• tesadüf olan aynı dönemde bütün yeteneklerin bir takımda toplanmasıdır...

    sağ bekte fatih- ümit, sol bekte ergün, hakan, savunmada bülent, ortashada suat, tugay, emre, ümit davala, kanatlarda okan, umit, hasan şaş, ileride arif, hakan ve hagi, popescu, taffarel...

    bunun dışında

    98-99 sezonunda galatasaray ş.ligi 1.turunda 2. oldu ama statü gereği çeyrek finale kalamadı..

    99- 00 'de 3. oldu ve uefa kupasına kalıp şampiyon oldu..

    2000-01 sezonunda başarısını devam ettirmiş, ön eleme turunu geçtikten sonra milan, deprtivo, paris sg, monaco, rangers gibi takımları yenerek çeyrek finale kalmıştır..

    2001-02 sezonunda da 2 ön eleme geçtikten sonra yine şampiyonlar ligi gruplarından çıkmış, 2.turda barcelona, roma, liverpool grubunda tek mağlubiyet alarak elenmiştir..

    daha sonra zaten kadro dağılmıştı..

    son çeyrek final'den sonra bile tarihilerinde başaramadıkları başarıyı yaşamıştır galatasaray. 2 sezonda 1 çeyrek final, 1 2.tur görmüştür..

    şampiyonlar ligi çeyrek finalini apoel bile oynayabiliyorsa bir zahmet şampiyonlar ligi ön elemelerini geçiverin de katılın.. daha ön elemeleri geçemeyip "şamp. liginde çeyrek finalde ne var yeaa" diyene götüyle gülerler...

    aynı kitle uefa kupasına tesadüf dedikten sonra yarı final oynadıklarında tarihi başarı demiştir.. ama ertesi sezonun başında kafalarına vurmuşlar ve şamp. ligi ön elemesinde elenmiştirler..

    apoel'inki tesadüftür evet çünkü, 1 sezon önce avrupa ligi on elemesinde elenmiş, ertesi sezon yine avrupa ligi ön elemesinde elenmiştir..

    fenerbahçe'nin başarısı tesadüftü çünkü 2005-06 sezonunda grup sonuncusu olmuştur, 2006-07 sezonun şampiyonlar ligi ön elemesinde elenmiştir, 2007-08'de çeyrek final oynamış, ertesi sezonda 2 puanla grup sonuncusu olmuştur..

    o tarihten bu yana da şampiyonlar ligi'ne gidememiştir..

    ama bu kitle için zaten kendi tapeleri düzmece , yolsuzluk operasyonunki değil.. ali ismail korkmaz fenerbahçe yıkılmaz ama başkanı çıkar açıklama yapar " türkiye elden gidiyordu, kurumların içerisinde kargaşa vardı"...

    vicdanınızı s.keyim...
  • aziz yildirim'in basiretsiz açiklamasi... fatih göksen de hemen söyle bir cevap vermistir:
    "uefa kupasini kazanmamiz tesadüfdü(!) ama süper kupayi da kazanmamiz süper tesadüf oldu!"
  • galatasaray'ın uefa kupası'nı aldığı sene bütün maçlarını izlemiş, ancak avrupa'da sadece bir maçını kanlı canlı takip edebilmiş şahsımın katılmadığı görüştür... o sezon canlı izlediğim tek maç 5-0 kaybedilen chelsea maçıydı... bu maç sonrası galatasaray'lı arkadaşlarım maçları takip etmemi bile yasakladılarsa da, bir yolunu bulup hepsini izledim... öncelikle o günlerin iki sene öncesinden apayrı bir nefret beslediğim galatasaray'ın kaybetmesini istediğim de oluyordu elbet, bunu gizleyemeyeceğim... ama o oynadığı futbol, yani kaybetmeye yürekten karşı müthiş baskılı hücum futbolu beni taraftar kimliğimden daha baskın ve temel kimliğim olan futbolsever kimliğime çekmeyi başarıyordu... üstelik o dönemin a+ milan'ını eleyip, b ve b+ pek çok takımı sıradan geçirdikten sonra finalde o dönem a+ olamamış fakat bunun sinyallerini veren henry'li arsenal'i penaltılarla da olsa eleyen 10 kişi galatasaray'ın tesadüfen bu kupayı aldığını söylemek abesle iştigal olacaktır... "sürekliliği olmadı" gibi bir iddia var... ertesi sene gelen çeyrek final, alınan süper kupa, şampiyonlar ligi'nde ikinci tur hep bunların devamıdır... bu düzeyde bahsedilen ve başarılamadığı iddia edilen sürekliliği ise sadece a+ takımlar yakalayabilirler... lyon'un bile yakalayamadığı süreklilikten bahsediyoruz... manchester united, milan, barcelona, real madrid gibi dev ekonomilerin futbol kültürü oturmuş, ekonomik yapısı sağlam takımlarının başarılarından... sene boyu sıradan lig maçlarında ortalama %60 taraftara oynayan bir camianın başkanının bu sınıfa yükselebilmek için ne kadar çok yolları ve ne kadar çok yılları olduğunu fark etmeden, alınmış başarılara bu kadar kolay bok atması talihsizlikten öte değil kanımca...
  • 98-99 şampiyonlar liginde grupta averajla ikincilik.
    99-00 şampiyonlar liginde grupta milanın önünde 3.lük ve sonrasında namağlup uefa kupası ve süper kupa şampiyonluğu.
    00-01 şampiyonlar liginde çeyrek final.
    01-02 şampiyonlar liginde son on altı aşaması.

