• solunum kadar karmaşık olmayan olaylar döngüsü.

    fakat ortaokulda anlatılan zırvalıklar yüzünden öss'de pek çok kişi yanabilmektedir bu konuda. ortaokulda öğretildiği kadarıyla, bitkiler gündüz fotosentez, gece solunum yapmaktadırlar. işte, aslında bunu gören ortaokul öğrencilerinin "naaaaaa. yok böyle bişi" demeleri gerekmektedir. fakat kendileri dünyaya yeni gözlerini açtıkları için doğru yanlış kendilerine ne verilirse öğrenmektedirler, ayrıca o yazdığım şey çok feci bir ayıptır. sopa yerler falan, kime lazım şimdi.

    olayın doğrusu şöyledir: fotosentez gece de gündüz de yapılabilir. zira iki farklı evreden oluşmaktadır. bunlara hangi mal isim verdiyse, karanlık ve aydınlık evre olarak anılırlar. öğrenci burada bir yanlışa daha düşmektedir. karanlık evrenin sadece karanlıkta yapıldığını düşünüp, yine gayet kuul bir şekilde tökezlemektedir. sonra ister güler, ister ağlar. benim bileceğim iş değil.

    nedir, karanlık evre aslında "ışık gerektirmeyen/ışığa ihtiyaç olmayan evre"dir. yani gündüz de yapılabilir, gece de yapılabilir. burada önemli olan, aydınlık evre'de sentezlenen atp'lerdir. bu atp'ler karanlık evrede kullanılıp besin üretilir. yani şöyle de diyebiliriz: eğer gündüzleyin kloroplastlarda yeterince atp sentezlenirse, karanlık evre günün her vakti gerçekleşebilir. bitki bunu kafasına göre yapar. zaten size ne lan bitkinin yapacağından.

    ha, yediğiniz için karışmaya çalışıyorsunuz değil mi? ben size söyleyeyim, öyle olmuyor o. bitki vermek istemeyince meyve falan vermiyor. mesela dedemlerin bir kayısı ağacı vardı. sonunda kesip köklerini yedik o derece. yıllarca meyve falan vermedi. öyle böyle değil. bak ya. sinirlendim şimdi.

    bunun dışında, bitkiye gerekecek olan atp asla ama asla kloroplastlarda üretilmez. bunun için çalışan mitokondriler vardır. kloroplastlarda üretilen atp sadece karanlık evre içindir. (zaten 3 tane bişi öğretiliyor, anca yetiyor oraya) bunu da ösym kıllık olsun diye sorup öğrencilerin bir kısmını bit gibi ayıklamaktadır resmen.

    dipnot: bu hadiseyi fotosentez yapan bitki bile merak etmezken insanlara öğretiyorlar ya.. ne diyeyim ben daha.***
  • dünyadaki tüm enerji güneşten gelir. dolayısıyla bir canlının enerjisini elde etmesinin en düzgün yolu bu güneşten gelen enerjiyi kullanması, depolamasıdır. bundan gayrısı ayıptır. şimdi bu otçullar ne yapıyor? güneşten gelen enerjiyi kimseye zarar vermeden, öldürmeden kullanan, bedeninde depolayan bitkileri yiyor. lan güneş orada, seni de ışığıyla aydınlatıyor, sen de enerjini ondan alsana. yok, illa başka bir canlının yaşamına son verecek, enerjisini onu öldürerek elde edecek. yavşak. hadi otçulları geçtik, daha da yavşağı var. güneşten gelen enerjiyi bedeninde depolayan bitkiyi yiyen hayvanı da yiyen var arkadaş. bu kadar puştluk olmaz. adam gibi fotosentez yapmayı çözmeden ahlaktan bahsetmek bence uygun değil. bu ne olm, sen enerji alacan diye başka canlıyı yemek nedir? yavşaklık üstüne yavşaklık. etçili otçulu hepimiz geberip gitsek, dünya bitkilere kalsa daha iyi walla.
  • gazetelerde yakında saçma sapan bir başlıkla duymanız muhtemel bir bilimsel gelişmeyi sizlerle paylaşmak istedim. zebra balıklarında yapılan bir çalışmaya göre omurgalı canlılara fotosentetik hücre transferi kısmi başarıya ulaşmış.

