• dersin ortasında elinde bir baskülle 8 yaşındaki bir çocuğun derse girip hocam tartiyim mi dediği tek üniversite.
  • ekşi sözlük birbokbilmeyenler timinin saldırısına uğrayan güzel üniversite.

    anasayfasında 'konferans salonunda kameramızı koyacak yer bulamıyoruz..' gibi bir cümlesi olan video yayınlanmış üniversitedir.

    gerizekalıların iddia ettiği gibi yayınlanan video üniversitenin herhangi kötü bir yanı olduğunu değil, bir eksikliğinin anasayfada sansüre uğramadan dile getirilebildiğini gösterir.
    keşke memlekette diğer üniversitelerde böyle olabilse, eksiklikleri halı altına süpürmek yerine dile getirebilse.

    ama doğru odtü über, itü süper, boğaziçi efsane, ytü harika üniversiteler değil mi? değil aslında sadece eksikliklerini gizlemeyi çok güzel biliyorlar.
    hiçbirinin bir tarafı internet sitelerinden gaziantep üniversitesinin yayınladığına benzer bir video yayınlamaya yetmez.

    troller için edit: işbu yazı gaziantep üniversitesi öğrencisi olmayan bir kişi tarafından yazılmıştır.
  • sayfa sayfa intihal yaptığı kayıtlı belgeli rektörlerine (!) hırsız dediğim için hakkımda kurumsal olarak suç duyurusunda bulunan dingo eğitim (!) kurumu.

    şimdi siz kendinize üniversite diyorsunuz ama benim yüksek lisansımı yaptığım almanya'da değil rektör (bakın tekrar söylüyorum: rektör) lisans birinci sınıf öğrencisi tek sayfa intihal yapsa okuldan atılır. siz maşallah 272 sayfalık eserde(!) 70 sayfayı harf bile değiştirmeden araklayan adamı rektör yapmışsınız ve bu suçu hatırlatana da dava açıyorsunuz öyle mi?

    siz kimsiniz lan? =) bundan mı korkacağım? ayyyyy öldüm korkudan koskoca ivy-leauge antep üniversitesi delilli ispatlı intihalci rektörünü korumak için bana dava açmış... hakkımda yakalama kararı çıkarmış ah bittim, öldüm ya ben...

    kurumsal olarak soruyorum cidden kendinize "üniversite" derken utanmıyor musunuz? hem kassel'de hem berlin'de okudum, bu iki okuldaki tuvalette sizin tüm varoluşunuzdan daha fazla akademik bilgi ve değer var.

    neden?

    çünkü en başta rektörünüz bariz ve aleni bir intihalci.

    bu rezilliğiniz burada kalsın. 10 15 sene sonra "şöyle köklüyüz böyle akademiğiz" falan derken biri götüyle gülüp suratınıza çarpar.

    üniversiteymiş haha, utanmıyolar da tiplere bak, okula bak, ülkeye bak...

    not: buna da dava açın. bigün adalet yeniden tesis edilir o metni yazdıran intihalci tipi, onun özel kalemini, hukuk işlerini vs.'yi geçtim imzaya götüren sekretere bile mahkeme salonunda "adamın intihalinin okulunuzla, kamu göreviyle ne ilgisi var" diye sorulur elbet. söylediğim gibi korkmuyorum, elinizden geleni ardınıza komayın. canım isterse türkiye'ye döner mahkemede de aynısını söyler cezamı çekerim. rektörünüzün bilinen en az bir mega intihal hadisesi var ve bunu dava açmakla vırtla zırtla tarihten silemezsiniz.

    hadi kolay gelsin atomu parçalarken dikkat edin. üniversitesiniz ya hıa
  • fen-edebiyat fakültesi felsefe bölümü için yapılan araştırma görevlisi alım sınavında artık maalesef alıştığımız cinsten bir torpilin döndüğü üniversitedir. bilindiği gibi, bu tür kadrolar için öncelikle ilan açılır ve puanlarına göre ilk 10'a giren kişiler sınava davet edilir.