    ayrıca, o dönemki galatasaray kadrosunun önemli bir parçasını oluşturduğu milli takımın 2000 avrupa şampiyonası'ndaki çeyrek finali ve 2002 dünya kupası'ndaki yarı finali de bu başarılı dönemle ilişkilendirilebilir. (colin bruce ve telaki rumuzlu arkadaşlara bu anımsatma için teşekkür ederim.)

    dahası, bu sürecin arka planında da derwall'le başlayan bir yapılanma var. (bu anımsatma için de doctor ross geller rumuzlu yazara tesekkur ederim.)

    1989 şampiyon kulüpler kupası yarı finali de uzak bir bağlantı olarak eklenebilir buna.

    fatih terim'in bu yapılanmayı, 1993 akdeniz oyunlarında şampiyon yaptığı kadronun önemli isimlerini galatasaray'da toplayarak devam ettirdiği de söylenebilir.

    buna tesadüf diyorsanız muhakeme yeteneğinizde bir sorun vardır. belki daha olası açıklama da çekememezliktir.

    2013'ten beri kötü durumda olduğumuz bir gerçek. maalesef. ancak azıcık hakikatperest olun lütfen.
  • bu konu hakkinda sanirim yazmadim, çunku suni bir tartisma. bu suni tartismada haliyle insanlar saçmaliyor, kelimelerin anlamini bosaltiyor, mantigi bukuyor, yazmak zaruret haline geldi.

    en baba yanlistan baslayalim. galatasaray'in uefa sonrasi sureçte basarisi yok, o halde tesaduf denebilir. hayir arkadasim. bir seyin tesaduf olmasi arkasinin gelmemesine bagli degildir. arkasinin gelmemesi olsa olsa basaridan sonraki yonetimin kotu oldugunu, basariya giden yolun surdurulebilir olmadigini gosterir, basarinin tesaduf oldugunu degil. basarinin kendisi, oraya varirken atilan adimlarla olçulur. galatasaray uefa kupasini aldiginda bu ulkede gorulmemis bir teknik direktor istikrari yakalamis, ondan once 88'den baslayan bir sureçte once moncao'yu, ardindan manchester'i elemis, 98'de sampiyonlar ligi gruplarinda ikinci olup o sezonun formati geregi elenmis, basarisi yok denen uefa kupasinin hemen ertesi sezonlarinda bu ulkede kendisi haricinde sadece bir kez gerçeklestirilen gruptan çikma basarisini ust uste 3 kez (2000-01 2 kez, 2001-02 1 kez, ikinci gruptan çikma sansi son maça kadar surdu) gostermis. bu sureç tesadufun antitezidir.

    turk futbolunu bu sureçten bugune dek surukleyen isimleri sayalim:
    - tugay kerimoglu, bulent korkmaz, hakan sukur, emre belozoglu, yildiray basturk, nihat kahveci, arda turan. kabaca bunlar. bunlar arasinda kaç tanesi uluslararasi kariyer yapti, bunu basaranlarin kaçi galatasaray alt yapisi gormus ve hangileri bu surecin alt yapsinin urunu ? hesap basit. (edit; alpay, hamit falan da var listeye takilmayin).

    tesaduf olan belki o anki isimlerin tum bu basarilar hesaplanarak getirilmemis olmasidir fakat denizli'den terim'e uzanan sureçte bu alt yapi - uluslararasi kariyer - galatasaray basarisi uçlemesinin kesistigi yerde, adi almancada tesaduf anlamina geldiginden suphelenmeye basladigim jupp derwall diye bir adam vardi.

    bunlari anlattim, diger yanlislara deginmek bile gereksiz...

    asil tesaduf, 80'lerin sonunu 90'larin basini galatasaray'la birlikte domine eden gordon milne'li besiktas'in bunun yanindan bile geçememis olmasidir.
  • tekrarlanamayan her başarı tesadüfse, fenerbahçe'nin hakkıyla eze eze ulaştığı şampiyonlar ligi çeyrek finali de tesadüftür.

