• taksim'i istanbul'un eğlence mekanı yapan afro-amerikan şahıs.

    --- spoiler ---

    istanbul, caz müziğinin icra edildiği ve avrupa'dan gelen kızların varyete yaptıkları ilk gece kulüpleri ile 1919'da tanıştı. "stella" ve "maksim" adındaki bu kulüpleri zenci bir amerikalı olan frederic bruce thomas kurmuştu. işte, thomas'ın 1872'de mississippi'de başlayan ve 1928'de istanbul'da tutuklu olarak noktalanan maceralı hayatı...

    emek sineması'nın yıkımı, gezi parkı'nda olup bitenler ve taksim kışlası'nın yeniden inşası tartışmaları yine taksim'de, sıraserviler'in hemen girişindeki geniş bir inşaatı gözlerden kaçırdı.

    inşaat alanı, istanbul'un eğlence tarihinde önemli bir yere sahipti. burada geçmişte şehrin ilk sinemalarından "majik" ile en tanınmış kulüplerinden "maksim" vardı ve sinema ile kulüp seneler boyu hem el hem de isim değiştirmiş, majik'in yerini başka sinemalar ve en son "venüs" almış, maksim birkaç defa kapanıp açılmış, ardından devlet tiyatroları tarafından kullanılmıştı ve 2007'den buyana boştu.

    dehliz çıktı, durduruldu

    1914'te inşa edilen bina 1873 ile 1953 seneleri arasında yaşayan ve istanbul'daki maçka palas'ı, saint antuan kilisesi'ni, taksim anıtı'nın kaidesini, karaköy palas'ı, ankara'daki osmanlı ve ziraat bankaları'nın binaları ile bursa'daki çelik palas'ı yapan istanbul doğumlu levanten mimar giulio mongeri'nin eseriydi.

    sıraserviler'in girişindeki inşaat, emek sineması'nın yıkımına izin veren koruma kurulu'nın ön cephesinin kalması şartıyla mongeri'nin eserinin de ortadan kaldırılıp yerine 17 katlı yeni bir bina dikilmesini uygun görmesi üzerine başladı. geçenlerde temel kazılırken tarihî dehlizler çıktığı iddiasıyla durduruldu ama tabii ki tamamlanacak!

    babası vuruldu, gurbete gitti

    "maksim" dendiğinde çoğumuzun hatırına senelerce şehrin fahrettin aslan tarafından işletilen en tanınmış müzikholü gelir fakat bildiğimiz bu "maksim"e ismini veren asıl "maksim" çok daha eskidir. 1920'lerde frederic bruce thomas adında maceraperest amerikalı bir zenci tarafından caz ve gece klübü olarak açılmış, el değiştire değiştire yıkılmasına kadar aynı isimle devam etmiştir.

    işte, frederic bruce thomas'ın filmleri aratmayacak derecede maceralarla dolu hayatının ve istanbul'un göbeğindeki kurduğu kulüplerin öyküsü...

    amerika'da 1861'de başlayıp dört sene devam eden iç savaşın ardından kölelik kalktı ve zenciler beyazlarla aynı haklara sahip olamasalar bile özgürlüklerini kazandılar.

    bu zenciler arasında mississippi'nin coahoma bölgesinde yaşayan lewis thomas ile karısı hannah da vardı, şans yüzlerine gülmüş ve önce büyük bir çiftliğe, 1872'de de frederic bruce adını verdikleri bir erkek evlâda sahip olmuşlardı.

    lewis thomas, 1890'ın 27 ekim'inde komşusu beyaz arazi sahipleri tarafından bir sınır anlaşmazlığı yüzünden öldürüldü. o sırada 18 yaşında olan ve artık mississippi'de kalma imkânı bulamayan frederic kaderini uzaklarda yaşamak istedi. iki sene boyunca amerika'nın dört bir tarafını dolaştı. memphis'e, arkansas'a, saint louis'ye, şikago'ya ve new york'a gitti, otellerde garsonluk ve valelik yaptıktan sonra ırk ayırımının olmadığı eski dünyaya, yani avrupa'ya geçmeye karar verdi.

    beş parasız karaköy'de

    bir gemi ile yola çıktı ve ilk durağı, londra oldu. londra'yı paris, ostend, cannes, köln, düsseldorf, berlin, leipzig, monte carlo, milano, venedik, trieste, viyana ve budapeşte takip etti. her türlü işte çalıştı, güney fransa'da zengin bir rus'un hizmetkârı oldu, otellerde garsonluk yaptı ve şansını bu defa apayrı bir dünyada, güney fransa'daki patronundan öğrendiği rusya'da denemek istedi.

