korunuyordu ve her yöne koşup yetişerek ordusundaki dağılmaları engelliyor, birlikleri yeniden düzene koyuyordu. pers ordusu kaçmaya başlamıştı, romalılar onlara arkadan saldırıyorlardı. iulianus hiç düşünmeden kendini bu kargaşanın ortasına attı muhafızlarının düşman karşısında dikkatli olması için kendisini uyarıp seslendikleri sırada nereden geldiği belli olmayan bir mızrak kolunu sıyırıp kaburgalarını delerek karaciğerine saplandı. iulianus sağ eliyle mızrağı çıkartmaya çalışırken attan düştü. çevresindekiler yetişerek imparatoru bir kalkan üzerinde karargaha taşıdı.'' artık imparator için yapılacak bir şey kalmamıştı. askerlerinin yanına dönmek ister lakin başaramaz bunun üzerine iulianus maximus ve priscus ile ruhun yüceliği üzerine derin bir konuşma yapar ancak kanama başlayınca konuşamaz su ister ve içtikten sonra 32 yaşında ölür. onu öldüren mızrağın kimi tarihçiler hıristiyan bir roma askeri tarafından kimileri ise savaş sırasında bir pers askeri tarafından atıldığını söyler.
  • t: adını aldığım yüce pagan imparator.
hesabın var mı? giriş yap