    ilgili kadroya yapılan başvurularda, ilk 10 içerisinde 1. sıradaki baki karakaya'nın yerine, 6. sıradaki muhammed taha tunç atanmıştır. tüm puanları 1.'den düşük olan bu adaya, kadroya atanabilmesi için gerekli olan 85 puan verilirken, diğer adaylara verilen en yüksek not 39'dur. 1.'ye ise yalnızca 20 puan verilmiş ve saf dışı bırakılmıştır.

    ilk sıralama: görsel
    sonuç sıralaması: görsel

    bu tür olaylar artık ne sepetteki çürük elma ne de düzeltilmesi gereken bir hata. akademide yerleşip kök salan bu adam kayırmacı zihniyet artık yalnızca üniversitelerimizi değil, ülkemizin geleceğini de tehdit ediyor. türkiye'nin her yerinden, para bulup buluşturarak, büyük umutlarla bu sınavlara gelen genç, eğitimli ve yetenekli değerlerimiz küstürülüyor. sonra beyin göçünün artmasından, dünyada ilk 500'de neden hiç üniversitemiz olmamasından şikayet ediliyor. akademideki bu çağ dışı zihniyeti söküp atmadan, işi ehline teslim etmeden ve en önemlisi insanlar arasındaki adaleti sağlamadan bunlar nasıl mümkün olabilir? en kötüsü de şu, artık bu konuda her şeyin düzelmesini dilemek bile gelmiyor insanın içinden.

    sadece iş ahlakından değil, eğitim ve insanlık ahlakından da yoksun olan bu kişilerin, yedikleri hakların hesabını nasıl verecekleri merak ediliyor yalnızca. ki burası felsefe bölümü, adalet konusunda terazisi şaşmaması gereken ilk bölüm olması ve herkese örnek teşkil etmesi gerekirken, yapılanlar kötü bir tiyatroyu andırıyor.

    bu olayda "emeği geçen" herkes ahlak felsefesi dersinden kalmış gibi görünüyor.
  • gaziantep üniversitesi'nin bir kaç özelliği:
    1- kız oranı nispeten azdır. özellikle mühendislik fakültelerinde kız başına yaklaşık 15 erkek düşmektedir. güzel olmayan tipler bile çok ilgi görür ve çoğunun götü havadadır.
    2- öğrencilerin çoğunluğu yereldir ve kenti yönlendiren bir gençlik yoktur. üniversite gençliği diye birşey "dışarıdan" gösteremezsiniz.
    3- mühendislik fakültesini bitirmek çok zordur. 4 senede bitirenleri alnında öpülür. ben de bu arkadaşlarla tanışmak isterim.
    4- inanılmaz geniş bir kampüs alanı vardır ama kullanılan alan çok ufaktır.
    5- dışarıdan gelen öğrenciler özel bir rejim uygulamıyorsa 2-3 sene sonunda ekstradan 10-15 kilo ile memleketlerine dönmelerine ve ailelerin "üniversite sana yaramamış" denmesi yol açar. (bkz: ciğer kebabı) (bkz: antep lahmacunu) (bkz: yuvarlama)
  • aklınızda buraya gelmek, burada öğrenim görmek gibi çılgınca bir fikir varsa size oldukça dostane tavsiyelerim olacak.

    1. seçme şansınız varsa buraya gelmeyin
    2.seçme şansınız yoksa buraya sakın gelmeyin ( bu daha çok koyuyor adama çünkü)

    7 yıldır burada öğrenim gören yani artık fosillik mertebesinden ham petrole doğru giden bir öğrenci olarak burada geçirdiğim her yıl ziyadesiyle sıkıcıydı. lakin sorun sadece bu değil. üniversite sadece geçme kalma ders zorluğu konusunda değil, sahip olduğu öğrenci işleri sistemiyle de sizi hayretler içinde bırakır.

    ortalamanın altında kaldığınız zaman önce sınamalı ve düzeltemediğiniz takdirde repeat durumuna düşersiniz. ki bu ortalama barajı 4 lük sistemde 1.75 e denk gelir. ok. buraya kadar sorun yok. işte hikayemiz buradan sonra başlar. repeat döneminde kıçınızı yırtarcasına çaba göstermeniz gerekirken sistem sizi daha da geriye çeker. mesela alabileceğiniz kredi miktarı bölüm fakülte ve döneminiz bazında dönemlik 3-6 kredi kadar azalır. sistem daha az ders almanı ister.yok öyle sürümden kazanıp ortalamanı yükseltmek falan...buraya kadar da hoşgörülebilir bu durum. hikaye tam da burada gelişmeye başlar. eğer ikiden fazla repeat olursanız akabindeki her yıl için sistem size tülü türlü pislikler hazırlar.