    1899'da peşte'den rusya'nın kışlık başkenti petersburg'a gitti, yine otellerde çalıştı ve bir müddet sonra moskova'ya geçti.

    insanları ırkları ve renkleri ile değerlendirmeyen rusya, thomas'ın artık yeni vatanı olmuştu! rus vatandaşlığına geçti, ismini değiştirip fyodor fyodoroviç tomas yaptı, iki defa evlendi, iki çocuğu oldu, bir de metres tuttu ve moskova'da şef garson olarak başladığı yeni hayatında birkaç sene sonra zengin bir iş adamı kimliğine büründü. zenginlere hizmet veren şehrin en parlak gece klübü olan maksim'in sahibiydi...

    ama, rusya'da 1917'de patlayan sovyet devrimi thomas'ın hayatını yeniden altüst etti. himaye görebilmek için asıl vatanının temsilciliğine, moskova'daki amerikan elçiliği'ne gitti fakat "hem rus vatandaşı, hem de zencisin!" cevabını aldı ve elçiliğin kapısı suratına kapandı. ailesi ile beraber moskova'dan binbir zorlukla odesa'ya gitti, rıhtımda onbinlerce rus mülteci ile beraber haftalar boyu nereye olursa olsun giden bir gemi bekledi ve binebildiği ilk vapur ile yeni bir diyara, istanbul'a geldi.

    türkiye, frederic bruce thomas'ın yaşayacağı son memleket olacak, burada dokuz sene boyunca yine parlak işler yapacak ama her şey bir anda değişecek ve 1928'de istanbul'da bir hapishanede can verecekti.
    thomas'ın bugüne kadar bilinmeyen maceralı hayatı, kendisi de aslen rus olan amerikalı profesör vladimir alexandov'un new york'ta yayınladığı kitabı sayesinde öğrenildi. dünyanın en saygın üniversitelerinden kabul edilen amerika'daki yale'de slav dilleri ve edebiyatları profesörü olan alexandov, kitabını yazabilmek için üniversiteden geçen sene bir yıl izin alarak thomas'ın yaşadığı şehirleri dolaştı, istanbul'da da çalıştı ve "the black russian" yani "siyah rus" adını verdiği eserini bundan birkaç hafta önce yayınladı.
    yandaki kutuda, frederic bruce thomas'ın bugüne kadar bilinmeyen istanbul macerasını okuyabilirsiniz...

    hastanenin mahkûmlar koğuşunda öldü mezarı bile kayboldu

    odesa'dan yola çıkıp 1919'un 6 nisan'ında istanbul'a ulaşan frederic bruce thomas yanında karısı ve iki çocuğu ile karaköy rıhtımına ayak bastığı sırada beş parasızdı; moskova'daki klüpleri elinden gitmiş, yüzbinlerce rublesi de pula dönmüştü.

    bir müddet kendisi gibi istanbul'a gelen rus mültecileri, yani "beyaz ruslar" ile beraber hammallıktan garsonluğa, hizmetkârlıktan satıcılığa kadar her türlü işte çalıştı ve kendisine moskova'da çok para kazandıran şansını bu defa istanbul'da denemek istedi. bir sene içerisinde yine çok para kazanacak ama kaderi eskisinden de kötü olacaktı...

