• uykunun karanlığında kaybolurlar.
  • şahsen çok eğlendiğim kararlardır, hiçbirine uymayacağımı bilirim çünkü ama bir an için güzel gelir düşünmesi. "bir daha asla içmeyeceğim", "yarın sabah erken kalkıp koşacağım", "bu gece çalışmadım ama yarın tüm gün ders çalışacağım" gibi kararlar aldım mesela bu gece. her şey kısmet tabi.

    bir de böyle de bir tez var
    (bkz: nothing good happens after two a.m.)

    editle gelen taze karar: "bir daha nba maçlarına kupon yapmayacağım"
  • boşanma kararı.
    geri dönüşü yoktur. bitmiştir.
  • uyanmak istediğin sabahlarda hayata geçirmek niyetiyle aldığın kararlardır. karamsar olmayayım olmayayım, diyorum ama, ben şahsen kendim henüz uyanamadım öyle bir sabaha.
  • sabah gozler acildiktan sonraki ilk uzun osurukla birlikte bunyeyi terkeden kararlardir. hepimiz biraz bosver yea sktir et insani degil miyiz sonucta ?
  • benim gibi günün bu saatlerini normal şartlarda rem uykusunda geçiren birini ayağa kaldıran kararlardır.
    tek bir karar gibi gözükebilir bazen... aslında çok karmaşıktır.
    mesela ben hayatımdaki insanları barış bıçakçı sevenler ve sevmeyenler olarak ayırmaya ve sevmeyenlere "bizimle deyılsın" demeye karar verdim bu gece.
    çok basit gibi gözüküyor.
    ama değil.

    1- aklıma önce barış bıçakçı'yı sevmediği halde severmiş gibi yapacaklar geliyor.
    bunlardan bir kısmı sırf ben üzülmeyeyim diye, hayatımdan çıkmak istemediği için yapacaktır bunu. işte bu insanları kaybetmek istemiyorum. hatta hep onlar olsun hayatımda istiyorum.

    bu gruba giren diğer insanlar, benim bu zaafımı kullanmak için, barış bıçakçı'yı severmiş gibi yapacaklar. bir kısmının rol yaptığını anlayacağım, bir kısmını anlayamayacağım. "bak ne kadar benziyoruz" diyecekler... en iyi arkadaşımmış gibi, hayatımın aşkıymış gibi yapacaklar belki...
    sonra kendi taleplerini, arzularını, pis emellerini dayatacaklar. "ama ben senin için barış bıçakçı'yı bile sevmiştim. daha ne istiyorsun!" diyecekler... işte bu insanları hayatımda hiç istemiyorum ama senelerimi alanlar hep bunlar.

    2- sırf ben sevdiğim için barış bıçakçı'yı sevmeyecekler var bir de....
    bunların bir kısmı da benim saplantılarımdan kurtulmam, daha geniş düşünmem için yapacaklar bunu. hayatını "sinek ilaçlaması, toplu konut evleri, suların kesilmesi, çatının akması" gibi ankara'ya özgü bir dolu gereksiz ayrıntıyı okumak yerine, rengarenk geçirmem gerektiğini söyleyecekler. gözümü açmamı, göğe bakmamı sağlayacaklar belki de.
    eğer başlangıçtaki basit ayrımı dikkate alırsam, bu insanları da hayatımdan çıkarmam gerekecek.
    realist ve ütopik yanım hep yarım kalacak.

    bu gruba giren diğer insanlarsa sırf ben sevdiğim için, beni gıcık etmiş olmak için, beni üzmek için, ukala oldukları için eleştirecekler barış bıçakçı'yı... üstelik benim bu zıtlaşmadan memnun olacağımı sanacak budalalar... ve nedense bu tür insanlar da çok fazla zaman ve yer kaplıyor ömrümde.

    3- barış bıçakçı'yı okumayan ve okuyacak zamanı olmayanlar.
    bir kısmı gerçekten istese de benim hatırım için bile barış bıçakçı'yı okuyamayacak durumda.
    bir kısmı ise barış bıçakçı okuyacak zamanı yaratmamak için türlü bahaneler üretenler... bunları nasıl ayıracağım mesela?

    4- "hay sana da barış bıçakçı'na da" diyenler...
    kalender olan, yüzümü güldürenleri var bunların. çok tatlılar. onlar kalsın isterim.
    bir kısmı ise dünyevi ihtiyaçları fazlaca önemsediği için bu gamsız kılıfı uyduracak olanlar.
    onları ayırmak da zor.

    5- bir de barış bıçakçı mevzusu var... mevzumuz zaten o muydu? hayır değil. demek istediğim barış bıçakçı kendisini seviyor mudur mesela? ya zannettiğim gibi sevmiyorsa...

    çok karışıktır gece alınan kararlar...
    çok karışıktır gece...
    çok karışıktır...
    çok!
  • kendim için 5 yıllık kalkınma planı hazırladığım kararlar.
hesabın var mı? giriş yap