    söz gelimi 6 yıllık öğrenciliğim boyunca ders kodları 4 defa değişmiştir.neden değişir bu kodlar.yeni ders eklenir çıkarılır müfredat revize edilir.saygı duyuyorum.lakin aynı sistem değişen kodlu dersi yeni bir ders olarak hesaplar.bu muhteşem sistem eski kodlu ders ile yenisini denk tutacak kadar teknolojiden nasibini almamıştır. öğrenci işlerinde çok popüler olan bu transkript problemi denklik sorunsalı olarak bilinir. eğer repeat durumundaysanız bu problem sizin için bir kabus haline gelir. sözgelimi 1.80 olması gereken ortalamanız denklik sorunsalı nedeniyle 1.30 olarak görünmektedir...

    işin komik yanı ise bu problemi çözmek için öğ. işlerine gidersiniz ve zorlu yolculuk başlar. her bir dersin hangi derse denk düştüğünü tespit eder ve bunu danışmanınıza anlatır onun da onayını alırsınız, fakülte ve öğr işleri arasında mekik dokursunuz ve evet şaşırdınız biliyorum ama gerçek şu ki sistemin hatasını düzeltme işi size aittir. haddinizi bileceksiniz.olurda düzeltemezseniz kayıt yapamazsanız yada hatalı şekilde yaparsanız geçmiş olsun yapılabilecek bişey yoktur.uzatırsınız okulu...kendi adıma ben bu sorunu defalarca yaşadım ve iki gün önce danışmanımla transkriptimi incelerken geçen yıl sistemin nu hatası yüzünden kalmış göründüğüm aslında geçmiş olduğumu anladım.koskoca bir dönemim bu yüzden ziyan olmuş...

    yaz okuluna gidersiniz hiç gitmemiş görünürsünüz. siz eksik kredi alırken bir başkası piyango çıkmışçasına fazla kredi almıştır. bir dönem boyunca çalışıp harf düşürürsünüz ama aldığınız dersler görünmez...vs vs vs...

    eğer sorunsuz bir online kayıt yaptırıp herşeyin düzgün işlediğine şahit olursanız hemen soğukkanlılığı ni kenara bırakıp öğrenci işlerine gidip durumu öğrenin. kesin bir sorun vardır...
  • universite_fislenmis_kim_kime_asik_kim_kimin_elini_tuttu haberi ile dikkatimi çekmiş üniversite.

    haberi okuyunca arkadaşın yorumu: "şu fişleri bize de verseler de işin içinde aldatma var mı bilsek."
  • 2004-2009 yıllarımı geçirdiğim canım okulum. istanbul'dan yazıp gittiğm ilk dönemdeki iç kaosumu hiç unutamayacağım tüm sevdiklerimi 1.500 km arkada bırakıp yepyeni (başlangıçta pekte ısınamadığım) bir hayata başladığım; nasıl geçer ya 4 yıl diye düşündüğüm ama bitirmenin üzerinden 12 yıl geçen canım üniversitem. iyisi ile kötüsü ile o kadar çok anım var ki. iyi ki 2004'te tercih etmişim.

    şuan ki rektörünün eski makroekomi hocamızın olduğu ve yaz okulundan para kazanmak için açık açık öğrencileri dersten bıraktığı detayını da vereyim
  • herkesin kendi eşini öğretim görevlisi yaptığı üniversite. arkadaş nasıl bir döneme denk geldik. geçenlerde bir yazar türkiye'de hala iktidarda akp'nin olmasının sebebini ülkeye büyü yapılmasına bağlayan bir entry girmişti. ben inanmaya başlıyorum artık. bu ne arsızlık, bu ne boşvermişlik. bu ne açgözlülük. millete mi büyü yapıldı, bu insanlara mı bilmiyorum.

    *

    kaynak
  • hocaların gereksiz yere öğrencileri zorladığı üniversite.
hesabın var mı? giriş yap