    şişli'de ve taksim'de

    thomas, ilk iş olarak o günlerde bütün dünyada moda olan caz müziğini istanbul'a da getirmeyi denedi ve şişli'de "stella" adında bir gece kulübü açtı. stella'yı taksim'in göbeğindeki bir başka kulüp, moskova'da sahip olduğu mekânın ismini verdiği "maksim" takip etti ve zencilerin icra ettiği cazın yan ısıra avrupalı dansçı kızların da varyete yaptıkları maksim, kısa zamanda istanbul'un en lüks gece kulübü oldu.

    ardından, işgal seneleri geldi ve istanbul galip memleketlerin askerleri ile doldu. maksim, özellikle de ingiliz subayların en fazla rağbet ettikleri eğlence mekânı idi ve thomas'ın işgal kumandanlığından subayların kulübe aileleri ile beraber gelebilmeleri iznini de alması üzerine kulüp her gece tıklım tıklım idi. ingilizler verecekleri partiler için maksim'i tercih ediyorlar, amerikan büyükelçisi amiral bristol de davetlerini burada veriyordu.
    kurtuluş savaşı'nın ardından istanbul'daki işgal sona ermiş, cumhuriyet ilân edilmiş, hükümet 1926'da bir italyan gruba yıldız sarayı'nda kumar oynatma ruhsatı vermiş, sultan abdülhamid'in türkiye'yi 33 sene boyunca idare ettiği saray o senenin 26 eylül'ünde kumarhaneye dönmüştü! sadece kulüp işletmeciliği ile kalmak istemeyen thomas bu işe de girdi ve hem kazandığı bütün parayı, hem de aldığı dünya kadar borcu yıldız'a yatırarak türkiye tarihinin en utanç verici kumarhanesine, yani yıldız sarayı'nda açılan oyun salonuna ortak oldu

    abdülhamid mi çarptı?

    ama, her şey bir gecede sona erdi. kumarda varını-yoğunu kaybeden bir türk'ün yıldız'ın kapısında intiharı üzerine hükümet ruhsatı iptal etti ve 12 eylül 1927 günü yıldız kumarhanesi'ni kapattı...
    bu, thomas'ın da malî bakımdan sonunun gelmesi demekti... sahibi olduğu iki kulüp, stella ile maksim gayet iyi kazanıyordu ama buralardan elde ettiği kazancın tamamı borçlarına gidiyordu ve neticede iflâs etti.

    tutuklanacağını öğrenince vatandaşı olduğu amerika ile rusya'nın elçiliklerine başvurdu ama her iki elçiliğin kapısı suratına tekrar kapandı ve thomas o zamanın parası ile dokuz bin lira tutan borçlarını ödeyemediği için 1927 aralık'ında sultanahmet cezaevi'ne kapatıldı. alacaklıları kulüplerine el koydular, stella battı, maksim ise thomas hapiste olduğu sırada ismini değiştirip "yeni maksim" oldu ama bir müddet sonra o da battı ve ardarda el değiştirdi.

    frederic bruce thomas, birleşik amerika'nın mississippi eyaletinde başlayan maceralarla dolu hayatını 1928 mayıs'ının sonunda hastalandığı için hapishaneden nakledildiği taksim'deki pastör hastahanesi'nin mahkûmlar koğuşunda noktaladı. 55 yaşında idi ve öldüğü hastahane, istanbul'un kurucusu olduğu ilk gece kulübü maksim'e sadece birkaç yüz metre mesafede idi.

    arkadaşları, thomas'ı feriköy'deki latin mezarlığı'na defnettiler ama mezarının başına taş dikilmesi için gereken parayı hiç kimse vermediği için kabri de kaybolup gitti!

    --- spoiler ---

    kaynak: murat bardakçı *
  • 1920’lerde istanbul’un en popüler gece mekânı maksim’i işleten ve istanbulluları batı tarzı danslardan gece hayatı kavramına kadar her şeyle tanıştırdığı söylenen, "cazın sultanı" olarak anılan ve fakat borçlarından dolayı girdiği hapishanede 1928 yılında ölen istanbul’un tek siyah beyaz rusu.

    gelecekte bir gün inişli çıkışlı hayat hikâyesi film yapılırsa şaşırmayın.
  • az önce şans eseri varlığından haberdar olduğum ve bu hastalıklı günlerde belki de en büyük sıkıntıları yaşayan gece hayatı dünyasının istanbul'daki mimarıdır. birçok kişide olduğu gibi kıymeti bilinmemiş. kurduğu mekanların da keza ve şaşırtmamıştır.

