• aslında iyi gibi olabilecek iken;
    --- spoiler ---

    wrecking ball esprisinden sonra
    --- spoiler ---

    araya serpiştirilmiş gereksiz yavan komedi dokunuşları filmi çok sıradanlaştırdı.
    senaryoda ryan reynolds’un deadpoolda da dediği gibi bolca;

    --- spoiler ---

    lazy writing
    --- spoiler ---

    mevcut.

    bu haliyle metascore puanı 63/100 gayet uygun.
    sinemaya gitmeye değmez.
  • dostum bu film bir harikaydı. koskoca salonda tek başıma yata yata izledim ve bayıldım.
    aradığım tüm özellikler var:
    -günümüze uyum
    -komedi
    -klişe de olsa küçük aksiyonlar
    - ve yapmacık olmayan gerçek bir aşk. üstelik tatlıydı.

    azıcık da olsa oyun dünyasını bilmek bu filmi içselleştirmek için önemli. her türlü gideri olan bir film. kesinlikle izlenmeli.
  • 2021'de sinemada izlediğim ilk filmdir. video oyunlarıyla aram yok, bu tarz filmler de genelde izlemeyi tercih ettiğim bir tür değil ama yaşadığım şehirdeki sinemada izlenebilecek en iyi seçenekti ve ryan reynolds da sevdiğim bir abimiz olduğu için neden olmasın diye düşündüm ve biletimi aldım.

    beklentisiz girdiğim salondan gayet mutlu ayrıldım. eğlenceli ve sürükleyici bir filmdi. kendi türü içinde gayet iyi bir konumda diye düşünüyorum. sinemada olmasa da açıkçası kendi kendime evde izleyeceğim bir film değildi ama sinemada gayet zevkliydi. tavsiye ederim.
  • atanamamış the truman show. iyi hissettiren filmler kategorisinde değerlendirecek olursam 7/10. sebebi belli, amacı belli film sonuçta, o yüzden mantık hatası bulmaya gerek yok. çerezlik olarak izlenir.
  • free guy film incelemesi – iyi değil harika bir film!

    başlıktaki tık tuzağı ”iyi değil harika bir film” sözünün free guy’da birçok kez karşımıza çıkan ”don’t have a good day, have a great day” lafından türediğini söyleyerek sözlerime başlamak istiyorum. bunu belirtmek zorundayım çünkü bu filme harika bir film dersem birçok kişi benim sinemadan anlamadığım sonucuna varacaktır. hatta bir kısım sinemasever ”bu filmi iyi bulan benimle bir daha muhatap olmasın,” bile diyebilir. fakat unutmamak gerekir ki; neticede sinema bir sanat ve sübjektiflik sanatın doğasında vardır. ama haklısınız, allah aşkına bu filmin neresi harika? tamam tamam, bu kadar makara yeter. konumuza dönelim.

    beklentiler ve gerçekler

    free guy’ı izlemeye giden hiç kimsenin büyük bir beklentiyle salondaki yerini aldığını sanmıyorum. aşağı yukarı hemen hepimiz nasıl bir film ile karşılaşacağımızı bilerek filmi izlemeye karar vermişizdir. “ryan reynolds var kesin komiktir,” “eğlenceli duruyor,” “biraz kafamız dağılır,” “aksiyon da var işte ne güzel…” cümlelerinin aklınızdan geçtiğini duyar gibiyim. peki film tüm bu düşük seviye beklentiyi karşılamayı başarıyor mu? bana sorarsanız başarıyor. derdi büyük olmayan filmlerin en güzel yanı da budur zaten. boyundan büyük işlere girişmeden, haddini bilerek kendini izletir. filmi bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. free guy bu anlamda beklentiyi karşılayan, gayet keyifli bir deneyimdi. fakat işin sanat yönetimi kısmı düşünülünce, free guy sınıfta kalmaya mahkum bir yapım olmaktan kurtulamıyor. ama size bir şey söyleyeyim mi? bu “sanatsal” eleştiriler free guy’ın umurunda değil.