    not: galatasaray uefa kupasını aldıktan sonra super kupayı real madrid'i yenerek aldı, bir sonraki sene de şampiyonlar liginde çeyrek final oynadı real madrid ile. yani uefa kupası başarısı kısmen de olsa sürdürüldü aslında, ancak gel de kekolara anlat bunu. fenerbahçe çeyrek final oynadıktan sonra şampiyonlar ligini unuttu. o zamanlar iphone yoktu piyasa da düşün.

    edit: @opridon uyardı, galatasaray şampiyonlar liginde çeyrek final oynadıktan sonraki sene de gruplardan çıkmış. yani ortada ciddi sürdürülebilmiş bir başarı var.

    edit 2: @kendimikeserim hatırlattı, galatasaray'ın o dört sene üst üste şampiyon olup uefa kupası alan kadrosu 2002 dünya kupasında üçüncü olan takımın iskeletini oluşturdu.

    edit 3: ben de bir ekleme yapayım. galatasaray'ın o kadrosunun temelleri aslında 1993 akdeniz olimpiyatlarında şampiyon olan takımla beraber atıldı. o takımın başında da fatih terim vardı.
  • 24 ocak 2015 jangling jack entrysinin çıktısı alınıp çerçevelenmeli..

    böyle manyak görmedim
  • esefle kinanacak* densiz ve mesnetsiz bir aziz yildirim aciklamasi.

    tutsak da tutmasak da, sevsek de sevmesek de galatasaray, uefa kupasinin tarihindeki tek namaglup sampiyondur. finalde de hic de kucuk takim olmayan arsenal'i elemis, gogsumuzu kabartmistir.

    bu ulkenin bir spor kulubunun yoneticisi, hele hele de baskani, dunya spor arenasinda bu ulkenin hanesine yazilan ve yazdirilan her "arti" 'dan gurur duymali, gurur duydurmalidir.

    kendisine en kisa zamanda "shanghai koy hizmetleri spor" 'un baskani olmadigi hatirlatilmalidir, erkut abi'ye havale edilmelidir. ve hatta tazminati neyse verilip canli yayinda keto gibi dovulmelidir ki akli basina gelsin.

    ek:
    ayni zamanda kendisine bu ulkenin dunya spor arenasindaki basarisizliklarinin yarisindan fazlasina tek basina malik olmus bir kulubun baskanligini yaptigi da hatirlatilmalidir.
  • o kadronun oluşması tesadüf mü? vallahi neremle güleceğimi bilemedim.

    o kadrodaki birçok oyuncu zaten akdeniz oyunlarında da başarılı oldu. güzel bir jenerasyonun ürünüydü ve galatasaray bu kadroyu gayet günün ekonomik şartları altında yabancı oyuncularla süsledi. avrupa'da gözden düşen brescia forması giyen hagi, 98 dünya kupasindan sonra yavaş yavaş yaşlanma moduna düşen taffarel, yine veteran stoper popescu. bu transferlerin tutmama ihtimali de kuvvetle muhtemeldi. şimdi gelen veteran yıldızların halini görüyoruz. hem tonla para kaldırıp hem de tribünden ısı haritası çiziyorlar.

    siyasi destekmis:) bahsettiğiniz adamların gollerine parende atıp ümit davala gibi mohikan saçlarla gezmeyi biliyordunuz 2002 yılında. rüştü, yıldıray ve ilhan mansız dışında o milli takımın başarısı bile galatasaray jenerasyonu ürünüydü. mesut yılmaz ya da mehmet ağar senegal kalecisini ayarlayıp, kosta rika kalecisinin hesaba para yatirdiysa orasını bilemem.

    bir başarıyı da kıskanmadan tebrik etmesini bilin arkadaş. güzel günlerdi ve galatasaray o dönem dünyanın en büyük kulüpleri sıralamasında birinci oldu de geç. bu kadar mı ruh hastası piclemeler dünyaya geldi 2000 yılından sonra anlamadım ki.

    hayır ağzımı bozacağım ama amkmun çocuklarının şuna kafası basmıyor. bu adamlarin durmadan bahsettiği ehehehe yere yatıyor haksız penaltı dedikleri golcüler güney kore'de de, milano'da da, belçika'da da, leeds'te de gol attı. 1993 akdeniz oyunlarının iki forvet ismi. orta sahaları yıllardır avrupa'da oynayan tugay kerimoğlu-uefa kupası sezonunda ayrılsa da galatasaray oyuncusu- blackburn tesislerine neredeyse heykeli dikilecekti emekli olduğunda. bizden düşen fatih akyel, emre belözoğlu, okan buruk gibi adamları havada kaptılar avrupa dönüşünde:)

    osur osur ipe dizin amkmun yemeksepeti fanları. sırf bunların takım başarısız oldu diye herkesi karala dur. siyasette, futbolda, kültürde, sanatta her yerde bir eziklik bir fanatizm. hayattan keyif almayı bilmeyen asalak sürüsü.
  • uefa kupası şampiyonluğu öncesi sezonu galatasaray ş.ligi grup 2.si olmuş..