    (bkz: maksim)

    şişli'de açtığı ilk mekan olan stella'nın yerini bilen varsa yeşillendirirse sevinirim.
  • https://www.sozcu.com.tr/…ilmaz-hayati-1123207/amp/

    adı, frederick bruce thomas…
    amerikalı köle ailesinin çocuğuydu.
    hannah ve lewis thomas'ın oğulları olarak 4 kasım 1872'de dünyaya geldi.
    frederick'in üç ağabeyi, bir kız kardeşi vardı: 1861'de köle olarak yancy, 1867'de özgür olarak doğan william, 1868'de özgür doğan kate ve 1870'de özgür doğan john.
    annesi hannah henüz otuzbeş yaşındayken, frederick'i dünyaya getirdiği sırada öldü.
    babası, ındia adında bir bayanla evlendi.
    ailenin şansı 1869'da; köleliği bitiren iç savaştan dört yıl sonra döndü ve mississippi eyaletinin kuzeybatı ucunda, delta olarak bilinen coahoma country'de iki yüz dönümlük çiftlik sahibi oldular.
    mutlulukları uzun sürmedi. beyaz çiftçiler onlardan rahatsızdı. ya öleceklerdi ya da 2 bin dolar ve bir katır karşılığında arazilerini devredeceklerdi.
    tarih: 10 şubat 1886.
    onyedi yıl boyunca kazandığı her şeyi kaybederek, kansas avenue'ya taşındılar. frederick, markette çırak olarak çalışmaya başladı. babası öldürülünce evden ayrıldı. gezgindi. arkansas'a, st. louis'e ve ardından chicago'ya gitti. burada bir çiçek satıcısının yanında çalıştı.
    ve…

    müziğe tutkundu

    yirmi yıl boyunca ona servet kazandıracak bir işe girdi; garson oldu. yıl, 1892 idi.
    auditorium oteli, chicago'daki mutlaka görülmesi gereken en şık yemek salonlarındandı. burada bir buçuk yıl çalıştı ve ardından brooklyn'e gitti. clarendon oteli'nde “başkomi” olarak işe başladığında yirmi bir yaşındaydı. konuklar üzerinde iyi bir etki bırakıyordu. yaz başında bir süre otelde konuk olan, new york'lu bir iş adamı olan percy g. williams'ın özel uşağı oldu.
    frederick'in büyük müzik tutkusu vardı. müzik eğitimi almak için 1894 sonbaharında new york'tan ayrıldı ve londra'ya gitti. konservatuvara başvurdu ama başvurusu reddedildi. reddedilmesinin nedeni, okurken aynı zamanda çalışmak istemesiydi.

    frederick bruce thomas, çocuklarıyla…
    frederick bruce thomas, çocuklarıyla…
    bir süre londra'da pansiyonculuğu denemek istese de başaramadı. “tube” adlı restoran ve “bayan james'in pansiyonu”nda çalıştı.
    dünyayı dolaşma arzusu ile ingiltere'den ayrılıp, 1895 temmuz'unda fransa'ya gitti. fransızca öğrendi.
    paris'te müze ve tiyatroları, büyük bulvarları, şık mağaza ve kafeleri, yüksek mutfak kültürünü keşfetti. cannes'da başgarson olarak çalışmaya başladı. paris'te 1897'de champs-elysées bulvarındaki “kiba” restoranında garsonluk yaptı.
    dünya şehirlerini gördü; berlin, milano, venedik, viyana, budapeşte ve moskova…

