• "ama res publica'dan uzak kalmasına neden olan caesar'ın hükümet darbesi, sonunda ona dünyanın en iyi işi olan res private'yi en iyi şekilde yapma fırsatı sundu; cicero yazgısına boyun eğerek forum'dan, senato'dan ve julius caesar'ın diktatör imparatorluğundan uzaklaşır. (...) gürültülü bir metropol olan roma'dan tusculum'a, bugünkü frascati'ye geri döner ve böylece italya'nın en güzel doğaya sahip bölgelerinden birindeki evine yerleşir." stefan zweig - sternstunden der menschheit (bkz: cicero/@ibisile)

    (bkz: tusculum tartışmaları)
  • romaya yarım saat uzaklıkta olan tipik bir italyan kasabası. şehirden kaçmak isterseniz yarım saatte ulaşabildiğiniz bir doğa cenneti aslında burası. saatlerce patika yolunda yürüyüş yapıp üzüm bağlarını ve içerisinde lüks villaları görebilirsiniz ya da kasabanın merkezinde oturup birşeyler atıştırabilirsiniz.
  • roma'da gezmek için birkaç gün zamanınız varsa trenle rahatlıkla gidilip görülmesi gereken kasaba.
  • roma'nın birkaç kilometre güneyinde küçük bir kasaba. roma termini'den kalkan trenlerle yarım saatte ulaşılabilir.
    mükemmel beyaz şarapları vardır. içimi çok rahat olan bu beyaz şarap farkettirmeden öyle bir çarpar ki katır tepmişe dönersiniz.
    buna rağmen tekrar gidilir ve tekrar tadına bakılıp tekrar sarhoş olunur bu beyaz şaraplarla.
  • roma'nın tren istasyonundan kalkan trenler ile yarım saatte ulaşılabilen şirin mi şirin bir italyan kasabası. herkesin birbirini bildiği, dükkanların en az 50 yıldır değişmediği bir yer burası. ikinci dünya savaşı'na kadar roma'nın sıcağından bayan zenginlerin bu püfür püfür rüzgar esen kasabada yaptırdıkları yazlıklar çok görkemli imiş. hatta papa'nın bile bu bölgede yazlık evi bulunuyormuş. ancak ikinci dünya savaşı sonrası bombardıman altında kalan kasabada bir görkemli şato hariç tüm yapılar yerle bir olmuş.

    küçük bir kasaba olsa bile fizik alanında önemli bir okulu varmış, avrupa tarihindeki su sesleri ile yapılan müzik ve bu müziğin tedavilerde kullanılması bu kasabada ortaya çıkmış.

    tabi frascati'yi anlatmışken meşhur beyaz şaraplarına değinmeden olmaz. bu kasabanın serin, su gibi hafif beyaz şarapları vardır. kasaba halkı kasaba merkezinden aldıkları pizza, bruscetta, kurabiye, meyve, vb. yiyeceklerini alıp manzaraya karşı kurulan (manzara da roma manzarası oluyor) piknik alanlarında bunları yiyip beyaz şarap içiyor. bizdeki fasıl gibi burada da gitar çalıp şarkı söyleyen, kafayı bulan gençler görmek oldukça olağan bir durum. şarap su gibi hafif geldiği için içerken fark etmeseniz bile sonrasında acayip çarpar. ortamdaki en içici insanlar bile gecenin sonunda tren istasyonuna yalpalayarak, birbirlerinin kollarına tutunarak dönebildiler.

    bu kadar uzun yazının sonunda diyebileceğim şudur ki; eğer zamanınız varsa bir akşam yemeği için bu güzel yere uğrayın. roma'da en az 25 euro verip kalkabileceğiniz bir yemeğe en fazla 10 euro verip (şarap da dahil) esintinin keyfini çıkarın, kasabanın ana yolu gibi olan güzergahta piyasa yapın (ama sonlara doğru pek yaklaşmayın zira yolun sonu öpüşüp koklaşan çiftlere ayrılmış gibi), değişik bir akşam geçirin.
  • burada cok hos bir roma manzarasi vardir, kuzey tarafindaki restoranlarda prosecco esliginde aksam yemegi guzel bu manzara ile sahane olur.
hesabın var mı? giriş yap