• santralini arayınca karşıdaki adama derdimi anlatmaya çalışınca bir hışım sesini yükseltti, "verdiğim numaraya kaydetmemişsiniz" diye sanki kırk yıllık arkadaşım, gerçi arkadaşım dahi bağıramaz.üstelik yabancı birisiniz, eşin, dostun değil, sonrasında baya bir bağırdı,
    bana bağıramazsınız deyince, hasta yakını bana bağırıyor diye telefonda bağırmaya başladı, yani pası aldı 180 derece kendisine çevirdi, sivilleşme dedikleri bu olsa gerek.
    şimdi bu uydurduğu hikaye ile hasta yakınları hakkında amma dert yanıyordur.
  • erkekler için en düşük puanlı özel olmayan tıp seçeneği. ön mulakatları varmış diye biliyorum. kazanıpta alınmayan arkadaşlarım oldu.
  • (bkz: dışı seni içi beni yakar)

    (bkz: dışından baktım yeşil türbe içine girdim estağfurullah tövbe)
  • eskiden bilinçli veya bilinçsiz ilerlemeciler* (modernist) olarak bir daha tarihi büyük vahşet, büyük gerileme, karşı devrim, geriye evrim görmeyiz sanıyorduk. hayalcilik, ve peşinden düş kırıklığı. şimdi bunların envaının mümkün olduğunu gördük. şiddet, kötü muamele, abartılı kötü yönetim* karşısında sinmeyiz, izin vermeyiz sanıyorduk*. kendilik bilgimiz de fos çıktı ve yenilendi.

    sabah haydarpaşa gata'daydım. uzun, akılda kalmaz hastane adı değişikliğinden aklımda sultan abdülhamid han kaldı. rütbeli hocalar artık komtanım değil; abi, hocam, şefim falan olmuş. iç avlusu ne de olsa neşeli değil, hüzünlü. tek tük asker görevli eskiyi anımsatıp karşılaştırma yapmaya davet ediyor. gene tek tük çarşaflı, durgun hasta veya hasta yakını yukarı aşağı taban tepiyor.

    (bkz: gata'nın adının sultan abdülhamid olarak değişmesi)
    (bkz: ikinci abdülhamit)
  • buraya geçen hafta gitme gafletinde bulundum. üstelik taş gibi sağlık sigortam ( türkiye’deki en pahalı hastanelerde bile beş kuruş ödemeden tedavi olabiliyorum) olmasına rağmen ciddi bir hastalık konusunda fikir alıyım diye gittim.

    randevuyu bir doçente aldım. karşıma öğrencisi çıktı. sedyeye yatırıp elle muayene dahi etmedi. mr sonucuna baktı bir şeyler geveledi ve siz şuraya gidin en iyisi deyip başından savdı.

    randevu almak için mhrs’ye giriyorsun karşına en kötü doçent çıkıyor. prof. var birkaç tane. kalkıp gidiyorsun uyduruk bir öğrenci bir şeyler geveliyor. [daha sonra gönderdiği bölümü ameliyatımı yapan prof. ile paylaştım seni sakat bırakırlarmış gitseymişsin dedi].

    doğru düzgün deyin öğrencilere muayene olcaksınız diye insanlara niye kıvırtıyorsunuz.

    kimse düşmesin buraya.
  • romence "bitti", "tamam" anlamlarına gelen sözcük.
  • (bkz: gatf)
  • japonca'da bir hitap son eki. cogul anlam ifade eder. statu olarak uste veya ust gorulen topluluga hitapta tercih edilir, "tachi" son eki ile donusumlu kullanilabilir. (duzeltme: bugun sordum sorusturdum, tachi ayni sosyal statude olanlara hitap ederken. uste hitap ederken yine gata)

    ornek: sensei-gata
    meali: saygideger ogretmenler

    "sama" son eki ile biten kelimelerde de kullanilabiliyormus.

    ornek: okusama-gata
    meali: saygideger e$ler*
hesabın var mı? giriş yap