• etrafı utanç duvarları ile çevrili bu şerit hakkında en çok konuşulan şeylerden biri de, haliyle, giriş ve çıkışların zorluğu, hatta imkansıza yakınlığı. gazze dünyaya üç ayrı kapıdan açılıyor. bunlardan ikisi israil,diğeri de mısır sınırında.

    gazze’nin israil sınırındaki iki kapısından da özel bir askeri ofis sorumlu: "the coordination and liaison administration of the gaza strip", yani "gazze şeridi koordinasyon ve idare yönetim ofisi". the c.l.a. olarak da bilinen bu ofisin "uluslar arası organizayonlar ve dış ilişkiler" bölümüne gazze’ye giriş yapmadan yedi iş günü önce başvurunuzu yaparsanız, ve israil tarafından tanınan bir ülke (dernek/örgüt vs) iseniz (yani cogat isimli güvenlik birimi sizin temiz olduğunuzu söylerse), giriş ve çıkış işlemlerinizi ya da malzeme ve araç giriş-çıkış işlemlerini sorunsuz gerçekleştirebilirsiniz. (ilgilisine not: bu koordinasyon ofisinden bir albay sorumlu ama işleri bitiren kibar bir teğmen kız var. onunla temasa geçin, işleriniz daha sorunsuz yürür.)

    israil’den gazze’ye ya da gazze’den israile geçişlerde doksan bin şekel para sınırı var. daha üst meblayı deklare etmek zorundasınız. özellikle diplomatik ayrıcalığı olan bazı büyük uluslar arası dernek mensuplarının son zamanlarda gazze’yi para kazanma amacı olarak görmesi nedeni ile israil dışişleri bakanlığı sert bir yazı yazarak tüm ülke temsilciliklerini uyarmıştı geçen günlerde. gazze’de 1 dolar 4 şekel iken, israil’de bir dolar 3,75 şekel. gazze’ye bol miktarda dolar ile girip şekeli yüksek kur ile dolara çeviren ve israil’e kolayca geçip şekeli düşük kur ile tekrar dolara çeviren ve bu sayede dolar zengini olan "yardım örgütü mensubu" ya da diplomatlar var. ne acıdır ki, dünyanın her şehrinde görebileceğiniz büyük logolu beyaz cipli adamlar, gazze’deki dramı para aklamak için kullanıyor.

    neyse, israil sınırındaki iki kapıdan ilki gazze’nin kuzey ucunda yer alan ve "erez crossing" olarak bilinen erez kapısı. bu kapıdan sadece personel girişi yapılabiliyor. gıda, ilaç, tıbbi malzeme vb yardımlar bu kapıdan giremiyor. yaya olarak geçilen bu checkpointten araç ile sadece birleşmiş milletler ya da icrc (kızılhaç) logolu araçlar ve diplomatik araçlar girebiliyor. işin ilginç yanı, bu kapıdan diplomatik araçların girişinde, giriş yapacak ülke(dernek/örgüt vs)nin diplomatik tercihleri de önemli. örneğin türkiye’nin israil neznindeki temsilci olan tel aviv büyükelçiliği’ne ait bir araç bu kapıdan gazze’ye girse bile içeride (hamas tarafında) tatsızlık yaşayabilecekken, doğu kudüs’te yer alan ve "filistin büyükelçiliği" olarak bilinen kudüs başkonsolosluğu içeride rahatlıkla dolaşabilir ki bu da israil ile olan dengelere zarar verebilir. tabi biz bu konulara fazla bulaşmadan geçelim. erez kapı, israil’in güvenlik paronayasının eşsiz teknolojik mahsulleri ile süslü. kimyasal, radyoaktif, termal vb bilimum aramadan geçip önce 800 metrelik bir tüneli yürüyor, ardından el fetih kontrol noktasından geçiyorsunuz. el fetih, idf askerleri ile telsizle temasa geçip sizin hakkınızda kısa bir bilgi aldıktan sonra geçmenize izin veriyor. el fetih kontrol noktasından bir 200-300 metre sonra da hamsa-hamsa denilen check-pointte hamas kontrolünden geçiyorsunuz ve daha sonra gazze’ye giriyorsunuz. bütün bu işlemler ortalama yarım saatte bitiyor. (not: erez’den ayrıca filistinliler de girip çıkabiliyor. onların ayrı bir prosedürü var)

    israil ile gazze arasındaki ikinci kapı ise "kerem shalom". kerem shalom ise yardım malzemelerinin girişi için kullanılıyor. eğer israil’e tır içinde yardım malzemesi göndermeyecekseniz bu kapı ile işiniz olmaz. işbu sebeple kerem shalom hakkında yazacaklarımı kısa kestim.