    ertesi sezonunda şamp. ligi çeyrek finali oynamış..

    bir sezon sonra şamp. ligi gruplarınan çıkmış..

    bir kere ürün satma, store mantığı gs megastore ile başlamıştır.. bunun öncesinde kulüp formasını bulmak, ürünlerini almak böyle kolay değildi.. o yüzden bunlar olmadı dıye "tesadüf" denemez..

    hakan şükür 1992 yılında bursa'dan 21 yaşında
    arif erdem 1991 yılında 19 yaşında zeytinburnu'ndan
    emre belözoğlu 13 yaşında zeytinburnu'ndan
    suat kaya alt yapıdan
    okan buruk alt yapıdan
    hakan ünsal 21 yaşında 1994'te karabük'ten
    ergün 22 yaşında 1994'te gençlerbiliği'nden
    ümit davala 23 yaşında 1996'da diyarbakır'dan
    bülent korkmaz, fatih akyel altyapıdan

    çıkmışsa. yani hepsi daha küçük yaşlarda kadroya dahil edilmiş iken, bu kadro yapılanması tesadüf olamaz..

    tutmuş bir jenerasyon denmiş ama tutması galatasaray sayesinde..

    aynı mantıkla, serkan balcı, servet, mahmut hanefi, volkan demirel, kemal aslan, serhat, tuncay, selçuk şahin'li ümit milli takımı toplayan fenerbahçe malesef uefa şampiyonu olamadı!

    demek gençleri toplamakla olmuyor..

    jenarasyonu bir araya getiren degalatasaray camiasının kendisi. o zaman buna tesadüf değil planlama denir..

    aynı dönemde alpay, sergen, oktay beşiktaş'taydı.. fenerbahçe tayfun korkut, erol bulur, halil ibrahim, tarık daşgün vs. toplamıştı. ama hiçbirine sahip çıkılmadı. ve takıman uzaklaştılar..

    hakan şükür gol olan topu çıkarıyordu. boş kaleye atamıyordu.. sabredebilecek miydiniz?

    okan'ın ayağı kırıldı 2 sezon top oynamadı. takımda tutabilecek miydiniz?

    hakan ünsal, ümit davala 2 adım ötesine pas atamıyordu, ergün penbe bir tane orta açamıyordu.. ıslıklamadan dayanabilecek miydiniz ?

    bugün bile galatasaray sahaya çıkıyor, iyi kötü sabri, semih, emre çolak altyapıdan gelmiş oynuyor.. 2 sezon sağ bekte uğur uçar, sol bekte ferhat öztorun'la oynadı galatasaray.. hangi büyük takımda bu cesaret var ??

    aç bak bakalım 1990-2000 arası kaç tane futbolcu gelmiş beşiktaş'a fenerbahçe'ye. kaç maç oynamışlar ve nasıl ayrılmışlar..

    bu kadro planlıydı ve daha sonra galatasaraylı bir hoca ile zirve yaptılar, lucescu ile devam ettiler..

    hangi takım ard arda avupa şampiyonu oldu ?

    bayern munih 2001'de şampiyon oldu , ertesi sezn çeyrek final oynadı ama ondan sonraki sezon gruptan çıkamadı. o zaman tesadüf..

    real madrid 2001-02'de ş.ligini aldı, ronaldo, zidane, guti, beckham, raul, ronaldo, owen vs. lere rağmen geçen sezona kadar final bile oynayamadı..2002'detesadufen şampiyon oldu o halde.

    ne bilim manchester 2008 e şampiyon oldu bugun avrupa kupalarında bile yok. o zaman tesadüf..

    böyle bir mantık var mı? hangi başarı sonsuza dek sürüyor.

    galatasaray şampiyonlar liginde çeyrek final oynadı ve ertesinde gruptan çıktı. ancak yetersiz transferler yaşlanan kadro bu sezon 1 puan aldı. o zaman 2 sezon gruptan çıkması tesadüf mü oluyor..

    senin mantığına göre öyleyse neden bu sene tesadüf değil ?

    ama apoel gibi çeyrek fınal oynarsın, oncesinde ve sonrasında uefa kupası on elemelerınde elenırsen bu teaduftur..

    1 sezon once şamp.ligi ön elemesinde elendikten sonra, çeyrek fınal oynayıp ardından 2 puanla grup sonuncusu oluyor ve 7 senedir de ş.ligi görmüyorsan bu tesadüftür..

    nots: ha bak gayet samımı anlattım hala aksını yazacaksan boşuna beynını zorlama " bana ne tesaduf bana ne" yaz..
hesabın var mı? giriş yap