    komedi filmlerinin aranan yönetmeni: shawn levy

    filmin yönetmenliğini ağırlıklı olarak komedi filmlerinde görmeye alıştığımız shawn levy üstlenmiş. levy’yi night at the museum serisi, the pink panther gibi filmlerin ve stranger things dizisinin bazı bölümlerinin yönetmenliklerini üstlenmesinden hatırlıyoruz. arrival ve stranger things gibi beğeni toplamış işlerde yapımcı olarak da karşımıza çıkmıştı shawn levy. saydığım yapımların hemen hepsinin belirli bir kaliteyi tutturmuş işler olması dikkatinizi çekmiştir. fakat yönetmenlik anlamında bir şaheser değil free guy. aslına bakarsanız yönetmenin ön plana çıkabileceği bir yapım da yok karşımızda. bu duruma rağmen, keyifli kamera açıları ve oyunlardan aşina olduğumuz renk paletiyle çekilmiş eğlenceli sahneler vardı filmde.

    filmin baş rolünde karşımıza çıkan ryan reynolds son dönemde popülaritesi artan bir isim. sempatik, samimi ve kendine has bir mizah anlayışı var. ekrana ve sinemaya çok yakışıyor. free guy’daki performansı da bu film için gayet yeterli. yan rollerde karşımıza çıkan jodie comer, lil rel howery ve stranger things’ten hatırlayacağımız joe keery gibi isimlerin de görevlerini layıkıyla yerine getirdiklerini görüyoruz. hatta absürt bir rolde karşımıza çıkan taika waikiki’nin hayat verdiği karaktere gayet güzel girdiğini söyleyebiliriz. ünlü yönetmenin bu filmde oyunculuk deneyimiyle ön plana çıkması hoş bir detay olmuş. kendisi sever böyle rolleri.

    free guy’daki referanslar

    free guy’ın esinlendiği yapımlar var. the matrix, the truman show ve ready player one gibi filmleri gözünüzün önüne getirecek sahneler hiç de az değil. filmin eğlenceli ve karikatürize oyun dünyası kılıfını sıyırdığınızda simülasyon teorisi ile karşılaşıyorsunuz. bu merak uyandırıcı konu ilgi alanınıza giriyorsa filmden aldığınız tadın daha da artacağına emin olabilirsiniz. 2003 yapımı her filminde muhteşem bir şekilde yansıtılan insan – yapay zeka ilişkilerine free guy’da da rastlıyoruz. bu referanslar filmin komedi unsurunun altına sorgulayıcı ve düşündürücü bir temel oturtmuş. tüm bu alt metin içeriği, filmin tek katmanlık basit bir komedi filmi olmasından çıkıp, farklı türlere göz kırpmasını sağlamış.

    son sözler

    sonuç olarak eğlenceli bir film var karşımızda. özellikle bilgisayar oyunlarına ve son dönemde iyice popüler olan oyun yayıncılığına ilgi duyan gençlerin kendilerinden birçok şey bulacağı bir film olmuş. zaten salondaki genç izleyiciler bu göndermelerin perdede görünmesiyle çığlıklar ve bağırışlarla beğenilerini belli ettiler. yapımcıların tam istediği tepkiler bunlar. filmde fortnite, gta, pubg ve türevi birçok popüler oyuna yapılan referanslar da dikkatlerden kaçmayacak kadar aşikardı. ben genel olarak beklediğimi aldığımı söyleyebilirim free guy’dan.

