• salma hayek'in baya cirkin oldugu film. kaslarini almamis**, killi milli felan. film cok guzel ama. cinematography hele bence asmis. izlenmesi gerekir. $12milyon butceli, amerikada 30 milyon civarinda is yapmis independent film.
  • (bkz: diego rivera)
  • sanat tarihcisi hayden herrera tarafindan detayli biyografik arastirmalar, fridanin mektuplari ve resimlerinin analizleri sonucunda hazirlanan ve tum dunyada buyuk ilgi goren frida filmi ile beyazperdeye da aktarilan kitap. meksikali ressam frida kahlo'nun efsanevi sohreti, acilarla dolu yasami anlatilmistir.
    (bkz: frida kahlo)
  • yonetmenligini julie taymor'un yaptigi, salma hayek'in frida kahlo, alfred molina'nin diego rivera, geoffrey rush'un trocki ve edward norton'un nelson rockefeller rolunu oynadigi, antonia banderas'in baslarda kisa bir rolde gorundugu, frida kahlo'nun yasamini anlatan, sanat yonetimi, tablolarin gercekustucu canlandirmalari, renklerin ve goruntulerin harika oldugu ancak ancak senaryonun ve yonetmenligin oykuye derinlik katamadigi, filme paralel giden albumu cok satmasi muhtemel guzel bir muzige sahip film. salma hayek tutkulu kadini iyi oynuyor gibi ama farkli iliskilerini hep ayni numarali bakisi ve jestleriyle oynamasi bir sure sonra yapay gelmeye basliyor.
  • önyargıyla gitmeme rağmen üzerimde oldukça etki bırakan, hatta hiç yapmadığımı yaptırıp beni höngür şofurt ağlatan film. hayata herşeye rağmen bu denli tutkuyla bağlı bir kadını izlemek, ot bok yüzünden sürekli depresyona giren birinde ağlatıcı etkiye sebep olabiliyor*. müzik ve renkler, onca acıya rağmen sıcacık bir hava, bir canlılık katıyordu filme ki bu da frida kahlonun hayatındaki tezatın güzel bir yansımasıydı fikrimce.
  • bu gece izleyip aşırı beğendiğim bir film.. bir kadın filmi. müzikler, görüntüler , herşey harika
  • nası bişeymiş bu diye gittiğim ve sarsılarak çıktığım film. ama bu tarz filmlerde insanların ingilizce konuşması tuhafıma gitmiyor değil.
    frida kahlo rolüne madonna da talip olmuş fekat isabetli bir kararla salma hayeke oynatmışlar.
  • müzikal ve estetik açıdan harcanan emeğin hakkını veren lakin troçkiyi arada harcayan sanatsal film. yüksek libido ve sanatsal üretimin paralelliğini anlarım ama kimse bana troçkiyi bir filmde bu kadar ucuz resmetmemeliydi derim yine de.
  • filmde diyalogların ingilizce/ispanyolca karışımı bir halde gitmesi,troçki amcanın çok daha genç ve "dinamik" olması, filmin akışında bir yerlerde harcanmış olması bile insanı rahatsız etmiyor.. kahlo ve yapıtları arasında kaybolmaksa işin başka bir yanı; nasıl derler "eli öpülesi filmlerden"..

    bir de filmden çıktıktan sonra (burn it blue uğruna cast satır satır okunmuş pek tabi ki) dışarıdaki yaşama kısa süreli bir uyumsuzluk yaşanmıyor değil (rica etsem beni 40'ların meksika'sına götürür müsünüz?)..
  • insani evire cevire bir guzel doven* bi film. anlatim dili pek bi guzel pek bi goze hitap ediyor. filmde frida'nin tablolari anlatim araci olarak kullanilmis, bi suru yuku diyaloglardan, oyunculardan almis. iyi de etmis, super olmus. sese soze pek bi ihtiyac kalmiyor gozunuzle anlamaya basliyorsunuz. gece eve gidince bu kadar aciya tanik gozunuze de uyku girmiyor haliyle.
hesabın var mı? giriş yap