• bacon'ın paradigmasının karakteristiği ampirik (gerçek hayattan edinilen kanıtlara dayalı), objektif (gözlemcinin yargılarının etkisinden bağımsız), ve endüktif (spesifik durumların gözlenmesinden genel kurallara ulaşan bir yapıda) olmasıdır.
  • denemeler ve yeni atlantis kitaplarını okumuş biri olarak sadece tırt sıfatını yakıştırabileceğim yazar.

    sanırım düşün dünyasında çoğu anglo-sakson tırt zaten(hume hariç).
  • kinci insanların sadece kendi yaralarını açık tuttuğunu söyleyen, şüphecilik üzerine yazdığı bir deneme yazısında şüpheciliğin az bilmekten kaynaklandığını, öğrenmenin şüpheciliği azaltacağını hatta yok edeceğini savunan, güzellik ile ilgili bir diğer deneme yazısında ise "güzellik çabuk çürüyen ve daimi olmayan yaz meyveleri gibidir" diyerek takdiri hakeden yazardır. soylu ve zengin bir aileye mensup olduğundan dolayı "sir" ünvanına sahipti. aforistik` :aphoristic` bir anlatımı vardır ancak ben daha çok aforizmatik demeyi tercih ederim şahsen bu yazarın eserlerini inceledikten sonra. keşke şu yüzyılda yaşıyor ve bugünü de yorumluyor olsaydı, çok özgün ve mantıklı yorumlar yapardı eminim.
  • bir videosunda dicem
    ay video ne diceksiniz bana. ay dicem iste videosunda.
    bir videosunda, ay tamam toportajinda,
    kendisiyle roportaj yapan tv kisisi ile londrada bir restaurantta yemek yerken, agzindan salyalar cikarak mi desem, kulagindan alevler cikarak mi desem, kirmizi bir burunla adama yavsarken mi desem, ay biraz daha mi vurgulasam napsam adamin sarhoslugunu - ay bunu nasil desem bilmiyorum, ama bacon ressamimiz gayetten muhtesem bir sekilde hayattan hicbirseye inandigini ve hicbirseyden optimistik oldugunu soyledi bana.
    bana diyorum cunki ben ve benim gibi ogrencilere dedi bunu. sanat tarihi 1945 - present'ta izlenen video'da anlatti. ay anlatti da anlatti. anlatti da anlatti. ay sarhos sarhos karsimizdaki adama yazdi, leonardo da vinci'nin erkekleri ne kadar "voluptuous" gosterdiginden falan bahsetti. ay bilmiyorum cekilmez bir kisiligi olan ressamdir kendisi su an bunu anladim.
    55 yasin ve ustu ingiliz cirkin vucutlu insanlar toplamasi gaybarlarda da devam eden "dokumenteri"yi izlerken biraz daha anladim ressamlarin bencilligini.
    hani kendisi egosentrik bir insan mi bilmiyorum, 92'de de vefat etmis, terk etmis hani kemikleri sizlamasin ama karsimda sarhosken bana anlattigi zaman bir insan kasaplarin onunde durup olu hayvanlarin etlerinin sarkisinin ne kadar ilham verici ve muhtesem oldugunu, sonra tepki aldigi zaman bu dedikleri ve "cevir kazi yanmasin" misali "well if we find that repulsive than it is easy to understand why people are so numb about war" fikrini vericek bir kelimeler toplulugu kuraraktan... kalbimi kazanmistir.
    kendisi hala karakteriyle itici, ama kanimca bu yaziyi yazarken bana verdigi fikirlerle sanatci. evet. basardi.
  • bu aralar ağababam olmuş adam bu, zorunluluk işte.

    cengiz, amico suo salutem dicit;

    francis bacon, bak kardeşim, asla ama asla seninle uyuşamayacağım bir adamsın, sen seneca'ın bir ifadesinden bahsederken, 'bir pagandan baklenmeyecek ölçüde derinlikte bir söz' şeklinde konuşabilen, doğayla çift taraflı ilişki yerine, ona egemen olmayı tercih eden bir çağın ürünüsün ve herakleitos seni görseydi yüzüne tükürürdü. ama olay başka, bugünlerde yoldaş olacağız bir süre, oturup karşılıklı lipton ice tea içeceğiz, hem de limonlu. bu ara böyle olmak zorundayız kardeşim tamam mı? gerekli bilgileri sana msn'den yollarım olmadı rapid'e atarım, sen bana mesajında msn'ini yaz lütfen e mi güzel insan?
    gözünden öperim, çalışmalarında başarılar dilerim.