    bu da çok basitçe şu demek oluyor, gelecekte bir gün biyolojik mühendisliğin ürettiği hayvanlar (insanlar) oksijen ihtiyacını kendi kendilerine karşılayabilir, kendi besinlerini üretebilir. hatta belki fotosentez becerisi genetik olarak hayvanlara verilebilir.

    makaleye ve daha detaylı bilgiye linki takip ederek ulaşabilirsiniz.

    (bkz: fotosentez yapabilen omurgalı canlı)
  • bitkiler arasında popüler bir yemek.

    malzemeler:
    1 yemek kaşığı karbondioksit
    2 yemek kaşığı su
    8 tane foton

    yapılışı:
    karbondioksiti inceden vücuda alıyoruz.
    kohezyon kuvveti ve kılcallık yardımı ile tüm bünyeye yaydığımız suyla karıştırıyoruz.
    az fotonda pembeleşinceye kadar pişiriyoruz.

    afiyet olsun.

    not: yemeğin üzerinde biriken oksijeni çukur bir kaba alıp gece kullanabilirsiniz.
  • fotosentez yapabilen suni yaprak: http://www.sciencedaily.com/…12/05/120509123900.htm
  • insan çok çeşitli fotosentez yapan, ender bir canlıdır. fasulye'yi osuruğa çevirerek, kola mola içip geğirerek, sigara dumanını ağzından çekip burnundan, kulağından götünden çıkararak, güzelim yeşillik havasını soluyup, piknik sonrası ortalığa sıçarak bunu belgeler, gösterir.

    bir de şunu söyle örnek verelim;

    - oğlum yapamıyorsun işte yapamıyorsun utanıyorum senden, gürcan nasıl yapıyormuş, nasıl hem de.
    - anneciim, gürcan bi meşe palamudu;doğasında war, illaki beni bişeylerle yarıştırmak zorunda mısın ?
    - ağzımız da leğen kadar bakıyorum.
  • ışık enerjisi kullanılarak besin* elde edilmesi olayıdır.

    enerji* üretimi mitokondride yapılmaktadır. fotosentez'in aydınlık evresinde üretilen 3 kuruşluk atp ise karanlık evrede tüketilmektedir. kısacası bu atp'lerin bitkinin yaşamsal faaliyetleri için herhangi bir "yararı" olmamaktadır.

    bu yüzden fotosentez denklemlerinde asla ürünler kısmında "enerji" yer almaz. zira ortaya enerji çıkmaz.

    açığa enerji çıkmadığını şöyle bir düz mantıkla da çıkartabiliriz: fotosentez, solunum'un tersidir. (hatta glikoliz evresi ve karanlık evre birbirinin zıttı gibidir.) solunumda besinlerin yakılması ile açığa enerji çıktığına göre, fotosentez'de de besin üretilebilmesi için dışarıdan enerji alınması gerekmektedir. bu da güneş ışığıdır.

    yoktur öyle enerji üretimi falan, hurafedir.

    ama "sonra o üretilen glikoz'u atp sentezinde kullanırlar" derseniz, o olay çoktan fotosentezden çıkıp solunum'a girmiştir. pek güzeldir.
  • fotoğraftan kişilik tahlil etme vukuatı.
  • bitkili bir akvaryuma sahipseniz, yapraktan veya kökten su yüzeyine doğru bazen tespih gibi sıralı, bazen filtrenin oluşturduğu akımın etkisiyle sarmal veya tamamen sürrealist hareketlerle gezinen oksijen taneciklerini izleyebilme zevkinin kaynağı aksiyon.
  • (bkz: fetosentez)
hesabın var mı? giriş yap