    gazze’nin son penceresi ise mısır ile arasındaki "rafah" kapısı ki refah özellikle viva palestina konvoyu’nun gazze’ye giremeyişi ile gündemde epey yer etmişti, hatırlarsınız. tamamen politik nedenlerden ötürü refah kapısından normal şartlarda hasta ya da öğrenci filistinliler dışında giriş çıkış yapılmasına pek izin verilmiyor. bir türlü el fetih ile ortak seçime girmeyen ve israil’e yönelik saldırılarını azaltmadığı için kendi sivil halkının da zarar görmesine yol açan hamas’a baskı yapmak için, refah kapısı yeri gelince hastalara bile kapatılıyor. zaten hamas’ın sosyal hayata yönelik "şeriat" eksenli baskısından bıkan gazze halkı ise mısır'ın bu politikasının da ardından hamas’a karşı tavır almış durumda, bu gerçekler haberlere pek yansımasa da...
  • ırak'ta kafa kesip artislik yapan, post-modern zamanların halifeliğini üstlendiğini söyleyen delikanlılar nerede dedirten olaylara sahne olan bölge.
    endülüs'ü kurtaracaktınız ya güya, boş verin endülüs'ü şimdi. az ilerinizde hem soydaşınız, hem dindaşınız, hem de mezhepdaşınızın üzerine bombalar yağdırılıyor. gösterin bakalım delikanlılığınızı.

    kolpacı yabaniler sizi...
  • "...isimsiz ölüp gitmeden once kendi gözümüzde öldük, geri dönmeyeceğiz. auschwitz de bir insanın başka bir insana yapabildiklerini kara haber gibi dunyaya anlatabilecek hiç kimse çıkmayacak burdan"

    primo levi (italyan yahudi kimyacı)

    yukardaki auschwitz yerine gazze yi koyup, altına da ömer tahravvi (filistin kızılayı memuru) yazarsak heralde günümüz için pek yabancı gelmez.

    bide "almanya'nın geleceği, yarınlarımız doğudadır, bu halkın gözü, tehlike ve zafer oradadır" diye başlayan nazi marşı nın basındaki almanya'nın yerine israil'i koyalım. sonra da boyle dunyanın ta amına koyalım. hade bakalım...
  • çocuklar ölürken tatildeydim ben. havai fişek gösterisi vardı bir gün. 4 yaşındaki yeğenim o havai fişeklerin patlama sesini duyunca, gidelim diye ağlamaya başladı. babası kucağına aldı, sessiz bir yere götürürken, yeğenim ellerini uzattı "siz de gelin, patlamasın bombalar" diye ağlayarak bağırdı. o surat ifadesiyle, gazze'deki çocuklar geldi aklıma. havai fişek patlarken korkudan ağlayan 4 yaşındaki yeğenim, o sıralarda bomba sesleri yüzünden korkularından kekeme olan, altlarına işeyen çocukları hatırlattı bana. çok acımasız bu dünya!
  • tarihi milattan önce 3000'li yıllara kadar gider mısırlılar ve öncesi... muhtemelen "güçlü", "hazine", "seçilmiş yer" gibi bir manası var.

    hep kervan yolları üzerinde oldu. bu yüzden, islam peygamberinin büyük büyükbabası haşim de burada gömülüdür.

    büyük iskender çok zorlu ve kanlı bir kuşatmadan sonra, kendisi de yaralanarak şehri ele geçirmiştir (m.ö. 332). şehir defalarca el değiştirmiştir.

    romalılar zamanında, 500 üyeli bir senato gazze'yi yönetiyordu ve sokaklarda filistinliler, yunanlılar, romalılar, kenanlılar, fenikeliler, yahudiler, mısırlılar, persler ve bedeviler beraber yaşıyorlardı. (m.ö. 60'lar)

    bizans imparatoru konstantin zengin yerli tacirleri kaçırmak istemediğinden, hristiyanlığın en son girdiği filistin kıyı şehridir.

    bizans zamanlarında gazze iskenderiye'ye rakip olacak kadar güzel, zengin, bilim ve sanat dolu bir şehirdi. ünlü gazze şarapları ispanya'ya, fransa'ya kadar yayılmıştı.

    islamiyet öncesinde sayısız arap tacirlerin uğrak yeriydi: haşim, hazreti ömer, ve yirmili yaşlarda genç bir tacir: abdullah oğlu muhammed. 30 yıl kadar sonra amr ibn as kumandanlığında islam ordusu şehri ele geçirdi (634).

