• haiz olmaktan övünsem mi üzülsem mi bilemediğim sıfat.

    bir tarafta ingilizce harici uluslararası bir dili ana dile yakın bir derecede bilmenin yarattığı avantaj, kendi kültürünüz haricinde bir başka kültürü tüm yönleri ile bilmek ve bunların size kattığı değer.

    diğer tarafta ise emperyalizm sayesinde kazanılmış olduğunu bildiğiniz bir sıfatı taşımak ve dallama fransızların tedrisatından geçerek yetişmek.

    fransızların kültürlerine ne kadar saygı duysam da kendilerine saygı duyamıyorum. çünkü kendileri gerçekten son derece dallama. fakat bir frankofon olduğum içinde kendimi şanslı hissediyorum.

    karmaşık duygular içerisindeyim sözlük!
  • kelime anlamı olarak fransızca konuşan, fransız diline ve kültürüne sempati/yakınlık duyan kişi, kurum, oluşum anlamına gelir, frankofoni haftası kapsamında ortak aktiviteler tertip olunur, ikram edildiği takdirde şarap içilir, peynir yenir...
  • franco(fransiz kokenli) ve phone (malum)'dan olusan sozcuk. fransizca konusan ulkeleri ve insanlari tanimlamak icin kullanilir. cok nadiren de olsa, fransiz atalari olan topluluklara da francophone denir yanlis bir kullanimla (cok mu ciddi yazdim acaba hmmm)
  • beyaz olmak lazım değildir. fildişi sahili, senegal gibi ülkeler francophone ülkeler olarak geçmektedir.
  • % 90'ı aksansız ingilizce konuşmayı beceremeyen topluluk...
  • sevin okyayın yanına yaklaşamadığı için hayıflandığı terane ve inanılmaz olan, bunu 60 milyon gazete okurunun gözleri önünde açıklamasıymış.. hadi haksızlık etmeyeyim, kadın sadece dile tam hakim olamadığı için üzgün.peki ya diğerleri? -burada bir ertürk yöndem olayım, bir stv haber kültür dairesi olayım, bir fehmi koru olayım dedim..- paris'in ışıltılı kafelerinde gezerler de, istanbul'u paris'e değişenler.. boktan bir banliyöde oturup, karşı apartmandaki güvercinlerin kanat çırpmalarına özel bir anlam yükleyenler? 25 sene öncesinde bayan sosyoloji profösörüyle paris anılarını, yine parisin kafelerinde dillendirenler? hepsine saygım sonsuz yine de, herkesi kucaklamak ve bireyin self determinasyon hakkını gönlünce seçişini uzaktan alkışlamak kalıyor geriye, bana düşen bok yemektir.
  • (bkz: turkofon)
  • fransızcagil.
  • pierre'e bir,mireille'e iki place de la bastille civarlarında.

    ben fransızca biliyorum artistliğine yatan insanları da ayrıcana tebrik etmek ve yakalarına legion d'honneur madalyası ili$tirmek gerekir.
  • tecrubelerime dayanarak soyluyorum, bu tam bir elitist maskesidir. kendini ait oldugu toplumun uzerinde konumlandirma cabasidir, ayrimciligin en masum hallerinden biridir.
hesabın var mı? giriş yap