• özellikle ilk yarısı hem komik değil hemde çok ağır ilerliyor, ikinci yarı ise biraz toparlanıyor film. adı ve oyuncular dolayısıyla ulan çok gülecez gibi geliyor ama dram tarafı daha ağır basmış filmin. saf komedi izlemek isteyenler hayal kırıklığına uğrayacaktır. yalnız o isveçli doktorun olduğu her sahne çok iyiydi. bir de leslie mann hakikaten çok güzel bir kadın.

    ayrıca ray romano'ya söylenen bir söz vardı ki;

    --- spoiler ---

    i thought that everybody loves you man!

    --- spoiler ---
  • film çoğu insanın beklentisini karşılamamış gibi gözükse de beklenmedik yerlerdeki absürd diyaloglarıyla kırıp geçirmiştir kanımca. bence tek eksik leslie mann yerine elizabeth banks in rol almamış olmasıydı.

    ayrıca zamanımızın komedi üstadlarını başka birer filmde izlerken gülmekten altımıza sıçmamız mı gerek illa?

    (bkz: jim carrey)
    (bkz: man on the moon)
  • aslında bu kadar kötü eleştiri okumasaydım hiç birşey yazmayacaktım ama şimdi şart oldu.

    bu bir komedi filmi değildi, evet. ama fragmanlardan gördüğüm kanser hikayesi bende zaten dram beklentisi yaratmıştı.

    nasıl ki jim carry majestikte* , komik olmadan da iyi bir iş yapabileceğini gösterdiyse, bu film de gülmeyi beceremediğimiz sıkıcı hayatlarımızda, bizi güldürmeleri için para verdiğimiz tüm o funny people'ın birer ağlayan palyaço olduğunu göstermek için çekilmiş gibi bence.

    adam sandler tüm dünyanın güldüğü bir tip, ne kadar örtüşüyordur bilmiyorum, milyoner olmuş bir komedyenin yaşadığı hayattan nasıl da tat alamadığını anlattı. gayet de güzel bir oyunculukla yaptı hem de..sonunu getirip "iyi bir aile, seni seven eş-çocuklar" klişesine* de bağlamadı. (bunlar da güzel ama 40 yaşından sonra bazen çok da yakınınızda olmayabilir.) gözlerimizi yaşartan bir son da görmedik. aslında bir son da yoktu..sıradan bir hayat anlatılmıştı, hepimizinki gibi..pek çok insan için dönüm noktası olabilecek ölümün eşiğine gelip dönmek bile hayatında herşeyi bir anda yoluna koyamadı. bu da bana çok gerçekçi geldi. çaba sarfetmeden, sadece istedi diye birşeyleri elde etseydi garip olurdu esas..

    güzel eleştiriler, kıhkıh güldüğüm "die hard" esprileri de cabası.. gerisi felsefe-psikoloji olacak. makul beklentileri olan insanlara alternatif bir film izleme şansı bulabileceklerini söylüyorum özet olarak..bir de inatla anlayamıyorum, bir insandan/oyuncudan hep aynı şeyleri beklemek, insanlık ve oyunculuk adına daha kötü birşey değil mi?
  • son sahne ile ziplenmiş ana fikir veren filmdir.

    --- spoiler ---

    masanın iki yanında, aslında masanın diğer tarafında oturmak isteyen adamlar, hayatlarından memnun olmayan(zaman zaman nefret eden) ve arayışı rutine sokmaktan bile usanmış iki komedyen.hikayeleri birleşir, birbirlerine "neysen odur, hangi tarafta olduğunun önemi yok" der ve hikaye biter.dönüş yolunda, arabada geçen diyaloglarda bunun için fizibilite gibidir zaten.sonunda; elde kalan, not alınmış esprilerdir.gülmek dışında, olana bitene başka ne yapılır ki zaten.onlar komik insanlardır.(*)

    --- spoiler ---
  • uykusuz gecen butun bir gecenin ardindan kahvalti sonrasi izledim ben bu filmi. film bitti takildim falan hafif uyukladim ama boyle rahatsiz edici kotu bir tad birakmadi bende. tam tersi hatta.. hani genelde bu tip filmler super mutlu bir sonla biter, boyle aptal bir gulumseme birakir suratinizda ama bilirsiniz yoktur boyle seyler hayatta; oyle degil iste bu film. daha gercek.

    oncelikle bir adam sandler filmi degil funny people, bir seth rogen filmi. evet aynen oyle. seth rogen filmi gibi bir tanim vardir artik benim icin. hafif will ferrell havasi, absurd abukluklarla komedi degil de 'meraklisina' gibi bir genel durumu var bu adamin filmlerinin. altyazi ile izlendiginde falan hayatta ayni anlami veremeyecek diyaloglar ile dolu filmleri ve adam bildigin gercek hayatindan ornekler ile yine gercek hayatindaki dusuncelerini sokuyor o diyaloglara ozellikle. alakasiz bir yerinde filmin cok agir facebook geyigi donuyor mesela. senin dun arkadasinla nargile cafede yaptiginin aynisi neredeyse. hayatin icinden baska bir seyin mesela sacmaligi uzerine konusuluyor ama bakiyorsun diyalog yine cok tanidik. yani dogal bir havasi var surekli..

    bu filmi de 'meraklisina' yapan da bu kismi cogunlukla cunku bazisi sevmiyor bu isi.. uzun diyaloglar, filmin sonunda da abarti bir mutluluk yok. sonra 'ee adam sandler da var ama biz hic gulmedik.. cok boktan film haci' durumu oluyor dogal olarak.. ben mesela tam tersine cok ciddi sekilde begenmis bulunmaktayim filmi hatta sahip oldugu diyaloglari yuzunden ikinci kez izliyicem mutlaka..

    ray romano'lu sahne bomba olsa da sadece eminem'in 2-3 dakikalik muhtesem performansi icin mutlaka izleyin bu filmi. begenmezseniz zaten bir daha seth rogen ile isiniz olmasin. adamin olayi belli cunku..

    --- spoiler ---

    hey ray, fucking problem here buddy? would you like to fuck me? is that what this is ?

    --- spoiler ---
  • adında funny olan filmlerin hiç de eğlenceli olmadığını gösteren film. (bkz: funny games)
    ha adamlar komedi demiş mi hayır ama dramımsı gereğinden fazla uzun boş zaman geçirgeci (bkz: belki)
  • komik adamların dramatik filmi. ha gelgelelim bazı esprileri gülmekten karnınıza agrılar sokan cinsten!

    --- spoiler ---

    "don't put me in a corner where i have to fuck my way out."

    --- spoiler ---
  • quentin tarantino tarafından yılın en iyi 8 filmi arasında gösterilmiş. çok ilginç lan cidden...
    http://www.ntvmsnbc.com/id/25036281/
  • (bkz: voodoo people)
  • hayatimda duydugum en yaratici kufurlere sahne olan adam sandler filmi.

    --- spoiler ---

    i am gonna put my glasses on your ass while i m fucking you so that i can feel like you are giving me a blow job.

    --- spoiler ---

    *
hesabın var mı? giriş yap