    çok eski tarihinden beri ticari rotaların kesişiminde yaşamaya ve sürekli elden ele geçmeye devam etti: mısır, suriye, bizans... ilk haçlılara kadar (1100).

    selahaddin eyyubi önce çevresini (1170), 15 yıl sonra da şehri feth etti. ama 4 yıl sonra anlaşmayla aslan yürekli rişar'a bıraktı.

    anlaşmaya göre haçlılar şehrin kalesinin yıkılmasını kabul ettiler. yıkılan kalenin yeri, roma kütüphanesi, stadyum, ve daha pek çok eserin nerede olduğu bilinmiyor.

    sonra tekrar memluklar, suriyeliler, moğollar... 1348 yılında veba şehrin neredeyse yarısını yok etti. gazze'deki en eski binalar memluklar'dan kalmadır.

    osmanlılar 1516'da şehri memluklar'dan aldı. 1799'da napolyon şehre girdi. sonrası ise kavalalı mehmet ali paşa, ingiliz filistin mandası, ve karışık modern zamanlar... kaynak

    bugünlerde tasavvur etmek neredeyse imkansız belki ama; allah orada yaşamak zorunda olanlara güç ve sabırlar ve tüm geniş bölge halklarına -dinleri, dilleri, gelenekleri ne olursa olsun- barış, esenlik, komşuluk, ve kardeşlik duyguları içinde yaşayabilecekleri bir gelecek nasip etsin.
  • #158014092

    böyle numaraları dinci yahudilerden öğrenmişlerdir.

    israil gazze'deki yahudi yerleşimleri boşaltacağı zaman tüm dünya basını ordaydı. yahudi yerleşimciler, kendilerini yerlere atıp feryat figan ağlıyordu "evim gitti, evim gitti"

    her kameranın önünde feryat figan dövünen bir adam. reuters ise meydanı geniş açı ile çekiyordu. adam yolda yürüyor, boşta bir kamera görüyor, atıyor kendini yere, başlıyor dövünmeye.

    arkadaş, gazze'ye bildiğin kamyonla ağlamalık adam yığmışlardı.

    tabi hiç biri kabataş gelinin kafasına ulaşamıyor, o ayrı!
  • herkes ölünce ne olacak acaba; kaç kişi kaldı yaşayan! o küçük çocukların kopmuş bedenleri hiç mi dokunmaz bu insanlara! onlar cennetin en güzel yerine; zalimler zulmedenler cehennemin en dibine! amin.
  • aranızda hala uyumamış olan varsa, tek tavsiyem girip, şu iki adresi ve sesi açmanız, sesle eşzamanlı olarak video stream'i de izlemeniz.

    http://www.ustream.tv/…el/operation-pillar-of-cloud (sadece ses var şu anda, reklamın geçmesini bekleyin)
    video stream: http://rt.com/on-air/israel-gaza-live/ (sadece video var)

    kafanızın üstünde uçan drone sesleri, çığlıklar, bağrışmalar, ezan sesi, sürekli düşen bombalar, köpek ulumaları ve havlamaları, ben sıcak yatağımda canlı yayında izlerken bile kafayı yiyecek gibi oluyorum. tanrı yardımcıları olsun.

    düzenleme: elektrik ve internet kesintisinden dolayı yayınlar gitmiş sanırım.
  • evde oturup beklenen şeyin ölüm olduğu şehir.
    yıllar önce "deprem savaştan beter" diyen siyasetçimizi hatırlıyorum hep. çok feci yanılmış ama hepsinden beter olan seyirci kalıp da "başka mazlum kentlere aynı duygusallığı göstermeyenler"i kınarken kendi insanlığını hiçbir şekilde gösteremeyenler.
    inandığım ve zerre şüphe etmeden beklediğim bir şey var:

    "dünya küfürden durmaz, zulümden durur."

    hala durmayıp dönüyor ya şu fani dediğimiz yuvarlak, elbet insan'dan beklediği bir şeyler var...
  • 1. "sixty per cent of today's casualties are women and children, according to aja's correspondent, reporting from inside shifa hospital, gaza."

    "bugunku yaralilarin %60 i kadin ve cocuk, aja muhabiri shifa hastahanenesinden bildirdi."

    2. "barack obama, us president-elect, says he is concerned about gaza, but will not interfere as "we can't have two voices" coming out of us."

    "mustakbel abd baskani barack obama gazze konusuyla ilgilendigini ancak abd'den "2 farkli ses" cikmamasi gerektigi icin karismayacagini soyledi."

    3. "diplomatic sources have told al jazeera's ghida fahkry there is no chance of a vote being held on gaza at the united nations on tuesday."

    "diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye gore sali gunu yapilacak birlesmis milletler toplantisinda gazze hakkinda oylama yapilma ihtimali yok."

    (bkz: medeniyet) ya da siktir edin bakmayin.
hesabın var mı? giriş yap