gazi yaşargil
-
can yucelin cok eski ve yakin bir arkadasi.
-
-
ece ayhanın anlattığına göre,ameliyat edeceği hastayı ameliyathaneye kucağında götürürmüş,onu hissedebilmek için.yaşı gereği hala yapabiliyormu bilinmez...
-
anevrizmaların kıskaçlanması konusunda geliştirdiği tekniklerle adından söz ettiren bilim adamı.
-
tbmm 85. yil milli egemenlik onur ödülünü almis kisidir ayrica.
-
adina küçükköy'de bir ilkögretim okulu yaptirilmi$tir..
-
gazi yaşargil ve en iyi arkadaşı can yücel yurtdışında tıp eğitimi almak için para biriktirirler. ancak, zamanın milli eğitim bakanı hasan ali yücel, oğluna torpil yaptığı düşünülmesin diye sadece gazi yaşargil'i almanya'ya tıp eğitimi alması için gönderir. gazi yaşargil çok ünlü bir beyin cerrahı, can yücel ise ülkesinde kalarak bir edebiyat adamı olur.
bu ünlü beyin cerrahı* ameliyatlarında kullanmak amacıyla yarattığı cihazlara otomatik leyla ekartörü, yaşargil anevrizma klipleri, ayşe bilmemnesi gibi isimler verir ve bu aletler dünya literatürüne bu isimlerle geçmiştir. -
iki liseli arkadaş, liseyi bitirdiklerinde yurt dışında
eğitimlerine
devam etmek üzere yıllardır harçlıklarını biriktirmişler. bu
birikimlerini yıllarca herşeyden mahrum kalarak, fedakarlıklar
göstererek yapmışlar.
liseyi beraber bitirdiklerinde milli eğitim bakanını ziyarete gidip,
yurtdışıunda okumaya gönderilmelerini talep etmişler..
ancak, bakan gençlerden birini dışarı çıkartmış ve içerdekine,
- seni gönderebilirim, ama arkadaşını gönderirsem dedikodu olur
'oğlunu gönderdi derler' onun için onu gönderemem der.
bu durum dışarıdaki öğrenciye de söylendiğinde, durumu algılamasının
ardından arkadaşına,
- madem öyle benim biriktirdiğim parayı da sen al, hiç olmazsa
biriktirme amacımı kısmen gerçekleştireyim, der ve yıllardır
fedakarlıklarla biriktirdiği tüm parayı arkadaşına verir.
evet, bu milli eğitim bakanı hasan ali yücel dir. dedikodu olmasın diye
göndermediği oğlu ise, bugünün ünlü şair can yücel dir.
bu gerçek hikaye henüz bitmedi.
arkadaşı, isviçre'ye gider ve burada tıp eğitimi alır. o kadar
başarılı olur, o kadar başarılı olur ki, dünyada o'nun adını duymayan bir
tıp adamı kalmamıştır. bu profesör türk olduğunu her fırsatta
haykırmış, kendi icat ettiği, tasarladığı ameliyat aletlerine; ayşe,
ceylan, leyla,, eşek semeri gibi türkçe isimler vermiş ve konusunda ki her
tıp adamı bu isimleri kullanmaya başlamıştır.
tahmin edeceğiniz üzere bu kişi türkiye de bir hastane açmak istemiş ama
türk bürokrasi duvarını aşamamış ve halen bunu
gerçekleştirememiştir. oysa isviçre; ülkede 60 yaşını aşan doktorlara
ameliyat izni verilmemesine karşılık iki sene üstüste yasalarını
değiştirerek ona bu hakkı tanımıştır.
evet arkadaşlar bu hikayeyi hiç unutmayacağım.
bu ünlü cerrah sonunda türkiye de tüm üniversitelerimizden takdir
edildi ve cumhuriyet tarihinde ilk kez, tbmm tarafından "onur
madalyası" aldı.
bu kişi; profesörlerin profesörü, profesör gazi yaşargil di.
hikaye hala bitmedi,
ünlü şairimiz can yücel'in oğlu, yeni can yücel doktor olarak mezun oldu
ve babası onu can arkadaşı gazi yaşargil'e gönderdi. o da onu beyin
cerrahı olarak yetiştiriyor. şu an doç. dr. yeni can yücel...... -
beypazarı'nın kayhan aşiretinden olan prof. dr. gazi yaşargil: "babamlar beypazarı'ndan sürekli bahsederlerdi. biz beypazarı'na ilk yerleşen kayhan aşiretine mensubuz. fatih sultan mehmet han'ın ısrarlarıyla atalarımız istanbul'a taşınmış. 1925 yılında kaymakam olan babamın görevi dolayısıyla bulunduğumuz, diyarbakır lice'de doğmuşum" diye kendi anlatımıyla, geçmişinden bahseder.
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap