• merriam-webster'a girmiş bir sözcüktür. mezkur sözlükteki tanımı "one who pretends to be a friend but is actually an enemy" yani, "arkadaş gibi davranan ama esasında düşman olan kişi" olarak yapılmış ve bilinen ilk kullanımının 1977 yılında olduğu belirtilmiş.

    pudra.com adlı bir web sitesi frenemy'ler hakkında şöyle demiş:

    "frenemy’ler aslında ikiye ayırılabilir. birinci grup size zaten kendini belli edenler, ikinci grup ise sessiz ve derinden ilerleyenler. eğer yakın arkadaşınız sürekli olarak sizinle ilgili olumsuz şeyleri görüyor, dile getiriyorsa (örneğin buluştuğunuzda ilk söylediği şey sivilcelerinizle ilgiliyse) veya ona anlattığınız her özel şeyde size suçlu buluyorsa (örneğin sevgilinizle ayrıldığınızda sürekli olarak onun tarafını tuttuğunu belirtiyorsa) arkadaşınızın sizin için tehlike saçtığını görmek pek zor değil. zaten çok da keyifli vakit geçiremeyeceğiniz bu arkadaşınızı hayatınızdan çıkarmanız; çıkarmaktan yana değilseniz de az görüştüğünüz ve özel meselelerinizi paylaşmadığınız biri haline dönüştürmeniz doğru olacaktır.

    "ikinci grup ’frenemy’, yani sessiz ve derinden ilerleyenleri tespit etmek oldukça zordur. çünkü bu tip arkadaşlar sizinle herşeyini konuşur - daha doğrusu konuşur gibi yapar -, gözlerinizin içine bakarak size dinler, güven kazanır; ve siz de bir anda kendinizi ona herşeyinizi anlatırken bulursunuz. halbuki onunla paylaştığınız her sırrınız başkalarına anlatılmak veya ileride aleyhinize kullanılmak üzere ’frenemy’nin hafızasında yerini almıştır bile. bu tip düşmanları sezmek çok zordur; bunu ancak ya önceden içgüdüsel olarak tespit edebilir, ya da başınıza bir olay geldikten sonra anlayabilirsiniz.

    "frenemy’nin kadınlarda daha çok görüldüğü ortaya çıkmış. bunun birçok sebebi var tabi; ama en başı çeken muhtemelen kadınların herşeylerini birbirleriyle paylaşmalarından kaynaklanıyordur. burada ’frenemy’nin yaptığı size dost gibi görünmek; sizinle ilgili birçok şeyi öğrendikten sonra bunları size karşı kullanmak üzere düşman konumuna geçmektir. bir yerden sonra öyle bir raddeye gelecektir ki, yaşadığınız mutsuzluklardan veya yaptığınız hatalardan zevk almaya başlayacaktır.

    "kadınlarda bu durumun görülmesinin bir diğer nedeni de, çoğunluklu olarak ’sessiz yarış’ içerisinde olmalarıdır. sizinle yarış içerisinde olan ’frenemy’ler kendilerini size zaten belli edeceklerdir. çünkü sürekli olarak sizi taklit etmeye başlayacak, her sohbette kendilerini sizinle kıyaslayacak, başarılarınızdan rahatsızlık duyacaklardır.

    "arkadaşınızın yaratacağı tehlikeleri sezdiniz ve ’frenemy’yi tespit ettiniz. peki onu hayatınızdan nasıl çıkaracaksınız? eğer bu kişi sizin arkadaş grubunuza çoktan dahil olmuş biriyse, onu ani bir şekilde hayatınızdan çıkarmanız herşeyi daha beter edebilir. unutmayın, onda sizin hakkınızda birçok bilgi, size karşı kullanacağı bir sürü şey var. dolayısıyla onunla arkadaşlığınızı sürdürmeye devam edin; ama daha az görüşerek ve sadece yüzeysel konuları paylaşarak. asla özel konularınızı anlatmadan, hedeflerinizi, planlarınızı onunla paylaşmadan, başkaları hakkındaki görüşlerinizi ona anlatmadan... bu şekilde mesafeli bir ilişkiden kolay kolay sorun doğmayacaktır.

    siz siz olun, samimiyete kolay kolay kanmayın. özel konularınızı paylaşmamaya özen gösterin. gerek iş hayatınızda, gerek özel yaşamınızda ’frenemy’lere karşı gözünüzü dört açın."

    yaa sözlük. böyleyken böyle...
  • dosman ya da doşman denebilir türkçesi için.

    bkz: fr/iend + enemy
    bkz: dos/t + düşman

    dil kurumu uyuma, duy sesimi! sonra ingilizcesi yaygınlaşınca bir kavramın vay bu türkçe nereye gidiyor deyu sızlanıp duruyor duyarlı kitle. puhahhahhah

    ilginçli bir ruh hali olsa gerek.
  • arkadaş anlamına gelen friend ve düşman anlamına gelen enemy sözcüklerinin birleştirilmesiyle türetilmiş, canciğer bir dostunuzun en büyük düşmanınız olabileceğine işaret eden bir kavram.
  • sex and the city'de tanımlanmış bir dost+düşman kombosu.
  • bir frenemy'in en belirgin özelliklerinden biri sizinle daimi bir rekabet içinde oluşudur. arkadaşınız sizi bir rakip gibi görüyorsa,
    duygularınıza önem vermiyor, onları küçümseyen tavırlar takınıyorsa,
    yaptığı şakalar ağzınızda kötü bir tat bırakıyorsa,
    arkanızdan konuşuyorsa,
    başarılarınıza sevinmiyorsa,
  • düşmarkadaş diye türkçeye uyarladığım, temelinde rekabet, kıskançlık, çekemezlik, antipati gibi duygular gizli, yüzeyinde de arkadaşlık olan bir ilişki türü. insan ilişkileri için de ülkeler arası ilişkiler için de kullanılabilir. mesela frenemy denince benim aklıma gelen bir kişi yok ama bazı ülkeler var. rusya ve amerika'nın bize bunu cömertçe hissettirdiğini düşünmemek zor.
  • bu ifade ilk olarak 1953 yılında amerikalı gazeteci walter winchell tarafından abd-rusya ilişkilerine dair kullanılmış.
    https://www.telegraph.co.uk/…best-of-frenemies.html

    tabi o yıllar daha soğuk savaş'ın tanımlanamadığı, yeni yeni ortaya çıktığı zamanlar. ikinci dünya savaşı'nı birlikte kazanmış iki müttefikin zamanla birbirinin boğazına sarılmasını bu sözcükle ifade etmiş winchell.

    fransizca'da ennami, ispanyolca'da ise amienemigo aynı anlama gelen iki sözcük.

    türkçe'de ise benzer bir kelime mevcut değil (bilen varsa yeşillendirsin; ben bulamadım).
  • dost gibi görünen düşman.
  • türk amerikan ilişkileride de kullanılır olmuş.

    http://www.foreignpolicy.com/…ay_frenemy_in_turkish
  • konunun cikis noktasi olan makale soyle birseydir efendim:
    (bkz: http://www.foreignpolicy.com/…ay_frenemy_in_turkish)
hesabın var mı? giriş yap