• john berger tarafından iyi ki de kurtarılmış mektupları içeren kitap. bireysel olandan çıkıp siyasi olana giden yolda çok dengeli yürüyen kitap. berger'in bireysel olanla siyasi olan arasında kurduğu bu dengenin ne menem bir şey olduğunu anlatmak istersek, turgut uyar'ın "tel cambazının tel üstündeki durumunu anlatan şiirdir"'i geliyor aklıma.

    yeni kaybettiğimiz harold pinter'ın kitap arkasına da iliştirilen notunda yazdığı gibi, "gücü, mevcut olanakları kullanışındaki tutumluluktan geliyor, her türlü zulme direnen kalıcı aşkı anlatış tarzından." geliyor bu kitabın.

    kitapta aida'nın yazdığı mektuplardaki duygunun yoğunluğuyla, xavier'in bu mektupların ardına aldığı siyasi notların el ele yürüdüğünü görüyoruz.

    altını çizdiğim yerlerden birkaç kuple:

    "şimdi gençler bildiklerini, herkesten daha canlı, yoğun ve kesin biliyorlar. bildikleri şeylerin uzmanı hepsi. bilmediklerini de biz gösterebiliriz onlara. belki de hep böyleydi. bugün onlara göstereceğimiz şey, zaferin bir yanılsama olduğu, mücadelenin sonsuz olacağı ve mücadeleye bunun farkında olarak devam etmenin, hayat denen muazzam hediyeye hakkını vermenin tek yolu olduğu!" aida

    "geçmiş, mahkumu olmadığımız tek şey. geçmişe her istediğimizi yapabiliriz. yapamayacağımız neticelerini değiştirmek. gel geçmişi birlikte yapalım." aida

    "sana iki kere müebbet verdikleri anda onların zamanına inanmayı bıraktım." aida

    "evren beyne benzer, makineye değil. hayat şu anda anlatılan bir hikayedir. ilk gerçeklik hikayedir. tamircilik bana bunu öğretti." xavier
  • üstad john berger'in son kitabı. geçtiğimiz ay metis'ten çıktı. yazarın sevenleri için kaçırılmaması gereken bir eser. kitapla ilgili bir kısa yazı şu adresteki blogdan okunabilir: http://kaplanseren.com/?p=136
  • matematiksel bir ismi olan edebiyat eseri..
    ismi "from x to y" olsa idi veya "from a to b" olsa idi pek dikkatimi çekmezdi ancak "from a to x" matematik sistematiğini bilen birisi için dikkat çekici bir isim..
    kitabı okumadım bilmiyorum ancak bir mühendis gözü ile ismini değerlendirmek istersek şöyle diyebiliriz;

    matematik sistematiğinde alfabenin en başındaki "a, b, c, d, ..." gibi harfler bir denklemde sabit sayıları temsil eder..
    "x, y, z" gibi alfabenin en sonundaki isimler de bir denklemdeki değişkenlere verilir..
    alfabenin ortalarındaki "f, g, h" gibi harfler de fonksiyonlara atanır..

    işte bu sebeple "from a to b" veya "from x to y" gibi bir ismi olsa dikkat çekmeyecekken, "from a to x" gibi bir isimle dikkat çekici hale geliyor..

    "bir sabitten değişkene" gibi bir anlam yani.
  • “yaranın dibinden, forsepsle, çürük bir diş gibi yeşilimsi mermiyi çıkarttım. kılını bile kıpırdatmadı. sonra bir volkan gibi taşana kadar betadin doldurdum yaraya. sağ yumruğunu sıktı, hepsi o kadar.

    30 mm. uzi mermisini cımbızla tutarak ona gösterdim.

    ağlamaya başladı. başımı, başının yanına koydum ve bir iki dakika içinde uyuyakaldı.

    yaralarını, hilal şeklinde bir iğne ve iplikle diktim. nehrin iki kıyısını bir araya getiren her dikişten sonra, iğneyi tutan cımbızın üzerinden ipi dolandırarak düğüm atıyordum. düğüm düğüm ilerledim. ten birleşmek ister. iki yarayı da sardım, başının altına yastık koydum. dalgaların üzerinde salınan bir tekneyi taklit etmek için sedyeyi sallamaya başladım.

    saat 2.30'du. yalnızdık, bekliyorduk. sessizdi. uyumuş olmanı diledim.

    [gönderilmemiş mektup]”
  • kitapların altını çizenler için enfes bir john berger eseri.

    "umutla beklenti arasında büyük fark var. ilk başta süreyle ilgili olduğunu düşünmüştüm, umudun daha uzaktaki bir şeyi beklemek olduğunu. yanılmışım. beklenti bedene ait, umutsa ruha. fark bu. ikisi birbiriyle temas ediyor, birbirini tetikliyor ya da yatıştırıyor. ama her birinin hayali farklı. bir şey daha öğrendim. bir vücudun beklentisi bir umut kadar uzun sürebilir. seninkini bekleyen benim vücudumun mesela. sana iki kere müebbet verdikleri anda onların zamanına inanmayı bıraktım."
  • "küçük şeyler korkutuyor bizi. ölümümüze sebep olabilen büyük şeyler cesaret veriyor."
  • “rüya: evren kitap gibi açık. önümde. sağdaki sayfanın sağ üst köşesi yeri kaybetmemek için kıvrılmış. kıvrık kağıdın o küçük üçgeninde maddenin sırrı yazılıydı -fraktal gibi zarif ve kusursuz bir sır.

    rüyada buna öyle ikna olmuştum, öyle mutluydum ve daima orada olacağından öyle emindim ki not almayı akıl etmedim.”
  • tutkusunu, aşkını ve özlemini satır aralarında sıkıştırdığı kadar da serpiştirmiş bir kitap. olmadık yerinden bejan matur ya da can yücel fırlayabiliyor.
  • "yorgunluk bekliyor, pas gibi. en sağlam iradeleri bile kemiriyor, en güçlü iradeleri bile kızıl toza dönüştürüyor, enerjimizi kemiriyor. yorgunluk o sonsuz ertelemelere son veriyor. sonunda kısa cevabı seçiyor. dahası yorgunluk sükuneti seçiyor, ölümün sükuneti olmasına çok da aldırmadan."
  • sevgilisine tüm dillerde hitap edebilen (mi guapo, mi soplete, ya nur, habibi, glikimu) aida'nın xavier'e yazdığı mektuplar ve javier'in bu mektupların üzerine aldığı küçük notlar. aşkın ve devrimin bir insanın duyumunu nasıl çoğaltabileceğinin ve nasıl inanılmaz bir direnme gücü sağlayabileceğinin kanıtı.

    "mi guapo,

    gecenin son karanlıkları. daha uyumadım. geleceği düşünüyordum. herhangi bir yerdeki geleceği değil. ikimizin geleceğini değil. burada kürtajla almaya çalıştıkları gelecekten bahsediyorum. başaramayacaklar. korktukları gelecek gelecek. ve içinde bizden kalan, karanlıkta koruduğumuz güven olacak."
hesabın var mı? giriş yap