    si vales, bene est, ego valeo

    amicus tuus cengiz
  • "güzel anıları saklamanın en iyi yolu onları yenileriyle tazelemektir."
  • tablolari gectigimiz aya kadar nrw de sergilenmis ressam
  • nihat keklik hoca 'nın da alıntıladığı gibi (türk islam felsefesi açısından felsefenin ilkeleri, sf: 26) "tabiat felsefesi, tanrı kelamından sonra, batıl inançlara karşı en güvenilir ilaç ve iman için en uygun gıdadır." (bacon, novum organum, aphr. nr. lxxxix [s.55]) sözünün sahibidir francis bacon (1561-1626), ona göre felsefe işte bu derece önemlidir. bacon 'ın felsefesi yeni bir dönemi işaret eder. belki de birbirini takip eden çağlar ve fikir akımlarının bütünlüğüne bakıldığında, bacon, ilginç bir pzosiyondadır. onun yazılarındaki koku geleceğe dairdir. zira çağdaşları geçmişe özlemle bakarken, o yepyeni bir geleceğe gözlerini dikmişti. hamit dereli 'ye göre; o "platon 'un ünlü benzetmesinde olduğu gibi, karanlık bir mağarada arkalarını ışığa çevirmiş oturan ve önlerinde yalnızca gerçeğin gölgelerini izleyenlerin gözlerini ışığa çeviren" bir filozoftu. (yeni atlantis, 'bacon'ın felsefesi', sf: 16, cumhuriyet kitaplığı)

    tam manasıyla bir felsefi dizge kurmuş olmamasına rağmen, kendisinden sonraki kuşaklara felsefe ve bilimin yolunu göstermiştir. hatta kendisi "ben yalnızca diğer zekaları bir yere toplamak için çanı çaldım." demiştir. şu söz de ona aittir: "daha iyi ellerin çalabilmeleri için müzik aletlerini akort etmekle yetindim." o kendisine böyle mutevazi yaklaşırken, -ki bu mutevaziliğinin bir benzerini kendi çağıyla ilgili göstermediği de olmuştur (pagan sistemi küçük görmesi): mutsuzluk/@jimi the kewl- aslında yetenekli olduğunu da kabul eder, zira ilgilerindeki evrensellik, düşüncesindeki esneklik, araştırıcılık çağının pek az kişisinde vardır. geçmiş gelenekleri, yöntemleri tanır, çoğunu benimser, ama bununla kalmaz, o geleneklerle yöntemlerin hepsini, umulmadık yeni gözlemlerle , kökten değişikliklerle aşmasını da bilir. duyguda düşüncede, yöntemde, böylesine bir esneklikle kıvraklık, barok bir yaratıcı kafanın özelliğidir. belli birtakım yüksek ülküleri vardır, ama ülkülerin soyut düzeyinde kalmaz, işe nesnel deneylerden, uygulamadan başlanacağını bilir. büyük doğal akışın, evrenin gidişinin, yalın nesnelerin tek tek gözlenmesiyle kavranabileceğini görür. yaşayışında olsun, düşüncelerinde olsun, değişiklikler, aşırı dönüşler, çelişik tutumlar gösterir boyuna. çağının yaygın modası olan maskeli saray oyunlarındaki kişilerin, büyülü bir dokunuşla herhangi bir hayvana ya da bir canavara, sonra birden gene insana dönüşmeleri gibi tıpkı. tanrısal ile insanca, en yüce ile en bayağı, inanç ile akıl, soyut ülkü ile somut uygulama bacon'ın kafasında trajik bir denge içinde yan yanadır. (akşit göktürk)

    bacon' ın ilk işi, zamanında egemen olan skolastik felsefeyi yıkmak olmuştur. 11 'inci yüzyıldan 15'inci yüzyıla kadar egemen olan bu felsefe dizgesine göre gerçek zaten bulunmuş, incil'de ve kilise toplantıları kararlarında bütün açıklığıyla yazılmıştı. skolastik dizge bu dinsel inançları kabul ediyor, mantık yoluyla bunları usa uygun bir biçime dönüştürmek, onlara bilimsel bir biçim vermek istiyordu. amacı dinsel düşünceyi tümüyle mantığa uygun bir duruma getirmekti.
    bununla birlikte, bilgiye ilerleyen bir şey olarak bakmıyor, denemelere dönerek yeni gerçekler araştırmaya çalışmıyordu. o dönem üzerinde yetkenin ağır baskısı duyuluyor, skolastik dizgenin temelini oluşturan varsayımların doğruluğu hakkında hiçbir soru sorulmuyordu. onlar hakkındaki tartışmalar hep bir daire çevresinde dönüyor, gerçeklerle hiçbir ilgisi bulunmuyordu. bacon, yalnızca "bilimin örümcek ağlarını ortaya çıkardığını, bu ağların ipliklerinin ve işlerinin inceliği bakımından hayran olunmaya değer olduğunu, fakat hiçbir cevher ve yararı olmadığını" söylüyordu.

    bacon' ın amacı düşünmeyi somut deneylerle verimli bir ilişkiye sokmaktı. bu hedefe varmak kolay bir iş değildi. tembellikten doğan araştırma isteksizliği yüzünden, zamanın yargısı bütün tartışmalarda son söz oluyordu. bacon, özellikle bunu belirtmek istiyordu. bu nedenle eskilerin akıl ve bilgisini tümüyle yadsımak zorunda kaldı. (h. dereli, a.g.e.)

    francis bacon'ın eserlerinden denemeler (arkadaşına yazdığı bir mektupta, bu eseri için: "denemeler adını verdiğim küçük notlarım.." şeklinde bahsetmiştir.) yani latince adıyla sermones fideles sive interiora rerum dan kimi düşünceleri evvelden naçizane yorumlarımla sunmuştum:

    (bkz: mutsuzluk/@jimi the kewl)
    (bkz: güzellik/@jimi the kewl)
    (bkz: çirkinlik/@jimi the kewl)
  • "nothing is to be feared but fear"
    (bkz: medieval)
hesabın var mı? giriş yap