    moskova günleri

    rusya'da ilk yılını petersburg, moskova ve odessa'da geçirdi. yine otel ve restoranlarda çalışıyordu.
    moskova'da yerleşik hale gelince, babasının adından türettiği bir rus adı olan “fyodor fyodoroviç” adını aldı.
    alman hedwig antonia hahn ile tanıştığında, yirmidokuz yaşındaydı. 11 eylül 1901'de evlendiler. ilk bebekleri olga 1902'de, oğulları mihail 1906 ve ikinci kızları ırma 1909'da doğdu.
    1903'te şef garson olarak moskova'nın gece hayatının odak noktası “akvaryum”da çalışmaya başladı. iş vereni charles aumont isimli fransız idi.
    frederick, insan sarrafıydı; müşterinin bir çırpıda ne yiyip içmekten hoşlandığını anlıyordu. sıcaklığı sayesinde herkes tarafından çok seviliyordu.
    yıl 1905'e geldiğinde “birinci rus devrimi” olarak tarihe geçecek olaylar yaşanıyordu. frederick'in ailesinin oturduğu yere yarım saatlik yürüyüş mesafesinde olan presnya bölgesinde çatışmalar meydana geldi. akvaryum büyük hasar gördü.
    frederick'in yeni işe ihtiyacı vardı. rusya'nın en güzel restoranı olan “yar”da başgarson olarak çalışmaya başladı.

    frederick bruce thomas, bir grup arkadaşıyla…
    frederick bruce thomas, bir grup arkadaşıyla…
    sonuçta… rusya'da 12 yıl boyunca çok parlak bir hayat yaşadı. kazançlı bir işi vardı, iyi bahşiş alıyordu.

    maksim'in ilk doğuşu

    tarih: 17 ocak 1910.
    henüz otuzdört yaşında olan eşi hedwih zatürreden ve kan zehirlenmesinden öldü. frederick çocukların bakımı için -ileride eşi olacak- valentina leontina anna hoffman adlı alman bakıcıda karar kıldı.
    1911 kasım'ında akvaryum yeniden gece hayatı düşkünlerine hizmet vermeye başladı. ama artık iki rus işadamı matvey filippoviç martinov ve mihail prokofyeviç tsatev ortaktı.
    1912 yazı, frederick'in hayatında ilk defa zengin olduğu zamandı. net 150.000 ruble gibi olağan üstü kazanç elde etti. sekiz odalı, gösterişli bir evde oturuyordu artık.
    frederick'in gözü daha da yükseklerdeydi. kent merkezinde yer alan bahçeli bir tiyatro olan “chanticleer” iflas etmişti. chanticleer adını, paris'teki ünlü “maxim's” restoranından esinlenerek “maksim” olarak değiştirmeye karar verdi. tiyatro gösterileri, operalar, konserler düzenleyecekti. kumaşlar, yaldızlar, yüksek tavanlar, ışıldayan avizeler göz alıcı olacaktı.
    bir de slogan bulunmuştu. “dostlarla maksim'e giderim, bir gösteri izlerim.”
    maksim'in yakınında üç kilise vardı. rus ortodoks kilisesi, sahne gösterilerinin günah olduğunu düşünüyordu. bu tür durumlar kesenin ağzının açılmasına bakıyordu. kısa bir gecikme ile “maksim” açıldı! tarih, 8 kasım 1912 idi…
    özel hayatında da fırtınalar esti. evliliğine sadık kalamadı. dansçı ve şarkıcı olan elvira jungmann ile tanıştı. elvira'nın 1910'da berlin'de müstehcen kartpostalları vardı.
    frederick, valli ile evleneli bir yıl bile dolmadan elvira'yı hamile bırakmıştı. ilk çocukları olan küçük frederick 1914'te, ikinci oğulları bruce ise 1915'te doğdu.
    1918'e dek evlenmedikleri halde elvira ev yaşamını benimsedi ve sadık bir hayat arkadaşı oldu. beş çocuğu, iki eşi vardı…
    frederick, rusya'da onbeş yıl yaşadı. 1917 devrimi moskova'daki mekanları kamulaştırdı. frederick 1918 yazında moskova'dan kaçtı ve odessa'ya gitti. buradan büyük beyaz rus göçüyle istanbul'a geldi…
    istanbul'da unutulmaz bir mekana imza atacaktı.