    4dx deneyimine dair

    ben filmi 4dx olarak izledim ama izlemesem de olurdu. bir filmi 4dx izleyince birçok ayrıntıyı ister istemez kaçırıyorsunuz. mide bulantısı, odaklanma sorunları, üzerinize fırlatılan dikkat dağıtıcı uyarıcılar arasında gidip geliyor insan. free guy gibi her yerinde sürpriz (easter egg) barındıran bir filmde en istemeyeceğiniz şey, bu göndermeleri kaçırmaktır herhalde. o yüzden standard bir ımax daha doğru bir tercih olurdu. gerçi pandemide hangi salonu açık ve güvenli bulursanız gidin demekten başka bir şey diyemiyorum açıkçası.
    -
    free guy: 7/10
    -
    fragman: https://www.youtube.com/watch?v=cttnrmcr_me
    -
    kaynak: https://duslerdengercege.com/…-guy-film-incelemesi/
    medium: https://gurlino.medium.com/…a-bir-film-84bda1c56f0f
  • malum ortamlara 1080p olarak düşmüş ryan reynolds filmi.
  • meh...
    tırt bir film. izlenmeyecek bir film değil. aç, izle, kafanı dağıt. çoğunluğu sıkmamıştır, sıkmayacaktır. ama akılda kalıcı, 2. kez izlenesi, 2. filmi beklenesi bir film değil. fena başlamıyor aslında. ama son 10 yılın en overrated sinemacılarından taika waititi'nin over-acting'i ve filmin bir süre sonra marvel filmine evrilip cgi'yla dolup taşması sıkıcılaşmasına ve baş ağrıtmasına sebep oluyor. marvel dedim ama daha ziyade ready player one'ın izinde bu film. bir nevi "the truman show/the groundhog day ve ready player one'ı harmanlarsak ne olur?" sorusundan ortaya çıktığı söylenebilir. zaten senaristlerinden birisi de rp1'ın senaristi. adam hep böyle senaryolar yazacak gibi görünüyor (sıkıcısın).

    yani ryan reynolds'ı severim, ama ryan reynolds'ın deadpool sonrası aynı karakteri (deadpool'un çeşitleri) defalarca oynuyor olması, dwayne johnson'ın dwayne johnson'ı oynayıp durması kadar sıkıcılaştı. her filmde aynı kişi. burada da öyle. üstüne berbat bir romantizm (komik değildi), waititi'nin gözleri ve kulakları kanatan oyunculuğu (aksanı/ingilizcesi) (bilinçli bir overacting ama gene de berbattı), iyi esprilerin bir marvel filmindeki kadar az olması... hepsi de puanı düşürüyor. bir süre sonra bu yüzden filmden koptum, hiçbir şeyini umursamadım ama zaten ortada umursanabilecek bir şey yok. şimdi 2.'sini hazırlıyorlarmış. çok gereksiz.
    filmin mvp'leri lil rey howery -bu adamı her filmde keyifle izliyorum- ve jodie comer -bütün rolleri ona paslamalılar-.
  • çerez niyetine bile izlenmeyecek film. teoride fikir güzel ama pratikte ağır sıçmışlar. hakettiği imdb puanı maksimum 6.
  • gayet eğlenceli bir filmdi sevdim.
  • ready player one filminin tutması ile birlikte sanal gerçeklik ve oyunlar konusu hakkında ve filmin üstüne the truman show sosu da eklenmesiyle ortaya çıkan eğlenceli film.

    bir ryan reynolds filmine giderken ne bekliyorsunuz bilmiyorum lakin adamın tarzı böyle, çok düşünmeden eğlenceli bir 2 saat geçirmeyi vaat ediyor çoğu filminde. oyunculardan ilerlersem taika waititi burdan sana seslenmek istiyorum çünkü buraları okuyorsun biliyorum lütfen sen film çekmeye devam et abi ya. nerdeyse tüm oyunculuklarında o kadar itici rol yapıyorsun ki lütfen aklımda oluşan iyi yönetmen algısını yok etmeden sadece yönetmenliğe odaklan hem star wars filmini aldın sen ne geziyorsun aylak aylak ona odaklan da seriyi topla.

    yani eğlenceli ve çerezlik bir film olmuş. salonlara gidip 2 saat kafayı dağıtmak için tam ideal bir film özellikle bu aralar vizyonda doğru dürüst film yokken. önümüzdeki haftadan itibaren muhteşem aylara giriyoruz sinema açısından. haftaya no time to die ardından the courier sonra epik the last duel ve efsanevi dune(film). heyecanlanmamak elde değil.
hesabın var mı? giriş yap