• ing. düşman
  • sihir gibi leprous şarkısı. başka türlü tanımlayamadım.

    einar solberg, insan diilsin lan.
  • ilk j. m. coetzee mi söylemiş bilmem ama "dünya, adalarla doludur."

    "...dilimiz yüreğimize benzer öyle değil mi? ama bir farkla, bıçak dilimizi parçaladığında ölmeyiz. bu noktada dilin oyun alemine, yüreğin ise gerçekler dünyasına ait olduğunu söyleyebiliriz." ağzlarımız karnaval.

    mesafeler istila edilsin: "ben, kıyıya vurmuş olan kadınım."
  • leprous - coal albümünün açılış şarkısı.

    reduced into tears
    cold winter gust
    my disease
    your time to shine

    since the start
    upholding the trust
    search your heart
    it is mine

    urgent and unaccidental
    broken foe in my sight
    structural
    sentimental
    hard to see
    clear and bright

    innocence bleeding
    sudden, foreseen
    dismounting heathen
    stagnating seed in

    lawless you say
    directions still unknown
    go down this way
    you're on your own
  • kıyamet'in şarkısı bile olur. o derece leprous güzelliği.
  • dream pop, synthpop ve shoegaze gibi müziğin hem melankolik, hem gürültülü hem de düşlerden yapılma halinden icra edilmiş pek güzel bir man without country şarkısı. kendilerine dair dinlediğim ilk parça olup, devamını getirme isteği uyandırmıştır. atmosferi oldukça büyüleyici;

    spotify youtube

    ''closing doors
    expired thoughts
    every road map leads me to cul-de-sacs

    counting breaths
    unveil yourself
    widower, injustice will not stand

    for every bomb that you defuse i will plant another
    i am the flood that lets you choose, keeping your head above water

    stone and earth fills your urn
    the wrecking ball suddenly hems and haws

    you can run holding scissors
    fugitive, injustice will not stand

    for every bomb that you defuse i will plant another
    i am the flood that lets you choose, keeping your head above water''

    (foe albümü, 2012)
  • j.m.coetzee'nin robinson crusoe'yu yeni bastan yazdığı romanının ismi. roman aslında otobiyografisini yazmaya calısan bir kadının yazıların dunyasında verdiği var olus savasını anlatır. crusoe ve friday'in yasadıgı adaya aslında susan adındaki anlatıcı kadın dusmustur. adadan kurtulunca gorduklerinin yazılmasını ister ancak foe (yani daniel defoe) bu hikayeyi kendi erkek egemen, somurgeci, protestan cıkarlarına gore yeniden yaratır. susan ise ancak yuzyıllar sonra coetzee'nin kaleminde hayat bulur.
  • ing. hasım
  • robinson crusoe okunduktan sonra bir yerlerden duyulur ki foe derler bir kitap var imiş, gidilir bulunur hemencek. ve öğrenilir ki foe derler bu kitap robinson crusoe'da yazılanları baş aşağı eder imiş. evet efendim, foe, robinson'un ters yüz edilmiş halidir.
hesabın var mı? giriş yap