    frederick bruce thomas'ın eşi elvira…
    frederick bruce thomas'ın eşi elvira…
    borçları yüzünden ankara'ya kaçtı

    frederick…
    üçüncü eşi elvira ve üç çocuğuyla galata rıhtımı'nda gemiden indiklerinde, istanbul'da elektrikli asansörü ve sıcak suyu olan ilk yapı olan pera palas'a gittiler. tarih, nisan 1919 idi.
    abd vatandaşlığını almak istedi; amerikan büyükelçiliği hep reddetti. istanbul'da zenci bir rus olarak yaşamaya başladı.
    istanbul'da eksik olan tam da frederick'in işiydi; eğlence sektörü!
    yüksek faizle para buldu. arthur reyser jr. ve bertha proctor isimli iki girişimci ile ortak oldu. reyser pasif ortak olacak ve günlük işlere karışmayacaktı. kısa zamanda “bertha ve thomas” olarak anılmaya başladılar.
    şişli'de buldukları araziyi kısa zamanda moskova'daki akvaryum gibi bir eğlence mekanına dönüştürdü. burası yazlık bir mekandı. ışıklandırmalar yaptılar, dans pisti kurdular. bir çingene orkestrası bile vardı. “kulüp stella” böyle doğdu.
    istanbul'un gece hayatında çığır açmıştı ama gelir durumu iyi değildi. zarardaydı.

    frederick bruce thomas'ın çocukluğu…
    frederick bruce thomas'ın çocukluğu…
    eğlence dünyasındaki yenilikleri takip ediyordu; cazı istanbul'a getirecekti. 20 ocak 1920'de pera'da “royal dansing kulüp”ün açılışını yaptı. pek iş olmadı.
    talihsizlik sürdü; frederick yine zatürre oldu.
    kulüp stella'da yaz sezonu sona ermek üzereydi. frederick yıl boyunca kullanabileceği bir mekana ihtiyaç duydu.
    taksim meydanı'nda mekan buldu; “sinema majik”in bulunduğu binaydı. geniş, yüksek tavanlı ve birkaç yüz kişiyi alabilecek büyüklükte bir yerdi. terastan olağanüstü bir manzarası vardı.

    maksim kartviziti…
    maksim kartviziti…
    frederick hiçbir masraftan kaçınmadan, alçı tavanlar, zengin bezemeli sütunlar ile mekanı daha da olağanüstü hale getirdi. moskova'daki isim babasına nostaljik bir selam göndererek mekana “maksim” adını verdi.
    maksim'in açılışı “eğlenmek için özel buluşma noktası” sloganı ile ilk defa ekim başında duyuruldu. maksim, 22 kasım 1921'de açıldı.
    maksim, batılılaşmış türklere, levantenlere, azınlıklara ve yabancılara cazip gelecek bir eğlence mekanıydı. açılır açılmaz büyük sükse yaptı. güzel rus kadın garsonlar sarhoş edici kokteyller ikram ediyordu.
    frederick, boynundan hiç çıkarmadığı siyah kravatı ile mekanın kurumsal yüzüydü.
    şık ve pahalı bir yer olan maksim, istanbul'daki en popüler yerdi.
    maksim'de ilk kez halk müziğinin de yer alacağı parti düzenlendi. maksim'de sahneye çıkacak ilk türk “tamburacı şampiyon osman” olarak tanınan tambura ustası pehlivandı! keza zeybek de oynuyordu.
    baterilerin canlı takdim müziğinden sonra osman, şalvarıyla sahneye çıktı. koca cüssesinin yanında tamburası küçücük kalmıştı. doğaçlama yapan osman'ın ustalığına herkes hayran kaldı.
    türkiye'de cumhuriyet ve devrimler frederick'in yaşamını ve işlerini etkilemedi. başlangıçta “içki yasağı olabilir” diye düşündü. çok geçmeden birçok özel kulübe içki ruhsatı verilince rahatladı.
    maksim'in başarı kazanması, frederick'in işini büyütmesine neden oldu.
    1924'te bebek'te yer açmaya karar verdi. maksim'in kıdemli çalışanı “bay berthet” ile deniz kıyısında “la moscotive” adlı rus lokantasını devraldı. güzel bir yaz geçirdiler ama frederick bir daha burayı açmamaya karar verdi.
    istanbul'da turizm büyüyordu. 1925 ilkbaharında yüzlerce amerikalı ve ingiliz turist geldi.
    bunlardan kimi maksim'e gidiyordu.
    frederick, ayrıca “villa tom” isimli bir mekan daha açtı. yüksek sosyeteyi “zenci caz” orkestrası ile buluşturdu. mükemmel aydınlatılmış çiçek bahçesinde “venedik akşamları”, “napoliten program” gibi geceler düzenledi. eğlencenin sona erdiği ise havai fişek gösterileri ile duyuruluyordu…
    maksim eski havasında değildi. frederick'in kazancı düşmeye başladı; aşırı harcamalarından dolayı faturalarını ödeyemez hale geldi.
    villa tom'u kapadı ve tüm enerjisini maksim'e verdi.
    ancak… “yıldız belediye gazinosu” gibi rakipleri vardı. burada kumar da oynatılıyor olması müşterilerini kaçırmasına neden oldu.
    borçları yüzünden frederick ankara'ya kaçtı. artık ellibeş yaşındaydı.
    ankara'nın ileri gelenlerinden mustafa fehmi bey adında biriyle tanıştı. çankaya tepesinde, bütün kenti gören güzel manzaralı bir mülkün sahibiydi.
    ikili “villa can” adındaki yazlık mekanı açtı. frederick mekanın sorumlusu olacaktı. çok geçmeden bildik sorunlar burada da gün yüzüne çıkmaya başladı. borçlar, bozulan sözleşmeler, kızgın diplomatlar, bürokratlar…
    bu arada frederick'in alacaklıları istanbul'da maksim'e el koydu.
    frederick, villa can planları da yıkıldıktan sonra ankara'da bir restoranda yardımcı garson olarak kısa süreli iş buldu. alacaklılar 1927 yılının ekim ortalarında frederick'i buldu ve frederick tutuklandı.

    frederick bruce thomas'ın hayatını anlatan kitap…
    frederick bruce thomas'ın hayatını anlatan kitap…
    istanbul'da hapisteyken dostları ve eski çalışanları aç kalmaması için para yardımı yaptı. 1928 mayıs sonunda ağır “bronşit” geçirdi.
    pera'daki fransız hastanesi pasteur'a yatırıldı.
    tarih: 12 temmuz 1928.
    ellialtı yaşında vefat etti.
    feriköy semtindeki “katolik latin” mezarlığına gömüldü.
    gazeteler haberi “cazın sultanı öldü” başlığıyla verdi…
    yaşamını “the black russian” adlı kitapta vladimir alexandrov adlı bir rus yazdı.
    biz ise daha eğlence sektörünün simgelerinden maksim gazino tarihini yazamadık…
  • hayatını siyah rus kitabında okuyabileceğiniz amerika doğumlu siyahi iş insanı.
    kitapta anlatılana göre amerika’dan ayrılıp avrupa’nın çeşitli şehirlerinde çalışmış. son olarak ten renginden dolayı yadırganmadığı rusya’ya gitmiş. burada işleri iyi gidince eğlence sektörünün en iyi mekanlarını açmış. bolşevik devrimi’nden sonra istanbul’a kaçmış. burada tefecilerden borç alarak aynı işe devam etmiş. dünyaca tanınacak olan maksim’i işletmeye başlamış. o dönem işgal altında olan istanbul’da yabancıların çokluğu maksim’i bir hayli meşhur etmiş. fakat cumhuriyet döneminde maksim’in popülerliği azalmış. frederick borçlarını ödeyemez olmuş ve bir ara ankara’ya giderek burada bazı işlere girişmiş. son olarak borçlarından dolayı hapse girmiş ve istanbul’da vefat etmiş.
    bu çılgın adam, yıldız sarayı kumarhane olarak işletildiği zamanlarda ayasofya’yı kumarhane ve konser salonu olarak işletmek için başvuruda bulunmuş. tabii ki reddedilmiş.
hesabın var mı? giriş yap